1. Bölüm

Yanlış Öküz

ayoruse
ayoruse

Bu okula başlayalı üç yıl olduğu halde dönemin ilk günü, sanki üniversiteye yeni başlamış birinci sınıf bir öğrenci gibi heyecanla okula geldim. Gerçi bu heyecan, akademik bir heves değil; daha çok, ilk dersin başlamasına beş dakika kala hala otobüsün ilerlemesin bekleyişimden kaynaklanıyordu. Otobüsten indiğim gibi koşa koşa kampüse girdim. Çok şükür artık sınıfların yerini bildiğim için sınıf arama telaşına girmeden sınıfıma girdim. Sınıfa girdiğimde profesör daha başlamamış olacak ki kimse geç kaldığımı fark etmedi. Gördüğüm ilk boş yere geçip oturdum. Yanına oturduğum kişinin bana baktığını hissettim. Herhalde arkadaşı için yer tutmuştu. Dönüp kusura bakma diyemeden sözümü kesti.

-Kalk ordan.

Ne? Öküz bile daha kibardır. Sırf emir verir gibi konuştuğu için kalkmayacağım. Hatta dönem boyu burada oturacağım.

-Kalksana kızım duymuyor musun? Aloo

Olduğum yerde kahkaha atacaktım. Duymazlıktan gelmeye devam edicem. Beni kaldırıp atacak hali yok herhalde. Tam o anda profesörün ‘’Emircan Bey gelmeyi düşünüyor musunuz? Sizi bekliyorum.’’ dediğini duydum. Yanımdaki öküz ayağa kalkıp beni ittirip geçti. Yere düştüm ama dönüp bakmadı. Hızlıca ayağa kalkıp kendimi düzeltirken profesör bu sefer beni çağırdı. ‘’Kumral kızım sen de gel. Sınıf temsilciliğin hala devam ediyor değil mi?’’ derken bir an sınıf temsilcisi olduğum aklıma geldi. Hızlı adımlarla amfiden inip yanlarına gittim.

-Kumral kızım, Emircan bey okulumuza yeni geldi. Kendisi araştırma görevlisi.

Tüm sesler kesildi. Kulağımda sadece ‘kendisi araştırma görevlisi’ cümlesi yankılandı. Öküz araştırma görevlisiymiş ve az önce dalga geçer gibi duymazlıktan geldim. Üstüne üstlük bir de danışman hocamızmış. Ben de an itibariyle sınıf temsilciğini bırakıyorum. Kovulmadan önce istifa etmeye çalışan sorunlu çalışan gibi;

-Hocam ben temsilciliği bırakıyorum. An itibari ile karar verdim. Beni vazgeçirmeye çalışmayın. Hem Cenan yapmayı çok istiyordu. O yapsın artık.

-Kumral sus artık. Üç sene boyunca düzgünce yaptın, şimdi bir de yeni temsilci mi arayalım?

-Hocam Cena-

-Kumral devam ediyorsun. Önerdiğin kişiye bak orda uyuyor.

Kafamı kaldırıp sevgilime baktım. En öne oturduğu halde uyuyor.. İstifa edemedim. Tıpış tıpış görevime devam ediyorum. Ders bittiğinde odasına gelmemi istedi bir de. Rezil olduğum yetmemiş bir de azarlamak istiyor herhalde. Dersin geri kalanını düştüğüm sırada oturarak dinlemeye devam ettim. Sevgilim bana yer bile tutma zahmetine girmemiş. Belliydi sabah aradığımda açmayışından. Dersi de düzgünce dinleyemedim, artık dinleyen birinden zorla anlatmasını isteyeceğim. Saatler sonra çok şükür ders bittiğinde öğle arasında yemek yiyebilmek için sevgilimi uyandırdım.

-Kumral ne var yine?

-Öğlen oldu yemek yemeyecek miyiz?

-Ben yemeyeceğim sevgilim, sen gidip yiyebilirsin. Yapışık ikiz değiliz. Biraz tek takılalım.

Cenan’ın tavsiyesiyle tek başıma yemek yemeye gittim. Bu okulun yemekhanesini çok seviyorum. Bir kere de kötü yemek çıktığını görmedim. Kartımı bastıktan sonra sıraya girdim. Yemekhanedeki ablalarla da çok yakınımdır. Birinin çocuğuna ders bile çalıştırdım. Tam onlarla sohbete girmek üzereyken;

-Emircan yavrum hoş geldin. Yollarını gözledik. Bir an bize verdiğin sözleri tutmayacaksın sandım. Çekil kız, yavrum gelmiş beklemesin.

Yine bir öküz tarafından itildim. Kenara geçmeme bile fırsat vermeden itip geçti. Hayır, öğretim görevlisinin öğrenci yemekhanesinde ne işi var? Ayrıca benim ablalarımın ne zaman yavrusu oldu? Bir de nasıl samimiler sanırsın annesi. İtilip kakıldığım halde yemeğimi almayı başardım ve boş masa da buldum. Şansımın tamamını boş masa bularak bitirdim. Masaya geçip yemeğimi yerken karşıma biri oturdu. Yemekhanede yerler hemen dolmuş sanırım. ‘’Merhaba oturmamda sakıncası var mı?’’ dedikten sonra sohbet başlattı. Sohbeti sardığından merhaba deyip de geçiştirmedim. Biz sohbetten yemek yemeyi unutmuşken bir öküz masamıza buyur etti. Karşımdaki çocuğa bakıp;

-Kusura bakma Oğuz, sohbetinizi böldüm. Seni hiçbir yerde bulamayınca yemekhane de rahatsız etmek zorunda kaldım. Kalk gidelim.

Bu adam inatla benle uğraşıyor. Başka açıklaması yok.

-Kusura bakmayın ama Oğuz ile sohbet ediyorduk gördüyseniz. En azından benden de özür dileyemez misiniz? Hocam.

Oğuz da beni onaylayıp.

-Evet kanka. Şurada bir arkadaş edinmiştim gelip içine ettin. Yani hocam.

Oğuz beni onayladı mı yoksa dalga mı geçti anlayamadım. Ama bay öküzümüz beni duymazlıktan gelip konuşmasına devam etti.

-Oğuz 3 yıl boyunca hiç arkadaş edinemediysen şu saatten sonra da edinme kardeşim. Ben odama geçiyorum seni de acilinden bekliyorum.

Bir anda boş bulunup ‘’ Aa Oğuz sen de mi hiç arkadaş edinemedin?’’ dedim. Oğuz gülerek ‘’İkinci üniversitem olduğu için derslerime daha çok odaklandım, fakülte birincisi olmaya kararlıyım canım.’’ Benim ilk üniversitem ama ben de fakülte birincisi olmaya kararlıyım. Sanırım Oğuz benim arkadaşım olamayacak. Oğuz’un numarasını aldıktan sonra öküzün yanına gitmek için yanımdan ayrıldı. Ben de dersin başlayacağı sınıfa doğru giderken koridorda sevgilimi gördüm. Cenan diye seslenmek üzereyken bir kızla sarılırken gördüm. Boş verip sınıfa geçtim. Benden beş dakika sonra da Cenan geldi.

-Sevgilim kuzenim bu okulu kazanmış, onunla tanışmak ister misin?

-Ha yok gördüm canım yeterli. Hangi bölümü kazanmış?

-Diş hekimliği. Nerde gördün ya?

-Daha yeni sarılmıyor muydunuz sevgilim?

-Ha… Ha evet ya sarılıyorduk.

Bu çocuğun genleri çok iyi. Kız çok güzeldi. Bizim çocuklarımız da çok güzel olur bence. Ben kendi halimde düşüncelere dalmışken son ders de bitti. Çantamı yerleştirirken sevgilim çoktan hazırlanmış beni bekliyordu.

-Cenan benim danışman hocamızın yanına uğramam gerekiyor. Beni bekleyebilir misin?

- Olur sevgilim kapının yanındaki koltuklarda video izlerim.

Her ne kadar ayaklarım geri geri gidiyor olsa da odasını bulmuştuk. Ben tam içeri girecekken o kapıyı açtı.

-Hoş geldin gel içeri. Yanında ki de gelebilir.

En azından hoş geldin deme zahmetinde bulundu. Cenan da odaya geldi. Öküz bir anda bana telefonunu uzattı ve bir süre bakıştık.

-Telefonu alacak mısın yoksa bir süre daha bakışacak mıyız Kumral?

Telefonu elime aldım ve rehber kısmı açıktı.

-İlk derste de telefon numaramı alabilirdiniz, odanıza çağırmaya gerek yoktu.

-Beni duymazlıktan geldiğin için numaranı isteme fırsatı vermedin Kumral.

-Kibarca konuşsaydınız sizi ciddiye alıp dinleyebilirdim. Emir verir gibi konuştuğunuz için duymazlıktan geldim. Öğretim görevlisi olduğunuzu bilmiyordum. Özür dilerim davranışım hatalıydı.

- Affedildin. Bir daha bana karşı saygısızca davranışını görmek istemiyorum şimdi çıkabilirsin Kumral.

Teşekkür edip odadan çıkmaktan başka bir şey yapamadım. Onu insan yerine koyup özür diledim, ittiği için bile özür dileme zahmetine girmedi. Ben sinirli bir şekilde yürürken, sevgilim kolumdan çekti.

-Hayırdır Kumral?

-Ne oldu Cenan?

-Sen sana her numaranı sorana veriyor musun numaranı?

-Ben sınıf temsilcisiyim ya Cenan. Danışman hocamız olduğu için numaramı verdim. Sen uyurken sınıfa gelip kendini tanıttı.

-Danışman hocan olmasa da numaranı verecek gibiydin Kumral. Telefonu eline alır almaz hemen yazdın. Bir de seni arasın diye onun numarasını almadın. Salak değiliz gördük. Danışman hocan gece arar seni numaramı kaydet diye.

O an numaramı verip onun numarasını almadığımı fark ettim. Koşarak odasına geri gittim. Cenan arkamdan bakmıştı ama şu an umurumda değil. Kavga edecek halim yok. Odasına gittiğimde kapı kilitlenmişti. Belki odasındadır diye birkaç kere tıkladım ama geri dönüş alamadım. Kaşla göz arasında odayı kitlemiş ve gitmiş. Tam dönüp gidecekken dibimde belirdi. Boyunun uzun olduğunu fark etmemiştim ama yüzüne bakmak için kafamı kaldırmam gerekti.

-Bir şey mi oldu Kumral?

-Numaranızı almayı unutmuşum hocam. O yüzden geri döndüm.

Cebimden telefonumu çıkarıp ona uzattım.

-Sevgilini duvar kağıdın yapacak kadar seviyorsun sanırım.

-Duvar kağıdıma bakın diye telefonu vermedim hocam.

-O zaman telefonun kilidini açıp ver Kumral.

-Ha. Kusura bakmayın.

Telefonun kilidini açıp öyle verdim ve utançtan yerin dibine girecektim. Bir gün içinde ne kadar rezil olma hakkım varsa hepsini bu adama harcadım resmen. Telefonumu alıp otobüsün kaç dakikası olduğuna bakmak için uygulamayı açtım. Kahretsin otobüsü kaçırmışım. Diğer otobüsün bir saati vardı. Mecbur beklemek zorundaydım. Durağa gittim ve tek başıma kocaman durakta oturdum. Bir araba yanıma geldi ve dibimde durup camı açtı. Yine o.

-Bir şey mi oldu hocam?

-Hayır olmadı Kumral. Yurda mı gidiyorsun?

-Evet hocam.

-Atla bırakayım.

-Teşekkür ederim hocam gerek yok.

-Bir saat bekleyecek misin cidden?

-Beklerim hocam.

-Kumral atla bırakayım. Yurdun yanından geçeceğim zaten sana özel değil.

-Hangi yurtta kaldığımı nerden biliyorsunuz hocam?

-Ne, ne bileyim ben. Bu okuldaki herkes aynı yurtta kalmıyor mu?

-Aynen hocam. Teşekkür ederim siz gidebilirsiniz.

-Sen bilirsin Kumral.

Çantamdan kulaklığımı alıp, telefondan rasgele bir çalma listesi açtım. Dinlerken de bir saat çoktan geçmiş olacak ki otobüs geldi. Otobüse adımımı atar atmaz şoför amca ‘’ kumral sevgilin seni çok seviyor. Bir saat bekleme diye beni erken sefere çıkmaya ikna etti. Geç bakalım seni yurduna ulaştıralım.’’ Nasıl yani bir saat çoktan geçmedi mi? Oturup telefonu elime aldığımda sadece 10dk geçtiğini fark ettim. Şarkı dinlerken zaman hızlı geçiyor diye bir saatin çoktan geçtiğini düşünmüştüm. Cenan’a bak sen, kavga etsek bile beni düşünmüş. Yurda geçince arayıp özür dileyeyim. Yarım saat sonra yurda vardığımda kendimi odaya girer girmez, terliğimi giyip, yatağa attım. Çok yorucu bir gündü. Gerçekten yorulmuş olmalıyım ki uyandığımda saat çoktan 10’u geçmişti. Yemekhanenin kapanmasına bir saat kalmıştı. Kalkıp inmek yerine dolaptaki yemeği ısıtmak daha mantıklı geldi. Yurda gizli gizli soktuğumuz elektrikli ocağa yemeği koyup ısınmasını bekledim. O ısınırken de aklıma Cenan geldi. Arayıp hem teşekkür etmem hem de özür dilemem gerekiyor. Telefonu açmadı. Bir iki kere tekrar denedim ama sonuç alamadım. Büyük ihtimalle telefonu sessizdedir ve benim gibi yorgunluktan uyuya kalmıştır. Yarın okula gittiğim de konuşurum. Ben Cenan’a ulaşmaya çalışırken yemeğim çoktan ısınmıştı. Karşıma çıkan ilk videoyu açıp yemeğimi yedim. Bulaşıkları yıkamaya çok üşendim bu yüzden masamın kenarına koyup yattım. Yarınki alarmlarımı kapattım, yarın sabahki ders iptal olmuştu. Pijamamı giyip tekrar kendimi yatağa attım. Biraz telefonda oyalandıktan sonra uyuya kalmışım.

Bölüm : 02.04.2025 16:22 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
ayoruse / Satır Arası / Yanlış Öküz
ayoruse
Satır Arası

0 Okunma

0 Oy

0 Takip
1
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...