3. Bölüm

3. Bölüm

ZÜLEYHA ÖKSÜZ
b1rhayalimizvar25

Baba konuş benimle!

 

Bu sorularının cevabını benden öğrenebilirsin Kardelen?

 

Sende kimsin benim ismimi nereden biliyorsun? Benimle nereden konuşuyorsun?

Hemen çık karşıma ! Neler oluyor böyle babam neden benimle konuşmuyor?

 

 

Öncelikle oyuna ara verildi Kardelen bu yüzden kimse sesini duyamaz ve sen

korunaklı odaya dahi adımını atamazsın.

 

Oyun derken senin benim oyunumdan nasıl haberin oldu? Yoksa seni babam mı

ekledi oyuna? Ama babam seni oyunumuza dahil etmez. Doğruyu söyle kimsin sen! Oyunumuzu nasıl durdurabilirsin? Söyle çabuk bana engel olmaya nasıl başardın?

Babamın kim olduğundan haberin var mı senin ? Emin ol hiç farkında olmadan

ensende olur senin. Derhal saklandığın yerden çıkıp karşıma gel! Bana bunun

hesabını vereceksin!

 

Peş peşe soruların biterse konuşmaya başlayacağım. Ben sizin oyununuza dahil

değilim ki Kardelen , siz benim oyunuma dahilsiniz. Sadece siz değil herkes ve o

seçtiğiniz kurban Kaan’ da dahil hepiniz oyunumun birer parçasısınız. Oyumu

durdurdum ve oyununuza engel koydum çünkü siz arsızlaştınız. Kardelen sizi

durdurmak için oyunumu durdurdum. Yani anlayacağın oyunumun ara verilmesine

karar verdim. Neden mi ? Çünkü siz ikinci kez aynı hatayla cezayı hak ettiniz.

Sadece baban değil sende arsızlaştın. Bu yüzden baba kız cezaya çaptırılacaksınız!

Ne istiyorsun bizden! Ne cezası sen bana ceza veremezsin duydun mu? Uzaktan

sesini duyurmakla olmaz çık karşıma seni de oyunuma dahil edeyim? Madem birini

öldürmem gerekiyor gel bıçağımda senin de kanın aksın!

 

 

Sana söylediğim gibi ben senin oyununda değilim asıl sen benim oyunumun

içerisindesin Kardelen. Başrol olman seni oyunun sahibi yapmaz ve sen cezasız

kalmayacaksın. Akıl hastanesinde ki herkesi kanlı eğlenceli oyununa dahil etmeden

hepsini acımadan zevkle öldürdünüz. Ama siz durdurulmadınız diye onları sahipsiz

sandınız değil mi? Masumların kanı kurumadan sana ve çok sevdiğin babana ceza

vereceğiz.

 

Neden beni suçluyorsun ki eğer olan bitenden haberin varsa benim masum

olduğumu bilmen gerekirdi. Neden babamla ben ceza almak zorundayız. Tamam

cinayeti işleyen babamdı ona ceza verebilirsin ama ya benim ne suçum var? Ben

kimseyi öldürmedim ki?

 

Sen kendini masum mu sanıyorsun? Bu oyun işi senin fikrin değil miydi? Sırf baban

seninle vakit geçirsin seninle gurur duysun diye ortaya çıkarmadın mı bu oyunu? O

kadar masumu baban katletti ama sen ona cesaret verdin onunla iş birliği yaptın

kurbanları kandıran oltaya yem atan sendin. Bir başkası değil! Bu yüzden bizi sorgulamada hak ettiğin cezayı dinle!

 

 

 

CEZA KURALLARI...

 

Birinci Ceza ; Öldürdüğün her bir masumu geriye getirmektense seni bir ay önceye

götürmeye karar verdik. Yani herkesin akıl hastanesinde yaşadığı zamana. Ve sen

hariç orada ölen kimse ölümünü asla bilmeyecek ve senin onlara hiçbir kesici aletle

dokunmana izin verilmeyecek. Eğer dokunursan, dokunduğun an da tarifi olmayan

fakat öldürmeyen o acıya sahip olacaksın.

 

Hayır bize bunu yapamazsın! Kimsin sen kaç kişisiniz beni oyunumda yenemezsiniz

ben Kardelen’im babamın kızıyım. Tıpkı onun gibi ben kimse tarafından mağlup

olmam kurban ederim! Babam bu oyunun bitmesine asla izin vermeyecek ve seni

öldürmeye gelecek!

 

 

İkinci Ceza; Bir ay önce yani Kaan’ın seninle ilk tanıştığı o ana geri dönecek ve Kaan

‘a ve kendine zarar veremeyeceksin. Herkesin unuttuğu o bir ayın tüm olaylarını

sadece sen ve Kaan hatırlayacak. Sence Kaan seninle aynı ortamda durmak

isteyecek mi bir düşün? Fakat bir ay boyunca neler yaşadıysan gerçekten yaşamış

gibi iliklerine kadar acıyla kıvranacaksın. Sadece bir aylık acının değil geçmişinde

acısını bünyende hissedeceksin. Cezan akıl hastanesinde ki tüm hastalara ve

çalışanlara iyilik ve güzel davranışlar yaptığında içinde ki acının boyutu azalmaya

başlayacak ama sen kimseye hiçbir şekilde dokunamayacaksın.

 

Lütfen bana bunu yapma! Tamam kimseye dokunmayacağım ama onlara iyi

davranmamı bekleme benden! Başka bir yol göster bana acı çekmeme izin verme!

Ne sanıyorsun geçmişin acısı içimde yok mu? Ben zaten acı çekiyorum. Bana

saçma sapan cezalar vermeyi kes!

 

 

Sana bir şans daha vermiştik ama sen unuttun ya da hatırlamak işine gelmedi. Aynı

nefretle ve zevkle masumları tekrardan öldürdünüz hem de burada yine aynı

hastanede. İlk defa mı bu oyunun içerisindesin sanıyorsun? Böyle aval aval bakınıp

durma karşımda bu sizin ikinci tezgahlanan oyununuz ? Ve ben isteyene kadar ya

da sen değişene kadar bu oyunu asla bitirmeyeceğiz. Son olarak bir cezan daha

kaldı bu cezalar senin yaptıklarının karşılığı olarak sana dönecek değişmek ya da değişmemek sana kalmış.

 

Üçüncü ve son ceza; Kayra ‘da tıpkı anlattığı her bir olayı gerçekten yaşamış olacak

ve senden nefret eden ve senin de ondan nefret ettiğin birisine dönüşecek. Kayra

hem aldatılmış olacak hem de senden nefret etmeye devam edecek. Kayra’ da

seninle yaşadıģı iyi anılarını unutacak sadece seni kötü hatırlayacak. Ve senin

cezan Kaan sana sen Kaan’a aşık olunca bitecek..

 

Sen neler saçmalıyorsun ne aşık olması böyle ceza mı olur ben o manyağı ne

yapayım? Tabi senin Kaan olduğunu neden düşünmedim ki ? Anlamam gerekiyordu

zaten sen sadece bana ve babama ceza verip kendini es geçtiğinde . Ama ben

Kardelen’im benim gözümden hiçbir şey kaçmaz!

 

Ben Kaan değilim ben siz olamam siz de ben olamazsınız!

 

Peki neden ona ceza vermedin nedense onu öldüreceğim esnada oyunu durdurdun

kimsin sen ismini söyle?

 

Kaan ‘da ceza aldı ama sizin kadar ağır bir cezayı hak etmedi. Onun cezası

seninkinden bile en ağır olanı oldu. Neden mi? Çünkü Kaan istese de asla kadere

engel olamayacak ve bu iş sana yarayacak. Senin onunla tanışmanda veya onun

ilgisini çekmende Kaan kendini durdurmak istese bile kader onu sana

yaklaştıracak. Şimdi benimle kavga edeceğine Kaan’ını bul ve onu kendine aşık et!

Ben olsam güvenimi zedeleyen birine kalbimi açar mıydım bilemiyorum ? Fakat asıl

mesele ben değilim Kaan’ın ta kendisi.

 

KADER, SİZİ BİR ARAYA GETİRENE KADAR DEĞİL KALBİNİZİ BİR ARAYA GETİRENE

KADAR ASLA DURMAYACAK!

 

ZAMAN BİR AY ÖNCEYE, KAAN VE KARDELEN’İN BİR ARAYA GELECEĞİ GÜNE AKSIN.

 

 

BİR AY ÖNCE

 

Akıl Hastanesinde olmanın avantajları da vardı burada istediğim gibi çatlak

olabilirdim ve bu halimle kimse tarafından yargılanmıyordum. Çünkü burası deliler

topluluğunun toplandığı ve benim gibi çatlakların var olduğu hastane ortamıydı.

Fakat buranın da sıkıcı yönleri vardı. Mesela bana göre sokak demek özgürlük

demekti. Çünkü oksijen alabilir ve rahatça sokaklarda dolaşabilirdim. Fakat

sokakta da beni rahatsız eden daha doğrusu aşağılayıcı bakışlarıyla gözlerini

alamayan benim ucube olduğumu varsayan canavarlar vardı. Ama hastanede bu

bakışlar yoktu sonuçta hepimiz ucubeydik kimse kimseden üstün değildi. Ama

sokaktan aldığım özgürlük havasını hastanede almak mümkün değildi. Daha

doğrusu tüm deliler kendilerince odalarından hastanenin bahçe önüne kadar

özgürdü ama ben değildim üstelik odamın içerisinde hapishane kaçkını gibi kilitli

tutunuyordum. Burada ki görevliler sanki görevli değilde kapımı gözetleyen

gardiyanlar gibiydi ve bu durumda olmak sıkıcı olmaya başlamıştı. Odamın her bir

yanında kan izleriyle dolup taşması gerekirken o ahmaklar yüzünden odam krem

boyayla tertemiz gözüküyordu. Halbuki ben kan rengine aşık biriyim. Benim ne

istediğimi önemseyen mi var sanki? Bir Kaan vardı artık o da beni önemsemez. Bir

dakika deli tavuklar gibi odanın rutubetle nem kokan karmaşık kokusunun arasında

bugünün tarihine bakmayı gözden kaçırdım. Tabii ya bugün yirmi beş Eylül Kaan

buraya gelecek. Hadi be Kardelen sıvazla kollarını Kaan güzel bir karşılamayı hak

etti. Sonuçta katiliyle tekrardan bir araya gelecek bu büyük cesaret ister. Bir dakika

ya gelmezse ya başka hastanede çalışırsa ? Ah unuttum tabii o oyuna dahil olan kişi

bana Kaan’ ın kadere karşı gelemeyeceğini söylemişti. Ama böyle sessiz kalıp Kaan’

ın gelmesini bekleyemem ki hemen işe koyulmalıyım! Pencereden dışarıyı izlerken

yağan yağmurun her bir damlasının kusursuzca birbirine çarpmadan yere inmesi

hoşuma gidiyordu. Çünkü bende yağmur gibi kusursuz olmak istiyordum özellikle

de işleyeceğim cinayetler kusursuz olmalıydı.

Gardiyan sesimi duyan yok mu? Hemen beni Müdüre götürün! Kime söylüyorum

biriniz bana baksın. Gardiyanlar size sesleniyorum cevap verin hemen!

 

Neyin var Kardelen ilaçlarını içmedin mi sen? Gardiyan mı hapishane mi burası? Ne

var ne istiyorsun üst üste seslenip başımızı ağrıtıyorsun?

 

Ne istiyorum öyle mi? Size gardiyan diye seslenmem zorunuza gitti ama beni

hapishane kaçkını gibi kilitlemeniz benim zoruma gitmez sanki? Benden ne

istiyorsunuz benim o diğer delilerden ne eksiğim var odadan bile çıkmama izin

vermiyorsunuz. Bana hemen o Müdürü çağırın ona söyleyeceklerim var!

 

Bu istediğini yerine getiremem sen suçlusun diğer deliler senin gibi tehlikeli değiller

ki. Müdür Bey seninle görüşmek ister mi sanıyorsun? Otur oturduğun yerde bugün

yeni doktor gelecek onu bekle.

 

Ben de onu söylüyorum ya Kaan Öztekin ne zaman gelecek? Saat ona geliyor .

 

Sen doktorun ismini nereden biliyorsun bunu bizden birisi mi söyledi?

 

Aptal görevlinin yüzünde ki korku dolu bakışlar hoşuma gitmişti ve korkutmaya

devam ettim.

 

Gardiyan şşs sessiz ol biraz yaklaş bana sana küçük bir sır vereceğim. Biliyor musun

ben geleceği ve inanmazsın belki ama hayaletleri bile görebilirim. Bu yüzden doktorun ismini bildim

mesela senin arkanda eski karını elinde ki bıçağıyla bile görebiliyorum. Yoksa ölmüş

karını aldatıyor musun?

 

Sen gerçekten görüyorsun sana yemin ederim karımı çok seviyorum ama yalnızlık

zordu Kardelen. Ona söyler misin beni affetsin? Gerçekten onu asla unutmadım.

 

Tamam seni dinliyor şuan ve seni öldürmemi istiyor ama onunla konuşmamı

istersen eşinle konuşurum. Fakat bunun için beni müdüre götürmen gerekecek.

 

Tamam seni Müdür Bey ‘e götüreceğim ama senin kapını açtığımı öğrenirse bana

çok kızar.

 

 

Peki Gardiyan senin karın tarafından lanetlenmen mi daha kötü olur yoksa müdürün

sana kızması mı? Sen kapımı aç cidden kimseye zarar vermeyeceğim. Sadece Müdür’ le konuşmak istiyorum.

 

Tamam Kardelen sen yeter ki karımla konuş bana kızmasın yalnızlık çok zordu.

Şimdi kapını açıyorum.

 

 

Bayılıyordum bu aptal görevliye o kadar saf birisiydi ki onu kandırmak çok kolaydı.

İşte şimdi uzun zaman sonra kapım açılacaktı. Sabırsızlıkla görevlinin titreyen

elleriyle cebinde ki anahtarı çıkartmasını ve kapımı açmasını bekliyordum. Vefat

eden eşinden o kadar korkuyordu ki ona söylediğim yalana hemencecik inandı

aptal! Belkide işlediği suçtan ötürü bu kadar korkuyordu. Ama o da haklıydı şimdi

karın ölmüş gitmiş arkasından yas tutmaya daha ne kadar devam edecekti ki? Ama

küçük bir detay var ki bu görevlinin eşi altı ay önce öldü. Erkek milleti değil mi?

Sevgiden sevilmekten ne anlarlar ? Odun kafalılar! Adam olan sevilmekten de

sevgiden anlardı.

Şuan derdim erkekler değildi tek derdim Kaan’ı buraya getirmenin yolunu bulmaktı.

Sonunda kilitli kapının bana açılması ile sanki kafesten çıkıp özgürlüğüne

kavuşmuş kuş misali sevindim. Belki hâlâ akıl hastanesinde yaşıyordum ama odada

kilitli değildim. Elimi kolumu sallayarak bir oraya bir buraya hareket edip koridorda

koşturmaca oynuyordum. İçimde ki ölen çocuğun o anda nefes aldığını hissettim.

Şimdi o da benimle birlikte hayata dair nefes alıyordu. Ben kendi kendime

koşturmaca oynarken arkamdan gelen odun suratlı görevli beni takip ediyordu.

Arkama dönüp elimde sanki bıçak varmış gibi onu işaret ederek boğazını keseceğim

beni takip etme! Tehdidini veriyordum. Saf ama odun kafalı görevli peşimi bırakmıştı

ama biliyordum ben uzaklaştıktan sonra ardımdan gelecekti. Akıl hastanesinin

bahçesine çıktığımda kafamı gökyüzüne kaldırıp derin bir nefes aldım. O an

hissettiğim tek şey dışarıdakilerin çok şanslı olduğuydu. Bahçede turlayıp kendimi

Müdür Bey’in lüks odasında buldum. Bende kapıyı çalma huyu yoktu pat diye odaya

daldım. Çünkü korkutmak hoşuma gidiyordu. Özellikle de huysuz ama para avcısı

Müdür’ün yüzünde ki gerilmeyi görmek günümü iyi hale getiriyordu. Müdür’le

bakışmamız saniyeler sürecek diye bekledim ama sessizlik yeminini Müdür

Beyciğim bozdu.

 

Görevliler bu kızın burada benim odamda ne işi var? Söyle bana seni odandan hangi

ahmak çıkardı? Kime sesleniyorum etrafta kimse yok mu?

 

Ama Müdür şimdi ahmak çok demode değil mi? Yoksa benim gibi masum birinden

mi korkuyorsun? Babam yaşındasın niçin benden korkuyorsun ki?

 

Söyle bana seni kim odandan çıkardı senin oda hapsin var. Görevli kimse yok mu

hemen buraya gelin!

 

Boşa seslenme Müdür onlar seni duymaz çünkü görevlilerin hepsi eminim duymuş

olduğu dedikoduyu aralarında bir güzel konuşuyorlardır.

 

Sen neler saçmalıyorsun böyle? Ne dedikodusundan bahsediyorsun? Kim kime söyledi?

 

Bakıyorum da sende boş değilsin şimdi dedikodu deyince yelkenleri sulara verdin.

Dedikodu neymiş biliyor musun? Ama bir şartla söylerim.

 

Hemen söyle Kardelen neymiş bu görevlileri işinden alıkoyacak kadar önemli olan

bu boş bilgi.

 

Ama şimdi boş dedikodu dedin ayıp olmuyor mu Müdür? Hadi seni pek sevmesem

de bu dedikoduyu söyleyeceğim

Bayılıyorum bu akıl hastanesinde ki tüm insanlara dışarıdan hava gazı misali sert

görünümlü olsalar da, kadınlardan bin kat daha iyiler dedikodu konusunda. Yeter ki

dedikodu öğrenmesinler tüm arkadaşlarına çevreye yaymada bir numaralar.

Bunlardan birisi karşımda sabırsızlıkla bekleyen meraklı, pis boğazlı, para avcısı

Müdür . Yüzünü ve bana olan bakışlarını anlatmasam daha iyi olacak gibi. Fakat

anlatmadan duramayacağım .İki kaşının ortasında beni olan ,kalın koyu siyah

kaşlarının yanı sıra yüzünün esmer tenli oluşu o yüzünde sivilcelerden bir tarla

oluşuyla meşhur birisi bu Müdür Bey. Bir yetmiş boylarında hafif kıvırcık boyalı siyah

saçlarıyla meşhur birisi. Ay karşımda ki yakışıklı bile değil anlatmama gerek yok!

 

Hey Kardelen nereye daldın böyle? Hadi anlat şu dedikoduyu neymiş bu kadar

önemli olan?

 

Konuştukları kişi benim Müdür, odalarında benim hakkımda konuşuyorlar.

 

Nasıl yani senin hakkında ne duydular da konuşup duruyorlar?

 

Sen bilmezsin tabii odandan çıkıp bizlerle ilgilendiğin mi var. Sadece bizimle de

değil kimseyle hastane ile ilgili hiçbir bo*la ilgilenmiyorsun. Sen duymadın ama

benim bazı yeteneklerim var. Mesela buraya gelecek doktorun adını söyleyeyim mi

sana?

 

Bu mu yeteneğin eminim bir ahmaktan öğrenmiş ’tirsin.

 

Peki seninle ilgili bir bilgim var desem o zaman inanır mısın bana? Kimse duymasın

kulağını yaklaştır bana.

 

Eski karın hamile değil mi hem de senin yeni karın varken bunu eminim kimse

bilmiyor ve sen o çocuğun alınmasını istiyorsun ve eski eşine yalvarıyorsun. Doğru değil mi söylediklerim?

 

Ama eşin çocuğu aldırmak istemiyor.

Şaşkın bakışlarla bana bakıyordu bunu sadece kendi bilebilirdi yani o öyle

sanıyordu. O da haklıydı nereden bilebilirdi ki benim bir ay sonradan bir ay önceye

geldiğimi ve bana Kayra’nın adamlarının bilgiyi taşıdığını. İşime yarayacağını

bilmiyordum. Fakat bu bilgiyi kullanmaktan zevk almaya başladım bile.

 

Bunu nereden biliyorsun Kardelen bunu sana kim söyledi hemen söyle bana?

Kimse söylemedi Müdür rahat ol ama ne dengesiz üçkağıtçı birisin sen böyle?

Madem eski eşini seviyordun niye başka biriyle evlenip onun başını yıktın ki ? Dur

onu da söyleyeyim sen hiç yorulma. Senin en büyük zaafın para bunu bilmeyen

yoktur ve sen para deyince ağzı sulanan ve her şeyi yapmaya göze alacak birisin. Şuan ki eşinle evlisin çünkü o zengin birisi ve sen ondan çocuk yapmak istiyorsun

aranızda bağ hiç bitmesin diye. Ama eşin senden çocuk istemiyor az önce demiştim

ya zengin diye bu yüzden cildi bozulsun istemez. Sende eşini para için seviyormuş

gibi yapıyorsun ama aklın eski karında şimdi çocuğun bile var. Çocuğu aldırmak

istemenin tek sebebi o çocuğun masrafı olacak diye değil mi? Ya da şuan ki yenge

eski eşinin hamile olacağını duyacak diye korkuyorsun değil mi? Bana bak nasıl

çözdüm işi sen şimdi benim dediklerimi yapıyorsun ben de seni eşine

söylemiyorum. Eğer eşin onunla para için evlendiğini öğrenirse üstelik eski eşinden

çocuk yaptığını duyarsa burayı yıkar yada seni gömer.

 

Unutma zenginler güçlüdür.

Gücünü paradan alırlar.

 

Bekle Müdür sıra sana da gelecek ama bunun için Kaan’ın gelmesini bekleyeceğim.

Bir kadın olarak senin para avcısı hırsın yüzünden hiçbir kadını üzmene izin

vermeyeceğim!

 

Hey Kardelen nereye dalıp gittin benden ne istiyorsun? Ne olursa olsun dediğini

yapacağım ama bu bilgiyi kendine sakla tamam mı?

 

Çok mühim bir iş istemiyorum senden sadece henüz gelmemiş olan Kaan Öztekin’i

arayıp ısrarla buraya çağırmanı istiyorum. Bak onunla konuşup buraya gelmesini

sağlayana kadar durma! Gerekirse onu aldır evinden!

 

Bu muydu benden istediğin istek? Tamam olmuş bil sen şimdi odana git doktorun

gelmesini bekle!

 

Müdür acele et yoksa hiç gecikmeden dediğimi yaparım. Sakın tehdidimi hafife

alma!

 

Tamam dedim Kardelen sen olmuş bil zaten gelecek Kaan sen niçin bu kadar

istiyorsun bu doktoru? Onu nereden tanıyorsun?

 

Seni ilgilendirmeyen sorularla meşgul etme beni bu arada benim odama domates

çorbası bol salçalı olsun yanında yoğurt koy birde iki dilim kepek ekmeği getirsinler.

Sen söyle görevlilere dediğimi yapsınlar . Eğer yapmazlarsa bu işin ucunda yanan mı desem gömülen mi desem? Hiç fark etmez sen olursun! Ha bir bardak su getirmeyi unutmayın!

 

Odanın kapısını sertçe örtüp bahçede bir kez daha dolaştıktan sonra odama geri

döndüm. Odaya ilk girdiğimde bir ay boyunca yaşadığım anılar canlandı gözümde.

İlk olarak yatağın üzerine oturmuşken Kaan saçlarımı tarayıp örüyordu. Odanın her

bir yanı kandan duvarlarla çevrili değilken beyaz nemli duvarlarla çevriliydi. Odamın

her bir tarafı berbat rutubet kokusu ve örümcek ağlarıyla örülüydü. Fakat Kaan

odama girdiği günden beri hem benimle ilgilendi hem de odamı tertemiz etti.

Onunlayken mutlu muydum yoksa huzurlu muydum bilmiyordum. Sahi hiç

tatmadığım bir duyguyu bilmemem çok normaldi. Fakat Kaan’ın benimle ilgilenmesi

bana acıdığı için miydi yoksa iyi niyetli olduğu için mi benimle ilgilenmişti? Bu ve

bunun gibi cevapsız sorular beynimin içini tıpkı peynir kemiren fare gibi

kemiriyordu. Ama şuanda benim aklım bir ay boyunca yaşadığımız anılarla

ilgilenmemeli. Sonuçta zaman geriye alındı ve Kaan hastaneye ilk defa gelecek.

Hem de en son onu öldürmek istediğim anılarla birlikte. Acaba Kaan benim gibi bir

aylık serüveni doğrudan mı hatırlayacak? Yoksa başka türlü mü hafızasında

duracak? İşte bunu ancak onunla tanıştığım an anlayabileceğim. Hadi bakalım Kaan

Öztekin gözlerim yollarını gözlüyor. Büyük bir planım var ve yine seni seçtim.

Bakalım bana yardım edebilecek misin yoksa karşımda mı duracaksın? Bunu

öğrenmek için senin tekrardan Akıl hastanesine gelmen gerekecek.

 

Acaba Müdür Kaan’ı aradı mı?

 

 

 

Bölüm : 29.12.2024 01:56 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
ZÜLEYHA ÖKSÜZ / Şizofren'in Oyunu / 3. Bölüm
ZÜLEYHA ÖKSÜZ
Şizofren'in Oyunu

65 Okunma

26 Oy

0 Takip
3
Bölümlü Kitap
Hikayeyi Paylaş
Loading...