
Sabah erkenden kalkıp kahvaltıya gittiler. Birinci sınıflar büyük bir heyecanla ilk kez çıkacakları görevi bekliyorlardı.
Mila, Cecelia ve Jade ile bir şeyler yerken sohbet etmeye başladı.
Bu sırada müdür Lordist ayağa kalkıp bir duyuru yapmaya başladı.
"Bugün ilk kez göreve çıkacak olan birinci sınıflara başarılar dilerim. Yarın Akademimizin kuruluş yıldönümü nedeniyle bir parti verilecektir. Yanlız bu yıl biraz değişiklik yapıldı. Aileleriniz de davet edilmiştir. Kral ve Kraliçe de burada olacaktır. O yüzden daha geniş olan havuzlu avlu hazırlanacak. Gönüllü çalışmak isteyenler başvuru masasına gidip kayıt yaptırabilirler," dedi.
Yerine oturunca masalar da büyük bir uğultu oluştu. Bir süre sonra iletişim cihazlarına mesajlar gelmeye başladı.
Francesca Gorales gelen bir emirle yeni bir ekip kurmaya başladı. Adaleyda Ruvor, Albert Strayt dördüncü sınıflardan ayrıldı. Jack, Daniel ve Revın üçüncü sınıflardan ayrıldı. Amanda Rose ve Almina Balind ikinci sınıflardan ayrıldı.
Jack görevi öğrenince Francesca Gorales ile konuştu. Mila'yı bu grup görevi için ayırdı.
Görev Cüce Kral Forlin ve Kraliçesi Frevya'yı başkente getirmekti. Jack Kral'ın kolay kolay kimseye özellikle insanlara güvenmediğini duymuştu. İkizleri burada tanıyan ve güvendikleri birinin yardım edebileceğini düşünüyordu.
Francesca Gorales onun önerisini onayladı. Jack yerinden kalkıp Mila'ya yaklaştı. Sessizce bir şeyler söyledi. Mila ilk anda biraz şaşırdı. Ama hemen toparlanıp ayağa kalktı. İkisi birlikte dışarıya çıktılar. Bu hemen dikkat çekti. Özellikle kızlar arkalarından dedikodu yapmaya başladılar.
Jack ve Mila o sırada silah deposuna gitmişlerdi. Ekibin geri kalanı oradaydı. Yeni Silah ve zırhlarını alıyorlardı.
Adaleyda Ruvor Mila'yı görünce kaşlarını çatıp:
"Birinci sınıf öğrencisi birinin burada ne işi var. Denetim görevine gitmesi gerekiyor," dedi.
Francesca Gorales:
"Öğrenci Süvari Mila Kortas'ı bu göreve ben aldım. Kral Forlin'in kolay kolay hiç kimseye özellikle biz insanlara güvenmediğini biliyorum. İkizleri tanıyan ve güvendikleri birinin yardımı olabilir diye düşünüyorum," dedi.
Sonra Mila'ya dönerek:
"Öğrenci Süvari Mila Kortas bu göreve hazır mısın?" dedi.
"Evet hazırım, elimden geleni yapacağıma emin olabilirsiniz."
Görevli herkes gibi Mila'ya da yeni zirhını ve silahlarını verdi. Kısa kılıç ölümcül bıçakları aldı. Sıra ok ve yaya gelince oldukça şaşırmıştı. İkinci kademe silah olan kara kanatları aldı. Jack ve Daniel yanına yaklaşıp silahları kontrol ettiler.
Daniel ok ve yayı görünce:
"İlk görevde ikinci kademe silah sahip olmak mı? Bu bir ilk herhalde tebrik ederim," dedi.
Az sonra hep birlikte araç parkına gittiler. Borays ve altı muhafız dört aracın başında bekliyorlardı. Yanlarına yaklaşınca ikizlerin orada olduğunu gördüler.
Loriyn gelen ekibi görünce rahat bir nefes aldı. Borays ikizlere dönerek:
"İşte ekipte geldi. Kral ve Kraliçe'yi getirmek için yola çıkacaklar. Endişenizi gayet iyi anlıyorum. Ama bize güvenin her şey yoluna girecek," dedi.
Loriyn ani bir kararla Mila'ya yaklaştı. Kolunda her zaman taşıdığı taş bilekliği çıkarttı. Bir kaç kez dolayarak Mila'nın koluna taktı. Sonra da rulo haline getirilmiş bir mektubu verdi.
"Biz size güveniyoruz. Asıl bazen inatçı bir dağ keçisi gibi davranan babama güvenemiyoruz. Mila bir sorun olursa bu bilekliği göster. Bu bizim ailemize ait özel bir taş olan Arkenen taşından yapılmıştır. Tıpkı siz insan soyluların kullandığı değerli taşlar gibi düşünün. Bir de ne olur ne olmaz diye yazdığım bir mektup var. Ortak dil yerine biz cücelerin kadim dili olan Kazuvca yazdım. İkimizin imzası ve mührü var," dedi.
Mila "bize güvenin Kral ve Kraliçe ile geri döneceğiz. Size verilen göreve odaklanın. Geri dönünce onları göreceksiniz sadece bunu düşünün," dedi.
Forin, "biz size güveniyoruz. Asıl güvenemediğimiz babamdır. Loriyn haklı hatta bazen değil çoğu zaman tam bir inatçı dağ keçisi gibi davranır. Size söyleyeceği herhangi ters bir lafa alınmayın," dedi.
Jack "merak etme alınacak bir şey yok. Biz babamdan dolayı inatçılara alışığız," dedi.
Borays Jack'in ne demek istediğini gayet iyi anlamıştı. Kral John gerçekten bazen tam bir inatçı olabiliyordu.
Ekip üç araçla yola çıktılar. İlk araçta Francesca Gorales, Albert Strayt ve Daniel Voran ve iki muhafız vardı.
İkinci araçta Jack Rondak, Mila Kortas ve bir muhafız vardı.
Üçüncü araçta Revın Firez, Amanda Rose ve Almina Balind vardı.
Son araçta ise Adaleyda Ruvor ve muhafızların kalanı vardı. Adaleyda Ruvor bu durumdan hiç memnun değildi. Son araçta olmayı sorun ediyordu.
Yaklaşık beş saat sonra sınıra ulaştılar. Cücelere dair bir iz yoktu. O molada biraz atıştırdılar. Yarım saat sonra iki büyük araç karakola ulaştı. Öndeki araçtan iki silahlı cüce indi arkada ki aracın yanına gittiler.
Arka kapısını açıp geri çekildiler. Saygıyla eğilip araçtan inen iki yaşlı cüceyi selamladılar. Bunlar Kral Forlin ve Kraliçe Frevya'ydı.
Yanlarına iki cüce daha geldi. Kendi dillerinde bir şeyler konuştular. Sonra Kral Forlin ekibe döndü.
Francesca Gorales bir adım öne çıkıp:
"Sizi Kral John ve Kraliçe Rosalinda adına selamlıyorum. Size başkente olan yolculuğunuzda eşlik etmek bizim için onurdur majesteleri," dedi.
Kral Forlin kendi dilinde bir şeyler söyledi. Yanında ki cüce tercüme ederek:
"Kralımız size ne diye güvenmesi gerektiğini merak ediyor. Siz insanların başkentine kadar bir tabur cüce savaşçı eşlik edecektir. Bir an önce yola çıkmak istiyorlar. Prens ve Prensesi uzun zamandır görmedikleri için merak ediyorlar," dedi.
Francesca Gorales:
"Bize güvenmekte zorluk çektiğinizin farkındayız. Size güven verecek birini takdim etmeme izin verin. Kendisi ," diye devam ediyordu ki Kral ortak dilde araya girdi.
"O insan kendi adına konuşamaz mı," diye sordu.
Adaleyda Ruvor alay edercesine güldü.
Jack Mila'ya dönerek:
"Sıra sana geldi. Kralı ikna etmeyi denemelisin. O kadar kalabalık bir yolculuk fazla dikkat çeker. İyi veya kötü anlamda fark etmez," dedi.
Mila başını sallayarak bir kaç adım öne çıkıp Francesca Gorales'in yanına gitti. Direkt Krala bakarak konuştu:
"Benim adım Mila Kortas majesteleri Yıldız Akademisinde birinci sınıf bir öğrenciyim. Loriyn ve Forin'in arkadaşları olarak onları temsilen buradayım. Bunun kanıtı olarak bana verdikleri bir eşyayı ve bir mektubu takdim etmek için izin istiyorum," dedi.
Kral başıyla işaret verince yardımcısı Mila ile yaklaştı. Bilekliği gösterip mektubu takdim etti.
Kraliçe Frevya bilekliği görünce kaşlarını çatmıştı. Kral Forlin mektubu okuyup eşine uzattı. Yanındakilere bir şeyler söyledi. Sonra da ekibe yaklaştı:
"Bu durum oldukça ilginç oldu. Biz cücelerin güvenini ve saygısını kazanmak çok zordur. Mila Kortas Loriyn o bilekliği sana verdiyse onun hem güvenini hem de saygısını kazandıĝın içindir. Bu yüzden size güvenmeyi seçiyorum. Hava araçlarıyla yolculuk yapmayı sevmem. O yüzden böyle bir yolculuk tercih etmek zorunda kaldınız. Yanlız en az iki savaşçımızı yanımıza almak istiyorum. Bugünler de sık sık ork baskını yaşanıyor. En ufak sorunda o kadar uğraştığımız barışa zarar gelebilir," dedi.
Francesca Gorales "sizi gayet iyi anlıyoruz. Yanlız yedek bir araca ihtiyacımız var," dedi.
Karakolun araçlarından birini aldılar. Kral ve Kraliçe Jack ve Mila'nın olduğu araca binmişlerdi. Bu kez beş araç yola çıktılar. Mila arkada Kral ve Kraliçe'nin karşısında oturuyordu. Monitörü kontrol etme görevini üstlendi.
Güney yönüne yeni dönmüşlerdi ki önde ki araç bir anda durdu. Jack beklenmedik bu harekete şaşırmıştı.
Mila "dışarıda çok fazla hareket var. Bunlar bir geyik sürüsü," dedi.
Jack ve diğerleri biraz rahatlamıştı. Ama Mila onlar kadar rahat değildi. Kaşlarını çatmış düşünüyordu.
"Bu işte bir terslik var. Geyik sürüleri yılın bu zamanı kuzeye doğru gider. Bunlarsa güneye doğru gidiyor."
Jack Mila'ya dönerek baktı. Bu konuda oldukça ciddi olduğunu anlamıştı. Kulak telsizinden herkes duymuştu.
Adaleyda Ruvor "öğrenci Mila Kortas burada daha yetkili olan bizler varız. Senin gibi bir acemi çaylağın sözleriyle hareket edecek değiliz," dedi.
Francesca Gorales araya girerek:
"Sürü geçer geçmez yola devam ediyoruz. Mecbur olmadıkça durmak yok. Öğrenci Süvari Mila Kortas'ın uyarısını dikkate alıyoruz. Herkes gözünü yoldan ve radardan ayırmasın," dedi.
Tam sözünü bitirdiği sırada sürünün geçişi de bitmişti. Ama bir grup orkun ortasında kalmışlardı. Telsizden Francesca Gorales ve Adaleyda Ruvor'un küfrettiğini duydular.
Jack arkaya dönüp:
"Metal olan hiç bir şeye dokunmayın. Dışarıya biraz elektrik vereceğim. Mila gözün radarda olsun. En ufak hareketi bildirmeni istiyorum," dedi.
"Anlaşıldı," cevabını aldı. Kral ve Kraliçe pozisyon aldılar. Jack dışarıya biraz elektrik verdi. Orklar geri kaçarken araçlar yola devam ettiler.
Albert Strayt telsizden yardım çağrısı yaptı. Kırk dakika sonra carov gölünün yakınında bulunan bir karakol istasyonuna ulaştılar.
Ama ortada büyük bir sorun vardı. İstasyon talan edilmişti. Orada ki muhafız ve süvarilerden bir iz yoktu.
Orklar daha kalabalık bir şekilde geri döndüler. Etraflarını sarmışlardı. Herkes savaşmak için hazırlandı.
Jack arkaya dönerek:
"Mila sen Kral ve Kraliçe ile kal. Büyük ihtimalle hedef onlar olacak. Araçtan enerji çekmene izin veriyorum," dedi.
Araçlardan inerek savaşa hazırlandılar. Bu sırada acil yardım ekibide yetişti. Kral ve Kraliçe birbirlerine bakıp savaşa hazırlandılar. Çıkan arbede sırasında ortaya bir anda beş varg çıktı.
Binicileri ile etrafa dehşet saçmaya başladılar. Mila birine ard arda üç ok fırlattı. Oklar birleşip büyük bir alev okuna dönüştü.
Vargı üzerinde ki orkla birlikte yuttu. Jack bunu görünce dönüp Mila'ya baktı. Bu ok teknik olarak çok zordu. İyi konsantrasyon gerekiyordu.
Almina ve Adaleyda Ruvor diğerleri ile uğraşıyorlardı. Yardıma gelenler arasında okçular vardı. Varglar kısa zamanda yok edildi.
Mila yine o izlenme hissine kapıldı. Etrafına bakınmaya başladı. Bu sırada Jack'e atılan bir mızrağı fark etti.
"Jack arkanda dikkat et," diye bağırdı.
Jack son anda mızraktan yana kayarak kurtuldu. Bir anda çalılıkların arasından beş iri gorgo fırladı. Jack onların ortasında kalmıştı.
Mila oraya koşup hızla orkların arasına daldı. Kısa kılıç darbesi ile iri bir orku yere devirip boğazını kesti.
Bu arada Jack'de boş durmayıp iki orku kılıç darbesiyle öldürdü. İki orktan birini Mila diğerini yardıma gelen süvarilerden biri öldürdü. Kendilerinden ölü veya yaralı yoktu.
Kısa süre de savaş bitmişti. Tekrar araçlara binip yola devam ettiler. Hava aracı orada kalıp kaybolanları aramaya başladı.
Üç saat süren yolculuk bu kez sorunsuz bitti. Konukları saraya ulaştırmayı başarmışlardı. Kral John ve Kraliçe Rosalinda konuklarını karşıladılar.
Ekipse sarayın hastane kısmında gözetim altına alındılar. Bir yaraları olmasa da tedbir alınmıştı. Ork silahlarında bir tepegözü bile devirecek kadar zehir vardı.
Jack ve Mila konuşup sohbet ederken kapı açıldı. Mila anne ve babasını görünce şaşırmıştı. Onları çok özlediğini hissetti.
Damais ve Maruzka kızlarını iyi görünce rahat bir nefes aldılar. Saldırı haberini aldıkları andan beri endişeyle bekliyorlardı.
Mila yanlarına gitmek için ayağa kalktı. Ama annesi gelerek onu yerine oturttu.
Jack elini uzatıp onlarla ilk defa düzgünce konuşup tanıştı. Damais ve Maruzka zaten onun kim olduğunu biliyorlardı. Jack babasına benziyordu. Bir çok kişi onu Kraliçe Rosalinda'ya benzetse de babasına da benzerliği vardı.
Doktor hepsinin sonuçlarının iyi olduğunu açıkladı. Biraz daha dinlenip Akademiye geri döneceklerdi.
Damais kızı için izin aldı. Bir süredir kaldıkları daireye geçtiler. Dadain ve Serena onu bekliyorlardı. Dadain diken üstünde bir o yana bir bu yana dolanıp duruyordu. Serena artık başı dönmeye başlasa da ona müdahale etmedi. Çünkü o da Mila'yı merak ediyordu.
Kapı açılıp içeriye girenleri görünce rahat bir nefes aldılar. Dadain hemen ablasına sarıldı. Mila onu rahatlatmak için biraz konuştu.
Bir süre olup biteni konuştular. Sonra Damais kızına her şeyi anlattı.
Mila duyduklarına şaşırsa da onlarla gurur duydu. Damais sonunda:
"Bir kaç gün buradayız. Kralın teklifini kabul ettik. Subay eğitim merkezinin başına geçeceğiz. Merkeze yakın bir ev bulduk. Yerleşmek için bir süre uğraşmak zorundayız. Bu süreçte eve gelmene imkân yok. Ama biz yarın ki parti için Akademide olacağız. Bizi yeni arkadaşlarınla tanıştırırsın," dedi.
Mila başını salladı. Dadain ise araya girerek:
"Abla bak hemen sevgilin falan olmasını istemiyorum. Onu ilk önce ben tanımak istiyorum. İzin verirsem devam edersiniz," dedi.
Mila ona gözlerini kısarak baktı ve:
"Sen önce kendi işine bak. Hem sen ders çalışıyor musun? Eğer notların düşerse benden çekeceğin var. Haberin olsun," dedi.
"Merak etme Michael Rondak ile birlikte derslere giriyoruz. Yani seneye senin ve sevgilinin tepesinde olacağım."
Az sonra bir hizmetçi gelip:
"Ekip Akademiye geri dönüyor. Haber vermem için gönderildim," dedi.
Mila ayağa kalkıp ailesiyle vedalaştı. Sonra da pistin olduğu yere gitti. Ekip orada araca binmeye hazırlanıyordu.
Adaleyda Ruvor onu görünce:
"Bu ne rahatlık bir Prens olan Jack Rondak bile bu kadar ayrıcalıklı değil. Bunu rapor edeceğim," dedi.
Francesca Gorales ona:
"Mila Kortas'a izni Kral'dan gelen emirle ben verdim. Benim kararlarımı sorgulamak sana kalmadı. Hadi Akademiye giriş saatini geçtik. Ama bu durumdan dolayı bize özel izin verdiler," dedi.
Hep birlikte araca binip yola çıktılar. Jack yolda Mila ile yan yana oturmuştu.
"Merak etme Adaleyda Ruvor o dediklerini asla yapamaz. Biz de iki dakika önce piste gelmiştik. Bugün oldukça profesyonel bir şekilde davranıp ona göre hareket ettin. Üstelik sana bir de hayat borcum var," dedi.
Mila ters ters bakıp duran Adaleyda Ruvor'a bakıp Jack'e döndü:
"Ben onun asıl derdinin ne olduğunu biliyorum. Bu saatten sonra onu ve diğerlerini alttan almaya hiç niyetim yok. Ancak konuşup konuşup dururlar. Bugün öğrendiklerimden sonra olmaz," dedi.
"Merak etme bende her şeyi biliyorum. Ailemin ve benim hayatımı senin ailene borçluyum."
Mila ona dönüp baktı. İlgili tavırlarından dolayı derin bir nefes aldı. Dün dans ederken söyledikleri aklına geldi.
"Ailem ile ilgili bir şeyler bildiğini tahmin ediyordum. Jack benim öz kızları olmadığımı da biliyorsun. Bunu soru etmiyorsun?" dedi.
Jack bir an durdu sonra da kararlı bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ne olursa olsun sen bir Kortas'sın. Yeteneklerini anne ve babandan almışsın. Sen onları onlar da seni seviyorlar. Bu her şekilde belli oluyor. Evlatlık olmanın benim için önemi yok. Bunu unutma güzelim."
Mila "eninde sonunda bu daha da yayılacaktır. Daha önce ki dedikodulara kulak asmadığını biliyorum. Sadece benden de duymanı istedim," dedi.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 729 Okunma |
79 Oy |
0 Takip |
30 Bölümlü Kitap |