11. Bölüm

itiraf

Balım
benimtatlibalim

-Mert Aslan'ın anlatımıyla-

Nehir vurulmuştu..o vurulmuştu bu duyduğum en acı şeydi Batu'nun Osman Ağa'ya attığı yumrukla ve bağırmasıyla kendime geldim

ve hızla Nehir'in yanına koştum "Nehir.. lütfen dayan nolur dayan hastaneye gideceğiz tamam mı güzelim iyi olacaksın"dedim ve kucağıma aldım

dikkatlice merdivenlerden indim Aras Nehir'i görür görmez yanıma fırladı"Nehir! ne oldu Mert ne oldu kardeşime birşey söylesene!"dedi telaşla

"vurdu..o adam Nehir'i vurdu! çekil hastaneye yetiştirmemiz lazim Aras"dedim elim ayağım birbirine girmişti Nehir'i böyle görmek nefesimi kesiyordu

Aras çekildiğinde hızla arabaya bindim Nehir hala kucağımdaydı Aras şoför koltuğuna geçip son sürat sürmeye başladı ve dikiz aynasından bakıp konuştu

"gözlerini kapanmasına izin verme konuşsun Mert konuşsun!"dedi haklıydı "Nehir konuş benimle hadi"dedim ama konusamayacak kadar acısı vardı

konuşmaya çalıştı ama öksürüyordu ağzından sadece birkaç kelime döküldü "ölmek istemiyorum.."dedi ve gözleri kapandı

sanki o an benimde gözlerim kapanmıştı bende yok olmuştum "Nehir hayır aç gözünü Nehir ölmeyeceksin Aras daha hızlı sür şu arabayı!"diye bağırdım

bir süre sonra hastaneye varmıştık apar topar arabadan indim ve içeri koştum beni gören Dilan hızla Nehir'i sedyeye aldı ve kırmızı alana gittiler bizde girmek isteyince izin vermediler

biz orada beklerken Gökalp geldi "Nehir'i ameliyat'a alıyoruz fakat çok fazla kanaması var 0 Rh+ kana ihtiyacımız olacak lütfen bulun ve hemşirelere bildirin"dedi ve gitti

"e bu benim kan grubum!"dedim sevinçle Aras bunu duyar duymaz gözleri parladı"hadi kanı ver kardesim kurtulsun"dedi bende koşarak hemşirelerin odasına daldım

"ben verecektim de kim alacak"dedim hemşirelerin bazıları bana garip garip bazıları da gülerek bakınca ne dediğimi şimdi anlamıştım"yani kan verecektim lütfen yanlış anlaşılmasın"dedim

hemşire kanımı aldıktan sonra Aras'ın yanına döndüm Bozkurt Timi çoktan gelmişti kimse benimle konuşmuyordu haklılardı herşey benim suçumdu

"bakın biliyorum benim suçum ama sizlere söz veriyorum bunu telafi edeceğim Nehir'i üzmeyeceğim o söylenenlerin hepsi yalandı bunu en iyi siz bilirsiniz ama işle aşkı da karıştırmak istemediğimi de bilirsiniz"dedim pişmanlıkla

Batu kalkıp sıkıca bana sarıldı eskiden olsa saplağı vururdum kafasına ama bu sarılma çok iyi gelmişti "komutanım bizde üzgünüz sizi suçladık söylediklerinizin gerçek olmadığı cok barizdi ama iste korkuyla oldu"dedi

haklıydı korkmuslardi korkusuz komutan lakaplı ben bile korkmuştum Nehir kısacık sürede Timin neşesi olmuştu hayatımızı renklendirmisti

biz böyle sarılırken Gökalp geldi "Nehir'in durumu şuan stabil ilk 48 saat yoğun bakımda bekleyecek hayati tehlikesi sürüyor herşeye hazırlıklı olmamız da fayda var"dedi ve gitti

bir anlığına olan mutluluğum çoktan ruhumu terk etmişti suçluluk duygusu giderek beni ele geçiriyordu birkaç saniye sonra Nehir'i çıkardılar ameliyathaneden

soluktu o gülen yüzü solmustu o gülen yüzünü tekrar görmek için nelerimi vermezdim ki Nehir'i yoğun bakıma aldıklarında yoğun bakım hemşiresi ile konuştum

Bütün Tim için izin almıştım ilk giren Aras oldu

-Teğmen Aras'ın anlatımıyla-

içeri girdiğim de tek duyduğum şey kardeşimin kalp atışlarıydı o sapsarı saçlarını okşadım Nehir hala melek gibiydi "hatırlıyor musun? küçükken ne zaman korkup uyansan soluğu benim yanımda alırdın"dedim ve iç çekip devam ettim

"şuan korkuyor musun? lütfen korkup uyan Nehir ben burdayım abin burada"dedim ve yanağından öpüp dışarı çıktım

-Yazarın anlatımıyla-

Aras çıktıktan sonra sırayla Batu, Piraye,Ayza, Arda girdi sıra Mert'deydi derin nefes alarak içeri girdi

-Mert Aslan'ın anlatımıyla-

içeri girip Nehir'in yanına oturdum ellerimi ipeksi saçlarına geçirdim "meleğim biliyorum beni duyuyorsun söylediğim herşey yalandı sen asla çocuk gibi değilsin ve Nehir"dedim bunu söyleyebilirdim

"sen tam anlamıyla benim tipimsin.. herşeyin bana göre sanki birbirimiz için yaratılmışız sana bu kısa sürede nasıl tutuldum bilmiyorum ama nasibim de sen varmışsın ben seni yeni bulmuşken kaybetmek istemiyorum eğer beni duyuyorsan uyan Nehir herkes seni bekliyor bütün Bozkurt Timi..seni tekrar aramızda istiyoruz"dedim

ve dudağına küçük bir buse kondurup çıkışa doğru yürüdüm ve o sırada cılız bir ses çıktı"Mert"dedi bu Nehir'di hızla dışarı çıkıp hemşireye söyledim onlar da beni dışarı çıkardı

Timin yanına gidip Nehir'in uyandığını söyledim herkes sevincle birbirine sarılıyordu o sırada tekrar Gökalp geldi

"Nehir uyandı fakat vücudunun dinlenmesi için tekrar uyuttuk ve normal odaya alacağız tekrardan geçmiş olsun"dedi ve gitti

Nehir'i odaya aldıklarında refakatçi olarak ben ve Arda kalmıştık çünkü kızların dinlenmesi gerekiyordu sevgililerini de bırakıp gitmezdi bu yüzden hepsini yollamıştım

neredeyse gece olmuştu Nehir hala uyuyordu Arda'yla bekle bekle bunaldığımız için sigara icmeye karar verip dışarı çıktık

sigaralarimizi yaptigimiz da "Komutanım özel olmayacaksa nehirden hoşlanıyor musunuz?"diye bir soru yöneltti

sigaramdan derin bir duman çektim "aramızda kalacak bu söylediklerim ve evet galiba Nehir'den hoşlanıyorum o çok mükemmel biri en önemlisi de kalbi o çok insaflı o melek gibi be oğlum içim gidiyor onu görünce"dedim

Arda anında sırıtmaya başladı "komutanım duman bacayi çoktan sarmış hayırlı olsun"dedi ve bende gülerek kafa salladım

gerçekten hoşlanıyordum Nehir'den o benim nefesim olmuştu Arda telefonla konuşmaya giderken bir süre daha burada oturmaya karar verdim

birkaç dakika sonra yanıma biri oturdu bu Ayaz'dı sinirle yakasına yapıştım "senin burada ne işin var lan! yetmedi mi Nehir'e çektirdikleriniz"diye kükredim

"seni uyarmaya geldim komutan Nehir'le en kısa zaman da evlen yoksa bu sefer herşey için çok geç olur unutma Demirel aşiretinin adını temizlemek için yapmayacağı şey yok bu sefer Nehir'i kurtaramazsınız" dedi

ve kendini benden kurtarıp gitti haklı olabilirdi Nehir'i korumanın en mantıklı yollarından biri buydu Nehir'le ne pahasına olursa olsun evlenecektim

 

 

Bölüm : 25.11.2024 00:07 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...