

"Bana, 'Seni verimli kılacak, çoğaltacağım' dedi, 'Soyundan birçok ulus doğuracağım. Senden sonra bu ülkeyi sonsuza dek mülk olarak senin soyuna vereceğim.'
Yaratılış 48:4
-
Hemen ikinci sayfayı okuduk orda ise şunlar yazılıydı:
Ey okur sahip olmaya hazırlan. Birazdan bu kapıyı geçeceksin önüne büyük taht çıkacak eğer o tahta oturursan, Otriks'in
yeni sahibi aynı zamanda tapınağın sahibi ve Tüm dünyaların kralı olursun.
Buna hazır olsan iyi olur, şimdi sana yapman gerekenlerin ve Otriks'den bahsedeceğim.
Tahta oturduktan sonra otriks karşında belirecek onu eline alman yeterli olacaktır. Sana sonsuza dek yardımcı olacak bu araç şu işlere yarar:
*Yaratık yaratmak
*Işınlanmak
*Gerçek dünya ve Paralel dünya arasında köprü kurmak.
*İki dünyada da zaman kontrolü.
*İstediğin her şeye sahip olmak.
*Paralel dünya dışındaki dünyalarda her şeyi kontrol etme.
*Sonsuz ilim ve bilgi
*Paralel dünyadaki herkesin seni tanıması.
*Otriks sayesinde paralel dünyadaki herkesi yönlendirme.
*Her türlü soruya cevap verme.
*Savaşlarda toplu şekilde birlikler yaratmak.
*Gerçek dünya da görünmezlik, uçabilme ve bir çok insan üstü güce sahip olmak.
-
Ve defter bitmişti, açıkçası içimde büyük bir korku olmasına rağmen bu kadar şey kapıyı açmam için beni cezbediyordu.
Kapıyı açıp açmamak adına Yağmurdan akıl almak istedim. Hala durumun şaşkınlığından bir şey diyemedi.
Kapıyı açtım hayatımda gördüğüm en ihtişamlı en büyük salonda olabilirdim. Karşımda son derece gösterişli ve havalı bir taht vardı.
Tahtın hemen arkasındaki büyük pencereli bölümde ise bir kitap, üstünde ise kutsal kitap yazıyordu.
Tahta doğru bir kaç adım attım ve yaklaştım, tam oturmak üzereyken Yağmur seslendi;
+Emin misin ? Ahmet
Görmüyor musun ? Yağmur, ben seçilmiş kişiyim. Buraya neden geldiğimizi hiç merak etmedin mi ? Tüm bunları, olanları bunlar bizim için biz seçildik ve buraya gönderildik.
+(Yüzündeki taze ve hala kanlar içinde olan yarasına dokunarak.) Ahmet şu halimize bak, bunlar neden bizim başımıza geldi.
Bende bilmiyorum canım ama öğrenme vakti.
-
Tahta oturdum ve gözlerim kapandı, gözlerimi açtığımda hala tahta oturuyordum ve Yağmur başımda öldüm sanıp ağlamıştı.
Onu sakinleştirdim ve karşımda ışık saçan küçük ama son derece parlak obsidyen'e benzeyen o nesneye odaklandım.
Bu oydu otriks ve biraz sonra ona sahip olacaktım. Ben artık her şeyi öğrenecektim ve belkide burdan kurtulacaktım.
Bana doğru yaklaşmaya başladı otriks, havada süzülerek bana doğru geliyordu. Yağmur durumdan büyülenmiş şekilde bir bana birde otrikse bakıyordu.
Sonunda avucuma ulaştı otriks büyülenmiştim, bir ses duydum.
"Şimdi ona emret!"
Bu tapınak şövalyelerinin bahsettiği tanrının sesi olmalıydı.
Hey otriks bana burda olup biten bizim buraya nasıl geldiğimizi anlatacak bir yardımcı gönder.
Bir anda yaşlı ak sakallı bir adam belirdi yanımızda. Yağmur ve ben korktuk sonra onun Otriks'in gönderdiği yardımcı olduğunu anlattı bize ve olup biten her şeyi şu şekilde anlatmaya başladı:
+Sevgili sahip arkanıza yaslanıp beni dinlemenizi tenzih ederim. Öncelikle burası neresi ve burda neler oluyor onu anlatayım. Burası geldiğiniz dünyanın paralel evrendeki bir boyutu, burdaki herkes ve herşey bu tahta oturan kişinin sorumluluğu altında ve gözetimindedir.
Tahta oturan kişi ise her şeyi gören göz yani sizin dünyanızdaki adıyla tanrının gözetimi altında ve sorumluluğundadır.
Buraya gelme amacınız ise otrikstir. Onun sizden önce milyonlarca sahibi oldu ve hepsi Otriksi kötüye kullanmaya başladığı anda ve rehavete kapıldığında bu dünyadan kovulup her şeyi unuttu.
Otriks ise defalarca kez kendine yeni sahipler buldu, ilk defa sizin evreninizden birini seçti şanslısınız ama bu sorumluluğu kaldırabileceğinizden dolayı endişeliyim.
Peki sayın yardımcı ben kendi dünyama nasıl döneceğim?
+Tabikide Otriksi kullanarak efendim, o size yardımcı olacaktır. Bilmediğiniz her şeyi zamanla size öğretecektir.
+Otriks ile her şeyi yapabilirsiniz ancak bir ölüyü diriltemez bir yarayı iyileştiremez zamanı ileri veya geri saramazsınız.
Kutsal kitap bu dünyadaki dinin sembolüdür ve tüm halkınız bu kitaptaki dine tâbidir. Burdaki dil diğer tüm evrenlerde olduğu gibi Farsçadır.
Şimdilik benden bu kadar başarılar.
-
Yağmur ve ben ağzımız açık bir şekilde adamı dinledikten sonra adam ortalıktan bir anda kayboldu.
Hemen Otriks'den Yağmurun yarasını dikmem için ilk yardım çantası istedim ve hemen yanı başımızda belirdi.
Güzel bir şekilde diktim Yağmurun yarasını, sanki bu işi yıllardır yapıyormuşçasına alışkın bir şekilde ve kusursuz dikişin sırrının otriks olduğunu biliyordum.
Sonra Otriks'den olduğumuz dünyanın haritasını istedim, tıpkı bizim dünya haritamızı benziyordu hatta aynısıydı ama isimler değiştik ve her yer çorak ve iğrençti. Ruhlar adası dedikleri yer ise dünyamızdaki "Santa Maria Adası" ta kendisiydi.
Hemen bu dünyayı güzelleştirmeni istiyorum otriks ve bu dünyanın dili artık Türkçe ayrıca kutsal kitap artık Kur'an ve kutsal din islamdır.
Her yer bir anda güzelleşmeye başladı, her şey değişiyor olduğumuz dünya güzelleşiyordu. Sonra bu dünyadaki tüm halkı konuşmamı dinlemeye davet ettim.
Onlara her şeyden bahsettim ve beni onaylayıp çok sevdiklerini açıkladılar. Artık onları ben koruyup kollayıp onlara ben sahip çıkacaktım.
Bu dünydaki her kesimi bizim dünyamızdaki isimleriyle değiştirdim.
Ama kafam bir konuya acayip bir şekilde takılmıştı. Her şeyi gören göz bu neyin nesiydi ?
-
+ Ahmet kendini iyice kaptırma. Hadi artık nasıl döneceğimizide bildiğine göre bizi eve götür.
Ne diyorsun sen Yağmur burdakilerin bize ihtiyacı var, yoksa neden otriks beni seçsin ki.
+ Burda her ne dönüyorsa burda kalsın biz artık dönelim diyorum sana.
Of! Tamam ama otriks kalsın bende.
+ Tamam, tamam hadi gidelim artık.
Ammada korkaksın ha ne olurdu yani burda kalıp burdakilere yardım etseydik.
+ Korkak değilim beyfendi sen kendini fazla kaptırdın.
Aman be, biz şimdi burda olanları nasıl unutucaz kime anlatıcaz.
+ Ahmet unuttun herhalde, kural da ne diyordu burdan kimseye bahsetmek yok.Hadi yeter lafa tuttuğun çekip gidelim şu cehennemden.
Burası artık benim sayemde bir cennet bizim cennettimiz, tabi eğer sen korkularını yenip yanımda olursan.
+ Hadi, Ahmet ya!
Tamam güzelim tamam, şaka yaptım aaa
Bizi gerçek dünya'ya ışınla otriks.
-
Sonunda evime kavuşmuştum, kedi bile bizi beklerken yaşlanmıştı adeta. Saate baktım sadece on yedi dakika geçmişti gidişimizden sonra. İnanamadım.
Demekki paralel dünya ve gerçek dünya arasında bir zaman kırılması var. Yağmur direk duşa koştu yüzündeki yara onu bir hayli etkilemişti.
Sonra bende duşa girdim ve tekrardan kanepeye geçip oturduk sohbet etmeye başladık.
Ne olacak bundan sonra, sence ne yapmalıyım Yağmur.
+Bence o lanetli yere bir daha girmemelisin. Bana olanları görmüyor musun ? Ahmet korkarım ki bu bize çok zarar verebilir.
Haklısın ama o yerin bize ihtiyacı var hem hayatımızı yaşayalım tekrardan ama orayada gidelim arada. Ben oradaki paralel dünya ve bizim dünyamız arasında bir zaman kırılması olduğunu düşünüyorum. Hem biz gidip gelene dek fazla zaman geçmez.
+Olmaz Ahmet zarar görebiliriz hem sana bir zarar gelirse ben kime ne anlatcam.
Bence artık yatalım Yağmur bu olanları kimseye anlatmadan yatalım. Yarın tekrardan bu konuyu tartışırız. Hem sen güzelim çok yorgun düştün yüzün iyileşene kadar gideceğimi sanmıyorum.
+Tamam hadi yatalım.
-
Uzandığı kanepeden kalkıp yanıma geldi. Sonra hiç beklemediğim bir anda ateşli dudaklarıyla benim dudaklarıma bir öpücük kondurup. Yanıma uzandı, hayatımda yaşadığım en güzel andı diyebilirim.
Hiç bitmesin istedim ona arkadan sarılıp yavaş yavaş gözlerimizin kapanmasını bekledik. Zaman durdu sanki...
_______________________________________
Dördüncü bölüm için beklemede kalın dostlar son derece heyecanlı ve maceralı bir bölüm sizi bekliyor.
Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın.
Instagram: balciahmet0
E posta: ahmetbalci1209@gmail.com
Oy vermeyi unutmayın.
Bol Bol yorum bekliyorum.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |
