
Baba konuş benimle!
Bu sorularının cevabını benden öğrenebilirsin Kardelen?
Sende kimsin benim ismimi nereden biliyorsun? Benimle nereden konuşuyorsun?
Hemen çık karşıma ! Neler oluyor böyle babam neden benimle konuşmuyor?
Öncelikle oyuna ara verildi Kardelen bu yüzden kimse sesini duyamaz ve sen
korunaklı odaya dahi adımını atamazsın.
Oyun derken senin benim oyunumdan nasıl haberin oldu? Yoksa seni babam mı
ekledi oyuna? Ama babam seni oyunumuza dahil etmez. Doğruyu söyle kimsin sen! Oyunumuzu nasıl durdurabilirsin? Söyle çabuk bana engel olmaya nasıl başardın?
Babamın kim olduğundan haberin var mı senin ? Emin ol hiç farkında olmadan
ensende olur senin. Derhal saklandığın yerden çıkıp karşıma gel! Bana bunun
hesabını vereceksin!
Peş peşe soruların biterse konuşmaya başlayacağım. Ben sizin oyununuza dahil
değilim ki Kardelen , siz benim oyunuma dahilsiniz. Sadece siz değil herkes ve o
seçtiğiniz kurban Kaan’ da dahil hepiniz oyunumun birer parçasısınız. Oyumu
durdurdum ve oyununuza engel koydum çünkü siz arsızlaştınız. Kardelen sizi
durdurmak için oyunumu durdurdum. Yani anlayacağın oyunumun ara verilmesine
karar verdim. Neden mi ? Çünkü siz ikinci kez aynı hatayla cezayı hak ettiniz.
Sadece baban değil sende arsızlaştın. Bu yüzden baba kız cezaya çaptırılacaksınız!
Ne istiyorsun bizden! Ne cezası sen bana ceza veremezsin duydun mu? Uzaktan
sesini duyurmakla olmaz çık karşıma seni de oyunuma dahil edeyim? Madem birini
öldürmem gerekiyor gel bıçağımda senin de kanın aksın!
Sana söylediğim gibi ben senin oyununda değilim asıl sen benim oyunumun
içerisindesin Kardelen. Başrol olman seni oyunun sahibi yapmaz ve sen cezasız
kalmayacaksın. Akıl hastanesinde ki herkesi kanlı eğlenceli oyununa dahil etmeden
hepsini acımadan zevkle öldürdünüz. Ama siz durdurulmadınız diye onları sahipsiz
sandınız değil mi? Masumların kanı kurumadan sana ve çok sevdiğin babana ceza
vereceğiz.
Neden beni suçluyorsun ki eğer olan bitenden haberin varsa benim masum
olduğumu bilmen gerekirdi. Neden babamla ben ceza almak zorundayız. Tamam
cinayeti işleyen babamdı ona ceza verebilirsin ama ya benim ne suçum var? Ben
kimseyi öldürmedim ki?
Sen kendini masum mu sanıyorsun? Bu oyun işi senin fikrin değil miydi? Sırf baban
seninle vakit geçirsin seninle gurur duysun diye ortaya çıkarmadın mı bu oyunu? O
kadar masumu baban katletti ama sen ona cesaret verdin onunla iş birliği yaptın
kurbanları kandıran oltaya yem atan sendin. Bir başkası değil! Bu yüzden bizi sorgulamada hak ettiğin cezayı dinle!
CEZA KURALLARI...
Birinci Ceza ; Öldürdüğün her bir masumu geriye getirmektense seni bir ay önceye
götürmeye karar verdik. Yani herkesin akıl hastanesinde yaşadığı zamana. Ve sen
hariç orada ölen kimse ölümünü asla bilmeyecek ve senin onlara hiçbir kesici aletle
dokunmana izin verilmeyecek. Eğer dokunursan, dokunduğun an da tarifi olmayan
fakat öldürmeyen o acıya sahip olacaksın.
Hayır bize bunu yapamazsın! Kimsin sen kaç kişisiniz beni oyunumda yenemezsiniz
ben Kardelen’im babamın kızıyım. Tıpkı onun gibi ben kimse tarafından mağlup
olmam kurban ederim! Babam bu oyunun bitmesine asla izin vermeyecek ve seni
öldürmeye gelecek!
İkinci Ceza; Bir ay önce yani Kaan’ın seninle ilk tanıştığı o ana geri dönecek ve Kaan
‘a ve kendine zarar veremeyeceksin. Herkesin unuttuğu o bir ayın tüm olaylarını
sadece sen ve Kaan hatırlayacak. Sence Kaan seninle aynı ortamda durmak
isteyecek mi bir düşün? Fakat bir ay boyunca neler yaşadıysan gerçekten yaşamış
gibi iliklerine kadar acıyla kıvranacaksın. Sadece bir aylık acının değil geçmişinde
acısını bünyende hissedeceksin. Cezan akıl hastanesinde ki tüm hastalara ve
çalışanlara iyilik ve güzel davranışlar yaptığında içinde ki acının boyutu azalmaya
başlayacak ama sen kimseye hiçbir şekilde dokunamayacaksın.
Lütfen bana bunu yapma! Tamam kimseye dokunmayacağım ama onlara iyi
davranmamı bekleme benden! Başka bir yol göster bana acı çekmeme izin verme!
Ne sanıyorsun geçmişin acısı içimde yok mu? Ben zaten acı çekiyorum. Bana
saçma sapan cezalar vermeyi kes!
Sana bir şans daha vermiştik ama sen unuttun ya da hatırlamak işine gelmedi. Aynı
nefretle ve zevkle masumları tekrardan öldürdünüz hem de burada yine aynı
hastanede. İlk defa mı bu oyunun içerisindesin sanıyorsun? Böyle aval aval bakınıp
durma karşımda bu sizin ikinci tezgahlanan oyununuz ? Ve ben isteyene kadar ya
da sen değişene kadar bu oyunu asla bitirmeyeceğiz. Son olarak bir cezan daha
kaldı bu cezalar senin yaptıklarının karşılığı olarak sana dönecek değişmek ya da değişmemek sana kalmış.
Üçüncü ve son ceza; Kayra ‘da tıpkı anlattığı her bir olayı gerçekten yaşamış olacak
ve senden nefret eden ve senin de ondan nefret ettiğin birisine dönüşecek. Kayra
hem aldatılmış olacak hem de senden nefret etmeye devam edecek. Kayra’ da
seninle yaşadıģı iyi anılarını unutacak sadece seni kötü hatırlayacak. Ve senin
cezan Kaan sana sen Kaan’a aşık olunca bitecek..
Sen neler saçmalıyorsun ne aşık olması böyle ceza mı olur ben o manyağı ne
yapayım? Tabi senin Kaan olduğunu neden düşünmedim ki ? Anlamam gerekiyordu
zaten sen sadece bana ve babama ceza verip kendini es geçtiğinde . Ama ben
Kardelen’im benim gözümden hiçbir şey kaçmaz!
Ben Kaan değilim ben siz olamam siz de ben olamazsınız!
Peki neden ona ceza vermedin nedense onu öldüreceğim esnada oyunu durdurdun
kimsin sen ismini söyle?
Kaan ‘da ceza aldı ama sizin kadar ağır bir cezayı hak etmedi. Onun cezası
seninkinden bile en ağır olanı oldu. Neden mi? Çünkü Kaan istese de asla kadere
engel olamayacak ve bu iş sana yarayacak. Senin onunla tanışmanda veya onun
ilgisini çekmende Kaan kendini durdurmak istese bile kader onu sana
yaklaştıracak. Şimdi benimle kavga edeceğine Kaan’ını bul ve onu kendine aşık et!
Ben olsam güvenimi zedeleyen birine kalbimi açar mıydım bilemiyorum ? Fakat asıl
mesele ben değilim Kaan’ın ta kendisi.
KADER, SİZİ BİR ARAYA GETİRENE KADAR DEĞİL KALBİNİZİ BİR ARAYA GETİRENE
KADAR ASLA DURMAYACAK!
ZAMAN BİR AY ÖNCEYE, KAAN VE KARDELEN’İN BİR ARAYA GELECEĞİ GÜNE AKSIN.
BİR AY ÖNCE
Akıl Hastanesinde olmanın avantajları da vardı burada istediğim gibi çatlak
olabilirdim ve bu halimle kimse tarafından yargılanmıyordum. Çünkü burası deliler
topluluğunun toplandığı ve benim gibi çatlakların var olduğu hastane ortamıydı.
Fakat buranın da sıkıcı yönleri vardı. Mesela bana göre sokak demek özgürlük
demekti. Çünkü oksijen alabilir ve rahatça sokaklarda dolaşabilirdim. Fakat
sokakta da beni rahatsız eden daha doğrusu aşağılayıcı bakışlarıyla gözlerini
alamayan benim ucube olduğumu varsayan canavarlar vardı. Ama hastanede bu
bakışlar yoktu sonuçta hepimiz ucubeydik kimse kimseden üstün değildi. Ama
sokaktan aldığım özgürlük havasını hastanede almak mümkün değildi. Daha
doğrusu tüm deliler kendilerince odalarından hastanenin bahçe önüne kadar
özgürdü ama ben değildim üstelik odamın içerisinde hapishane kaçkını gibi kilitli
tutunuyordum. Burada ki görevliler sanki görevli değilde kapımı gözetleyen
gardiyanlar gibiydi ve bu durumda olmak sıkıcı olmaya başlamıştı. Odamın her bir
yanında kan izleriyle dolup taşması gerekirken o ahmaklar yüzünden odam krem
boyayla tertemiz gözüküyordu. Halbuki ben kan rengine aşık biriyim. Benim ne
istediğimi önemseyen mi var sanki? Bir Kaan vardı artık o da beni önemsemez. Bir
dakika deli tavuklar gibi odanın rutubetle nem kokan karmaşık kokusunun arasında
bugünün tarihine bakmayı gözden kaçırdım. Tabii ya bugün yirmi beş Eylül Kaan
buraya gelecek. Hadi be Kardelen sıvazla kollarını Kaan güzel bir karşılamayı hak
etti. Sonuçta katiliyle tekrardan bir araya gelecek bu büyük cesaret ister. Bir dakika
ya gelmezse ya başka hastanede çalışırsa ? Ah unuttum tabii o oyuna dahil olan kişi
bana Kaan’ ın kadere karşı gelemeyeceğini söylemişti. Ama böyle sessiz kalıp Kaan’
ın gelmesini bekleyemem ki hemen işe koyulmalıyım! Pencereden dışarıyı izlerken
yağan yağmurun her bir damlasının kusursuzca birbirine çarpmadan yere inmesi
hoşuma gidiyordu. Çünkü bende yağmur gibi kusursuz olmak istiyordum özellikle
de işleyeceğim cinayetler kusursuz olmalıydı.
Gardiyan sesimi duyan yok mu? Hemen beni Müdüre götürün! Kime söylüyorum
biriniz bana baksın. Gardiyanlar size sesleniyorum cevap verin hemen!
Neyin var Kardelen ilaçlarını içmedin mi sen? Gardiyan mı hapishane mi burası? Ne
var ne istiyorsun üst üste seslenip başımızı ağrıtıyorsun?
Ne istiyorum öyle mi? Size gardiyan diye seslenmem zorunuza gitti ama beni
hapishane kaçkını gibi kilitlemeniz benim zoruma gitmez sanki? Benden ne
istiyorsunuz benim o diğer delilerden ne eksiğim var odadan bile çıkmama izin
vermiyorsunuz. Bana hemen o Müdürü çağırın ona söyleyeceklerim var!
Bu istediğini yerine getiremem sen suçlusun diğer deliler senin gibi tehlikeli değiller
ki. Müdür Bey seninle görüşmek ister mi sanıyorsun? Otur oturduğun yerde bugün
yeni doktor gelecek onu bekle.
Ben de onu söylüyorum ya Kaan Öztekin ne zaman gelecek? Saat ona geliyor .
Sen doktorun ismini nereden biliyorsun bunu bizden birisi mi söyledi?
Aptal görevlinin yüzünde ki korku dolu bakışlar hoşuma gitmişti ve korkutmaya
devam ettim.
Gardiyan şşs sessiz ol biraz yaklaş bana sana küçük bir sır vereceğim. Biliyor musun
ben geleceği ve inanmazsın belki ama hayaletleri bile görebilirim. Bu yüzden doktorun ismini bildim
mesela senin arkanda eski karını elinde ki bıçağıyla bile görebiliyorum. Yoksa ölmüş
karını aldatıyor musun?
Sen gerçekten görüyorsun sana yemin ederim karımı çok seviyorum ama yalnızlık
zordu Kardelen. Ona söyler misin beni affetsin? Gerçekten onu asla unutmadım.
Tamam seni dinliyor şuan ve seni öldürmemi istiyor ama onunla konuşmamı
istersen eşinle konuşurum. Fakat bunun için beni müdüre götürmen gerekecek.
Tamam seni Müdür Bey ‘e götüreceğim ama senin kapını açtığımı öğrenirse bana
çok kızar.
Peki Gardiyan senin karın tarafından lanetlenmen mi daha kötü olur yoksa müdürün
sana kızması mı? Sen kapımı aç cidden kimseye zarar vermeyeceğim. Sadece Müdür’ le konuşmak istiyorum.
Tamam Kardelen sen yeter ki karımla konuş bana kızmasın yalnızlık çok zordu.
Şimdi kapını açıyorum.
Bayılıyordum bu aptal görevliye o kadar saf birisiydi ki onu kandırmak çok kolaydı.
İşte şimdi uzun zaman sonra kapım açılacaktı. Sabırsızlıkla görevlinin titreyen
elleriyle cebinde ki anahtarı çıkartmasını ve kapımı açmasını bekliyordum. Vefat
eden eşinden o kadar korkuyordu ki ona söylediğim yalana hemencecik inandı
aptal! Belkide işlediği suçtan ötürü bu kadar korkuyordu. Ama o da haklıydı şimdi
karın ölmüş gitmiş arkasından yas tutmaya daha ne kadar devam edecekti ki? Ama
küçük bir detay var ki bu görevlinin eşi altı ay önce öldü. Erkek milleti değil mi?
Sevgiden sevilmekten ne anlarlar ? Odun kafalılar! Adam olan sevilmekten de
sevgiden anlardı.
Şuan derdim erkekler değildi tek derdim Kaan’ı buraya getirmenin yolunu bulmaktı.
Sonunda kilitli kapının bana açılması ile sanki kafesten çıkıp özgürlüğüne
kavuşmuş kuş misali sevindim. Belki hâlâ akıl hastanesinde yaşıyordum ama odada
kilitli değildim. Elimi kolumu sallayarak bir oraya bir buraya hareket edip koridorda
koşturmaca oynuyordum. İçimde ki ölen çocuğun o anda nefes aldığını hissettim.
Şimdi o da benimle birlikte hayata dair nefes alıyordu. Ben kendi kendime
koşturmaca oynarken arkamdan gelen odun suratlı görevli beni takip ediyordu.
Arkama dönüp elimde sanki bıçak varmış gibi onu işaret ederek boğazını keseceğim
beni takip etme! Tehdidini veriyordum. Saf ama odun kafalı görevli peşimi bırakmıştı
ama biliyordum ben uzaklaştıktan sonra ardımdan gelecekti. Akıl hastanesinin
bahçesine çıktığımda kafamı gökyüzüne kaldırıp derin bir nefes aldım. O an
hissettiğim tek şey dışarıdakilerin çok şanslı olduğuydu. Bahçede turlayıp kendimi
Müdür Bey’in lüks odasında buldum. Bende kapıyı çalma huyu yoktu pat diye odaya
daldım. Çünkü korkutmak hoşuma gidiyordu. Özellikle de huysuz ama para avcısı
Müdür’ün yüzünde ki gerilmeyi görmek günümü iyi hale getiriyordu. Müdür’le
bakışmamız saniyeler sürecek diye bekledim ama sessizlik yeminini Müdür
Beyciğim bozdu.
Görevliler bu kızın burada benim odamda ne işi var? Söyle bana seni odandan hangi
ahmak çıkardı? Kime sesleniyorum etrafta kimse yok mu?
Ama Müdür şimdi ahmak çok demode değil mi? Yoksa benim gibi masum birinden
mi korkuyorsun? Babam yaşındasın niçin benden korkuyorsun ki?
Söyle bana seni kim odandan çıkardı senin oda hapsin var. Görevli kimse yok mu
hemen buraya gelin!
Boşa seslenme Müdür onlar seni duymaz çünkü görevlilerin hepsi eminim duymuş
olduğu dedikoduyu aralarında bir güzel konuşuyorlardır.
Sen neler saçmalıyorsun böyle? Ne dedikodusundan bahsediyorsun? Kim kime söyledi?
Bakıyorum da sende boş değilsin şimdi dedikodu deyince yelkenleri sulara verdin.
Dedikodu neymiş biliyor musun? Ama bir şartla söylerim.
Hemen söyle Kardelen neymiş bu görevlileri işinden alıkoyacak kadar önemli olan
bu boş bilgi.
Ama şimdi boş dedikodu dedin ayıp olmuyor mu Müdür? Hadi seni pek sevmesem
de bu dedikoduyu söyleyeceğim
Bayılıyorum bu akıl hastanesinde ki tüm insanlara dışarıdan hava gazı misali sert
görünümlü olsalar da, kadınlardan bin kat daha iyiler dedikodu konusunda. Yeter ki
dedikodu öğrenmesinler tüm arkadaşlarına çevreye yaymada bir numaralar.
Bunlardan birisi karşımda sabırsızlıkla bekleyen meraklı, pis boğazlı, para avcısı
Müdür . Yüzünü ve bana olan bakışlarını anlatmasam daha iyi olacak gibi. Fakat
anlatmadan duramayacağım .İki kaşının ortasında beni olan ,kalın koyu siyah
kaşlarının yanı sıra yüzünün esmer tenli oluşu o yüzünde sivilcelerden bir tarla
oluşuyla meşhur birisi bu Müdür Bey. Bir yetmiş boylarında hafif kıvırcık boyalı siyah
saçlarıyla meşhur birisi. Ay karşımda ki yakışıklı bile değil anlatmama gerek yok!
Hey Kardelen nereye daldın böyle? Hadi anlat şu dedikoduyu neymiş bu kadar
önemli olan?
Konuştukları kişi benim Müdür, odalarında benim hakkımda konuşuyorlar.
Nasıl yani senin hakkında ne duydular da konuşup duruyorlar?
Sen bilmezsin tabii odandan çıkıp bizlerle ilgilendiğin mi var. Sadece bizimle de
değil kimseyle hastane ile ilgili hiçbir bo*la ilgilenmiyorsun. Sen duymadın ama
benim bazı yeteneklerim var. Mesela buraya gelecek doktorun adını söyleyeyim mi
sana?
Bu mu yeteneğin eminim bir ahmaktan öğrenmiş ’tirsin.
Peki seninle ilgili bir bilgim var desem o zaman inanır mısın bana? Kimse duymasın
kulağını yaklaştır bana.
Eski karın hamile değil mi hem de senin yeni karın varken bunu eminim kimse
bilmiyor ve sen o çocuğun alınmasını istiyorsun ve eski eşine yalvarıyorsun. Doğru değil mi söylediklerim?
Ama eşin çocuğu aldırmak istemiyor.
Şaşkın bakışlarla bana bakıyordu bunu sadece kendi bilebilirdi yani o öyle
sanıyordu. O da haklıydı nereden bilebilirdi ki benim bir ay sonradan bir ay önceye
geldiğimi ve bana Kayra’nın adamlarının bilgiyi taşıdığını. İşime yarayacağını
bilmiyordum. Fakat bu bilgiyi kullanmaktan zevk almaya başladım bile.
Bunu nereden biliyorsun Kardelen bunu sana kim söyledi hemen söyle bana?
Kimse söylemedi Müdür rahat ol ama ne dengesiz üçkağıtçı birisin sen böyle?
Madem eski eşini seviyordun niye başka biriyle evlenip onun başını yıktın ki ? Dur
onu da söyleyeyim sen hiç yorulma. Senin en büyük zaafın para bunu bilmeyen
yoktur ve sen para deyince ağzı sulanan ve her şeyi yapmaya göze alacak birisin. Şuan ki eşinle evlisin çünkü o zengin birisi ve sen ondan çocuk yapmak istiyorsun
aranızda bağ hiç bitmesin diye. Ama eşin senden çocuk istemiyor az önce demiştim
ya zengin diye bu yüzden cildi bozulsun istemez. Sende eşini para için seviyormuş
gibi yapıyorsun ama aklın eski karında şimdi çocuğun bile var. Çocuğu aldırmak
istemenin tek sebebi o çocuğun masrafı olacak diye değil mi? Ya da şuan ki yenge
eski eşinin hamile olacağını duyacak diye korkuyorsun değil mi? Bana bak nasıl
çözdüm işi sen şimdi benim dediklerimi yapıyorsun ben de seni eşine
söylemiyorum. Eğer eşin onunla para için evlendiğini öğrenirse üstelik eski eşinden
çocuk yaptığını duyarsa burayı yıkar yada seni gömer.
Unutma zenginler güçlüdür.
Gücünü paradan alırlar.
Bekle Müdür sıra sana da gelecek ama bunun için Kaan’ın gelmesini bekleyeceğim.
Bir kadın olarak senin para avcısı hırsın yüzünden hiçbir kadını üzmene izin
vermeyeceğim!
Hey Kardelen nereye dalıp gittin benden ne istiyorsun? Ne olursa olsun dediğini
yapacağım ama bu bilgiyi kendine sakla tamam mı?
Çok mühim bir iş istemiyorum senden sadece henüz gelmemiş olan Kaan Öztekin’i
arayıp ısrarla buraya çağırmanı istiyorum. Bak onunla konuşup buraya gelmesini
sağlayana kadar durma! Gerekirse onu aldır evinden!
Bu muydu benden istediğin istek? Tamam olmuş bil sen şimdi odana git doktorun
gelmesini bekle!
Müdür acele et yoksa hiç gecikmeden dediğimi yaparım. Sakın tehdidimi hafife
alma!
Tamam dedim Kardelen sen olmuş bil zaten gelecek Kaan sen niçin bu kadar
istiyorsun bu doktoru? Onu nereden tanıyorsun?
Seni ilgilendirmeyen sorularla meşgul etme beni bu arada benim odama domates
çorbası bol salçalı olsun yanında yoğurt koy birde iki dilim kepek ekmeği getirsinler.
Sen söyle görevlilere dediğimi yapsınlar . Eğer yapmazlarsa bu işin ucunda yanan mı desem gömülen mi desem? Hiç fark etmez sen olursun! Ha bir bardak su getirmeyi unutmayın!
Odanın kapısını sertçe örtüp bahçede bir kez daha dolaştıktan sonra odama geri
döndüm. Odaya ilk girdiğimde bir ay boyunca yaşadığım anılar canlandı gözümde.
İlk olarak yatağın üzerine oturmuşken Kaan saçlarımı tarayıp örüyordu. Odanın her
bir yanı kandan duvarlarla çevrili değilken beyaz nemli duvarlarla çevriliydi. Odamın
her bir tarafı berbat rutubet kokusu ve örümcek ağlarıyla örülüydü. Fakat Kaan
odama girdiği günden beri hem benimle ilgilendi hem de odamı tertemiz etti.
Onunlayken mutlu muydum yoksa huzurlu muydum bilmiyordum. Sahi hiç
tatmadığım bir duyguyu bilmemem çok normaldi. Fakat Kaan’ın benimle ilgilenmesi
bana acıdığı için miydi yoksa iyi niyetli olduğu için mi benimle ilgilenmişti? Bu ve
bunun gibi cevapsız sorular beynimin içini tıpkı peynir kemiren fare gibi
kemiriyordu. Ama şuanda benim aklım bir ay boyunca yaşadığımız anılarla
ilgilenmemeli. Sonuçta zaman geriye alındı ve Kaan hastaneye ilk defa gelecek.
Hem de en son onu öldürmek istediğim anılarla birlikte. Acaba Kaan benim gibi bir
aylık serüveni doğrudan mı hatırlayacak? Yoksa başka türlü mü hafızasında
duracak? İşte bunu ancak onunla tanıştığım an anlayabileceğim. Hadi bakalım Kaan
Öztekin gözlerim yollarını gözlüyor. Büyük bir planım var ve yine seni seçtim.
Bakalım bana yardım edebilecek misin yoksa karşımda mı duracaksın? Bunu
öğrenmek için senin tekrardan Akıl hastanesine gelmen gerekecek.
Acaba Müdür Kaan’ı aradı mı?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |