1. Bölüm

1. Bölüm

ZÜLEYHA ÖKSÜZ
b1rhayalimizvar25

Kendimi akıl hastanesinin kanlarla çevrili odalarının içerisinde bulmuştum. Hastanenin her bir köşesi benim bıçağımdan sıçrayan kan izleriyle doluydu. Ve beyaz duvarlar bıçağımdan sıçrayan kanlı duvarlarla boyanmıştı. Akıl hastanesinin her bir odasında birbirinden farklı çığlık seslerinin verdiği zevkle eğlenirken, o sıra karşımda defalarca bıçaklanmaya maruz kalmış cesetler, ve o cesetlerin bıçak izleriyle delik deşik edilmekten bağırsakları dışarıya çıkmış acınası bedenleri bulunuyordu. Bunun yanı sıra yastıkla boğularak öldürülen deliler ve benden korkup kaçtıkları için kendilerini öldüren korkak kurbanlarda vardı. Ve şuan benim izdihamıma şahit olan bu oda, cesetlerin kanıyla bayram ediyordu. Üstelik her bir odanın kırmızı rengi boya değil benim şah eserimdi. Ben zevk içerisinde öldürmekle meşgulken kızım Kardelen işe yaramayan cansız bedenleri kendi odasında biriktiriyordu. Hastanenin odalarının her bir köşesinde sadece nemden ıslak duvarlar yoktu benim bıçağımdan sıçrayan kan lekeleri ve ölmüş ceset kokularıda odaya kırmızı renk ve ihtişamlı koku bırakmıştı. İşte şimdi bu oda tamda doktorun istediği gibi renkli bir oda haline gelmişti. Doktor, Kardelen’in odasının dışında her hangi odaya hayranlıkla bakınıp, kesinlikle bu odaların her birini sevecekti bundan emindim, fakat korkudan dilini yutmazsa. Her bir odaya kamera yerleştirip işlediğim cinayetleri sanki korku gerilim filmi izliyormuş gibi zevkle izlemeye başladım. Kendimi filme o kadar kaptırmıştım ki bir yandan da elimde ki çekirdeği çıtlatarak katliamın baş izleyicisi olmaya devam ediyordum. Çünkü biliyordum ki ben Kayra Alparslan’dım. Benim kimseye karşı korkum yoktu ve ben kesinlikle işimin yarıda kesilmesinden hiç hoşlanmayan birisiydim. Zevkle izlemiş olduğum filme odaklanmaktan başa sarıp tekrardan izledikten sonra üç yüz bir numaralı odadan çıkıp benim işlediğim suçları yok etmek için tüm cansız bedenleri bir araya toplayan Kardelen’in yanına gittim. Kardelen odasında cesetleri biriktiriyordu. Yüzünde ki terini silmek için ellerine bulaşan kanı farketmeden saçlarına ve alnına sürüyordu. Her baba kızına hayran olabilir ve onu kimseyle paylaşmak istemeyebilirdi ama ben kızıma değil kızım bana hayrandı. Benim işlediğim her bir cinayeti tebrik eder ve bana kendi elleriyle pasta yapardı frambuazlı pasta. Ve birazdan o keyif aldığım günlerden birisi olacak. Çünkü kızım beni övgülerle ve tatlı tebessümüyle havalara uçuracaktı ve beni övgülerle mest edecekti fakat bunun olması için son bir kişi kalmıştı. Beni tebrik etmesi için sadece son bir kurbanın benim elimden ölmesi gerekiyordu .Ve o şanslı insanı tanımayan yoktur merakıyla unutulmayan ve asla unutulmayacak bu kurban Kaan Öztekin’in ta kendisi. Kendisinin en büyük zaafı fazla saf ve herkese çabucak inanmasıydı. Kardelen’e inanıp onu korumaya çalışması ve benimle yüzleşmeye gelip benim anlattıklarıma da çabucak inanması onun oltaya yem olmasını kolaylaştırmıştı. Ve bu kişi kendi ölümünü farkında olmadan kendisi belirledi ve bana da sadece uygulamak düştü. Kanlı oyunun birazdan sonuna geleceğiz bu yüzden ben hemen kurbanı korkutmaya gitmeliyim diye düşünüyordum. Fakat düşündüm de son kurban neden benim ellerimden ölsün ki? Evet son kurban benim elimden ölmeyecek çünkü onu kendi ellerimle yetiştirdiğim kızım Kardelen öldürecek. Evet bu fikri çok sevdim kesinlikle Kaan, Kardelen’in elinden ölmeli. Sonuçta artık kızım büyüdü ve nasılsa benden eğitimini aldı. Bu yüzden Kaan Öztekin’i Kardelen öldürebilir ve bana da bu anı zevkle izlemek düşer. Ben kendi kendime kararlar verip düşünmeye devam ederken, Kardelen ona emrettiğim işimi yerine getirip yatağın sol köşesine oturmuş bir halde bir yandan yanaklarına süzülen terini peçete ile silerken o sırada kanlarla boyanmış duvara öylece dalmış izliyordu . Ve onun yanında olduğumu bile fark edemedi.

Kardelen nerede kaldı bu kurban hadi bitir şunun işini? Kardelen nereye daldın böyle sana seslendiğimi duyamayacak kadar? Pişt Kardelen kime söylüyorum baksana bana?

Babamın ısrarcı seslenişi ile kendime gelip somurtkan yüz ifadesine rağmen onunla konuşmaya başladım. En son söylediği bitir şunun işini! Cümlesini duyduğumda şok olmuştum ya da ben yanlış duymuştum. Babam benden birilerini öldürmemi mi istiyordu? Hem de son kurban olan Kaan Öztekin’i. Halbuki babamın hangi ara bilgisayar başından kalkıp benim odama geldiğini anlamış bile değilim? Gülen sahte maskemi öfkeli ve şaşkın yüzüme takıp babama tatlı dilimle konuşmaya başladım. Zaten kan kokusu ve kanlı ortamın hassasiyeti beni benden alıyordu bir de şok olmamı sağlayan, bitir şunun işini! Cümlesini yutkunmaya çalışıyordum. Ben nasıl birisini öldürebilirim ki? Evet biliyorum bende pek masum sayılmam ama bu benim katil olduğum anlamına gelmez. Sakin ol Kardelen belki sen yanlış anlamışsındır.Baban son kurbanı öldürme zevkini sana yaşatmaz. O zevki sonuna kadar yaşamak ister.

Bir dakika baba sen az önce ne söyledin galiba ben yanlış anladım? Kaan’ ı benim öldüreceğimi söylemedin değil mi? Yok canım kesinlikle ben yanlış duydum. Bana o fırsatı tanımazsın sen çünkü o zevki yaşamayı çok istersin.

Hayır Kardelen yanlış duymadın ne duyduysan doğru Kaan’ ı öldürmek sana kaldı onu ben değil sen öldüreceksin!

Baba ben onu nasıl öldüreceğim ki hayatım boyunca kimseyi öldürmedim bile. Tamam bunca zaman sana destek oldum yardımcı olmam gereken yerlerde sana yardım ettim. Ama kimseyi öldürmemi bekleme benden. Ben bıçağı tutmayı beceremem bile.

Kardelen sana yapar mısın diye sorun oldu mu? Yapacaksın duydun mu beni ! Unuttun herhalde seni o çapkın doktorlardan kim kurtardı? Sana yap dediysem yap sen Kayra Alparslan’ın kızısın öldürmek senin için kolay olacaktır. Kolay değilse bile kolay olmalı anlıyor musun beni? Hem ben yaşlandım artık. Bu görevi senin yerine getirmeni istiyorum. Bak istiyorum diyorum ister misin demiyorum?

Hangi baba bunu kızına yapar ki? Sırf çapkın doktorlardan beni kurtardı diye benim de elimin kana bulaşmasını istiyor. Kim kızının katil olmasına göz yumabilir? Keşke kız çocukları babalarını seçebilseydiler. Ama mecburum kabul etmekten başka seçeceğim bir şık yok dövülmekten başka.

Peki sen öldür diyorsan öldürmeliyim onu. Ama baba bu benim için son olacak değil mi? Çünkü beni kan tutuyor aslında bu durumu sana belli etmemek için senden gizli kusmaya gidip durdum. Lütfen bu son olsun baba!

Yediğim tokat darbesinin eseriyle dudağımın sol üst tarafı kanamaya başlamıştı. Ve dilim dudağımın üzerinde ki kanın tadını almaya başladı. Bu tokat babamın sinirlendiğinin belirtisiydi. Benim kana karşı güçsüz olmam babamın benim zayıf olduğumu sanmasını gösteriyordu. Ve babam benim güçsüz olmamdan nefret ediyordu. Çünkü onun kızıydım nasıl güçsüz olabilirdim ki?

Bana bak Kardelen gözümün içerisine bakaraktan bana, ben hassas birisiyim demeye bir daha kalkışma bile! Çünkü bu Kaan senin ilk kurbanın olabilir fakat asla son kurbanın olmayacak bunu o odun kafana sok!

Kan kokusundan ağzımı açıp cevap bile veremiyordum çünkü kusasım geliyordu. Bu yüzden evet anlamında kafamı aşağıya yukarıya hareket ettirdim ve bu evet demem babamın gülmesini ve sararmış dişlerini görmemi sağlamıştı. Babam güçlü bir babaydı fakat asla iyi bir baba değildi çünkü o beni kızı olarak görmüyordu. Ben onun için sadece oyun ortağıydım . Ağlamak bana göre hiç değil çünkü annesiz büyüyen çocuklar asla ağlayamazlar . Eğer ağlarlarsa onu bile yük görürler. Bu gerçekler ciddi anlamda niçin canımı acıtıyor? Anlamış değilim. Hangisi içimi acıtmıyor ki? Mesela babam beni asla kızı olarak içtenlikle sevmeyecek. Bunu bile bile sevgi kırıntısı peşinde koşan acınası birisi oldum. Sahi babam imkanı olup içinden gelseydi beni sevebilir miydi? Bunu bile bilmiyorum. Babamın konuşmasına kulak vermek adına kendi acı verici dünyamdan çıkıp babamı dinlemeye devam ettim.

Şimdiden sabırsızlandım doğrusu Kardelen. Nihayet hastanede ölüm oyunumuz bitecek! Hadi Kardelen sen benim kızımsın bitir Kaan’ın işini! Cesetleri gizli yerimize sakladın değil mi? Biliyorum çatma kaşlarını eminim söylediğimi yaptın fakat yine de emin olalım ki işimizde bir eksiklik olmasın.

Evet dediğin gibi yaptım baba yatağın altında ki küçük gizli yerin kapağını açtım gri halılarla kaplandığı için bıçakla kesmek zorundaydım. Orayı kesip gizli tünelin kapağını açtım sonrasını sende biliyorsun zaten. Ama bir görsen şimdi her yer kanlar içerisinde oldu bende beyaz renkli duvarlara oyunumuza daha çok renk katsın diye her bir duvara kanı, elimle bulaştırdım. Ve Kaan’ a küçük bir sürpriz bıraktım. Gördüğü o an şaşkınlıktan dilini yutacak. Fakat bu kadar hazırlığın benim için olacağını bilmezdim. Madem sen yap diyorsun yapalım o zaman!

Bekle bizi Kaan Kardelen senin için gelecek!

Şşs sessiz ol baba! Galiba kurban öleceği mekana geri döndü.

Tamam hadi git ve bitir şunun işini! Sana bunca yıldır nasıl öğrettiysem o şekilde soğuk ve korkusuzca yap bu işini ve asla Kaan’ a korktuğunu belli etme! Eğer belli edersen o zaman sana yapacaklarımı düşün ama bence hiç düşünmeni gerektiren bir hata yapmazsın sen. Değil mi Kardelen?

Tamam baba dediklerini yapacağım sen merak etme! Ama Kaan bu odaya gelecektir bence sen git buradan! Yada sen de burada kal sürpriz olsun ona.

Yok ben gideyim bu işi tek başına yap hadi gözüm üzerinde kızım.

Odadan ayrılmış koridorda kan görüntülerini izlemekten bile keyif alan babam koridorda yürümeye devam ediyordu. Bense daha kana karşı güçlü değilken birini nasıl öldüreceğim diye düşünüp duruyordum. Kafayı yememe az kalmıştı işte bundan kesinlikle eminim. Şuan zaafım olan kana karşı güçlü olup Kaan’ ı cesurca öldürmeliyim. Yoksa cezalardan ceza beğenmek zorunda kalırım. Babamın sesiyle korkup arkama döndüm odanın kapısından kafamı çıkarmış babama bakıyordum.

Kardelen acaba sende tıpkı farenin kediyi arkadan öldürdüğü gibi onu da o şekilde mi öldürsen ne dersin?

Hafif çatık kaşlarla babama cevap verdim. Kaşlarımı çatmama bile laf edecek diye korkup fazla çatma dan konuşmaya başladım. Ama beni bugün epey yoruyordu ve bu oyun denilen ceza bir türlü bitmek bilmiyordu. Ama oyunun bitmesini diliyorsam elimi çabuk tutmam ve işleyeceğim ilk cinayete kendimi odaklamam gerekecekti. Bu yüzden tıpkı Kayra Alparslan gibi cesurca davranmaya başladım.

Kayra Alparslan senin kızın korkak mı ki fare gibi arkadan saldırsın? Unuttun herhalde ben Kardelen’im korkmadan cesurca iliklerine kadar korkuturum o Kaan’ı. Daha beni oyalama bıçağımı bile temizlemedim . Bıçağımın üzerinde kendi ismimin olmadığını görünce sinirlerim bozuluyor.

Vay be bende de ne mücevher varmış kırk yıllık cinayet işleyen seri katil gibi konuştum. Derin derin nefes alıp ver Kardelen bugün zorlu oyunun finalini vermek senin elinde. Babamın gülümsemesi , daha doğrusu benim mutluluğum babamın mutluluğuna bağlı. Bu yüzden Kaan’ ı kesinlikle öldürmeliyim.

Aferin kızıma işte şimdi tıpkı baban gibi cesur gözüküyorsun gözlerinde ki bu karanlık ışığı fark ettim. Eminim bu iş sende hadi bitir şunun işini!

Milletin babası kızına başka türlü motive edici cümleler sarf ederken , benim babam onun işini bitir sen kesinlikle yaparsın! Diyerek motive ediyordu. Galiba babamı Kayra Alparslan yapan da diğer babalar farklı olmasıydı. Katil olmama ramak kalmışken bir türlü koridordan gitmek bilmeyen babamın sinir bozucu sesiyle iç dünyamdan çıkıverdim. Ve şimdi beni izleyen daha doğrusu yüzüme ve saçlarıma odaklanan babama bakıyordum ki hemencecik konuşmaya başladı.

Kardelen bu arada saçında ve alnında kan izi var onu temizle!

Tek derdim saçıma bulaşan kan iziymiş gibi kafamı tamam anlamında aşağıya yukarıya hareket ettirdim. Sanki birazdan cinayet işlemeyeceğimde partiye gideceğim. Ve ardından babam koridorda yürümeye devam etti .Babam yanımdan ayrılınca ben de odadan çıkıp başka odada saklandım. Beni bekleyen meraklı Kaan’ın yanına gitmeden önce koridorun duvarlarında kapı kulplarında bile kandan bulaşan el izlerini görüyordum. Ve bu durum kusmama sebep oluyordu. Baktığımda Kaan odanın her bir köşesinde beni arıyordu ki dikkatini duvarda ki yazıya ve duvarın capcanlı rengine henüz vermemişti bile. Çünkü ilgisi şuanda sadece beni bulmaktı. İlk girdiğinde kan rengi nasıl ilgisini çekmemişti anlamış değilim doğrusu? Halbuki benim ilk görüşümde gözlerim duvarda ki kanlara ilişiyordu. Beni ararken bir yatağın altına bir banyoya bakınıp dururken gözleri nihayet duvarda ki yazıya ilişmişti.

ÖLÜM SIRANA HOŞGELDİN KAAN!

SON KURBAN SEN SEÇİLDİN!

BIÇAĞIN TADINA BAKMAK İSTER MİSİN?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bölüm : 02.12.2024 02:03 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
ZÜLEYHA ÖKSÜZ / Şizofren'in Oyunu / 1. Bölüm
ZÜLEYHA ÖKSÜZ
Şizofren'in Oyunu

65 Okunma

26 Oy

0 Takip
3
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...