Ayşegül içgöz
@aysegulxperia
TAKİP ETTİĞİ KİTAPLAR
devam ediyor 4h önce güncellendi Dile gelen aşk ( gerçek ailem)
@miraypehlivann
Okuma
104
Oy
19
Takip
9
Yorum
26
Bölüm
4
Zorluklar içinde yaşayan Lidya üvey ailesinden fiziksel şiddet görür ama aslında 5 yaşında üvey ailesinin onu kaçırdını öğrenir
devam ediyor 7g önce güncellendi Aden Duru / Gerçek Ailem
@ruhefzaa_
Okuma
23.12k
Oy
2.48k
Takip
259
Yorum
681
Bölüm
24
16 yaşında deli dolu kızımız hiç beklemediği anda ailesinin yalan olduğunu sıradan bir İstanbul kızıyken, Trabzonlu TÜFEKÇİ aşiretinin tek kız çocuğu ve torunu olduğunu öğrendi. TÜFEKÇİ aşireti Aden`in hayatına girebilecek mi? Aden abileri ve kardeşiyle neler yaşayacak? TÜFEKÇİ beyleri bi anda hayatlarına giren kardeşleriyle bocalayacaklar belki ama hepsi aden sayesinde değişip abi olmak ne demek tadacaklar. Klasik bir kurgu olsada, çalınma gibi bir durumda yasal işlem başlatılacaktır. Hepimiz emek harcıyoruz lütfen birbirimize saygı duyalım !!
devam ediyor 4g önce güncellendi ANTEBE GELİN
@oku_rummm
Okuma
7.28k
Oy
766
Takip
77
Yorum
493
Bölüm
20
İzmirden antebe bir yolculuk antebli zahir ağanın aşkı. İpek şimşek . olabilmektedir şimdiden duyurulur (olayın akışında yer almaktadır )
devam ediyor 16s önce güncellendi Yazgı İz.(Gayrimeşru)
@gezegendekiokur_
Okuma
825
Oy
221
Takip
31
Yorum
87
Bölüm
11
"Benim çocukluğum oyun parklarında değil, duvar diplerinde geçti. Ne biri saçımı okşadı ne de düştüğümde kaldırdı. Herkesin `anne` diye ağladığı yerde, ben içime susmayı öğrendim. Çocuk değildim hiçbir zaman... Sadece küçük bir bedendim, büyük yaralarla yaşayan." Kurgunun bütün hakları bana aittir,en ufak çalıntı da gerekli işlemler başlatılacaktır.
devam ediyor 4h önce güncellendi GERÇEK AİLEM
@cehennemmelegi
Okuma
692
Oy
69
Takip
14
Yorum
6
Bölüm
8
Lavin ailesiyle güzel bir hayat yaşarken aniden gelen haber le hayatı alt üst olur
devam ediyor 6g önce güncellendi NEHİR *GERÇEK AİLEM *
@nazz05
Okuma
1.71k
Oy
270
Takip
52
Yorum
108
Bölüm
9
Nehir`i çalan kapısının arkasında bekleyen nedir???
devam ediyor 2a önce güncellendi KARANLIK ŞATO
@efecan444
Okuma
0
Oy
0
Takip
0
Yorum
0
Bölüm
0
bir şato, bir kız ve bir panter gerçek ailem kurgusudur kızımızın adı tomristir, panterimizin adıysa iris dir. Tomris yine şatosunda çok bilinen ve sevilen tablolarından yapıyordur ve o sırda gelen belkide hayatını değiştirecek olan o arama
devam ediyor 1a önce güncellendi Mardin gelini (DİCLE)
@elifkyci21
Okuma
3.06k
Oy
411
Takip
39
Yorum
179
Bölüm
14
Mardinin köklü aşiret agası devran dumanlı küçük kızı dila için annesinin bulduğu Dicle Günay’la evlenmeyi kabul eder. Hayatında kızından başka kimseyi sevmeyen devran, Dicle’yi sevebilecek miydi? Yoksa sadece kızına annelik yapması için kabul ettiği sıradan biri mi olacaktı Dicle.
devam ediyor 3h önce güncellendi Kaya çiçeği(Anlaşmalı evlilik)
@aytenennnn
Okuma
1.5k
Oy
169
Takip
35
Yorum
262
Bölüm
12
Karşımda, heybetli bir adam duruyordu. Öyle büyük, öyle cüsseliydi ki, varlığı bile içimde kasırgalar koparıyordu. Gölgesi bile insanın üzerine çökerdi. O heybet, onu dokunulmaz, ulaşılmaz biri haline getiriyordu. Ama en çok gözleri… Soğuktu. Donuktu. Canlı değildi sanki. Bir insan değilmiş gibiydi. Yaşayan bir ruhtu o. Bedenin içinde mahsur kalmış, duygularını yitirmiş, belki de yıllardır konuşmayan bir hayalet gibi. Gözleri bana bakmıyordu bile. Beni görmüyordu. Sanki ben değil, bir dağa bakıyordu. Dilsiz, hareketsiz, nefessiz bir dağ. Ve eğer nefes alacak olsaydı… Sanki dünya yerle bir olurdu. Üzerindeki siyah takım elbise, omuzlarına fazla dar gelmiş gibiydi. O kadar kasvetli ve hareketsizdi ki, sanki bu bedeni istemeden taşıyordu. Ne bir jest, ne bir mimik… Sadece duruyordu. Damarlarında kan yerine buz akıyormuş gibiydi. Benim üzerimdeki beyaz gelinlikse onun umurunda bile değildi. Bir saniye bile bakmamıştı. Ne giydiğim, nasıl göründüğüm, gözlerimdeki hüzün… Hiçbiri onun dünyasında bir yer tutmamıştı. İlk defa bir kadınla evleniyor gibi değildi. Belki de bu, onun için sadece bir imzaydı. Bir kağıt parçası. Bir anlaşma. Ve belki de sonuncusuydu. Ben de zaten evlenmeye hevesli değildim. İstememiştim. Kabul etmiştim sadece. Zorunda kaldığım bir karardı bu. Babamın “güçlü ortaklık” hayalleri uğruna kurban edilen bir gelecektim ben. O ise… O çok pasifti. Sessiz. Sürekli evden işe, işten eve giden biri gibi görünüyordu. Ne gülüyordu, ne kaşlarını çatıyordu. Tepkisizdi. Soğuk ve yıpranmış bir ruh gibiydi. Dayanamadım. “Bu gece hiç konuşmayacak mısın?” dedim, sesim hafif titriyordu. Baktı. Ama gözlerinde bir cevap yoktu. Dudakları oynamadı. “Dilini mi yuttun?” Yine suskunluk. Sessizlik çığlık gibi bağırıyordu aramızda. Sinirlerim geriliyordu. “Delirteceksin beni. Niye cevap vermiyorsun?” dedim, gözlerimin dolduğunu hissettim. Yine sadece baktı. Artık patlamak üzereydim. “Bak,” dedim, sesim yükseldi, “ben de bu evliliği istemedim! Sırf babam seninle ortak olsun diye evlendim! Benden bir beklentin olmasın!” Yine baktı. Yine sessizlik. Ve sonra… Ağır ağır başını çevirdi. Derin bir nefes aldı. Dudakları hafifçe aralandı. “Ben… senden bir şey istemiyorum,” dedi. Sesi yıllardır kullanılmamış gibi yorgundu. Kalın, ağır ama netti. Ne diyeceğimi bilemedim. Donup kaldım. “Sadece…” diye devam etti, bakışlarını yere çevirdi, “sadece… son yıllarımı huzurla geçirmek istiyorum.” Kalbim sıkıştı. İçimde bir şey koptu. O cümle, içimde yankılandı. Son yıllarımı mı? Ne demekti bu? Ölüyor muydu? Yoksa… çoktan içten içe ölmüş müydü? Bir adım attım, sesim titreyerek sordum: “Hasta mısın?” Cevap vermedi. Gözleri duvara kilitlenmişti. “Bir şey mi saklıyorsun benden? Neden böylesin? Neden bu kadar soğuksun?” Yavaşça bana döndü. Gözleri bu sefer doğrudan gözlerime kilitlendi. İlk defa, gerçekten beni görüyordu. “Çünkü artık içimde hiçbir şey kalmadı,” dedi. “Kayıplardan sonra insanın içinde konuşacak ne kalıyor biliyor musun? Ne sevgiye yer oluyor… ne nefrete. Sadece... sessizlik. Ve biraz da alışkanlık.” Donakaldım. Kalbim paramparça olmuştu. Elimle eteğimin ucunu sıkıca kavradım. Buz gibi olmuştu ellerim. “Ben… bilmek isterim,” dedim. “Eğer bir gün gerçekten gideceksen, bunu bilmek isterim.” Uzun bir sessizlik oldu. “Sana acı vermek istemiyorum,” dedi. “Bu yüzden konuşmuyorum.” “Acı zaten var,” dedim fısıltıyla. “Sen susarken de.”
Loading...