Yeni bölümle karsinizdayim cok beklettim biliyorum ama daha düzenli atmaya çalışacağım sağlık sorunlarim hala devam ediyor kusura bakmayın iyi okumalar iyi geceler canlarim🤍🤍
-Aras Demirel'in anlatımıyla-
eve girdiğimiz de gözümüze ilk çarpan sey yerde ki oyuncaklardı Mertle ayrılarak odalara bakmaya başladık rastgele bir kapıyı açtığımda birşeye bakarak ağlayan 2 tane de helak olmuş çocuk gördüm
neye agladiklarina baktigim da yerde yatan kadını gördüm vücudun da sayısız kurşun izi vardı çocuklar beni fark edince duvara sindiler "nolur yapma"dedi biri ne yapmayacaktim?
ne yaşamıştı bu çocuklar ve bunu kim yasatmisti? temkinli adimlarla cocuklarin önünde diz çöktüm "size birşey yapmayacağım ben Türk askeriyim sizi güvenli bir yere götürmem lazım"dedim
çocuklar tereddütle bana baktılar ama birkaç saniye sonra korkarak kabul ettiler ikisinin de elinden tutup Mert'in yanına gittim Mert şaşkınlıkla çocuklara baktı
ikimiz de burada bir çocuk bulmayı beklemiyorduk en azından yaşayan bir çocuk..Mert'le beraber çocukları güvenli bir yere götürdük hızlıca bizimkilerin yanına geri dönerken kafam da kuvvetli bir ağrı ve acı hissettim sonrası bulanıklık
yere düştüm benden sonra bir beden daha düştü Mert'di bu ama hareket edemiyordum ve saniyeler sonra dünya karardı
--------------------------------------------------------
gözlerimi aralığım da kafamda ki kuvvetli ağrı devam ediyordu elimi kafama götürmek istediğim de yapamadığımı fark ettim ellerim ayaklarım bağlıydı neredeydim ben?
tam karşımda bağlı Mert'i fark ettim yüzü gözü kan içindeydi kim yapmıştı lan bunu benim kardeşime "Komutanım!"diye seslendim gur bir sesle ama kendine gelmedi "Mert! uyansana"dedim tekrardan bu sefer mırıldanmaya başladı
"noldu bize amına koyayım"dedi sersemce beni gördüğünde olayın henüz farkına varmıştı biz teröristlerin eline düşmüştük sinirle demirlerden kurtulmaua calistim ama nafile bundan kurtulmam imkansızdı
"Nerdesiniz lan çakal sürüleri nerdesiniz!"diye bağırmaya başladım sinirle ama gelen giden yoktu ben çırpınırken içeri tanıdık bir yüz alkışlayarak girdi "sinirli asker ve korkusuz komutan hoşgeldiniz nasıl bulduğunuz misafirliğimizi"dedi
ben sinirli bakışlar atarken Mert "köpeklerini kullanmana hiç gerek yoktu Ateş biz zaten gelecektik kafana sıkmaya"dedi eğlenerek ama ateş bu dediğimize gülmek yerine sinirlenmisti
Sinirle Mert'in yanına yaklaştı ve silahını çıkardı ne yapıyordu Mert'i öldürecek kadar cesaretli değildi ama blöf yapacak kadar da korkak değildi
"agresif askeri bi tekrar uyutun komutaninin ölümünü görmek istemez değil mi?"dedi alaycı bir tonla sinirden köpürmustum ne demek öldürmek lan
"Ateş eğer komutanıma birşey yaparsan o kafa tasina mermilerle türk askeri yazarim anladın mi beni!"diye kukredim ama nafile
adamlardan biri gelip kafama birşey indirdi ve tekrar karanlık tek duyduğum sey silah sesiydi acamiyordum gözlerimi
------------------------------------------------------
gözlerimi açtığımda bembeyaz bir isik vardi hastanedeydim galiba sonra yandan Ayzanin sesini duydum duymamla zaten gözlerim ona döndü bütün tim buradaydı Mert dışında
"Mert nerde? onu da aldınız değil mi nerde?"dedim merakla ama timden kimse cevap vermedi sorumu tekrarladim "Bozkurt Timi Komutaniniz nerde!"dedim sesimi cikarabildigim kadar
Batu dudaklarini aralayarak konustu "bilmiyoruz Aras seni de ormanda bulduk ama Mert yoktu bizde bunu sormak için uyanmani bekliyorduk"dedi dünyam başıma yıkılmıştı
belki de belki de Mert ölmüştü duyduğum silah sesi geriye kalan karanlık Mert şehit olmuştu.. boğazım düğümlendi konuşamadım neredeyse lal oldum saniyeler boyunca can dostum, kardeşim şehit olmuştu
"şehit oldu"diyebildim sadece ve ondan sonrası sadece sessizce aglayislar dusuncelerdi kiz kardeşime nasil diyecektim? ne yapacaktım cenazesi bile olmayacaktı ne yapacaktık şimdi
Mertsiz hepimiz ne yapacaktık düşünmekten kafayi siyiracak gibiydim
-------------------------------------------------------
aradan 6 gün geçmişti ve Mert'in cesedine ulasilmamisti ne yapmışlardı bilmiyorduk ama artık dönmemiz gerekiyordu arabalara binip yola koyulduk
yol boyu hiçbirimiz konuşmadık içimiz yanıyordu dönüyorduk ama aklımız ve kalbimiz orada kalmıştı Mertle belki de Mertle ölmüştü bilmiyorduk tek bildiğimiz canimizin yandığıydı Ayza ve Piraye aralıksız ağlıyordu
biz ise onlari sakinlestirmeye çalışıyorduk ne kadar başarılı olduğumuz şüpheliydi bir yandan nehire ne diyecegimi dusunuyordum nehir en zor zamaninda Merte tutunmustu
onunla nefes almıştı şimdi nefesini kesecek o iki cümle benim dudaklarimin arasindaydi lojmana vardigimiz da herkes eşyalarını bıraktı ve evlere dağıldı
sıra en zor andaydi nehire soylemek yolda döndüğümüzü söylemiştik ama Mert.. işte onu diyememistik kapinin önüne geldiğim de kapıyı çaldım
-Nehir'in anlatımıyla-
Mertlerin geleceğini duyduğum da hevesle mutfağa girmiş bütün timin sevdiği her yemekten yapmıştım burnumda tütüyolardi cok ozlemistim ozellikle de Mert'i neredeyse hic sesini duymamıştim son aramadan sonra
bütün yemekleri ve masayı hazirladigimda heyecanla giyindim ve makyaj yaptım Mert beni güzel görsün istiyordum ve o sırada kapı çaldı koşarak kapıya gittim derin bir nefes alip actim
gelen abimdi sıkıca abime sarıldım o da bana sarıldı geri çekildiğin de "Mert nerde abi? birşeyler mi almaya gitti gerek yok ki herşey hazır"dedim ama abim cevap veremedi
ne oluyordu anlamiyordum kesin Mert bana supriz hazirliyordu romantik sevdiğim benim gelir gelmez sürpriz dusuncesine girmistir yüzümde bi gülümseme oluşmuştu sonra abim içeri girdi
"Nehir otur abicim şuraya birşey konuşmamız lazım"dedi beni oyalayacakti tabi ya sakince sandalyeye oturdum abim de cekip karsima oturdu "Nehir Mert"dedi
"ne olmuş abi Merte nerde ya çok özledim onu"dedim gülerek gerçekten çok özlemiştim "Nehir Mert şehit oldu"dedi abim aniden tek diyebildigim sey "ne"olmustu
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
14.32k Okunma |
1.01k Oy |
0 Takip |
37 Bölümlü Kitap |