
Melisten
Odamın kapısı çalmıştı . Gelen kişiye baktım genelde odama kimse gelmezdi. Cengiz bey başını içeri uzatıp izin alır gibi bakmaya başladı. Çizimlerimi inceliyordum. Başımı yavaşça kapıya çevirdim bu cengiz beydi ( yetiştirme yurdunun müdürü). Yanıma geldiğinde resimlerime bakarak gülümsedi.
Cengiz bey: oturabilir miyim?
Onu onaylar anlamda mırıltılar çıkardım.
Bir süre öylece yaptığım resimleri inceledik ama ben konuşmamıştım. Şahsen konuşmanın boş olduğunu düşünüyorum
Neden konuşuyoruz ki . Yada ben yalnız olduğum için mi öyle düşünüyordum?
Yalnız olmak hoşuma gidiyor ve sessiz kalmak.
Ailem neden beni bıraktı bilmiyorum ama ben böylede mutluyum yani sanırım mutluluğun bu olduğunu sanıyordum
1 hafta önce bana yakın olan bir arkadaşım gitmişti. Evet tek arkadaşım oydu. zengin ve çok tatlı bir aile onu evlatlık edindi ben ise yalnız kaldım
Onu çok özlüyorum..
Cengiz beyin konuşmasıyla düşüncelerimden ayıldım.
Cengiz bey: Melis aileni istiyor musun
Hayır.
Ne bir saniye bu aileni istiyor musun mu dedi yoksa ben mi yanlış duydum
Melis: ne?!
Cengiz bey minik bir gülümseme ile yüzüme baktı.
Cengiz bey: evet aileni istiyor musun? Şimdilik itiraz istemiyorum çünkü onlar bugün gelecek ve istersen onlarla tanış ve kararını sonra ver olur mu ?
Ne diyeceğini bilemez bir halde boş boş cengiz beyin yüzüne bakıyordum .
Nerden biliyordu ki onların ailem olduğunu belki belki değildi yada onlar yine bana kötü davranırsa ya yine Hayır hayır yaşadığım şeyleri yeniden yaşayacak mıyım
Melis: olmaz hayır istemiyorum!!
Sonlara doğru bağırmıştım. Yataktan ayağa kalktım ve Cengiz beye bağırmaya başladım.
Melis. ASLA OLMAYACAK ÖYLE BİRŞEY İSTEMİYORUM ONLARI! BEN-
Odamın kapısı açılır açılmaz ikimizde oraya baktık .
İçeri birileri girmişti birkaç erkek ve iki kız girdi. Ağlıyordum şuan çok kötü hissediyordum gidemezdim onlara 8 yaşında yaşadığım şeyleri az da olsa biliyordum
çünkü 18 yaşımı geçmediğim için hepsini öğrenemezdim
İçeri giren adamların yanından geçerken birşey fark ettim bir tanesi de benim gibi albinoydu
Yada değildi o boyamış olabilirdi nede olsa erkeklerde saçlarını boyar dimi…
( Yarım saat önce Kayaalp ailesi)
Kuzey:ne oldu baba?
Murat (babaları): oğlum bunu birazdan giderken öğrenirsin
Kaan: nereye gidiyoruz ki ?
Murat: kardeşinizi getirmeye
Kaan : o ne ara kardeşimiz oldu hm?
Kuzey: bak oğlum kızın yanında da öyle yaparsan var ya!
Murat : şşşşştttt kavga etmeyin görmeyeyim bir daha
Kaan : ne var yalan mı? Hem o istemese onu getiremezsiniz ve ne zaman öğrendiniz kardeşimiz olduğunu yani DNA testi vb birşey olmayacak mı
Murat: gerekli işlemler için yapılmak zorunda yani. Neyse uzatmayın hadi hazırlanın birazdan çıkacağız
Şimdiden:
Cengiz bey odada öylece kalakalmıştı. MELİS'TEN öyle birşey beklemiyordu.
Murat ( babaları) : sorun yok değil mi?
Cengiz bey: odama geçsek olur mu ?
Tüm aile gelmişti yeliz somurta somurta müdürün odasına gidiyordu Kaan onun yanına yaklaştı ve kulağına
Kaan: asla seni bırakmayacam güzelim . O kardeşimiz olsa bile onu öyle görmeyeceğim.
Yeliz içten içe planının ise yaradığını görüyordu. O kız eve gelince de onu evden attırmak için herşeyi yapacaktı.
Cengiz beyin odasında herkes oturmuştu. En çokta Arhan heyecandan annesine sarıldı.
Arhan: bana çok benziyordu anne
Annesi umutla oğluna baktı . Küçüklüğünden beri arhanın uyku ve sinir problemi vardı.
Hepsi beraber oturmuştu koltuklara Arhan heyecanla ailesinin konuşmasını bekliyordu. Kardeşiydi o bundan çok emindi hemde adı kadar.
Cengiz bey onlara Melis hakkımda ufak tefek şeylerin ya
zdığı kağıdı uzattı.
Bahçeye çıktım ve ağaçlık alandaki banka oturdum
Bahçede bankta oturmuş, olacakları düşünüyordum acaba kabul edersem beni severlermiydi? Veya gerçekten gerçek ailem miydiler?
Yada kötü şeyler yaparlar mıydı?
Küçükken tecavüze uğradığımı öğrenmiştim ama bunuda zaten şans eseri öğrendim.12 yaşındaykendi...
Müdür bey bana yanlış dosyayı vermişti yani 18 den sonra vereceği dosyayı vermişti.
Zaten fark ettiği an benden almıştı. Bunu bile öğrenmek beni bayağı yıkmıştı yani dışarıdan iyi duruyordum . Ama içim yanıyordu bir tarafım hep yanıyor…
Korkuyordum herkesten özellikle erkekler bana yaklaştığı zaman korkuyorum.
Esra: Melis!
Esra'nın bana bağırmasıyla korkudan ölecektim sinirle ona baktım
Esra : üzgünüm korkuttuğum için
Melis: ne oldu ya
Esra: müdür bey seni çağırıyor
Ona cevap vermeden ayağa kalktım ve içeriye doğru gitmeye başladım.
Etrafı bir temizlik malzemesi kokusu sarmaya başladı bayağı iğrenç bir kokuydu . Başımda ağrı oluşturuyordu.
Müdür beyin odası 3. Kattaydı merdivenlerden çıkarken Ayşe abla beni çağırdı. Kendisi yemekhane de görevli olan ablaydı. Bana plastik çatalları getirmemi istedi. İki dk verip sonrada müdür beyin yanına giderdim.
Onu kırmaya kıyamıyordum çok tatlı biriydi. Hele ki o tombiş yanakları
2. Katın merdiveninden inmeye başladım çatalların olduğu dolap 2. Katta sağdan 3 odadaydı .
Tam merdivenin bitimine 5,6 basamak kalmıştı ki yerler ıslak olduğu için ayağım kaydı ve yere düştüm.
Düşmenin etkisiyle çığlık attım. Ayağım çok kötü ağrıyordu sağ ayağım resmen kırılmıştı.
Ayşe teyze hemen yanıma gelip beni yokladı. Ben işe acıdan ağlıyordum ayağım çok kötü durumdaydı.
Ayşe teyze: ahh kızım iyi misin bekle cengiz beyi çağırayım
Melis: a-acele et c-canım yanıyor
Ağlamaktan zorda olsa konuşmuştum.
Ayşe teyze hızlıca yukarı çıktı ve gitti.
Bir süre sonra ayak sesleri duydum başımı hafif kaldırıp baktığımda beni almak isteyen aileyi gördüm bana benzeyen erkek koşarak yanıma geldi
Arhan(ikizi): iyi misin ? Ayağına bakayım? Başka yerin ağrıyor mu? Hadi hastaneye
Ağlamaktan konuşamıyordum canım acıyordu.o kadar şey söylemişti ama ben konuşamadım sadece başımı salladım.
O gelen kadında ağlamaya başlamıştı.
Deniz( gerçek annesi ): kızım iyi misin Murat hemen arabaya gidelim hadii!
Bir tanesi beni kucağına almıştı ayağım kırılmasaydı almasına engel olacaktım ama ayağımın ağrısına dayanamıyordum.
Yarım saat sonra
Hastanedeydik alçıya almışlardı ayağımı . Yüz üstü uzanıyordum ayağımın altında yastık vardı. Buna rağmen hala acıyordu.
Adının murat olduğunu öğrendiğim adam yanıma yaklaştı. Elimi saçlarıma attı ve
Murat: kızım benim güzelim acıyor mu ?
Cevap vermedim çünkü onları tanımıyordum bile neden cevap vereyim ki ?
Vermelisin’
Ne
“Vermelisin işte”
Hah bende bu iç sesim ne zaman gelecek diyordum geldi işte başımın belası.
“Melis Melis…”
Ha ne ?
Murat: iyi misin kızım?
Kısık bir sesle
Dalmışım üzgünüm dedim
Murat: sorun yok güzelim
Bana sımsıcak bir gülümsemeyle baktı
Murat: aynı abin gibisin
Kendimi tutamayıp
Melis: ne alaka onunla bir bağım yok ve olmayacakta . Nede olsa beni yeni doğmuşken siz bıraktınız başkasına.
Odanın kapısı açıldı ve içeriye öbürleri girdi .
Hafif yaşlımsı yani 38 den büyük olan kadın.
Yanıma geldi ve sımsıkı sarıldı.
Şaşkın şaşkın kadına baktım
Melis: hanfendi bırakır mısınız beni? Rahatsız oluyorum!
Kadın üzgün üzgün yüzüme baktı.
Bir erkek ona yaklaştı ve
X(rüzgar): anne bize alışık değil, böyle davranması normal
Kadın (deniz yani annesi): oğlum rüzgarım ben buna dayanamam öz kızım beni istemiyor
Tam ağzımı açıp birşey diyecekken
Kadın ağlamaya başlamıştı. Ağlamasıyla şaşkın şaşkın kadına baktım, benim yüzümden mi ağlıyordu yoksa ?!
Melis: üzgünüm efendim benim yüzümden ağlamayın
Hepsi yüzüme baktı bende onlara sonra utanarak başımı yastığa gömdüm, yüz üstü uzandığım için canım yanmıyordu o kadar da.
Yeni bölüm bugünlerde gelecektir
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |