12. Bölüm

BÖLÜM 12

Aysun Arslan
aysunkayaarslan

Asya elinde seçtiği iki bikiniye memnuniyetle baktı. Bunların üst kısmının Hazan'ı sıkmayacağını düşünüyordu. Tül pareolar arasında gözlerini dolaştırdı. Sonunda dantellerle süslü krem rengi bir pareoyu beğenmişti. Onu da koluna asıp kasaya doğru ilerledi. Sırada beklerken telefonunu cebinden çıkarttı. Hazan'ın attığı mesajı açtı, yüzündeki gülümseme bir anda soldu. Hemen arama tuşuna bastı. Cevap yoktu. Mesaj yarım saatten uzun bir süre önce atılmıştı ona. Tekrar, tekrar aradı yine cevap yoktu. “Kahretsin ya!” diye tısladı elindekileri kenardaki çorap raflarının üstüne atıp sıradan çıkarken. Hemen WhatsApp'a girip Hazan'a mesaj yazdı "İyi misin? aradım açmıyorsun. Geliyorum ama bana dön mutlaka." Hızla arabasını park ettiği otoparka doğru yürümeye başladı. Trafik olmasa bari diye düşünüyordu. Kalbi kulaklarında atıyordu resmen. Polisi mi arasaydı? Ama ya düşündüğü gibi bir şey değilse ortalığı ayağa kaldırmış olacaktı. Hala çalmayan telefonunu can sıkıntısı ile sıktı avuçlarının içinde. Arabasına ulaşması rahatlatmıştı biraz onu hemen sürücü koltuğuna yerleşti ve sert bir dönüşle otoparktan çıkardı arabasını. Kendini durgun trafiğe attığında ağzından bir küfür koyuverdi. "Bir şey de düzgün gitse. Bok mu var toplandınız hepiniz buraya ya! Sanki beleşe mal dağıtıyorlar." Telefonunu eline bir kere daha aldı Hazan'ı aradı. Sabırsızca bekledi yine açan yoktu. Öfkeli bir nefes verdi ağzından. Trafik çok ağır akıyordu. İnip yürüsem daha hızlı giderim diye söylendi kendi kendine. Bir an arabasını orada öylece bırakıp koşmak geçti içinden. Sol şeride yavaş yavaş yaklaştı ve dörtlüleri yaktı. Sonra kornaya daimi basarak gazladı.

Hazan abisinin karşısında başını öne eğmişti. Kocası olacak beyinsiz bu manzarayı zevkle izliyordu. Nazlı'yı eline tablet verip odasına göndermişlerdi. "Nereye harcadın kızım söylesene lan" dedi abisi sesini çok yükseltmemeye çalışarak. Hazan hıçkırıklarını bastırmaya çalıştı "söyledim ya alışveriş yaptım diyorum." Bu eve iki yüz bin liralık bir alışveriş yapılmadığından emindi kocası. Abisi öfkeyle ellerini sıktı "iki yüz bin liraya ne alışverişi yaptın kızım ev mi aldın arabamı aldın?" dedi sonuna bir küfür ekleyerek. Hazan dişlerini sıktı "O kadarcık paraya ne evi arabası abi ya! Kızgındım ona beni aldattığı için, sinirlendim harcadım tamam mı?" Abisi öfkeyle ellerini geçirdi saçlarının arasından. Koyu kahve gözlerini kardeşine dikti. "Lan!" dedi gürler gibi. Hazan olduğu yerde sıçradı. Adam ses tonunu biraz düşürdü "kızım bak adamı delirtme. Lan neye harcadın neye?" Hazan korkuyla ellerini kaldırmıştı yüzüne sonra yavaşça indirdi "kıyafet aldım, bir bakım merkezinden hizmet aldım" abisi tek kaşını kaldırdı "ne hizmeti? Masaja falan mı kaydoldun?" Hazan kafasını sağa sola salladı "Yok başka birşey" lazer epilasyon demek istemiyordu abisine. Adamın sabrı taşmak üzereydi. "Başka ney Hazan? Kerpetenle mi alacağız lafı ağzından adam gibi anlatsana şunu!" Hazan kaşlarını çattı "Kadınsal birşeyler..." Adam derin bir nefes aldı. "Oğlum sen göremiyor musun neye ne kadar harcamış bu salak?" Kocası elindeki telefonu kontrol ediyordu "Kıyafet mağaza harcamaları var evet onları görüyorum bir de bir güzellik merkezine güzel bir ödeme yapmış. Lazer epilasyon için sanırım o, geçen ilk seans falan zırvaladığını hatırlıyorum. Benim merak ettiğim bunlar değil burası zaten yetmiş bin lira. Benim merak ettiğim yüz bin lirayı ne yaptı onu doğrudan nakit çekmiş." Abisi Hazan'a döndü. "Evet Hazan dinliyorum seni ne yaptın borcun falan mı vardı bir yere kızım söylesene." Hazan alt dudağını dişlerinin arasına almış kemirmeye başlamıştı bile "Harcadım." Abisinin sesi yükseldi "Lan nereye harcadın bizde onu soruyoruz!" Hazan geriye bir adım attı "Sana ne ya! Abi sana ne? Bu kocamla benim aramdaki mevzu değil mi evli barklı insanım ben sen kimsin de karışıyorsun?!" Abisi elini havaya kaldırdı tam vuracaktı ki Nazlı bir anda annesinin önüne geçti. "Dayı..." dedi gözündeki yaşlarla. Hazan ağlamaya başlamıştı bile. Adam küçük kıza baktı sinirle dişlerini gıcırdattı. "Yok birşey kızım odana git." Nazlı gözlerini dikti dayısına "Anneme vurma ama" dedi burnunu çekerken. Hazan kendisini korumak için eline sıkı sıkı yapışmış kızına içi acıyarak baktı. Eğildi kızına sarıldı. Gözyaşları içinde konuştu "sorun yok bebeğim korkma. Hadi sen odana git." Nazlı kafasını sağa sola salladı inatçı gözlerini dikti annesine. "Gitmem benim yanımda konuşun" dedi. Elini bırakıp koltuğun köşesine otururken. Hazan gözlerini kapattı derin bir nefes aldı. Abisi Nazlı'ya yaklaştı "büyükler konuşurken küçükler dinlemez. Hadi bakim sen odana geç." Nazlı aynı inatçılıkla baktı dayısına "burası bizim evimiz nerede istersem orada dururum" dedi. Babası kızına yaklaştı saçlarında dolaştırdı ellerini. "Gel ben sana odanda kitap okuyayım. Dayınla annen biraz konuşsun." Nazlı kafasını sağa sola salladı "istemiyorum. Para diye ona bağırıp duruyorsunuz. Kumbaramdan alın ne kadar para lazımsa annemi rahat bırakın!" Babası ona sarıldı kızın gözlerindeki yaşları sildi. "Bağırmıyoruz tamam hadi gidelim biz odana" dedi. Nazlı yine omuzlarını silkmişti ki kapı kırılacak gibi çalmaya başladı. Dışarıdan Asya'nın sesi geliyordu. "Hazan, Hazan kapıyı aç!" Hasan, çalan kapıyla kardeşine tek kaşını kaldırdı. "Kim bu alacaklı falan mı?" Hazan derin bir nefes aldı Asya'nın sesini duymak bile sıkışan kalbini daralan ruhunu rahatlatmıştı. Kocası kapıyı açmaya gittiğinde gözyaşlarını elinin tersi ile sildi. "Arkadaşım" dedi abisine mırıldanarak.
Asya kapıyı yumruklamaya devam ederken birden açılan kapıyla öne doğru sarsıldı. Karşısında bir seksen boylarındaki yeşil gözlü adamın gözlerinden itibaren aşağıya doğru süzdü hızlıca. Siyah tişörtü üstüne yapışmış hafif çıkık göbeğini gözler önüne seriyordu. Diz yapmış gri eşofmanının paçaları siyah ev terliklerinin üstüne yığılmıştı. Saçı kafasının üzerinde hafifçe dağınık duruyordu ve bu karşısındaki adama biraz serseri bir hava katıyordu. Adamda bu kadını baştan ayağa süzdü. Asya iğrenç bir şey görmüş gibi yüzünü buruşturdu "çekil be insan hayvanı!" dedi içeriye dalarken. Onun sesini duyan Nazlı hızla çıkıp boynuna atladı. Kıza eşyalarını toparla diye fısıldadıktan sonra, Asya hızla salona yürüdü topuklu botlarını çıkarma gereği bile duymamıştı bunu yaparken. Hazan'ın karşısında ise demin gördüğü adamdan daha uzun boylu ve daha iri ama oldukça fit görünen bir başka adama dikti bu sefer kahve gözlerini. "Hangisi kocan olacak hayvan kızım?" dedi birden. Hazan derin bir nefes aldı. O sırada Hasan bu minik kadının yüzüne şaşkınlıkla bakıyordu. "Ben abisiyim" dedi sesi içine kaçmış gibi. Asya ona dönüp kaşlarını çattı. "Ulan dağda yiyen gölden içen dangalak! Abisiysen ne bok yemeye savunmuyorsun kardeşini de ağlatıyorsun?" Adam Hazan'ın benzeri olan koyu kahve iri gözlerini şaşkınlıkla kırpıştırdı. Bu minicik kadından mı çıkıyordu bu gürleyen ses? "Bayan sen kimsin ya?! Burada aile içi bir mevzu..." Asya ona dönüp dişlerini hepten sıktı "bana bak neandertalden sonra evrimini tamamlayamamış olduğu yerde saymış insan artığı! Bayan değil kadın, kadın! Hanımefendi de olur, hatta avrat bile olur anasını satayım bayan ne? Bir çarparım sana bayarım seni şuraya! İki seksen!" sonra kafasını Hazan'a çevirip arkadaşına sıkıca sarıldı. "Bu mahlukatlar sana bir şey yapmadı di mi?" Hazan derin bir nefes aldı "Yok..." Asya onu kafası ile onayladı "git eşyalarını toparla" dedi kolundan onu kapıya doğru ittirirken. O sırada kocası olacak adam da dikilmişti karşısına. "Sen ne sanıyorsun be kendini, evime dalıp eşyalarını toparla falan." Asya ona gözlerini kıstı Hasan kızın demin söylediği cümleleri düşünüyordu hala. Asya gözlerini ona dikti önce "beyni error verdi bunun sıra sende galiba. Bana bak iki ayaklı hayvan familyasının en güçlü üyesi, ben bu kadının hem patronu hem arkadaşıyım tamam mı?! Bas bakayım geri alırım aklını diyeceğim o da yok sende." Adam yeşil gözleri ile şaşkın şaşkın bakarken kafasını Hasan'a çevirdi. Hasan ise bu kıza olduğu yerde sırıtıyordu. Asya'nın da gözleri bu hayvanın medet umduğu diğer hayvana döndü. Adam resmen sırıtıyordu ona "ne sırıtıyorsun be ağzı açık ayran budalası gibi geri zekalı!" Adam bir an kendine geldi "Ben Hasan..." dedi önce Asya onu yukarıdan aşağı bir süzdü. "Sordum mu ben sana adını? Benim için sadece bir geri zekalısın. Kardeşine sahip çıkmak yerine ağlatan bir geri zekalı!" Hasan ona şaşkın şaşkın baktı "Yok ya sen yanlış anladın. Şimdi benim bu geri zekalı kardeşim kocasını iki yüz bin lira zarara sokmuş bende sebebini nereye harcadığını öğrenmek için..." Asya kollarını göğsünde bağladı. Ritmik bir şekilde ayağının birini yere vurmaya başladı. Ağzının içinde dilini şaplattı sonra, önce Hazan'ın kocasına yavaş yavaş da abisine dikti gözlerini. "Yedik. Gittik alem yaptık. Barda pavyonda böyle gey kulüplerde felekten bir gece çaldık var mı itirazın? Ezdik paraları çatır çatır böyle suyunu çıkardık ne yapacaksın?" dedi meydan okur gibi. Hasan olduğu yerde şok olmuş bir şekilde kardeşinin kocası olacak geri zekalıya bakıyordu. "Ne yaptınız ne yaptınız?" dedi diğer mal yeşil gözleri öfkeyle parlarken. "Yedik diyorum yedik. Hazan kocanın beyinsiz olduğunu söylemiştin de anlama özürlü olduğunu da söyleseydin keşke." Hasan kızın öfkeyle kısılan açık kahve gözlerine savurduğu kumral saçlarına hayranlıkla bakıyordu. "Helali hoş olsun..." Adam dayanağı elinden gitmiş gibi şaşkınlıkla baktı kayınçosuna. "Ne demek helali hoş olsun abi?" Asya bu öküzü bir kere daha süzdü "Ebenin... Tövbe estağfurullah! Sıçalak suratlı bok böceği sen onu karını en yakın arkadaşı ile aldatırken düşünecektin. Hem bu kadın ömrünün yedi senesini vermiş sana lan! Sıçmışsın kadının gül gibi yedi senesine. İki yüz bini böl yedi seneye günde seksen lira eder. Seksen lira sana katlanmanın bir günlük bedeli olarak az bile şerefsiz! Beni hesaba oturtma bak daha da zararlı çıkarsın he!" Adam şaşkın şaşkın baktı karşısındaki ufak tefek kadına. "Hiç bir dediğini anlamıyorum bunun ben ya!" dedi sonra kayınçosuna dönerek. Adam hala ağzı açık sırıtıyordu "Ben de ama hak veriyorum doğru söylüyor. Yani çok haklı gibi konuşuyor nedense." Asya derin bir nefes aldı "Allah'ım sen sabır ver," sonra kaşlarını çatıp Hasan denen herife baktı "ne bakıyon oğlum mal gibi! Önüne baksana lan." Adam ona iyice sırıttı "önümde duruyorsun" dedi kaşlarını kaldırarak. Asya sakinleşmek ister gibi derin bir nefes aldı adam o sırada "ateş gibisin" diye mırıldandı. Asya ona tek kaşını kaldırdı "Bir çarparım şimdi yakarım o olmayan devrelerini senin." Hazan o sırada elindeki bavullarla girdi içeriye "Hazırım" dedi. Asya onu onayladı arabanın anahtarını fırlattı ona. "Al şunu kızı da al in geliyorum." Hazan arabanın anahtarını havada kapıp Nazlı ile birlikte çıktı. "Nereye?" dedi abisi yeni uyanmış gibi. Asya ona döndü "bundan sonra bende kalacak..." Adam elini havaya kaldırdı susturmak istercesine "Yok öyle bir dünya! Bir yerde kalacaksa bende kalır" dedi. Asya ona doğru bir adım atıp kafasını yukarıya doğru kaldırdı. Gözlerindeki çelik gibi bakış adamın tüylerini ürpertmişti "Sen hayırdır abisi mi oldun şimdi? Sen adam olsan şu herifi eşek sudan gelinceye kadar döverdin önce. Bende kalacak dedim! Sen de bu mal da uzak duracaksınız yoksa..." Adam bu kadını ciddiye alamıyordu. Dudağının kenarı hafifçe kırıldı "yoksa ne?" dedi dalga geçer gibi. Asya bir adım geri çekildi "yoksa ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getiririm sadece sizin de değil şecerenizin canına okurum en kuvvetlisinden fatiha hem de. Anladın mı neandertal?" Adam onu şöyle bir süzdü "Ben de sizinle geliyorum," dedi. Asya ona tek kaşını kaldırdı "Yok ebenin örekesi. Defol lan! Yallah! Hiç bir yere gelmiyorsun!" Adam şaşkınlıkla bakakalırken Asya kapıya doğru yürüdü "Denk alın ayağınızı siz o kadını sahipsiz mi sandınız!" Kuş beyinli, geri zekalı gelişimini tamamlayamamış insan müsveddeleri... diye söylene söylene çıktı kapıdan ve kapıyı sert bir şekilde çarptı. Kapının sesiyle iki adamda oldukları yerde sıçradı. İkisi de aynı anda montlarını giyip kapıya doğru hareketlendiler. Hasan, eniştesine gözlerini kıstı. "Sen nereye geliyorsun?" Adam, kayınçosuna anlamamış gibi baktı "Karımı almaya gidiyorum." Hasan bu kıl kuyruk herifin boğazına yapışıp duvara yasladı onu. "Başlatma lan karına. Seni şurada harbiden döverim kimse elimden alamaz bak." Adam çırpınıp kendini kurtarmaya çalışıyordu "Abi bıraksana ya! Bu kadın bu evden giderse boşanır benden." Hasan onu yakasından tutup fırlattı yere "Kes otur oturduğun yerde." Deri ceketinin önünü kapatıp merdivenleri hızla inmeye başladı. Dışarı çıktığındaysa ne bir araba ne Hazan ne de o küçük alevden eser vardı. Ellerini öfkeyle geçirdi saçlarından sonra da telefonunu cebinden çıkardı.

Asya evinin kapısını açıp Hazan'ın beline doladı kollarını. "Ağlama be artık. Kutlama yapmamız lazım kurtuldun o heriften." Hazan gözyaşlarını sildi. Nazlı endişeli endişeli bakıyordu ikisine de. Asya içerideki koltukta Nazlı'yı kucağına çekip sarıldı. "Nazlıkuş benimle yaşamak ister misin?" Nazlı'nın endişeli gözleri yerini sorgulayan bir meraka bırakmıştı. "İsterim ama annem de olursa" Hazan kızına gülümsedi. Asya onun minik burnunu sıktı "Annensiz olur mu hiç cimcime? Elbette o da olacak." Nazlı Asya'ya gülümsedi. Sonra annesine döndü "Babam peki o da olacak mı?" Asya derin bir nefes aldı "Baban bizimle yaşayamaz Nazlıkuş ama sen istediğin zaman babanı görebilirsin olur mu?" Nazlı biraz düşündü. "Peki annemle babam hiç aynı yerde olmayacak mı artık?" Hazan ona gülümsedi "Ara ara oluruz tabii sadece aynı evlerde kalmayacağız bebeğim." Nazlı kafası karışmış gibi baktı Asya'ya "ama benim odam oyuncaklarım..." Asya onun saçlarını nazikçe okşadı "Yenilerini alırız sana hem çok güzel bir oda da yaparız." Nazlı annesine baktı Asya'yı kırmak istemediği belliydi ama evde aklının kaldığı bir şeyler olduğu da açıktı. O şey kesinlikle babası değildi ama. "Ne istiyorsan hepsini evden alırız kızım merak etme" dedi onu sakinleştirmek istercesine. Nazlı dudağını sarkıttı "babamı göremeyecek miyim bir daha?" Asya, baba da baba olsa diye geçirmişti içinden. "Göreceksin güzelim ne zaman istersen görürsün sadece annen artık benimle yaşayacak." Nazlı kafasını önüne eğdi "Peki zaten aynı yerde sürekli kavga ediyorlardı" dedi teslim olmuş gibi. Asya onun saçlarını öptü "aferin benim ajan sıfır yedime." Sonra ayaklandı Hazan öylece koltuğa çökmüş oturuyordu. "Hadi bakalım yatakları açalım." Aşağıda abisinin odasını hazırladı. Hazan Nazlı'yı yatağa yatırdı saçlarını okşadı. Kız ona bir sürü soru sormuştu. Çocuğunun kaygısını elinden geldiğince yatıştırmaya çalışıyordu Hazan. Kendini halsiz ama bir yandan bağlarından kurtulmuş özgür hissediyordu. Yine de kafası karışıktı. Nereden nasıl başlayacaktı. Hep Asya'da kalıp ona yük olamazdı. Şu anda kazandığı para ile ev geçindirip kira ödemesi imkansız gibiydi. Derin bir nefes aldı. Kızı anlattığı masal bitmeden uyuyakalmıştı. Hazan onun üstünü örtüp yavaşça çıktı odadan. Asya mutfağa oturmuş eline kahvesini almıştı. Hazan karşısındaki sandalyeye çöktü. "Şimdi ne yapacağım?" diye mırıldandı başını ellerinin arasına alarak. Asya içini çekti. "Birkaç ay okullar kapanana kadar abimin odasında idare edin. Okullar kapanınca kızlar zaten çıkacak buradaki odalardan birisini sana diğerini Nazlı'ya veririz. Zaten çalışıyorsun da artık." Hazan kafasını iki yana salladı. "Ne zamana kadar. Hem o kızlardan kira alıyorsunuz..." Asya ona gözlerini kırpıştırdı "Ne zamana kadar olursa fark etmez. Hem bizim kiraya ihtiyacımız var gibi mi duruyor Hazan?" Hazan bu kadar yük olmak istemiyordu. "Başına dert olmak istemiyorum" dedi mahcup bir şekilde. Asya ona kaşlarını çattı "Biraz önce seni kocan ve abinden kaçırdım. Baya bildiğin kız kaçırdım ulan. Bundan sonra evimin kadını çocukların anası olacaksın o kadar." Hazan, Asya'nın o bağırışlarını hatırlayınca istemsiz kıkırdadı. Sinirleri bozulmuştu. "Abim nasıl oldu da sana gürlemedi anlamadım ki" dedi gülerek. "Ah bebeğim benim adım Asya ben gürleyince bütün sesler susar!" Hazan bir kahkaha koyverdi. "Neandertal nedir kızım ya?" Asya ona sırıttı. "Abinin yeni lakabı o." Hazan kıkırdadı. "Ne olduğunu bilmediğinden eminim" dedi. Asya ona sırıttı "o değil de tipine bakan da onu adam sanır he. Yakışıklı yani ama içi boş." Hazan Asya'ya gülümsedi "Aslında kötü değildir abim ama işte bazen hayvanlığı tutuyor." Asya ona kaşlarını çattı "bana nadiren insan olmaya çalışıyormuş gibi göründü ama neyse..." Hazan ona gülümsedi. "Biraz geleneksel bir adam." Asya kaşlarını çattı. "Başlarım onun geleneğine ya. Neyse ikimizde yorgunuz. Hadi şimdi uyuyalım sabah konuşuruz bunları." Hazan'da kendini yorgun hissediyordu ama hiç uyuyabileceğini sanmıyordu. "Ben biraz film izlesem, uyku tutmaz beni şimdi" dedi. Asya ona anlayışla gülümsedi. "Ben senin için demiştim o zaman pijamalar giyilsin. Kız gecesi yapıyoruz." Hazan'ı kollarından tutup merdivenlerin oraya yönlendirirken arkasından seslendi. "Kıyafetlerin abimin dolabında..."

 

Bölüm : 15.12.2024 16:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...