23. Bölüm

22)GRUP DÜELLOSU

Aysel Gürel akgüç bektaş
aysel_akguc_bektas

Yeni bir hafta başlarken gruplar arasındaki hareketlilik ve rekabette artmıştı. Diyar düellosuna hazırlığın ilk aşaması olan grup düellosu yaklaşıyordu. Sadece sınıf başına 8, toplam 36 kişi katılacaktı.

Akademiye başarı getirmek büyük bir onur ve prestij elde etmek demekti. O yüzden en iyilerin gidebilmesi için uğraşıyorlardı.

Mila ve Cecelia yeni bir tılsım taşı almak için taş ustasına gittiler. Bu kez tek başlarına gitmişlerdi.

Cecelia bir mühürleme tılsım taşı aldı. Mila'da bir mühürleme tılsım taşı aldı. Böylece koruyucu süvari sınıfına girmesi kesinleşti.

Jack ve Francesca Gorales grup düellosu için bir strateji belirlemek için kafa kafaya vermiş çalışıyorlardı.

Grupta yetenekli ama fazla dikkat çekmeyen bir kaç öğrenci vardı. Daniel ve Revın ise onlarla ayrıca ilgilendiler. Üç birinci sınıf öğrenci özellikle dikkatlerini çekmişti.

Daniel Revın'a:

"Üçü için Mila'dan rapor isteyelim. Belki işe yarayacak bir şeyler bulabilir diye düşünüyorum," dedi.

"Evet bu konuda haklısın. Her hafta düzenli olarak rapor alıyor. Belki bize yardımı dokunabilir. Üçü çok fazla aktif olmasalar da yetenekli insanlar daha fazla gözden kaçmalarını istemiyorum. Görevler dışında dışarıya hiç çıkmamışlar. Belki maddi sorunları vardır. Aldıkları ödeneğin çoğunu ailelerine gönderiyor olabilirler. Jeysın Morning'i hatırlarsın. Benzer bir olay olmasa iyi olur."

Daniel eski arkadaşlarından birini hatırlayıp hüzünlü bir havaya büründü. Jeysın Morning ikinci yılındayken bir çatışmada ölmüştü. Hayatta hiç kimsesi olmayan bir insandı. Öldüğü zaman bütün birikimini büyüdüğü yuvaya bırakmıştı.

Arkadaşları o ölene kadar hayatı hakkında bir şey bilmiyordu. Jeysın tam bir kapalı kutuydu.

Jack ve Daniel'in öncülüğünde bir fon oluşturulmuş, her ay üye olanlar bir miktar para bağışlıyorlardı.

Daniel Mila'ya mesaj atarak çağırdı ve konuyu ona anlatıp yardım istedi. Mila o üçü hakkında biraz bilgi sahibiydi.

"Daniel senin bildiğin bir yerden Carus kırsal kesimden geliyorlar. O bölge tam olarak nasıl bilmiyorum. Ama Dorota bir defasında burada ki olanakların orada olmadığını söyledi. Belki de ailelerine yardım ediyorlardır," dedi.

"Ben de son söylediklerini düşündüm. Onlara yardım etmenin bir yolunu bulmamız gerekiyor. Bir fikrin var mı? Kafam durdu," dedi.

Mila başını iki yana salladı. Sonra:

"Dorota Edım ve Peter'ın babalarının tamirhanesinde çalıştıklarını ve motorlardan anladıklarını söylemişti. Hafta sonu vereceğim ek derse onları dahil edebiliriz. Araçların motor ve diğer sistemleri için ders verirlerse aylık ödenekleri artar. Ne dersiniz," dedi.

Daniel ve Revın'ın bu fikir akıllarına yatmıştı. Bunun için çalışma başlattılar. Dorota zaten Mila gibi ek derse girecekti. Bu tür dersler için Akademi öğrencilere ek ödenek sağlıyordu.

Salı günü tekrar denetim görevine çıktılar. Mila bu kez Jack'in kontrolü altındaydı. Jack her zaman sevgisini belli eden biriydi. Ama iş görevlere gelince oldukça ciddi birine dönüşüyordu.

Ama Mila'da onu aratmayacak bir ciddiyete sahipti. Daha önce alış veriş yaptıkları meydana açılan bir cadde boyunca çalıştılar.

Bir olaya denk gelmiş ve anında müdahale etmişlerdi. Akşam üzeri serbest kalınca birlikte yakında bir yerde yemek yediler.

Orta yaşlarda iki kadın onları izleyip duruyorlardı. Veliaht Prens Jack Rondak'ın samimi olduğu genç kız merak konusuydu.

Mila bu sırada Daniel ile yaptıkları konuşmayı anlattı. Jack derin bir nefes aldı.

"Geçen yıl arkadaşlarımızdan birini bir çatışmada kaybettik. Jeysın Morning bize hep güler yüzlü ve hayat dolu biri gibi göründü. Ailesi hakkında pek fazla konuşmazdı. Sadece sorunca bir şeyler anlatıyordu. Başka bir bölgeden geldiğini biliyorduk.

Meğer 5 yaşından beri bir yuvada kalıyormuş. Anne ve babasını bebekken kaybettiğini öğrendik. Bir süre babaannesi bakmış. O da ölünce diğer akrabaları istememişler.

Ara sıra iletişim cihazı ile birileriyle konuşurdu. Yurdun müdüresi ile konuşuyormuş. Her ay aylığından bir miktar parasını büyüdüğü yuvaya gönderiyormuş.

Ölünce tüm birikimini yuvaya bağışladığını öğrendik. Jeysın'ı istemeyen o yakınlar bir bir ortaya çıktı. Dertlerinin birikimleri olduğunu fark ettik. Onlara engel olmayı başardık.

Sonra da anısına bir fon oluşturduk. Üye olan veya olmayan bir çok kişi her ay bu fona para yatırır.

Jeysın anısına kurulan bir yuvanın gelir ve giderlerini karşılıyoruz. Morning fonu bu şekilde ortaya çıktı," dedi.

Mila'nın dinlediği hikaye nedeniyle gözleri dolmuştu.

"Jack bende o fona üye olmak istiyorum. Bu tür durumlar için hazır olmamız gerekiyor. Herkes ne yazık ki benim gibi şanslı olamıyor," dedi.

Jack elini uzatıp Mila'nın yanağına dokundu.

"Senin kalbin çok merhametli ve ben o kalpte yer bulduĝum için kendimi çok şanslı sayıyorum. Elbette seni de fona üye yaparım."

Bir saat sonra el ele çıkıp araca bindiler ve geri döndüler. Dersler ve antrenmanlar devam ediyordu.

Hafta sonu Mila ve diğerleri ilk derse girdiler. Birinci sınıflar için araç kullanım ve teknik bilgi dersi bir aradaydı.

Edım ve Peter iyi bir iş çıkarmayı başarıp yönetim için iyi bir izlenim bırakmışlardı. Zor durumda yok denileni bile var etmenin türlü türlü yollarını buluyorlardı.

Ekstra ödemeleri diğerlerine göre biraz daha fazlaydı. Bu şekilde bir ay gibi bir süre geçti.

Francesca Gorales grup toplantısı düzenledi.

"Önümüzde ki hafta eski öğrenciler bize ders vermek için gelecek. Yaklaşık 6 ila 10 kişi arasında değişir.

Bu eski öğrenciler okudukları dönem oldukça başarılı olmuş ve iyi yerlere gelmiş insanlardır. Önemli konumlar da oldukları için biz üçüncü ve dördüncü sınıflara mesleki tavsiye de bulunma görevini yaparlar.

O yüzden bir haftalık sıkı çalışmaya hazır olun. Deyim yerindeyse kafanızı bile kaşıyacak vaktiniz olmayacak. Benim tavsiyem bir gün için kendinize izin verin ve biraz gezin," dedi.

Jack Mila'ya:

"O zaman anne ve babanın gelme ihtimalleri var. Subay eğitim merkezinin başına geçmişlerdi. Üstelik kendi dönemlerinin en iyileri arasında yer aldıklarını biliyorsun. Senin ailen, benimkiler ve Lord David Voran yani dayım o dönemde fırtına gibilermiş. Hatta Borays bana son yıllarında yapılan diyar düellosunda bugüne kadar kırılmamış olan bir rekora imza attıklarını söylemişti. Ondan sonra harika beşli diye bir de lakapları olmuş," dedi.

Bu Francesca Gorales'in de dikkatini çekmişti.

"O düellonun kayıtlarını bulalım. İzleyerek biraz fikir edinmiş oluruz. Belki bu kez biz o rekoru kırar, hatta geçeriz," dedi.

Jack "tamam onu bulma işini bana bırak. Zaten bir süredir o kayıtları arıyorum. Hepimiz için ilginç bir deneyim olacaktır," dedi.

Hafta sonu iki saat ders verdikten sonra Mila hazırlandı. Bugün o kayıtları izleyeceklerdi.

Tüm grup büyük localardan birinde toplanıp kaydı izlemeye başladılar. Grup düellosu ve diyar düellosu bir aradaydı.

Jack, Cecelia, Mila, Daniel, Francesca ve Jade en çok meraklı ve heyecanlı olanlardı.

Kral John, Kraliçe Rosalinda, Lord David Voran, Damais Kortas ve Maruzka Kortas grup ve diyar düellosunda fırtına gibiydiler.

Diyar düellosunda ekibin geri kalanına liderlik yapıyorlardı. Ekipte Moris Dortis'te vardı. Okçuluk alanında iyi sayılırdı.

Ne olursa olsun Akademide rakip olsalar da düello zamanı birlikte çalışarak yüksek bir puanla bitirmeyi başarmışlardı.

Kayıt biterken herkesin keyfi gayet yerindeydi. Tam çıkarken Revın ortaya konuştu:

"Arkadaşlar herkes beni bir dakika dinlesin," dedi.

İnsanlar ona dönünce devam etti.

"Yarından sonra dersler ve düello hazırlıkları ile kafamızı kaşıyacak vaktimiz olmayacak. O yüzden biraz stres atmaya ihtiyacımız var.

Ben bugün öğleden sonrası için aile restoranımdan yer ayırdım. Bir şeyler yer sohbet ederiz. Ne dersiniz," dedi.

Daniel ve Jack birbirlerine bakıp arkadaşlarına döndüler. Daniel:

"Bu harika bir fikir hepimizin biraz rahatlamaya ihtiyacı var," dedi.

Grupta ki gençlerden bazıları birbirlerine baktılar. Edım Saltır Revın'a dönüp:

"Burada herkesin kendi aracı yok. Üstelik restoranın yerini de bilmiyoruz. Bizi es geçin," dedi.

Jack ona ve diğerlerine bakıp:

"Aracı olanlar ile yolculuk yaparak bu sorunu çözebiliriz. Mesela ben üç kişi alabilirim," diye bir öneride bulundu.

Bunun üzerine herkes anlaştı. Odalara dağılıp hazırlandılar. Mila, Dorota, Edım Saltır ve Peter Saltır Jack'in aracına bindiler. Diğerleri de yerleşince yola çıktılar.

Mila Edıma teknik ders ile ilgili bir kaç soru sordu. Yetenekli görünen bir kaç öğrenci vardı. Yönetim onların ilerde araçlarla ilgili bir konumda derse devam etmesine karar vermişti.

Edım ve Peter bu öğrencileri ayırmak için emir almış. Gerekirse diğer grupları takip etme yetkisi almışlardı.

Edım, "dün grupları bir gezelim dedik. Altın Pelerin grubu bu durumdan oldukça rahatsız oldu. Yetki yazısını görene kadar bize casus gözüyle baktılar. Emri görünce Devin Ruvor'un yüzünü görmeliydiniz," diye söylendi.

Jack "üç yıldır onun o ahmak suratını ve kıskanç tavırlarını çekiyoruz zaten merak etmeyin. Size karışmaya hakkı yok. Bir sorunu varsa Müdür Komutan Lordist ile konuşsun. Ne olursa olsun, ne derse desin, siz verilen emri uygulayın. Bir sorun olursa da bize gelmekten çekinmeyin. Sıkıysa bir de bize laf söylesin görelim," dedi.

Edım sadece başını salladı. Yolun geri kalanını sohbet ederek bitirdiler. Restoranın önünde durup araçlardan inerek anahtarları teslim edip içeriye girdiler.

Roys ve Brendın Firez onları karşılayıp masalarına kadar eşlik ettiler. Cam kenarında dört uzun masa birleştirilip geniş bir alan yaratmışlardı.

Oturduktan sonra menüler dağıtıldı. Siparişler gelene kadar yavaş yavaş sohbet etmeye başladılar.

Edım doğup büyüdüğü yer hakkında biraz bilgi verdi. Yaşanan zorlukları da anlattı.

"Sadece geçen yıl iki Tepegöz bir ork saldırısı oldu. Biraz dağınık bir yaşam düzeni var. O yüzden korumak çok daha zor oluyor. Benim en büyük isteğim bir gün geri dönüp yaşadığım toprakları korumaktır," dedi.

Jack başını salladı ve:

"En büyük isteğimiz bir gün bu savaşın bitmesidir. Her şey çıkacak bir olay veya savaşa odaklıdır. Halkımızın daha iyi bir hayatı olmasını istiyorum. Baskın ve savaş korkusu olmayan bir hayat," dedi.

Dorota:

"Akademiye gelene kadar carus dışına hiç çıkmamıştık. Bölgede ki tek yetenek gelişim okulundan mezun olduk.

Buraya gelirken bazı endişelerim vardı. Bize farklı ve yabancı gelen bir yere geliyorduk. İnsanların özellikle soylu insanların bize nasıl davranacağını bile düşündük. Sorun yaşamaktan korktum desem yalan olmaz.

Evet bazı insanlar ile sorunlar yaşadık. Ama bu siz soylu sınıfından gelen öğrenciler ile olmadı. Zenginliğin verdiği rahatlık ile şımaran bir kaç kişiyle oldu. Siz soyluların bile davranışları onlarınki kadar kötü değil," dedi.

Peter Jack'e bakıp:

"Beni en çok şaşırtan sen oldun. Geleceğin Kralı hakkında düşününce aklımızda sadece emirler veren biri olduğun geliyordu. Kendi işini kendi gören etrafında ki insanların iyi yönde sevgisini ve saygısını kazanmış birisi olman ilgimi çekmişti.

Bir de etrafında o kadar soylu ve kendine üst sınıf diyen kız yerine sıradan birini seçtin. Bu ilk kez oluyor değil mi? Kral ve Kraliçe'den onay aldığınızı duydum. Bunun doğruluk payı olduğuna inanıyorum. Umarım sonu iyi biter," dedi.

Jack Mila'ya bakıp önüne döndü:

"Beni bilen ve tanıyan herkesin söylediği bir şey var. O da Mila gibi birini seçmekle en doğru olanı yapmış olduğum oldu. Biliyorum biraz zor ve inatçı bir karakterim var.

Bunun nedeni Akademiye başlayana kadar pek fazla saraydan ayrılmamış olmamdı. Suikast girişimi olayından sonra sıkı bir şekilde korundum. O gece benim içinde bir suikastçi gönderilmiş. Beni ve annemi kurtaran Mila'nın annesi olmuş.

Mila ile ilk kez kasaba tanıştım. Düello sınavı olduğunu öğrenince izlemeye karar vermiştik. İyi bir düello izledik.

Sonra da sohbet etmeye başladık. İlk dikkatimi çeken bana aşırı ilgi ve tepki göstermemesi oldu.

Beni yanlış anlama sevgilim, bugüne kadar ne zaman genç bir kız görsem aşırı ilgi görmeye başlıyorum. Dikkatimi ve ilgimi çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar.

Her dediğimi sanki tek doğru olan oymuş gibi kabul eden birini yanımda istemiyorum. Beni doğru veya yanlış her konuda uyaracak ya da yanımda olacak biriyle olmayı seçmek istedim. Sen tamda öyle bir insansın ve ben seninle çok mutluyum," dedi.

Sonra da Mila'nın taktığı yüzüklü elini tutup kaldırdı. Hem kendi elinde ki yüzüğü hem de Mila'nın yüzüğünü gösterdi. Yüzükler de ki kraliyet armasını herkes gördü.

"Bilmeyenler için bir haberim var. Mila ve ben artık sözlü sayılırız. Bu yüzükler Cüce Krallığına yaptığımız yolculukta onlar tarafından hediye edildi. Bilenleriniz vardır bu tür mücevher işçilikleri oldukça iyi ve kalitelidir. Yıllar önce Kral ve Kraliçe içinde yapılmış," dedi.

Mila, "hey bundan benim niye haberim yok. O yüzden Kral Forlin ve Kraliçe Frevya'nın gözü bizim üzerimizdeydi. Emin olmaya çalışıyorlardı," dedi.

Loriyn gülerek:

"Dudreng yolda ikinizin sevgili olduğunuzdan şüphelenip bizi bir güzel sorguya çekti. Onun içinde ayrı bir öneminiz var. Gelecekte daha çok muhatap olacağı insanları bilmek ve tanımak istiyordu. Girdiğiniz her ortamda ilgiyi bir şekilde üzerinize çekmeyi başarıyorsunuz," dedi.

Cecelia:

"O kadar ilgi çekmeleri normalde biz bile sorulardan ve yorumlardan kurtulamıyoruz.

Bir kaç kız beni soru yağmuruna tutup ikiniz hakkında bilgi edinmeye çalıştılar. Jack senin Mila ile oynadığını ve terk edeceğine emin olduklarını söyleyip duruyorlar. Merak etmeyin gereken cevabı verdim. Bekledikleri cevabı alamadıkları için somurttular. Gören ellerinden oyuncaklarını alınmış beş yaşındaki çocuklar sanır. Bir an önce sözlü olduğunuzu ilan etmenizi rica ediyorum. Belki böylece bizi de rahat bırakırlar," dedi. Sesi bıkkın çıkmıştı.

Jack:

"Merak etme ara dönemde ikimiz bir göreve gidiyoruz. Bütün ilgi bizim üzerimizde olacaktır. O zaman bu beraberlik için ciddi olduğumu anlarlar. Hem sen ne zamandan beri insanların dediklerini önemser oldun. Ben onu merak ediyorum," dedi.

"Ne olacak bir türlü susmak nedir bilmediler. Bir yerden sonra beni de iyice bıktırdılar. Onlara ne dediğimi duysan benimle gurur duyardın."

Jack "ne dediğini az çok tahmin ediyorum. Yeri geldiğinde dilinin bir ayarı olmuyor. Kontes Ariana Dardeus seni ayıplar gibi bir tavırla uyarmak istemişti," dedi.

"Hadi yaa bende bir şey unuttum diye düşünüyordum. Kontesi şimdi hatırlatmasan olmaz mıydı? Derdi beni oğlu Charles Dardeus ile evlendirmek istemiyorum sözünün anlamını bilmiyor.

O hevesli kızlara senin gibi baş belası birini adam edecek tek insanla olduğunu ve bundan dolayı çok mutlu olduğumu söyledim. Sizler gibi her şeye yanlış bir fikir veya davranışı destekleyenlerle değil. Üstelik diyarın yönetimi ve sorunlar sizlerin umrunuzda değil. Kendinize ve ailenize ayrıcalık tanınacak bir konum peşindesiniz."

Jack ve Daniel bunun üzerine başlarını iki yana sallayarak gülmeye başladılar.

Daniel:

"Birileri senin sivri diline ve gazabına uğramış bu belli oldu. Mila konusuna gelince bende mutluyum. Gerçi ilerde en ufak bir sorun olduğu takdirde başımız belada demektir.

Ruvor kızlarını hizmetçi yapmıştı. Atrias Dortis ise bir ay temizlikçi olmuştu. Bize de acıyacağını pek sanmıyorum. Jack en çokta sen yandın. Bir ömür boyu çekeceksin," dedi.

Bunun üzerine herkes gülmeye başladı. Jack arkadaşına tek kaşını kaldırıp:

"Benim bundan şikayetim yok. Asıl siz ikiniz ayağınızı denk alın. Mila belki bana biraz olsun acır, ama size acıyacağını hiç sanmıyorum."

Mila gülerek:

"Bir de şikayetin olsaydı. Bir ömür boyu benden kurtulamazsın. Daniel ve Revın size gelince başınıza bela aldınız. Revın'a yapacağı bir iş bile buldum. Restoranı düşününce yemek yapma işinden anladığını varsayıyorum. Bize bir ay boyunca her gün üç öğün yemek hazırlarsın. Bu gayet güzel bir ceza olurdu," dedi.

Brendın Firez son yemekler getirilirken Mila'nın dediklerini duydu. Gülerek:

"Eğer yemek işini kardeşime verirsen büyük bir ihtimalle hepinizin zehirlenmesi ile sonuçlanır. Babamın ve benim yemek yapma yeteneğimiz onda yok," dedi.

Keyifli bir sohbet eşliğinde yenen yemekten sonra ayaklanıp Akademiye geri döndüler.

Ertesi sabah kahvaltı için salona giriş yaptılar. İlk fark ettikleri şey grupsuzlar masasının yeniden ortaya çıkması oldu.

Tepsilerini alıp masaya geçip oturdular. On dakika sonra Müdür Komutan Lordist yanında on kadar konukla salona giriş yaptı.

Mila anne ve babasını görünce mutlu oldu. Konuklar da yiyecek bir şeyler alıp masaya oturdular. Aralarında İsabel Aurin'in babası Steven Aurin ve Atrias'ın amcası Moris Dortis'te vardı.

Moris Dortis ara sıra Steven Aurin ile sohbet eden Kortas çiftine bakıyordu. Dördü de konsey üyesi olsa da işi gereği Steven Aurin ile daha çok konuşur olmuşlardı.

Yemek molasının sonuna doğru Mila kapıya doğru giden anne ve babasının yanına gitti. Bir süre konuştular. Az sonra Jack'de yanlarına yaklaşıp selam verdi.

Damais:

"Öğleden sonra ki dersler bitince antrenman alanına gelin. İlk dersi bugün işleyeceğiz. Bir hafta boyunca çalışmalar yapılacak. Mesleki tercih konusunda tavsiyeyi hafta ortasına aldık," dedi.

Jack ve Mila 'tamam' diyerek yanlarından ayrıldılar. Mila kendi sınıfına girdi. Diğerleri ondan önce girip oturmuşlardı.

Mila onlara haberi verdi. Öğretmen gelince önüne dönüp derse odaklandı. Kızlar yine kendi aralarında dedikodu yapmaya başlamışlardı. Komutan Lordist ile Mila'nın ailesinin samimi olması dikkatlerini çekmişti.

Öğlen yemeğine çıkarken kızlardan biri kıskançlıkla laf attı.

"Mila Kortas bu okula hangi şartlar altında geldiğini merak ediyordum. Şimdi herkes ne olduğunu gördü. Sen bizi aptal veya salak mı sandın. Hile yaptığını anlamak için dahi veya görücü olmaya gerek yok. Sen kim lider öğrenci olmak kim, tam bir işe yaramaz ve becerisizsin. Veliaht Prens Jack Rondak'ı da nasıl ikna ettiğini merak ediyoruz. Etrafında ki yalakalar artık senin yalanlarına inanmaz foyan ortaya çıktı," diye kinini ve nefretini kustu.

Mila ona dönüp baktı. Bu kızda diğerleri gibi belli bir amaçla okula gelen istediğini elde edemeyince saldıracak yer arayan biriydi. Jack ve Daniel'in etrafında çok dolaşmış ama istediği ilgiyi görmemişti. O yüzden Mila ona cevap verme gereği bile duymadı.

Yemek salonuna girip yemeklerini aldılar. Masada sohbet ede ede yerken tüm gözler onun ve diğerlerinin üzerindeydi.

Öğleden sonraki derslere girip çıktılar. Antrenman için giyinip hemen alana geçtiler. Konuk eğitmenler öğrencileri gruplara ayırıp ilk derse başladılar.

Devin Ruvor fırsatı değerlendirip Steven Aurin'e yaklaşıp kendini beğendirmek için elinden geleni yaptı. Steven Aurin kızından hakkında hiç iyi şeyler duymadığı genç adamı göz hapsine aldı.

Ertesi gün sınıflara ayırıp o şekilde devam ettiler. Mila annesinin okçuluk dersini dinliyordu. Bir an izlendiği hissine kapıldı ve etrafına baktı. Moris Dortis ile karşılaştı. Adam ona ve annesine öfkeyle parlayan gözlerle bakıyordu. Mila ona sinirli bakışlar atıp önüne döndü. Biraz daha bakarsa olay çıkacaktı.

Hafta ortası mesleki tavsiye için üçüncü ve dördüncü sınıflara odaklandılar. Jack Damais ile konuştu.

"Benim ilk tercihim subaylık eğitimi olacak. Göreve gitmeden önce bir ön eğitim almak istiyorum. Bazı eksiklerimi tamamlamadan işe başlamak istemiyorum. Ekip olarak Daniel ve Revın benimle olacak. Benimle aynı fikirdeler," dedi.

"Evet evlat az önce Daniel Voran ile konuştum. O da seninle benzer bir şeyler söyledi. Önce Akademik eğitimi bitirin, sonra merkeze gelin. Sizi eğitmek için elimizden geleni yaparız. Bu ara dönemde gideceğin görevi de iyice ciddiye al. Oradan alacağın puan senin subay olduğunda konumunu da belirler. İyi bir not alır ve iyi bir izlenim bırakırsan bir yönetici olma şansın olacak. Belki bir kasaba veya şehre geçici de olsa bey olma şansını elde edebilirsin. Bu geleceğin için iyi bir izlenim bırakır."

"Tamam bu nedenle bende yardım edebilecek birini yanımda istedim. Kızınız Mila benim için iyi bir eğitmen olabilir. Etrafında ki herkesin üzerinde iyi bir izlenim bırakıyor. Zorlandığım konular da bana yardım edebilir diye düşünüyorum."

"Mila'nın etrafında ki herkesin üzerinde öyle bir etkisi var. Onu ilk gördüğümüz zaman bizi de kendine çekmişti. Çocukluğu ve gençliği iyi geçti sayılır. Gençliğin verdiği sorunlar ile baş etmekte zorlandığı zamanlar oldu. Son üç yılını da kendini insanlardan soyutlayarak geçirdi. Akademi, sen ve arkadaşları kızımın biraz kendini bulmasını sağladınız. Orada da üzerine geleceklerdir. Senden tam olarak istediğim şey Mila'yı yanlız bırakmamandır. Yapacağına emin olsam da bir baba olarak söylemeden duramıyorum."

"Bana güvendiğiniz için çok mutlu oldum. Merak etmeyin Mila kendini asla yalnız hissetmeyecek. Bana nasıl her konuda destek olduysa bende ona destek olacağım. Bunu zorunlu olduğu için değil, gerçekten isteyerek yapacağım. Sonra zaten diyar düellosu var. Geri dönünce aramızda ki durum ciddiye dönüşecek."

Damais başını salladı. Jack'in böyle şeyler demesine hiç şaşırmadı. Ona bakınca arkadaşının sağlam kişiliğini görüyordu.

Hafta sonu geldiğinde artık seçimler başlayacaktı. Dördüncü sınıflardan başlayarak seçmeler başladı. Francesca Gorales, Albert Strayt, David Fartos, George Carus, Xawier Vortis, Bred Avort, Adaleyda Ruvor, Amelia Rayndis.

Üçüncü sınıflar, Jack Rondak, Daniel Voran, Revın Firez, Fredrik Armos, Devin Ruvor, Stella Darius, Casandra Ceras, Melissa Ardus.

İkinci sınıflar, Amanda Rose, Almina Balind, Stella Asrun, David Luiz, Deborah Varest, Clara Naturn, Melissa Xarter, Charles Baryut.

Birinci sınıflara gelince tek tek belirlenirken Moris Dortis okçuluk alanında takip ediyordu. En sona kalanlar Mila ve Atrias Dortis olmuştu. Mila Atrias'a 10 puan fark atmıştı.

Moris Dortis yiğenninden yüksek puan alan genç kıza sinirle baktı. Sonra ortaya gelip konuştu.

"Her türlü duruma hazır olmanız gerekir. Şimdi son bir test yapacağız. En iyi derecesi olan iki öğrenci süvari öne çıksın," dedi.

Mila ve Atrias öne çıktılar. Moris Dortis onları birer parkura yönlendirdi. İki görevli ellerinde birer siyah göz bandı ile geldiler. Maruzka ne olacağını anlamış ve dikkat kesilmişti. Bu sırada Jack Mila'nın performansını izlemek için geldi. Durumu görünce kaşlarını çattı.

Maruzka bunu görünce:

"Merak etme Mila bu aşamayı geçecek," dedi.

"Bu ileri seviye bir teknik değil mi? O pisliğin derdi Mila'nın moralini bozmak."

"Moris Dortis Akademide okurken de böyle biriydi. Ama bilmediği bir şey var. Mila son beş yıldır bu atışı çalışıyor. Bırak ağzının payını alsın. Sen işe karışır ve olay çıkarırsan bu siciline işlenir. Diyar düellosuna katılma hakkını kaybedersin. Büyük ihtimalle onun istediği de bu sakin ol."

Mila parkura girip yayını hazırladı. Gözlerine takılan bağla birlikte bir an duyularının açıldığını hissetti. Bu daha öncekilere hiç benzemiyordu.

İlk önce tek bir hedef üzerine gelmeye başladı. Hiç zorlanmadan onu indirdi. İkinci aşamada kolay gelmişti. En son üçüncü aşamaya geçildi.

Mila konsantre olurken derinden gelen ve sadece kendisinin duyduğu bir ses duydu.

"Merak etmeyin Leydim ben sizinleyim ve sizle ben biriz. Sadece iyi odaklanın."

Mila ilk anda şaşırdı. Çünkü o sesi çocukken duymuştu. Bu Mila'nın ruh hayvanı olduğu anlamına geliyordu.

Bir anda gözlerinin önüne bir çift gece mavisi göz belirdi. Mila sanki kendi görüyormuş gibi önünü görmeye başladı. Hedefler harekete geçince odaklanıp onları tek tek indirmeye başladı. Onda ki değişimi annesi ve Jack hissetmişlerdi. Dönüp birbirlerine baktılar. Moris Dortis bile ruh hayvanı olmadığı halde hissetmişti.

Mila son hedefi indirirken arkasından bir kiriş sesi duydu. Ani bir hareketle arkasını dönüp, üzerine gelen oku yayı ile engelledi. Sonra da hızla yayını gerip bir ok fırlattı. Ok Yayı halen elinde olan Moris Dortis'in başının bir santim üstünden geçip hava da yok oldu.

Sonrasında gözlerinde ki bandı çıkardı ve karşısında ki adamın gözlerinin içine bakarak:

"Bir daha ki sefere o ok en az iki santim aşağıdan gider. Bunu asla unutmayın eğitmen Dortis," dedi.

Bu adam bir haftadır sabrının sınırlarını zorluyordu. Annesinin önünde alenen tehtit edercesine yaptığı hareket son damla olmuştu.

Atrias Dortis parkuru bitirip çıkmış son olayı da görmüştü. Amcasının fazla ileri gittiğinin farkındaydı. Ama ona sesini çıkartamazdı.

Mila annesinin gözlerinde ki gururlu ifadeyi görünce mutlu oldu. Jack'in Moris Dortis'e ters ters baktığını görünce yanına yaklaşıp elini tuttu.

"Jack biraz sakin ol, olay çıkarmaya değmez. Onunda yapmak istediği tam olarak bu diskalifiye olursun."

"O pislik fazla ileri gitti. Senin yanlız olmadığını bilmeli."

"Ben ona gereken cevabı verdim. Yeni bir olaya kalkışırlarsa benim de ailem gibi hareket edeceğimi öğrendiler. Etrafa bak izleyenlerin çoğu avcı sınıfından gelen öğrencilerden oluşuyor. Hepsine ve ailelerine bir mesaj verdik."

Jack etrafa bakınca Mila'nın haklı olduğunu gördü ve başını salladı. İzleyenler arasında öğlen saatlerinde Mila'ya laf atıp hile yaptığını ima eden kızda vardı. O da manzara karşısında yumruklarını sıkıyordu.

Birinci sınıf: Mila Kortas, Atrias Dortis, Cecelia Rondak, Jade Gorales, Doryan Buffor, Sarah Armos, Loriyn Frayong, Bred Saltır.

Böylece grup seçimleri bitti. Bir ay sonra dönem arası olacaktı. Bu bir haftada sınavlara girip ilk dönem derslerinin notlarını alacaklardı. Oldukça yoğun bir hafta onları bekliyordu.

Ara dönemde ise Jack ve Mila batı sınırına göreve gideceklerdi. Veliaht Prensin ilk görevi şimdiden merak uyandırmıştı. İlginin oldukça fazla olacağı belli olmuştu.

Ekip oluşturulunca rekor kırılan düelloyu hep birlikte tekrar izlediler. Bilmeyen herkes biraz fikir edinme fırsatı elde etti.

Atrias Dortis amcasını sadece özel çalışmalar sırasında takip etmişti. Bu denli bir organizasyon içinde ilk kez hareket ettiğine şahit oluyordu. Üstelik düşman gibi olduğu insanlar ile iş birliği yapmıştı.

Bölüm : 28.01.2025 20:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...