bu dediğini pek ciddiye almamıştım çünkü öyle birşey yapmazdı ama ciddiye almasam bile utançtan nefesim kesilmişti Mert'e baktığım da yüz ifadesi aynıydı bir değişiklik yoktu
"yapmayacağını ikimizde biliyoruz lütfen o şeyi değdirme valla canım acır hem geçti ki benim dizim"diyerek kendimi kurtarmaya çalıştıma
ma Mert'de hiç beni bırakacak göz yoktu o sırada iç sesim sinsi sinsi fısıldadı bana
kızım hicbirsey yapamaz kalk git yapacak olsa eski sevgilisine yapardı değil mi?
iç sesim sonuna kadar haklıydı tuttuğu elimi ondan kurtarıp ayağa fırladım kapıya doğru adimladim ama belimde bir baskı hissetmemle kendimi Mert'in kucağında bulmam bir oldu
şaşkınlıkla Mert'e baktım ve iç sesime küfür ettim "ama ben sana dedim Nehir"dedi ve dizime eğildi tam o sırada kapı açıldı
içeriye Batu girdi bizi öyle görünce gözlerini kapatıp fotoğrafımızı çekti ve çığlık atarak içeri koştu
Batu içeri koşunca Mert hemen beni kucağından indirip peşine koştu tabi bende arkalarına fakat çok geç kalmıştık
Batu tüm Tim'e bağıra bağıra söylüyordu ki Mert'i görünce abimin arkasına saklandı
"Teğmenin beni koruyun lütfen"dedi herkes ona gülerken abim rahatsızlıkla Batu'yu itmeye çalıştı ama Batu bırakmıyordu
aksine sıkıca abime sarılıyordu "seni neden koruyayim benim bir çıkarım yok bu işten o yüzden çık arkamdan"dedi sinirle ama Batu bırakmak yerine abime "Piraye bir hafta bende kalır sende Ayza'yla ne bok yersen yersin"dedi
abim bu planı hemen benimsemişti o sırada kızlardan aynı anda bir ses yükseldi Piraye "Hayır!"derken Ayza "Evet"diyordu herkes bu duruma gülerken Batu hüzünle Piraye'ye baktı
"Neden öyle diyorsun piros beni istemiyor musun yoksa? yetişin komsular bu yakışıklılıkta çıtırlıkta dul kaldım"dedi ve yaşlı neneler gibi dizlerini dövmeye başladı
Piraye buna dayanamayıp Batu'ya sarıldı fırsattan istifade Abim de Ayza'ya yapıştı tam o anda yüksek bir sesle hepimiz yerimizde sıçramış ve sarılmayı bırakmışlardı
bu sesin kaynağını Mert'ti "Bozkurt Timi!"diyordu herkes duzeldiginde ses düzeyini daha azaltıp tekrar konuştu
"burası evlilik programı değil bir sonra ki emire kadar lojmanda yok sarılmaymıs yok opusmeymis istemiyorum anlaşıldı mı?"dedi
herkes kafa sallıyordu tabi Batu hariç o küçük çocuk gibi söylenmeyi tercih etmişti
"Ya siz Nehirle oynaşırken niye yasak değil de biz sarılırken yasak az daha gelmesem birbirinizin oluyordunuz komutanım"dedi
ben ona hayretle bakarken Mert sinirle bakıyordu "yok valla katil olacağım valla katil edecek bu çocuk beni oğlum alt tarafı Nehir'e pansuman yapıyordum abartma"dedi sinirle ve Batu'nun kafasına bir tane çaktı
Batu kafasını tutarken ben konuştum "evet Batu allah için sus ya pansumanı ne abarttın"dedim aslında abartmamış olabilirdi ama bunu kimse bilmese daha iyiydi
"valla komutanım bende Piraye'ye pansuman yaptim defalarca ama hiçbirinde kucağıma oturtmadım"dedi öyle diyince herkesin bakışı bize döndü
"Ne yapayım durmadı Nehir ve açıkça söylüyorum Nehirle benim aramda birşey yok olamaz o benim tipim değil baksanıza çocuk gibi davranıyor ben öyle kadınlardan hoşlanmam ve zaten kardeşim gibi"dedi
bu dedikleri gerçekten canımı yakmıştı oyun mu oynuyordu benimle? gözlerim dolarken hızla lojmandan çıktım ve kendimi sokağa attım
"o benim tipim değil"
"baksanıza çocuk gibi davranıyor"
bu yüzden mi öyle davranıyordu bu cümleleri beni neden kırdı bilmiyordum ama çok kırmıştı gözlerimden yaşlar akıyordu
ne kadar yürüdüğümü bilmiyordum ama bir park gördüm ve orada ki banka oturdum hava kararmaya başlamıştı
üşüdüğümü hissediyordum ama umursamıyordum sonra birinin adım seslerini duydum kafami kaldırdığım da bunun Gökalp olduğunu görmüştüm
"Nehir bu soğukta burada ne işin var?"dedi ve yanıma oturdu "hiç hava almak istedim"dedim ama Gökalp ikna olmamıştı
"seni tanıyorum aylarca sevgili kaldık Nehir ve yalan söylemeyi beceremiyorsun bu yüzden lütfen doğruyu anlat bana"dedi bence ona güvenebilirdim
"biri beni çok kırdı"dedim ve iç çektim o da"sende kaçtın değil mi?"dedi beni gerçekten tanıyordu
destek vermek ister gibi elimi tuttu ve anında geri çekti"Nehir buz gibisin hadi bana gidelim istediğin zaman abini arariz o da seni alır"dedi
o diyince üşüdüğümü bir daha hissettim kabul etmekten başka şansım yoktu bu yüzden kabul ettim
Gökalp Mardin'in en tatlı evlerinden birinde yaşıyordu evine geldiğimizde Gökalp yemek söyledi ve içecek koymak için mutfağa gitti bir süre gelmeyince merak ettim ve mutfağa girdiğim de biriyle konuşuyordu
"kız bende gelin alın"dediğini duyduğum da başımdan aşağı kaynar sular dökülmüş gibiydim kimdi bu ve neden beni veriyordu
korkuyla geriye çekildiğim de saksıyı devirmiştim Gökalp sesi duyunca kafasını bana çevirdi ve bir küfür savurup telefonu kapattı
tir tir titriyordum Gökalp yavaşça bana yaklaştı "Nehir"dedi "yaklaşma bana"diye bağırdım ama Gökalp beni dinlemedi
yaklaşıp sıkıca kolumdan tutup ağzımı bir pamukla kapadı keskin kokusunu aldığım da gözlerim karariyordu en son duyduğum şey Gökalp'ın "özür dilerim affet beni.."demesiydi
Evet şimdilik bu kadar nasıldı beğendiğiniz mi? acaba Gökalp Nehir'i kime verecekti? yorumlara yazmayı ve oy atmayı unutmayiin🫶🏻
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
14.32k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |