27. Bölüm

7.bölüm

Ayşe
ayseargundogan

 

 

EFNAN ATAMAN

Bazı yaralar fiziksel bazı yaralar ruhsaldır fiziksel yaralar ilaçla tedavi edilir peki ya ruhsal yaralar? Ruhumuzdaki yaralar için hangi ilaçları kullanmalıyız? hangi ağrı kesici ruhumuzu iyileştirebilir? peki sevgisizliği ne iyileştirir? Hangi sevgi bize ailemizin sevgisizliğini unutturabilir? ben Efnan Ataman kimin sevgisi ile babamın sevgisizliğini unutabilirim?

 

Yaman'ın gösterdiği şeye bakıyordum hala.Bir kayıp haberiydi ve fotoğraftaki bendim yani benim kayıp haberim yapılmıştı bu çok şaşırtıcıydı çünkü benim için kayıp ihbarı yapıcak kimse yoktu hatta benim kaybolmam herkesin işine gelirdi.Yaman elimi tutup "herkes içeri" diye bağırdı.

Benle Yaman önde diğerleri arkamızda içeri girdik.Yaman yüzümü avuçlarının arasına alıp konuşmaya başladı;

"Efnan'ım"

"Birgün bunun olacağını biliyorduk"

"Sakın korkma güzelim "

"Kimse seni bizden alamaz"

"Hiç kimse "

Yaman beni sakinleştirmeye çalışıyordu fakat bizimkiler benden daha çok korkuyordu bunu görebiliyordum.Herkes biraz sakinleştikten sonra Yaman tekrar konuşmaya başladı;

"Bundan sonra herkes daha dikkatli olacak."

"Dışarda soygun yapmayacak olsak bile maske takıcaz."

"Haberleri takip edicez."

"Efnan operasyonlarda yanımdan ayrılmayacak."

Yaman konuşmasını bitirince herkes sessizliğe gömüldü fakat benim söylemem gereken bir şey vardı. Leyla'yı gördüğümü onlara söylemeliydim aslında saklamak gibi bir niyetim yoktu sadece aklımdan çıkmıştı.

Efnan:Yaman ben...

Yaman:sen?

Efnan:Ben onu gördüm.

Yaman:kimi gördün?

Efnan:Leyla'yı...

Yaman:Leyla?

Efnan:çocukluk arkadaşım Leyla.

Yaman:Ne?

Efnan:Yaman...

Yaman:Nasıl?

Efnan:Ben...

Yaman:Ne zaman?

Efnan: Dün,Emniyet müdürlüğünde gör-

Yaman:Onu gördün ve bize söylemedin öyle mi ?

Efnan:Ben söyliyce-

Yaman:Ne zaman söyleyecektin seni bulduklarında mı?

Efnan:yam-

Yaman: Nasıl söylemezsin Efnan?

"Sen ne ara bu kadar rahat davranmaya başladın ? "

"Senin kullandığın kimlik sahte, dışarıda sana gerçek adınla bile seslenmiyoruz ama senin yaptığın şeye bak!

EFNAN ATAMAN

Yaman konuşmaktan ziyade bana bağırıyordu .Evet hata yapmıştım fakat hatamın farkındayım.Yaman beni bir türlü konuşturmuyor sadece bağırıyordu, tekrar Yaman'ın sesi yükseldi;

Yaman:Ya seni görseydi?

Yaman son cümlesini söylerken bana doğru bir adım atınca bende geriye doğru bir adım attım.Bunu bilerek yapmıyordum sadece refleksti. Yıllar öncesinden kalan bir refleks...

11 YIL ÖNCE

EFNAN ATAMAN

Sessizce odamda bu geceyi atlatmayı bekliyordum ama atlatamayacağımı biliyordum, benimkisi bir umuttu işte.Ben öylece başıma gelecekleri beklerken adım seslerini duydum, sesler gittikçe yaklaşıyordu.Kapıdan uzaklaşmak için geriye doğru yürümeye başlamıştım ki odamın kapısı açıldı.Babam içeriye girdiğinde üzerime kalın bir şeyler giydiğim için şükrettim ,böylece darbelerin dozu biraz da olsa hafifleyebilirdi.Babam bana dünyanın en iğrenç varlığına bakar gibi bakıyordu ama ben bu bakışına alışmıştım.Babam bana doğru bir adım atınca bende geriye bir adım attım geriye doğru adım atmak beni kurtarmazdı biliyordum fakat yapabildiğim tek şey buydu sonra babam bir adım daha attı bende geriye bir adım daha...Sırtım duvarla buluşuncaya kadar bu döngü böyle devam etti.Babam dibime kadar geldiğinde gözümden akan bir damla yaşı takip edip; "Kaçma kaçsanda kurtulamazsın sen acı çekmeye mahkumsun" dedi babam elini kaldırınca "yapma baba" dedim gözyaşları içinde "Yapma daha diğerleri iyileşmedi".Babam yüzüme öyle bir tokat attı ki sırt üstü yatağımın üzerine düştüm anlaşılan yarın bana okul yoktu çünkü kolumdaki ,sırtımdaki,bacağımdaki morlukları kıyafetimle gizleyebiliyordum fakat yüzümdeki tokat izini gizleyemezdim.İkinci tokadın şiddeti ile savrulduğumda babam bana vurdukça rahatlıyor gibiydi fakat benim küçük bedenim bu darbeleri kaldıramıyordu.Babam beni durmaksızın döverken tek istediğim birinin gelip onu durdurmasıydı fakat yine kimse gelmedi zaten daha önceki gecelerde de kimse gelmemişti.Dayaktan bayılmak üzereyken belli belirsiz mırıldandım;

_Mor rengini çok mu seviyorsun baba?

_Hayır.

_o zaman neden vücudumu hep mora boyuyorsun?

İnsan mor elbise ile gezerdi mor ayakkabı ile mor çanta ile ama insan Mor bir vücut ile gezmezdi gezmemeliydi...

ŞİMDİKİ ZAMAN

Yaman geriye doğru bir adım attığımı görünce yerinde öylece kalakaldı.Hayır hayır ondan korkmuyordum sadece bir refleksti fakat Yaman bunu gördüğünde deliye döndü.Kahretsin bunu hayatım boyunca atlatamayacaktım değil mi? Ben nereye gidersem gideyim kafamdakilerden , yaşadıklarımdan kaçamayacaktım.Ben Yaman'a bakarken Yaman benim adımlarına bakıyordu bende ayaklarıma baktığımda donup kaldım farkında değildim ama hala adımlarım geri geri gidiyordu. Şaşkınlıkla Yaman'a baktığımda Yaman'ın sesi yükseldi;

"Aynı şeyi gerçekten tehlikede olduğun zamanlarda da yap olur mu?"

Güçlülükle yutkunduğumda bunu sinirle söylediğini görebiliyordum fakat kalbim kırılmıştı ruhumdaki yaraları en iyi bilenlerden biri de Yamandı.Yaman'ın yüzüne bakarken gözümden süzülen bir damla yaşı hissedene kadar ağladığımın farkında bile değildim.

Efnan:Bahsettiğin tehlike babam mı ? Merak etme ben kimsenin arayacağı kadar değerli biri değilim.

Yaman'ı kendimden daha çok seviyordum fakat bu konuşma daha fazla sürsün istemediğim için kapıya doğru yürüdüm, biraz yalnız kalmak istiyordum.

Dışarı çıkıp biraz yürüdükten sonra rastgele bir binaya girdim yıkık dökük bir harabeydi.İçeri girdiğimde yerde kırık ayna parçaları vardı .Temiz bir yer bulup oturduğumda hala ağlıyordum.Ne zaman biri kalbimi kırsa onunla kavga etmez sadece onunla arama bir süre mesafe koyardım. Bu sadece o kişiyi affetmek için kalbime tanıdığım zamandı aslında kalbime bıraksam bu iş uzardı, sadece biraz da olsa kırgınlığım geçsin istiyordum.Yerdeki ayna parçalarına baktığımda ağlamaktan kızarmış gözlerimi gördüm.Ayna parçalarından gözlerime baktıkça aklıma geçmiş geliyordu asla geçmeyen geçmiş.Kalbim kırılmıştı iyi değildim fakat bu yeni bir şey değildi ben orayı geçeli çok olmuştu sadece ağır geliyordu yaralarımı bilen birinin yaralarımı kanatması canımı yakıyordu ama zaten o yaraların yerini bilenler onları daha kolay kanatırdı bildigimiz bir yere bilmediğimiz bir yerden daha kolay ulaşırdık o yüzden dostlarımız isterse bizi düşmanlarımızdan çok daha kolay bitirirdi çünkü onlar yaralarımıza en kolay şekilde ulaşırlardı onlar yaralarımıza giden kestirme yolu bilir ve istediği zaman oraya dokunurdu bazen iyileştirmek bazende tekrar kanatmak için.Beni derin düşüncelerden uyandıran şey duyduğum adım sesleriydi. Adım sesleri gittikçe yaklaşırken hızlıca ayağa kalktım, buraya geldiğimde rastgele bir harabeye girmiştim gelen kişinin kim olduğunu kestiremiyordum.Kapıya baktığımda içeri giren Savaş'ı görmemle rahatlayarak tuttuğum nefesi bıraktım.Aynı şeyi Savaş'ın da yaptığını görünce onları ne kadar meraklandırdığımı anladım Savaş bana doğru temkinli bir adım atınca tepkime baktı bu sefer adımlarım geriye gitmiyordu sakinleştiğimi anlayınca ağlamaktan kızarmış gözlerime baktı.Yanına gelebilir miyim? dediğinde donup kaldım onlardan korkmuyordum bunu biliyorlardı ama yinede onlardan korkuyormuşum gibi davranıyorlardı. Beni üzmemek için böyle yapıyorlardı fakat onlar böyle davranınca ben daha çok üzülüyordum. Savaş'ın yanıma gelmesini beklemeden ben yürüyüp onun yanına gittim.Savaş benim bir şey söylememe izin vermeden direkt konuşmaya başladı;

Savaş:korkuyoruz Efnan. Biz birini daha kaybetmekten,seni kaybetmekten deli gibi korkuyoruz.Ben kardeşimi kaybedemem, seni kimseye veremem Efnan. Benden sevdiğimi aldılar kardeşimi almalarına izin vermem.

Efnan:Özür dilerim.

Savaş yürüyüp beni kollarının arasına çekip sarıldığında gözlerimden hala yaşlar geliyordu.Savaş gözyaşlarımı eliyle silip saçlarıma derin bir öpücük bıraktığında artık biraz daha iyi hissediyordum ama hala bizimkilerin yanına gidesim yoktu.Savaş elimi tutup yürüdüğünde tam onu gitmeyeceğimi söyleyecektim ki kafasını bana çevirip itiraz kabul etmiyorum bakışını sununca mecbur bende onunla yürümeye başladım.Biraz yürüyüp bizim mekanın önüne geldiğimizde herkes kapının önündeydi.Siyah yıldızlar biri eksikken içeri girmezdi çünkü bizim için ev başımızı koyduğumuz yer değil kalbinde yer edilebildiğimiz insanlardı.Aylin ve Asil beni görünce koşarak gelip bana sarıldı, Levent ve Meltem de koşup yanıma geldiğinde yanıma gelmeyen tek kişi Yamandı.öğle yemeği saati olduğu için elinde yemek poşeti ile öylece kapının önünde bekliyordu.Biz çoğu zaman yemeği dışarıdan söylerdik evet sokak çetesiydik fakat en güzel yemekleri yerdik çünkü bir hırsızlık çetesi olarak en çok soygun yapan çetelerden biriydik. Hala Yaman'a bakıyordum gerçekten ben o haldeyken gidip yemek mi almıştı.Bir elindeki yemek poşetine bir ona baktığımda ne düşündüğümü anlamış olmalı ki benim yüzüme bakarak poşeti açtı .Poşeti açtığında pizza aldığını gördüm, pizza benim en sevdiğim yemekti.Yemek için hepimiz içeri girdiğimizde herkes her zaman ki yerine oturdu ve Yaman'ın yeri benim yanımdaydı.Ben yürüyüp kendi yerime oturduğumda ayakta kalan Yaman da yürüyüp yanıma oturup pizza kutularını önümüzde koydu.Yemek boyunca Yaman'ın yüzüne hiç bakmadım bir süre konuşmasak daha iyi olacaktı. Nihayet öğle yemeği bittiğinde herkes sus pus olunca Asil yine o muhteşem fikirlerinden birini sundu.

Asil: Kahve yapalım,Meltem de bize fal baksın.

Kimseden ses çıkmayınca Asil sanki fikrini herkes onaylamış gibi kahve yapmaya gitti.

Biraz sonra Asil elinde kahvelerle geldiğinde herkes kahvesini alıp içmeye başladı. Hala kimseden ses yoktu benim keyfim yoktu diğerleri de hiç konuşmuyordu.

Herkes kahvesini bitirince tam Meltem bize fal bakmak için ayağa kalkmıştı ki Savaş Meltem'e göz kırpıp bu sefer Levent baksın deyince Meltem de onu onaylayıp yerine oturdu.Levent Savaş'a ben ne alaka bakışı atıp ayağa kalktı ve ilk Asil'in fincanını aldı.Asil'in fincanına bakan Levent'in yüzünde gülmemeye çalışan bir ifade vardı yinede ciddiyetini korumayı başarıp fincanın içine bakarak konuşmaya başladı:

Levent:Senin dünyaya gelişinde bir doğum görüyorum yoksa doğarak mı dünyaya geldin?

Asil:Oha evet lan.

Levent:Senin doğumunda bir kadın görüyorum yoksa seni bir kadın mı doğurdu?

Asil:onu da bildinnn

Levent:Falında yoğun bir şekilde oksijen görüyorum günlük hayatında sık nefes alır mısın?

Asil: yuhhh bunu nasıl bilebilirsin?

Levent:Falında A harfi görünüyor senin adında A harfi varmı?

Asil:bu kadar olur.

Levent sadece Asil'e fal baktı çünkü fal bakmayı bildiği falan yoktu hepimiz bizi güldürmek için baktığını biliyorduk ama yalan yok bizi güldürmeyi başarmıştı.Levent hepimizi güldürdüğünü görünce Meltem'e baktı onu güldürebildiğine şaşırmış gibiydi kimse fark etmedi ama Levent Meltem'e biraz uzun bakmıştı.Ona haddinden fazla baktığını fark edince hemen gözlerini kaçırdı.O ikisi arasında neler olduğunu gerçekten çok merak ediyordum ama şuan bunu düşünecek halde değildim çünkü nur topu gibi bir küslüğüm vardı hemde Yamanla.Bunu sanırım bizi tanıyan birine anlatsam gülerdi çünkü Yaman ile Efnan kavga etmezdi yani normalde öyleydi belkide ben öyle zannediyordum. Neyse ki akşam bir soygunumuz vardı da biraz da olsa kafam dağılacaktı.

Asil "Hazırlanmamız gerekiyor" deyince herkes kabin sırası beklemeye başladı.Evde bir tane kabin vardı ve sırayla hepimiz üstümüzü orda değiştiriyorduk.Sonunda herkes üstünü değiştirip hazır olduğunda artık çıkmak için hazırdık.Yaman önde biz arkada yürürken Yaman kafasını çevirip bize baktığında yüzünü eksitti normalde onun tam arkasında ben olurdum fakat şuan en sondaydım.Yaman bana bakıp dilini damağına vurarak konuştu ;

Yaman:Cık cık cık profesyonellik kalmamış.İşe duygularımızı karıştırmayalım lütfen.

Efnan:Sende olmayan bir şeyi işe karıştırmazsın zaten.

Yaman:çok ayıp ordan bakınca duygusuz gibi mi görünüyorum?

Efnan:Estağfurullah duygusuz gibi görünmüyorsun zaten duygusuzsun.

Yaman:Efnan düş önüme!

Efnan:sen söyledin diye önünde yürüyecek değilim.

Cümlemi bitirdiğimde o korkunç gerçeği fark ettim kahretsin farkında olmadan Yaman'ın önünde yürüyordum.

Efnan:Sen söyledin diye değil ben yürümek istediğim için yürüyorum.

Yaman söylediğime kahkaha atarak güldü.

Yaman:Ben senin abin yaşındayım,biraz büyük sözü dinle.

Efnan:Hiçbir şeyim yaşında değilsin.

Yaman söylediğime yine kahkaha atınca bu sefer cidden sinirlerim bozuldu.

Efnan:Her söylediğime gülüp durma ordan bakınca deli gibi mi görünüyorum?Tamam deli gibi de görünüyorum ama o ayrı bir konu.

Bu sefer sadece Yaman değil herkes kahkahalarla gülünce suratımı asarak yürümeye başladım. Yaman koşarak arkamdan gelip yanımda durduğunda yine konuşan o oldu;

Yaman :Biz ne zaman barışacağız?

Efnan:Ben seni affedince.

Yaman:Peki beni ne zaman affedeceksin?

Efnan:Biz barışınca.

Yaman:Ya sabır.

Efnan:Ayrıca küsüm ben sana,konuşma benimle.

Yol boyunca Yamanla birbirimize laf atıp durduk.Nihayet soygun yapacağımız eve vardığımızda kapı açma görevi benim olduğu için kapıya yaklaştım fakat kapıya dokunmamla kulaklarımızı sağır eden bir ses duyuldu, bu ses alarm sesiydi.Tam kaçmaya yelteniyorduk ki arkamızda bize silah doğrultan güvenlikleri görünce öylece yerimizde kalakaldık.Artık Kaçmak gibi bir şansımız yoktu.

Aylin:Kapıda ki alarmı nasıl fark etmedik ya ?

Yaman:Ben fark ettim.

Efnan:Nasıl farkettin ya?neden söylemedin o zaman?

Yaman:Benimle konuşma dedin ya.

Efnan:Ya sabır.

Yaman:Hepimize versin sabır.

Meltem:Allah aşkına siz bir daha kavga etmeyin nolur.

Asil:+1

Efnan: yine biz yine emniyet müdürlüğü ,artık gelince yabancılık da çekmiyoruz.

Biz siyah yıldızlar olarak yine birbirimize laf yetiştirmekle meşgulken, tüm bu karmaşayı bölecek bir şey oldu.Ortamda birinin sesi yükseldi ve bu sesin sahibi savcıdan başkası değildi.

Savcı:Leyla Yılmaz gelmedi mi?

Bir anda hersey durdu ,sesler durdu zaman durdu.Leyladan bahsediyordu benim eski arkadaşım olan Leyladan.Savcı soruyu ordaki polislere sormuştu yani eğer Leyla burdaysa yada buraya geliyorsa bizim bir an önce burdan çıkmamız gerekiyordu.Polislerden birisi "Leyla Yılmaz gelmedi savcım "deyince hepimiz rahat bir nefes aldık. Savcı başını çevirdiğinde bizi gördü, bizi burada görmek onu şaşırttı demek isterdim fakat dünyanın en normal olayına bakar gibi bakıyordu.

SAVCI AKGÜN MİRAN AGAHOĞLU

Efnan Ataman dosyasında artık bir ilerleme kaydetmek istiyordum fakat bu hiç kolay değildi .Ben de işimi şansa bırakacak değildim.Uzun zamandır bir dedektif araştırıyordum ve nihayet iyi bir dedektif bulmuştum. Bu dedektif daha önce bir çok kayıp dosyasına bakmış ve yıllar once kaybolan birçok kişiyi bulmuştu. En iyi başarısı ise bebekken kaybolan bir çocuğu 25 yıl sonra bulmasıymış.Dedektif ile uğraşırken bir yandan da Leyla Yılmaz ile irtibat halindeydik.Leyla bize Efnan'ın eski fotoğraflarını getirmiş ve Efnan için kayıp haberini yapmıştık .Fotoğraflar Efnan kaybolmadan önce ki zamana ait olsada belki bir gören olmuştur diye tüm haber kanallarında kayıp haberi verilmişti.Kızın eski fotoğraflarıma baktığımda bana çok garip bir şekilde tanıdık gelmişti fakat onu daha önce görmüş olamazdım. Ben gördüğüm hiçbir yüzü kolay kolay unutmayan bir insandım. Efnan Ataman'ın Kayıp haberini bu sabah yaptırmıştık fakat hala hiçbir ihbar gelmemişti.Kayıp ihbarı yaptırdıktan sonra Leyla Yılmaz ile bir görüşme daha yapmak istedim bu yüzden onu arayıp emniyete gelmesini istedim.Leyla ile görüşmek için anlaştığımız saatte ben emniyete geldim fakat Leyla hala ortada yoktu.Leyla'yı telefonla aradım fakat açmadı onu emniyette beklerken yine o hırsızlık çetesi geldi.

EFNAN ATAMAN

Savcıyı görünce Meltem'in kulağına eğilip "Bu bizi takip mi ediyor?"dediğimde bunu fısıldayarak söylediğimi zannediyordum fakat sesim bağırarak çıkmış ve emniyete yankılanmıştı kahretsin savcı haklıydı ben gerçekten sesimi ayarlayamayan biriydim.Savcı tam bana bakıp bir şey söyleyecekti ki orda bir kız hapşırınca savcı sustu bu sefer konuşan Savaş oldu;

Savaş:Oğlum bu kızlar ne nazik varlıklar ya hapşırmaları bile çok nazik.Birde biz erkeklere bak hayvan gibi hapşırıyoruz.

Tam herkes Savaş'a katılıyordu ki ortamda birisi daha hapşırdı bu kişi benden başkası değildi.Benim hapşırma sesim ortamda öyle bir yankılandı ki emniyeti inletti.

Efnan:Savaş'a katılıyorum.

Herkes kahkahalarla gülünce gözüm savcıya kaydı o da gülüyordu fakat bu sefer gülüşünü gizlemeye çalışmadı.

Savcı:Bu çete neden sürekli burda?

Savcı bunu ordaki polislere sormuştu.

Polis memuru:Soymadıkları ev kalmadı savcım.

Efnan:Çok çalışıyoruz savcım çok.

Meltem:Yakalanmasaydık iyiydi.

Efnan:Birileri kapıda alarm olduğunu söyleseydi yakalanmazdık.

Yaman :Bana küsmeseydin söylerdim.

Efnan:Beni kırmasaydın küsmezdim.

Levent:Allah için barışın artık yalvarırım.

Nihayet ifade vermek için bizi çağırdıklarında bizim grubun sesi de kesildi.

2 SAAT SONRA

Bizim grup her zaman ki gibi paçayı kurtarmış ve serbest kalmıştık her seferinde böyle oluyordu fakat içimden bir ses bir gün fena çakılacağız diyordu.Bu ucuz atlatmalarımız sanki bizi büyük bir şeye hazırlıyor gibiydi.Bunun bir kuruntu olmasını dilesemde benim hislerim hiç yapılmazdı.

Siyah yıldızlar olarak eve gelmiştik ve uyumak için hazırlanıyorduk, saat uyumak için çok erkendi fakat biz yine çok yorucu bir gün geçirmiştik.Tam yatağıma uzanacaktım ki Savaş'ın içerde olmadığını fark edince ona bakmak için dışarı çıktım .Dışarı çıkıp bizim evin etrafına bakındım fakat Savaş'ı göremedim.Onu evin etrafında göremeyince iyice meraklandım ,gece vakti olduğu için tek başıma daha fazla ilerlemek istemedim.Tam eve geri dönüp bizimkilere Savaş'ın burada olmadığını söyleyecektim ki arkamdan birinin bana seslendiğini duydum .Bu kişi bana adımla sesleniyordu fakat bu bizimkilerden biri değildi bu olmasını istediğim hiç kimse değildi bu ses onun sesiydi ...

herkese selammmm kurgumun 7.bölümüne hoş geldiniz💕💕💕 umarım beğenirsiniz oy ve yorumlarınızı bekliyorum okuyan zaman ayıran Herkese kocaman sevgiler 💙

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 26.11.2024 21:12 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...