12. Bölüm

12. Bölüm

SıLa
bayangizemxx_

Hiçbir şey beklemeden yaşadığımız bu hayatta hala bir şeylerin hayalini kuruyoruz. Hem istemiyoruz yaşamayı hemde yaşamak için çabalıyoruz. Yaşamımızın her anında her hareketimizde kendimizle çelişiyoruz. Düşüncelerimiz bedenimizi yönetemiyor yine de bedenimiz bir yerde düşüncelerimize bağlı. İnsan ne de garip bir canlı...

 

 

Nefes alırken bir bakmış hayatın tüm telaşına kapılmış, bir bakmış bu sefer otobüste bir yerlere gitmeye çalışıyor. Sonra bir daha bakmış işi bitmiş akşam olmuş eve gelmiş. Ve tekrar yeni bir gün ve yine aynı şeyler. Zaman akıp giderken günlük telaşlara kapılıp yok olan nice hayatlar... Gerçekten yaşıyor muyuz, yoksa sadece oradan oraya gidip duruyor muyuz? Beynimizi değil de sadece bedenimizi kullanarak hayatta kalıyoruz. Yaşıyoruz değil hayır, hayatta kalıyoruz.

 

 

Ablam kolumdan tutmuş adeta sürükleyerek mağazadan mağazaya götürüyordu. Ömrümde şuna benzeyen o kadar az işkence gördüm ki... Artık itiraz etmeye bile mecalim kalmamıştı. Sadece ilerliyordum. Ha bir de elimde kıyafetlerle kabinlere girip çıkıyordum. Gerçekten kafayı yemiş bir ablayla baş başaydım. Yine de bu halleri onun normaliydi. Artık alışmam gerekirken hala alışamamıştım. Nasıl alışılırdı ki zaten!

 

 

"Abla, yeter! Bak vallahi çok yoruldum, bırakıcam kendimi şuraya! "

 

 

Ne dersem diyeyim beni dinlemiyordu. Derin bir nefes aldım ve son gücümle elime tutuşturduğu kıyafetleri denedim. Bu denediğim kim bilir kaçıncı gömlekti. O dertlerinin üstünü bu şekilde kapatıyor olabilirdi belki ama ben dertlerimin üstünü kapatmayı tercih etmiyordum. Tercih etsem de bu yolla olmayacağı kesindi!

 

 

Bıkkınlıkla denedim. Güzel olmuştu aslında ama benim değil de ablamın tarzıydı. Fazla renkliydi. Bunun yakışmadığını ifade etmek onlarca çeşit bahane bulabilirdim şu an.

 

 

Mağaza dolaşmalar birkaç saat sonra sona ermişti ve zorla da olsa ablamı sonunda eve getirebilmiştim. Yorucu bir gün olmuştu ablam saolsun. Hızlıca odaya kaçtım ve kapıyı arkamdan kilitleyerek yatağa oturdum. Oturmamla birlikte tüm günün yorgunlupu aniden üzerime çöktü. Eniştem daha gelmemişti ama yakında gelirdi. Ablam muhtemelen yiyecek bir şeyler hazırlardı biraz dinlenip. Bu sırada da uyumaya karar verdim. Bence bir zararı olmazdı. Bu kadar koşturmadan sonra zaten dhaa normal bir şey yoktu.

 

 

. . .

 

 

Salondan gelen seslerle birlikte gözlerimi açtım. Yorgunluktan resmen ölü gibi uyumuştum. Genelde öyle uyusam da bu sefer daha bir farklıydı sanki. Üatümdeki salaklığı atmak için uzandığım yerden kalktım ve kendime gelemeye çalıştım. Ablamlar tartışıyor muydu bana mı öyle geliyordu bilmiyordum. Kapıyı açıp salona ilerledim. Gayette normal bir anlaşma içindeydiler aslında. Bana nedense tartışıyorlar gibi gelmişti. Ablamın sesi biraz fazla çıktığı içindi herhalde. Her neyse, dedim ce mutfağa ilerledim. Karnım çok acıkmış sayılmazdı ama acıkmadım da diyemezdim. Uyumak yorgunluğuma iyi gelmişti. Bedenen daha iyi hissediyordum.

 

 

Ablam arkamdan mutfağa kırmızı bir suratla gelmişti. Benden sonra bir şeyler olmuştu belli ki. Pislik gülüşümü takındım ve ablama takılmaya başladım.

 

 

"Ben arkamı dönünce böyle yapacaksanız siz ben gideyim. Zor olmasın size."

 

 

Ablam aniden bana döndü ama yüzünün halini unutmuş olmalıydı. Tamamen görünce gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Gerçekten son derece tatlı görünüyordu. Onu böyle görmek çok güzeldi. Mutluydu, seviyordu, seviliyordu, hayat enerjisi vardı her şeyden önce.

 

 

"Sus, gebertirim! "

 

 

Dişlerinşm arasından adeta tıslama gibi çıkan sesiyle gülme isteğim katlanırken kendimi daha çok sıktım. İçi boş tehditler bunlar Ekim Hanım! Yemezler, senin tribin bana zaten. Git kocana yap bir de bu tribi. Elbet intikamını alırdı ablam zamanı kollayıp da. Yine de dalga geçmemrm için hiçbir sebep yoktu. Kardeş olmak bunu gerektirirdi.

 

 

Sırıtan yüzümle birlikte buzdolabına yöneldim. Dolaba boş bakışlar atarken arkamdan gelen ablamın varlığını hissettim. Mutfak tamamen ablamın iktidar alanıydı. Kapıdan girer bacadan çıkar ama harika yemekler çıkarırdı mutfaktan. Benim aksime yemek yapmaya da bayılırdı. Tam bir gelin hanım işte!

 

 

"Tıkındıysan git, yemek yapıcam ben. "

 

 

Söylenen ablama itaat edip elime aldığım elmayla birlikte odama ilerledim. Ne çabuk sahiplenmiştim odayı. Umarım çok uzun sürmeden yurda dönerdim. Ablam ne kadar eğlenceli de olsa tek başıma kalmak zordu o varken. Kendimle baş başa kalmam gerekiyordu biraz. Hazır vakit bulmuşkrn finaller de yaklaşıyorken ders çalışmaya karar verdim. Masaya kitaplarımı çıkarttım, notlarımı yerleştirdim ve uzun soluklu bir çalışmaya oturdum.

 

 

 

 

Bölüm : 05.10.2024 19:49 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...