
“Artık benfeş diyarı yoktu sadece AMORA vardı”
Sabah uyanınca herzamanki gibi hazırlanıp okula gittim
“alvin senin gezi işi iptal olmuş”
“ne ? nasıl ? neden ? niçin ? olamaaz ama ben hazırlanmıştım çok heyecanlıydım ühühühüh” berry kahkahalar arasında
“o nasıl bir ağlama alvin ya ühü ühü diye ağlama mı olurmuş bali inga diye ağlasaydın da tam olsaymış”
“öylede ağlarım berry ne var inga ingaaa” bu çocuk gerçekten deliydi yaa
“alvin ya birazdan gülmekten çatlıycağız yeter”
“aynen daphne ya şeyi sorcaktım sen nerden biliyorsun”
“dün akşam yemeğinde babam söyledi neyse devamını söylemiycemmm (:” amaya sanırım aramızdaki en meraklı kişiydi hemen lafa atılarak
“daphne yaa hadi çatlatma bizi”
“ayyy tamam söylüyoruummm” tam o sırada adrian
“profösör kralla birlikte geliyor hadi herkes yerine geçsin” herkes merak içinde bana bakarken bende omuz silkince yerimize geçtik tam o sırada profösör alina ve babam sınıfa girdi. Babam heyecanlı bir ifadeyle
“evet çocuklar şimdi herkes sanırım benim neden burada olduğumu merak ediyor hemen cevap vereyim bugün benfeş krallığıyla bizim krallıklarımız birleşecek” babam daha sözünü bitirir bitirmez her kafadan farklı bir ses çıkmaya başladı
“ben onların sihirleri bozuldu diye duydum”
“aynen bende öyle duydum ya bizede bulaşırsa”
“ya yavaş yavaş bizde yok olursak” alvin ise her zamanki gibi
“yaşasın desenize bizede macera çıktı diye”
“evet çocuklar sessizlik... şimdi herkes yanıma gelsin sınıra gidiyoruuuzzz”
Babamın yanına geldiğimizde bir anda sınıra vardık normalde bizim sınıra gitmemiz yasak ama babam sayesinde gelebilmiştik burası hiç bizim diyarımıza benzemiyordu bildiğim kadarıyla burası menekşelerle kaplı bir ülkeydi ama şuan her yer sipsiyahtı karşı tarafta da aynı bizim gibi öğrenciler dizilmişti göz gezdirirken aynı benim gibi sıranın en başında oturan adamı fark ettim sapsarı saçları gök mavisi gözleri vardı üzerinde ki siyah ceket beyaz tişört o kadar yakışmıştı ki ona sanırım aklımı kaybedecektim o kadar o kadar yakışıklıydı ki onu görünce karnımın içinde sanki kelebekler uçuştu orada yanarak öleceğim sandım kendimi zor tutarak ciddiyetimi tam kazanmıştım ki onun da beni izlediğini fark ettim gözlerimiz birbirine değince dudağının kenarı kıvrıldı ardından göz kırptı ayyy biri beni burdan alsııınnn neyseki imdadıma babam yetişti
“evet çocuklar şimdi krallıkları birleştiriceğiz ama önce sinde sizi kral elvis le tanıştırayım” kral elvis her anlamda çok asil duruyordu saçları sapsarı gözleri gök mavisiydi yeni traş olduğu çok belliydi üzerindeki takım elbisesi de ona çok yakışmıştı
“merhaba çocuklar ben benfeş diyarının kralı kral elvis artık birlikte yaşayacağız bunlarda oğlum albert ve arkadaşları birazdan tanışırsınız sonuçta artık aynı sınıfta olucaksınız” ne aynı sınıfta mı olucaktık ben hiç böyle düşünmemiştim bu bu olamaz imkansız zaten daha ben ağzımı açamadan herkes aynı anda konuşmaya başladı
“ne böyle bir şey olamaz”
“ne aynı sınıf mı başka sınıf mı yok”
“ya neden düzenimiz bozuluyor bizim kendi okulunuz yokmu”
Hherkes konuşurkan babam bir anda susturma büyüsü yaparak herkesi susturdu sonra babam konuşmaya devam etti
“çocuklar bana başka çare bırakmadınız artık susun ve beni dinleyin artık kralllıklar birleşeceği için okulları da birleştirmeye karar verdik sizler zaten sonuncu sınıf öğrencilerisiniz 1-2 ay sonra mezun olucaksınız bizde hepinizi birden mezun etmeye karar verdik birazdan krallıklar birleşecek ve okulunuza geri dönüceksiniz okulda tanışırsınız şimdi seslerinizi geri veriyorum ama tek bir itiraz kelimesi duyarsam ceza alırsınız 1 hafta boyunca sessiz sessiz dolaşırsınız etrafta tamammı çocuklar”babamın tehdidinden sonra kimse sesini çıkarmaya cesaret edemedi ve uzun bir sessizlikten sonra krallıklar büyük bir gürültüyle birleşti bu gürültünün ardından sınır çizgisi ortadan kalktı artık benfeş diyarı yoktu sadece amora vardı ve artık geleceğimizden endişe ediyordum ya lanet bizide bulurda bizimde sihirimiz yok olursa aslında herkesin büyüsü gitse bile benimki gitmezdi çünkü kraliyet ailesinin büyülerini hiçbir lanet bozamaz...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |