
Atlas Sezgin'in (Şimşek) Ağızından;
İzgi'nin bana korku içinde olan bakışlarını görmüştüm.
Lanet olsun, ya biraz daha geç kalsaydım ?, Allah korusunn.
Endişeli bir şekilde izgi'ye "iyi misin ?" diye sordum, İzgi sadece kafasını aşağı yukarı salladı.
Elimi izgi'nin omzuna koydum sadece "geçti, korkma" diyebildim, başka bir şey çıkamadı ağızımdan.
İzgi kendine gelerek bana "nasıl anladın ?" diye sordu.
"Telefonunla uzun bir süre mesajlaşınca başkasıyla yazışıyorsun sandım, sonra sen lavaboya gitmek için izin isteyince arya ile yazıştığını anladım, uzun süre gelmeyince tehlikede olduğunu düşündüm ve sana bakmaya geldim mermi" dedim.
İzgi korkuyla bana "peki şimdi ne olacak ?, onları kandırdığımızı öğrenmişler, başaramayacak mıyız ?" diye sordu.
"Merak etme, kadın öldü zaten kimsenin öğrenmesi mümkün değil, arya sana kodları ve deponun konumunu atmıştı değil mi ?" dedim meraklı bir şekilde.
İzgi "evet, arya bular bulmaz hemen bana mesaj attı" dedi.
"O zaman bir sorun yok mermi, buradaki işimiz bitti artık, şimdi geri dönelimde bizden daha fazla şüphelenmesinler" dedim ve izgi'yle beraber masaya geri döndük.
Rüzgar ingilizce bir şekilde "bir sorun yok değil mi efendim ?" diye sordu.
İngilizce diliyle "sorun yok Thomas" dedim.
Nicolas gülümseyerek "sizinle tanışmak bizim için büyük bir onurdu James bey, tekrar görüşmek üzere" dedi ve adamlarıyla birlikte masadan kalktılar.
Kalkmalarıyla beraber polis ekiplerinin gelmesi aynı anda olmuştu.
Komiser "Nicolas Wara, sizi silah kaçakçılığı suçundan tutukluyorum" dedi.
Nicolas ve arkadaşları kelepçelenip götürülürken p!ç bize bağırarak "size bunun hesabını soracağım" dedi.
Rüzgar gülerek "Y@rr@ğıma sorarsın" dedi.
Ağzımdan aldın be lafı kasırgaa, sen benden çok yaşayacaksın haa.
İzgi alayla "sen önce bir içeriden çık, ondan sonra sor hesabını" dedi.
Gülümseyerek "tabii, içerideki arkadaşların seni sağ bırakırlarsa Nicolas" dedim.
P!ç nicolas ile arkadaşları polisler tarafından götürüldü, ve bizde eve geçtik.
1. suç çetesi ölüm timi tarafından yok edilmişti, sıra 2. çetedeydi, o çete hakkında yarın plan yapacaktım artık.
🤍
Evdeydik, odamda yatağımın üzerinde oturuyordum.
Rüzgar birşeyler mırıldanarak odaya girdi, yeni duş almıştı. çünkü saçları ıslaktı, beni fark edince mırıldanmayı bıraktı, gülümseyerek "kusura bakmayın komutanım, sizin burda olmanızı beklemiyordum" dedi.
Bende aynı şekilde "sorun yok" dedim.
Rüzgar bir şey söyleyecek gibi oldu, ama sonra vazgeçti.
"Ne soracaksan sor hadi rüzgar" dedim.
Rüzgar kekeleyerek "ben mi ?" diye sordu.
Sinirle "yok ebemin @mı rüzgar, odada senden başka bir kişi var mı ?, Allah aşkına" dedim.
Var Atlas, unuttun mu onu, habil'i.
Habill !, gel koçum.
Rüzgar bana anlamaz gözlerle bakıyordu.
"Birşey söyleceksen söyle şimdi, çok işim var, senin boncuk gözlerinle bakışamam daha fazla" dedim soğuk bir şekilde.
İnsanları incelemeyi sevmem genelde, ama rüzgar'ın mavi gözleri beni benden almıştı, bakmadan duramıyordum @mına koyayım.
Allah'tan kız değilsin be kasırga.
Rüzgar "Benim haddime değil tabikide ama sormam gerektiğini düşünüyorum komutanım" dedi merakla.
"Neyi soracaksan sor artık" dedim, artık sabrım taşmıştı, umarım boş boş sorular sormaz.
Rüzgar çekinerek "sizin izgi'yle aranızda nasıl bir ilişki var komutanım ?" diye sordu.
"Ne diyorsun lan sen" diye yükseldim rüzgar'a.
Rüzgar "komutanım, kağan denen arkadaş dedi banada 'siz izgi'yle özel hayatınızda sevgiliymişsiniz, kahvaltıda sandalyesini çekmişsiniz, odada özel konuşmalarınızda bunu kanıtlıyormuş', bende inanmadım size sormak istedim" dedi.
Habil, s!kel!m mi şu kağan'ın belasını, lütfenn.
Yoksa ben boş yere asker katili olacağım.
"Peki bunu başka kim biliyor ?" diye sordum.
Rüzgar "benden başka kimse bilmiyor komutanım, başkaları duymadan ben size söylemek istedim, iyi yapmış mıyım ?" diye sordu.
Gülümseyerek "iyi yapmışsın, sakın bu konu hakkında konuştuğumuzu kimseye söyleme, yarın sabah keseceğim kağan'ın hesabını, anlaştık mı rüzgar ?" dedim.
Rüzgar "anlaştık komutanım" dedi.
"Neyse ben uyuyorum, sana iyi geceler kasırga" dedim.
Rüzgar sadece "size de" diyebildi.
Yatağıma uzandım ve günün vermiş olduğu yorgunlukla beraber uykuya daldım.
🤍
Zeynep İzgi'nin (Mermi) Ağızından;
Odamdayım, az önce duş almıştım, ıslak saçlarımı kurutmaya çalışıyordum.
Arya henüz odaya gelmemişti, saat ise 21.00'du, yani arya'ya göre erkendi daha.
Nereden mi biliyorum, birazcık oda arkadaşımı gizli gizli izlemiş olabilirim, daha doğrusu izlemiştim.
En erken odaya 22.30'dan sonra gelirdi, 00.00'da en erken uyuduğu saat idi, yani odada tek başıma yada sıddık'la rahat rahat takılıyordum.
Siz şimdi sıddık kim diye soracaksınız, söyleyeyim.
Sıddık benim küçüklüğümden beri olan yakın hayali arkadaşım, yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmiyordu, hâlen daha gitmez.
"Sıddık, bugün ne oldu biliyor musun ?, atlas beni kurtardı, sana bahsettiğim komutan, hatırladın değil mi ?" dedim heyecanla.
Sıddık sessizliğiye bana 'evet' diyordu, buna emindim.
"Sence o, bana karşı ne hissediyor ?, biliyor musun ?" diye sordum sıddık'a.
Sıddık yine sessizliğiyle 'bilmiyorum zeynoşş, çok merak ediyorsan atlas'a sor' dedi.
Gülerek "sorabilirsen sen sor sıddık" dedim.
Sıddık sessizce 'o zaman meraktan kudur dur zeynoşcum' dedi.
Sıddık haklıydı, atlas'a sormalıydım bana karşı ne hissettiğini.
"Tamam, atlas'a soracağım sıddık, ama bu konuştuklarımız aramızda kalacak, söz mü ?" diye sordum.
O sırada arya odaya geldi, ve bana "gecenin bu saatinde kiminle konuşuyorsun sen zeynep ?" diye sordu.
Kekeleyerek "Senin burda ne işin var ?" diye sordum arya'ya.
Arya "odama yatmaya geldim izgi, saat tam 22.30" dedi sitemli bir şekilde.
Sıddık ile konuşurken vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştım bile.
Umarım arya sıddık ile olan konuşmalarımı duymamıştır, aminn.
Eğer duyduysa rezilliğim paha biçilmez vallaha.
Yok ya, eğer arya duysaydı, şu an tüm tim sabah olmadan benim şizofren olduğumu öğrenirdi bence.
O önce kendi kullandığı ilaçlara baksın, ondan sonra konuşsun.
"Hiç, ben kendi kendime konuşuyordum işte" dedim gülerek.
Arya gülümseyerek "neyse sen onu bunu boşver, sana harika bir dedikodum var" dedi ve siyah sweatshirt'in cebinden çekirdek pakedi çıkardı.
Allahh, işte gerçek eğlence başlıyorr.
Bu gece uyumamışamm.
Merakla "anlatsana" dedim, elime bir avuç çekirdek aldım.
Arya "bu kağan denen vatandaş var ya, o teğmen'e terasta 'izgi ile atlas komutan özel hayatlarında sevgililer' demiş, teğmen de durmadı tabii, gitti atlas komutana 'sizin izgi'yle aranızda ne var ?" diye sordu, atlas komutan teğmen'e bir yükseldi görmen lazımdı, neyse komutan dedi ki 'yarın sabah kağan'a bunun hesabını soracağım', başkasından değil de benden duymanı istedim bunu" dedi.
Yediğim çekirdek boğazıma kaçmıştı, ben ve atlas'ın sevgili olduğu dedikodusu çıkmıştı timde, normal şartlarda sevinmem lazımdı, ama niyeyse sevinemiyordum.
Merakla "peki ne olacak ?" diye sordum.
Arya "dedim ya az önce, yarın sabah soracakmış bunun hesabını, yani anlayacağın yer yerinden oynayacak" dedi derin bir nefes vererek.
"Kahretsin, bir bu eksikti" dedim dişlerimin arasından.
Arya gülümseyerek "boşver, kafana takma bunları, hadi uyu" dedi ve yatağına yattı.
Bende yatağıma girdim, gülümseyerek "iyi geceler arya" dedim.
Arya "sana da iyi geceler izgi" dedi ve ışıkları kapattı.
Bende üzerime çöken ağırlık ile uyudum.
🤍
Sabah olmuştu, arya ile beni uykumuzdan uyandıran şey; atlas'ın "uyanın ölüm timi, toplantı yapacağız, herkes 10 dakika içinde salonda olsun" olmuştu.
Arya'yla beraber yataktan kalktık ve oturma salonuna geçtik.
Atlas dışında herkes yataktan kalktığı gibi salona gelmişti.
Miran "hayırdır komutanım, acil bir durum mu var ?" diye sordu.
Atlas "evet miran, konu önemli, oturun" dedi koltukları göstererek.
Onun dışında, hepimiz koltuklara oturduk.
Atlas derin bir nefes verdi ve konuşmaya başladı "dün bir arkadaşımız hadsizce bir şey düşünmüş ve düşüncesini dile getirmiş ölüm timi ve ben sizi ilk günden uyarmıştım 'özel hayatım sizi ilgilendirmez' diye, ama kağan arkadaşımız benim ve izgi'nin sevgili olduğu yalanını ortaya atmış, üsleriniz hakkında böyle dedikodular çıkaramazsınız, buna asla izin vermem" dedi.
Ve kağan'a döndü, tıslayarak "o fındık kadar aklınla doğru dürüst şeyler düşün, düşünemiyorsan da sus hiç konuşma, anladın mı beni, şimdi yaptığın öküzlüğü kabul et ve özür dile herkesin önünde, ha bu arada cezan: bugün evi tek başına dip köşe temizleyeceksin, yapmazsan olacaklardan ben sorumlu değilim, kalanlar sizlerde ders alın bu olanlardan bence" dedi ve odasına gitti.
Arya ile Rüzgar hiç bir şey demeden mutfağa kahvaltıyı hazırlamaya gittiler.
Miran öfkeden soluyarak "sen ne yaptın kağan, yaptığın şeyin ne olduğunun farkında mısın ?" diye sordu.
Kağan "ne var ya, düşündüklerimi söylemek suç mu abi, Allah aşkına" dedi sitemle.
Miran "suç değil, ama söylediğin kişinin kim olduğunu bilmen gerekiyordu, Allah'tan sana tutanak yazmadı komutan, bundan sonra düşündüklerini benden başka kimseye söylemeyeceksin, anladın mı beni ?" diye sordu.
Kağan gözleri dolarak "anladım abi" ve bana döndü "sen bir şey söylemeyecek misin İzgi, en çok senin konuşman gerekiyor, hadi sende vur yaptığım öküzlüğü yüzüme" dedi.
Boğazıma bir yumru tıkandı, konuşamadım.
Hiç bir şey demeden kalktım ve atlas'ın odasına çat kapı girdim.
Atlas "hayırdır mermi, neden geldin odama ?" diye sordu.
Derin bir nefes verdim ve atlas'a "bana karşı ne hissediyorsun" diye sordum.
🤍
Evett, bu bölümde böyle bitti.
Nasıl buldunuz ?, umarım bölümü beğenirsiniz.
Ben ters köşe yapmayı seven bir yazarım arkadaşlar, aklınızın bir köşesinde bulunsun ☺️.
Neyse, sizce 6. Bölümde neler olacak ?.
Beklemede kalın, hoşçakalın ☘️.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |