
EFNAN ATAMAN
Bazen öyle anlar yaşarız ki yaşadığımızı unutturur bize.Az önce yaşadığım an tam da böyle bir andı.O çocuk benden bahsediyordu. Cennetteki güzel gözlü kız bendim.İsmimin anlamı cennetteki güzel gözlü kızdı.Kargalar çetesinin hedefi de bendim.Onlardan korkmuyorduk ama intikam için yanıp tutuşuyorduk.Bizden Farah'ı alanlar şimdide beni mi hedef yapmışlardı öyleyse hedef nasıl olur göreceklerdi.Bu hayatta hiçbir zaman kendi hayatım için korkmadım ama sevdiklerim için öyle değildi onlar için yapacaklarımın,göze alacaklarımın haddi hesabı yoktu.Yanımdaki polisle beraber nezarethaneye giderken savcı da arkamızdan geliyordu.Nihayet nezarethaneye geldiğimizde bizimkiler beni görünce öyle bir oh çektiler ki herkes tuttuğu nefesi verince onların bu haline gülmeden edemedim tam ağzımı açacaktım ki Asil yine asilliğini yaptı;
Asil:Bekledik ama değdiiiiii.
Aylin:Hatırla ne günlerdiiiii.
Yaman:Sen tutunca ellerimi...
Levent:Kader bize boyun eğdiiii.
Kendimi tutamayıp kahkaha attığımda onların bu komik çıkışına bende aynı şarkının farklı bir kısmıyla karşılık verdim;
Efnan:Kimse vermedi bana bu değeriiii...
Şarkıya girdiğimde Meltem de elini omzuma atıp eliyle beni göstererek bana katıldı;
Meltem:Bilseler ah ne güzel yüreğiiii...
Efnan:Neden gelmedin hala evimin direğiiii...
Bunu söylememle Yaman'ın kafama silleyi çakması bir oldu ,tam bir abiydi.
Yaman:Abinin yanında öyle şeyler söylenir mi?
Efnan:Sen yokken söyleyebilir miyim yani?
Yaman:Kız sen ne ara bu kadar utanmaz oldun?
Yaman bunu söylerken burnumun ucunu sıka sıka beni sevmekle meşguldü.Bunu şaka ile söylediğini biliyordum.Biz yanyanayken iki dakika ciddi kalamıyorduk.
Efnan:Ne ara bu kadar utanmaz oldun ne ya? Ne kadar ayıp ben hep utanmaz bir insandım.
Yaman bu sefer kahkaha atarken beni kendine çekip öyle bir sarıldı ki kemiklerim kırıldı sandım.Diğerleri de gelip bana sarılınca az daha aralarında boğulacaktım.Beni bir türlü bırakmıyor ısrarla bana sarılmaya devam ediyorlardı.Onları çok seviyordum onlar benim herşeyimdi.Sarılmamız bittiğinde Aylin ve Meltem hala ellerimi tutuyorlardı ve Yaman'ın eli de omzumdaydı.Savaş ise saçımı sevmekle tabi buna sevmek denirse saçımı çekiştirmekle meşguldü.Herkes sakinleştiğinde hepimiz yere bağdaş kurarak oturduk.Bizim nerede olduğumuz önemli değildi biz beraber olduktan sonra her yerde mutlu olurduk.Yaman otururken bile elini omzundan çekmiyordu.Yaman bir anda aklına gelen şeyle bana dönünce ne soracağını tahmin etmek zor değildi.
Yaman:Nasıl aldılar seni içeri?
Efnan:şey...savcıya küfür ettim.
Yaman:Ne yaptın?
Efnan:Bunu yapmamı o istedi.
Yaman:Kim istedi?
Efnan:White day bey işte.
Hepimiz savcıya baktığımızda bizi eğlenceli bir film izler gibi izliyordu.Biz savcıya savcı bize bakarken Asil'in sesi yükseldi;
Asil:Yarın hatırlatın da şu ayakkabımı iade edeyim.
Asil bunu söylerken bize ayağındaki ayakkabılarını gösteriyordu.
Savcı:Giydiğin ayakkabıyı iade etmezler.
Levent:Savcım bizim hep ayakkabı aldığımız yerler var Allah sizi inandırsın ne zaman istersek iade ediyor.
Savcı:Hangi yerlermiş bunlar?
Efnan:Kapıda alarm sistemi olmayan yerler.
Savcı bize ne diyeceğini bilemez bir şekilde bakarken bu sefer Aylin'in sesi yükseldi;
Aylin:Aşkım bize haksızlık etme alarm olunca da hallediyorsun sen.
Aklıma yine bu kapı olayı gelince gerildim her ne kadar önemsemesem de şu an kargalar çetesinin hedefi bendim ve dikkatli olmam gerekiyordu.Ben hiçbir zaman yaşamayı seven biri olmasamda artık yalnız değildim ve kardeşlerime bir acı daha yaşatmaya hiç niyetim yoktu.Kapıya baktığımda savcının artık orda olmadığını gördüm .Ne ara gitti bu adam derken Yaman'ın sesi yükseldi;
Yaman:Neyin var senin?
Efnan:Güzelliğim var.
Aylin:Asilliği var.
Meltem:zekası var.
Yaman:Ya sabır.
Yaman'ın sabır çekmesiyle yine onu sinir etme kotamızı doldurduğumuzu anlayıp sustuk aslında susan diğerleriydi ben yanımdaki Yaman'a bakıp konuştum;
Efnan:Neyse seni daha fazla sinirlendirmemek için sana yaşlandığını söylemeyeceğim.
Efnan:arkadaşlar Yaman çok sinirli kimse ona artık yaşlı biri olduğunu ve herşeye sinirlendiğini söylemesin.
Yaman:Efnan!
Yaman'ın bağırması ile alınmış gibi dudağımı büzdüm;
Efnan:Sen artık hep bana bağırıyorsun, hep sinirleniyorsun.
Yaman şaşkınlıkla yüzüme baktı.Tam ona niye öyle baktığını soracaktım ki kendisi konuştu;
Yaman:Hayır hayır güzelim sinirlenmedim ben sana özür dilerim ben...
Yaman cümlesini bile tamamlayamdı.
onun korktuğu şey babamın bana hissettirdiği şeyleri bana hissettimekti.Babamdan korktuğum gibi bir gün ondan da korkarım diye ödü kopuyordu.
Yaman:Bir gün sana onu hatırlatırım diye...
Efnan:Yaman...Hayır hayır asla onu bana hatırlatmadın.Hiçbir zaman öyle bir şey olmadı.
Yaman'a baktığımda gözünden akan bir damla yaşı görmeye hazır değildim.Elimle gözünden akan bir damla yaşı sildiğimde bana öyle bir bakıyordu ki bakışları o kadar mahçuptu ki kendimi tutamayıp ona sımsıkı sarıldım.Benimde gözlerim istemsizce dolduğunda Yaman'ın yüzünü ellerimin arasına aldım.
Efnan:Sakın...Sakın bir daha kendini o adamla kıyaslama.Duydun mu beni?
Efnan:Sinirli olmadığını biliyorum sadece şaka yapmak istemiştim özür dilerim.
Yamanla birbirimize baktığımızda ikimizinde gözünden yaşlar geliyordu.Bu sefer Yaman yüzümü ellerinin arasına alıp gözyaşlarımı sildiğinde ikimizin de bakışları birbirimizin gözlerindeydi.
Yaman:Her zaman yanında olduğumu, seni herşeyden koruyacak bir abin olduğunu unutma olur mu?
Efnan:Unutmam.
Bu sefer Yaman beni kolunun altına alıp saçlarıma öpücük bıraktığında ikimiz de artık biraz daha iyiydik.
Bir neyin olduğunu unutmayacakmışsın?
Yaman bu seferde olayı kendi lehine çevirmeye çalışınca gülmeden edemedim.Benim ona "abi" dememi istiyordu.Bende inadına ona hiç abi dememiştim halbuki öz abim olsa bu kadar sevemezdim.
Efnan:Bir büyüğüm.
Yaman:Hangi derece büyüğün.
Efnan:Benden büyük.
Yaman:Yani neyin ?
Efnan:Yamanım.
Yaman: hiç soylemeyeceksin değil mi?
Bilmiyorum dercesine dudağımı büzdüğümde, Yaman çenemde makas almak istedi fakat parmakları çenemde öylece kaldı.Neden durduğunu tahmin etmek zor değildi.Çenemdeki derin yaraydı onu durduran.
Çenemde ki yarayı herkes gamze zannederdi.
Oysa gamze bir kemik eksikliğiydi.
Benim çenemde ki ise sevgi eksikliği .
Babamın bende açtığı yaralardan sadece birtanesiydi.
Bir tornavida ile yapmıştı onu.
İnsanların bir şeyleri tamir etmek için kullandığı tornavidayı babam bende bir yara daha açmak için kullanmıştı.
Aslında hedefinde gözlerim vardı. Nefret ettiği yeşil gözlerime vurmak istemişti fakat şanslıydım ki uzaktan attığı için çeneme gelmişti.
Yaman'ın elini yine yüzümde hissetmemle daldığım düşüncelerden uyandım.
Bizimkilere baktığımda hepsinin gözünün üzerimde olduğunu gördüm.çenemde ki yaranın gamze olmadığını çok iyi biliyorlardı onlardan sakladığım hiçbir şey yoktu.Yaşadığım,yaşamak zorunda kaldığım her şeyi biliyorlardı.Ne kadar üzüldüklerini görünce konuyu biraz dağıtmak istedim.
Efnan:Hadi ama bir star olduğumu ve herkesin gözünün benim üzerimde olduğunu biliyorum ama bana öyle bakmayı bırakın.
Bizimkiler buruk bir şekilde gülümserken bunu yapmayan tek kişi Yamandı.Yaman öyle bir iç çekti ki kederinde boğulabilirdim.Nihayet herkes sessizliğe gömüldüğünde sabahı beklemeye başladık.
SABAH
Sabah olunca nihayet ifadelerimizi alıp bizi serbest bırakmışlardı. Zaten biz kilide bakmak için gitmiştik ve hırsızlık yapmamıştık. Her ne kadar dışardan öyle gözüküyor olsada durum çok farklıydı.Ben zaten bilerek girmiştim ve sabah da savcı gelip şikayetini geri çekmişti.
Tam emniyetten çıkmak üzereyken savcının sesini duyduk ;
Savcı:Saatim kayboldu gören var mı?
Bunu ordaki polislere sormuştu.
Polis memuru:Görmedik savcım değerli birşey mi? baktıralım her yere.
Savcı:Hayır basit bir saat ama uzun yıllardır takıyordum.
Savcının gözü oradakilerin üzerinde geziniyordu ki gözleri bende durunca şaşkınlıkla ona baktım;
Efnan:Hiç bana bakmayın savcım ben sadece değerli şeyleri çalarım.
Savcı:Değerli şeyleri çaldığın doğru.
Efnan:Sizden bir şey çaldığımı hatırlamıyorum.
Savcı:Sen böyle her yaptığını unutacaksan işimiz var .
Efnan:Ne işi ya eve gidicem ben.
Bizimkiler yine gülerken savcı yüzüme bakıyordu.Bir anda o da kahkaha atınca ben onu bu denli güldürdüğüme şaşırdım.Kendini topladığında son kez yüzüme bakıp dışarı çıktı.
Bizde nihayet emniyetten ayrıldığımızda son derece yorgunduk ve bir o kadar da o lanet çeteye bilenmiştik.Madem bizim karşımıza çıkmaya cesaret etmişlerdi o halde bedelini ödeyeceklerdi.
AKGÜN MİRAN AGAHOĞLU
Günler sonra nihayet elime bir şey geçmişti. Bulduğum dedektif bana bir isim vermişti, bu bir kadın ismiydi. Bende hemen onunla görüşme ayarlamıştım.Bu kişi Efnan Ataman'ın eski komşusuydu ve öğrendiğime göre Efnan Ataman kaybolmadan kısa bir süre önce taşınmıştı.Efnan Ataman'a bu kadar yakın olan birini bulmayı beklemiyordum.Bu beni Efnan Ataman'a yaklaştırır diye düşünsem de aklıma gelenle yine sinirim bozuldu.Bu kadın Efnan Ataman kaybolmadan önce taşındıysa belki de bildiği hiçbir şey yoktu.İçimden bir ses bu dosya da beni çok şaşırtacak şeyler çıkacağını söylüyordu.En azından bunca zaman sonra elimde bir şey vardı.Aslında Leyla Yılmaz için de öyle düşünmüştüm fakat hiçbir ilerleme kaydetmemiştik.Leyla bildiği herşeyi anlatsa da hala Efnan Ataman'a dair bir iz yoktu.Onu nasıl ne halde bulacağıma dair hiçbir fikrim yoktu.Yaşıyor olmasını umuyordum elimden başka bir şey gelmiyordu. Bunu söylemek bana berbat hissetirse de durum böyleydi. Ben bugüne kadar çözemediği hiçbir dosya olmayan Akgün Miran Agahoğlu bu kızda öyle bir yerdeydim ki bazen kendimi suçluyordum yeterince çalışmıyor muyum diye.Belki de ben bu dosyayı çözecek kadar iyi bir savcı değildim ki zaten hiçbir zaman iyi bir savcı olduğumu düşünmemiştim.Fakat şimdi birini bulmuştuk ve o kişi belki de bize istediğimiz bilgileri verecekti.En azından başka birinden Ataman ailesini dinleyecektik.Belki de o ailenin geçmişi ile ilgili bize ip ucu verecekti. Aile ilişkileri hakkında illa bir şeyler biliyordur .Kaç yıllık komşularını biraz da olsa tanımıştır.Görüşmek için yarın olsa çok iyi olur derken kadının direk bugün görüşmek istemesine çok şaşırmıştım.Bu öyle bir dosyaydı ki sanki onları tanıyan herkes bugünün gelmesini,birilerinin Efnan Ataman'ı aramasını bekliyordu.İki saat sonra kadın görüşmek için gelecekti.Görüşme saatini beklerken zaman bir türlü geçmiyordu .Bluetooth kulaklıklarımı çıkarıp kulaklarıma yerleştirdim ve o şarkıyı açtım .Yıllar önce hayatımın kayıbını yaşarken bana eşlik eden şarkıyı.Bir kayıp dosyasını çözmeye çalışırken kendimi bir daha bulunmamak üzere kaybettiğim zaman çalan şarkıyı açtım.Ben artık her kayıp dosyasını bulan ama kendimi her geçen gün daha çok kaybeden bir adamdım. Yıllar önce kaybettiğim bir hayatın azabıyla her geçen gün daha çok boğuluyordum .Bulduğum her kayıpla içim biraz da olsa soğur sanarken her geçen gün daha çok yanıyordum.Ben Akgün Miran bazen emniyette bazen adliyede ruhu ise yıllardır bir mezarın içinde olan Akgün.Hayatı boyunca ölü bir ruhla dolaşacak olan Akgün.Yıllardır keşke o mezarın içinde ben olsaydım diye dua ettim.Ama onlar beni nasıl yok edeceklerini çok iyi biliyorlardı.İstediklerini elde ettiler ve beni öldürdüler .Eğer bugün o mezarlıkta yatan kişi Alya değil de ben olsaydım eminim ruhum daha çok yaşıyor olurdu.
2 SAAT SONRA
AKGÜN MİRAN AGAHOĞLU
Sonunda 2 Saat geçmiş ve beklediğim kişi gelmişti.Ataman ailesinin eski komşusu Dila Yıldız benimle görüşmek için gelmişti.Neden bilmiyorum ama ilk defa duyacaklarım beni korkutuyordu.Sanki o kadın bana hiç duymak istemeyeceğim şeyler söyleyecekti.Nihayet tüm bu düşüncelerden çıkıp görüşmek için Dila Yıldız'ın beklediği odaya girdim.
Savcı:Hoş geldiniz Dila Hanım.
Dila Yıldız:Hoş bulduk.
Savcı:Efnan Ataman'ın eski komşususunuz.
Dila Yıldız:Evet.
Savcı:Şimdi bize Efnan Ataman ile ilgili bildiğiniz her şeyi anlatmanızı istiyorum. Bakın bildiğiniz her şeye ihtiyacımız var.En ufak bir bilgi bile Efnan'ı bulmamıza yardım edebilir.Şu an söyleyeceğiniz her şey bizim için çok değerli. Unutmayın ki söz konusu küçücük bir kız çocuğu .Tam 5 Yıldır kayıp olan bir kız çocuğu.Belkide sizin verdiğiniz bilgiler bizi ona götürecek o yüzden sizden tek ricam bildiğiniz her şeyi en ince ayrıntısına kadar anlatmanız.
Dila Yıldız:Merak etmeyin zaten bunun için burdayım.
Savcı:Dinliyorum.
Dila Yıldız:Zehranın yani Efnan'ın Ataman'ın annesinin yakın arkadaşıydım.Biz çocukluğumuzdan beri arkadaştık. Aynı mahallede büyüdük ve aynı mahallede evlendik .Düğün zamanlarımız bile çok yakındı.Zehra benden bir hafta önce evlenmişti.Çok güzel bir kadındı Zehra. Onu gören bir daha dönüp bakardı.Yeşil gözleri görenin aklını başından alırdı. Bu yüzden onu isteyen bir sürü kişi vardı.Fakat babası onu isteyen en varlıklı kişiye yani Kemal'e verdi.Kemal aslında çok zengin değildi ama durumu iyiydi .Mahalledekilere göre zengin sayılırdı.Zehra'nın o zaman çok sevdiği biri vardı .Mahallenin en delikanlılarından olan Murat'ı seviyordu.Tabi Muratda onu seviyordu hemde deli gibi.Zehra'nın babası maddiyata düşkün bir adamdı .Kendi kızını para için hiç düşünmeden sattı.Zehrayı Kemale verdikleri haberi mahalleye yayıldığında Zehra evde bile değildi, bizdeydi.Evleneceği haberini bizimle beraber öğrendi .Haber geldiğinde o hiç konuşmadı. Sanki artık yanımda ki Zehra değilde bir ölüydü.Bir tepki vermesini bekledim fakat Zehra öylece kaldı.Zaten o hep böyleydi canı yandığında,üzüldüğünde sadece susardı.Ama bu çok büyük bir haberdi sonuçta hayatını değiştirecek bir kararı ona sormadan almışlardı.En azından buna bir şey söylemesini beklemiştik.Zehra bir süre dalıp gittikten sonra daldığı düşüncelerden çıkıp" eve gideceğim" dedi.O zamanlar dörtlü bir arkadaş grubumuz vardı.Onlarla Zehra kadar samimi değildim ama iyi kızlardı.O gün hepimiz Zehra'ya yardım etmek istedik.Ona kaçması için bile yardım edeceğimizi söyledik fakat Zehra buna yanaşmadı.Ailesini hiçbir zaman yok saymazdı ama ailesi için Zehra hiç var olmamıştı.Zehra tam eve gidecekken kapı çaldı gelen kişi Murattı.Murat haberi alır almaz işten gelmiş olmalı ki üstü başı toz toprak içindeydi.Murat'ın bir "Zehram "deyişi vardı ki hepimizin içini parçalamıştı.Canından öte sevdiğini başkasına vermişlerdi ama o hala "Zehram" diyordu.
YILLAR ÖNCE
Murat:Zehram...
"Ben birşey duydum".
"Ne duyduğum önemli değil".
"Senin ne dediğin önemli".
Murat:Evleniyorsun...
Zehra:Evleniyorum...
Murat:Başkasıyla...
Zehra:Başkasıyla...
GÜNÜMÜZ
Dila Yıldız:Murat o gün Zehra'nın gözlerinde ne gördü bilmiyorum ama onun gözlerinin içine son bir kez baktıktan sonra çıkıp gitti.Yıllardır da Murattan hiç bir haber yok .Nereye gittiğini ailesi dahil kimse bilmiyor.Zaten birkaç gün sonra da Zehrayı evlendirdiler.1 hafta sonra da ben evlendim ama benim ailem onun ailesi gibi değildi .Babam beni sevdiğim adama verdi.1 hafta sonra Zehra düğünüme geldiğinde ilk defa keşke görmeseydim dedim .O gün fark ettim ki gördüğüm kişi Zehra değildi sadece bedeniydi. Zehranın ruhu gitmişti Zehra artık bir ölüden farksızdı.Onun ruhunu ölmüşlerdi.O günden sonra Zehra ile çok sık olmasada görüşmeye devam ettim.Kocası Kemal evlendiğinden beri çocuk istiyordu.Zehraya bunun için çok fazla baskı yapıyordu .Ancak Zehra sürekli hamile kalıp bebeğini kaybediyordu.Defalarca kez hamile kalan Zehra'nın bazen 3 aylıkken bazen de 5 aylıkken bebeği ölüyordu birkaç kez de 9 ayı tamamladıktan sonra bebeği doğumda ölmüştü .Doğduktan sonra ölenlerin hepsi erkekti.Kemal ise tam bir erkek bebek manyağıydı. Aslında ilk günden beri Zehra'ya dediği şey çocuğum olsun değil oğlum olsundu. Kemal bir bebek değil erkek bir bebek istiyordu.Fakat bu bebek kaybetme olayı tam 3 yıl sürdü.Zehra evlendiğinde 18 yaşındaydı Efnan doğduğunda ise 21 yaşındaydı.Efnan o kadar güzel bir bebekti ki bakan bir kere daha dönüp bakardı.Doğduğu ilk anda parlayan yemyeşil gözlerine bakmaya doyamıyorduk .Zehra o gün sanki yeniden doğmuştu 3 yıl sonra onu ilk kez gülerken görmüştüm.O yıllarda hamileyken doktora pek gitmezdik o yüzden bebeğin cinsiyetini doğumda öğreniyorduk. Zehra Efnan'ı doğurduğu gün Efnan doğmadan birkaç dakika önce Kemal eve geldi. Ben destek olmak için Zehra'nın yanındaydım.
"Bebek erkek" dedi Kemal.
Bebek erkek değildi.
Bebek Efnandı.
Hayatı boyunca sevilmeyecek olan Efnan.
Kalabalık bir aileye kimsesiz olarak doğan Efnan.
O gün Efnan doğduğunda Kemal bebeğin kız olduğunu öğrenince deliye döndü.Daha önce doğup ölen bebeklerin hepsi erkekti.Onlar doğumda ölmüştü şimdi ise bebeği doğumda ölmemişti ama bebek erkek değil kızdı.Kemal bunu kabulenmedi. O gün sanki bir kızı olmamıştı da cenazesi vardı.Gece yarısına kadar eve gelmedi .Ben o gün Zehra ile kalacaktım ama planladığım gibi olmadı .Kemal gece yarısı eve geldiğinde beni resmen evden kovdu.Zehra engel olmaya çalıştı fakat Kemal beni kolumdan tutup dışarı çıkardı ve kapıyı yüzüme kapattı.İçime hiç sinmese de mecbur eve gittim.Diğer gün Zehra'yı çok merak ettim ama o herifi görmek istemiyordum bu yüzden Kemal'i işe gitmesini bekledim.Kemal işe gittikten sonra eve gittim.Ama Zehra beni dayak yemekten halsiz düşmüş bir şekilde karşıladı. Kemal onu dövmüştü hemde sırf bir kız bebek doğurduğu için.Doğum yaptıktan sadece birkaç saat sonra saatlerce dayak yemişti.Efnan doğduğunda babası onu bir kere bile kucağına almadı ,öpmedi,sarılmadı.Efnan daha küçücük bir bebekken sevgisizlikle tanıştı.Doğdugu zaman hiç ağlamadı belkide hayatı boyunca hep ağlayacağını hissetmişti.Efnan doğduktan sonra Kemal her gün Zehra'yı dövmeye başladı.Zehra'nın ise tek düşündüğü Efnandı. Onu o kadar çok seviyordu ki o kadar şiddete rağmen Zehra mutluydu.Zehra bir kere bile durumundan şikayet etmedi çünkü Efnan vardı. Efnan onun her şeyiydi. Ama bu şiddet bile o adama yetmedi.Efnan doğduktan 16 gün sonra Zehra intihar etti dediler.Zehra intihar etmedi savcı.Ben arkadaşımı tanıyorum o öyle bir şey asla yapmaz.Zeha asla Efnan'ı bırakmaz.Yalan söylüyorlar savcı hepsi yalan söylüyorlar. Ona kıydılar Zehra'ya kıydılar.Efnan doğdu diye annesini öldürdüler...
canımlarrrr ben geldimmmm kurgumun 10.bölümüne hoş geldiniz 🌸🌸🌸 umarım beğenirsiniz oy ve yorumlarınızı bekliyorum okuyan zaman ayıran Herkese kocaman sevgiler öpüldünüz aşklarım 💕💕💕
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |