12. Bölüm

11.BÖLÜM: İYİ İNSAN KÖTÜ İNSAN

Buğlem bozkıl
berceste2310

SORGU ODASI/ ASTRİD

 

Yanımızdaki kırmızı saçlı adam ile karşılıklı oturuyorduk. Yüzümü güzelce yıkamış kimliğimizi bir güzel ortaya çıkarmıştı ama Sam'ı bulmuştuk bu güzel haberdi değil mi? Sam'ı bulduk ama yaşayıp yaşamadığını anlayamamıştım. Üstündeki gömlek yırtılmış ve vücudunda yanık izleri vardı. Marcus bir yanımda Sam ise baygın bir şekilde diğer yanımda oturuyordu, kırmızı saçlı adam ise karşımızdaki duvara yaslanıp oturmuş bizi izliyordu, dakikalardır sadece bizi izliyordu. Sabrımın sonuna gelmiştik, üstüne atlayıp boğmamak için konuşmaya başladım.

''Neyi bekliyoruz?''

Kafasını kaldırmadan cevap verdi.

''Sam'ın uyanmasını.''

Kafamı çevirip Marcus'a baktığımda gözlerini karşımızdaki adama dikmiş dikkatle onu izliyordu.

''Ben uyandıktan sonra ne olacak, hepimiz birlikte tekrar mı bayıltacaksın?''

Yanımda duyduğum buz gibi sesle Sam'a döndüm. Gözlerini aralamış bize bakıyordu.

Ağzını açıp bir şeyler söylemeye yeltenmişti ki Karşımızdaki adam ondan önce davrandı.

''Öncelikle aramıza yeni katılanlar için kendimi tanıtayım, ben Liam. Vaveyla evrenine hoş geldiniz. Buralı gibi davranmaya çalışsanız da buraya Varis portalı ile geldiğinizi ve görevinizin beni öldürmek olduğunu biliyorum.''

Sanki normal arkadaşlar gibi oturmuş sohbet ediyoruz gibi konuşma oldukça sinirlerimi bozmuştu. Bağıra bağıra cevap verdim.

''SENDE BU YÜZDEN BİZİ Mİ ÖLDÜRECEKSİN?''

Bağırmama rağmen yüzünde hiçbir mimik oynamadı ve saki sakin cevapladı.

''Seninle aynı amaca sahip olmam seni neden bu kadar sinirlendirdi?''

Cidden sinirlerimi germeye başlamıştı artık.

''Sen benimle dalga mı geçiyorsun, insanları öldürüyorsun üstüne üstlük bizi kendinle kıyaslıyorsun. Biz senin gibi katil miyiz ki bizi karşılaştırıyorsun?''

Olduğu yerde biraz hareketlenip asla değişmeyen ses tonu ve mimikleri ile cevap verdi.

''Sen de katil değil misin, saraya girmeye çalışırken adamlarımı öldürmediniz mi?''

Suratına sinirlice bakıp devam ettim.

''Biz senin gibi zevkine insan mı öldürüyoruz, öldürmek zorunda kaldığımız için oldurduk hem biz seni kötü bir insan olduğun için öldürmeye çalışıyoruz.''

Sakince cevapladı.

''Benim kötü bir insan olduğumu nereden çıkardın?''

Suratına küçümseyerek baktım.

''Kendi halkını öldürmüş birisine iyi bir insan denir mi?''

Aynı yüz ifadesi ile cevap verdi.

''Hiç halkımı öldürdüğümü gördün mü?''

Ben de onun gibi cevap verdim.

''Sadece sarayına köle almak için bile kaç tane adam öldürecekmişsin, sence gözlerimle görmeme gerek var mı?''

Cevabı hiç gecikmeden geldi.

''Zevkine öldürdüğümü nereden çıkardın?''

Ne saçmalıyordu bu. Kral ülkesi hakkında her konuda söz sahibi idi eğer öldürmek istemese öldürmezdi.

''Kralı olduğun ülkedeki masum ülkedeki insanları öldürüyorsan kendi isteğinle yapıyorsundur.''

Derin bir nefes alarak cevapladı.

''Sence ülkeleri sadece Kralları mı yönetir?''

Kafayı mı oynatmıştı bu cidden iyi değildi.

''Sen iyi değilsin, iyice balataları oynatmışsın.'' Dedim.

Olduğu yerden yavaşça kalkarak konuşmaya başladı.

''Sizinle bu kadar sohbet ettiğimiz yeter. Şimdi siz arkadaşlarınızın yerini söyler misiniz yoksa ben farklı yollarla söyletmeye çalışıyım mı?''

Ciddi anlamda çok sinir bozucu bir adamdı. İçimden ona bağırmak geçiyordu bende yaptım.

''SENİN GİBİ BİR İNSANA BIRAK ARKADAŞLARIMIN YERİNİ SÖYLEMEYİ, DÜŞMANIMIN YERİNİ SÖYLEMEM SENCE BİZ HAİN MİYİZ?''

''Evet. Ben hainim ve onların yerlerini söylerim.''

Yavaşça kafamı az önce konuşan Marcus'a çevirdim. O az önce evet ben hainim mi demişti yoksa ben mi yanlış anladım.

 

KAMP ALANI/ ELENOR

 

Oldukça yorgun olduğumuz için Astrid ve Marcus'u kurtarmaya gidememiştik.

Geri kamp alanına dönmüştük biraz dinlenip daha iyi bir plan yamamız ve bu sefer üçünü de kurtarmamız lazımdı. Güneş batmak üzereydi ve bizim zamanımız çok az kalmıştı. Sadece 2 günümüz vardı, elimizden ne geliyorsa ortaya koymamız lazımdı.

Kral'a yakalananlar bizden daha hızlıydı çünkü karşıdan bize doğru atlarla 4 kişi geliyordu: Kral, Astrid, Marcus ve Sam.

 

ORMAN YOLU/ MARCUS

 

Kral ile bir anlaşma yapmıştık. Ona arkadaşlarımızın yerini gösterecektim ama bir şartım vardı sadece o olacaktı. Yanımızda asker olmayacaktı ve Kral bu şartı kabul etmişti şu anda 4 kişi kamp alanına doğru yol alıyorduk. Yola çıkmadan önce Astrid bana edebileceği kadar hakaret edip pislik bir hain olduğumu söylemişti. Sam ağzını açıp tek kelime bile etmemişti. Sam ile Astrid'i yola çıkmadan önce konuşurken görmüştüm. Sam Astrid'e bir zarf vermişti ve bunu eğer ben ulaştırmazsam arkadaşlarıma ver ve sakın açma demişti. Plan işe yarıyordu bundan sonrası Kamp alanındakilerinin yeteneklerine kalmıştı.

Karşıda ellerinde silahları bizleri bekliyorlardı. Bazılarının gözlerinde korku bazılarında ise şaşkınlık ama hepsinde olan umut ile bize bakıyorlardı.

Arkamı döndüğümde ise Kral ve Sam'ı gördüm. Sam at süremeyecek durumda olduğu için Kral ve Sam'ın atını birbirine bağlamışlar Sam Kral'a bağlı olarak geliyordu Astrid ve ben öndeydik bu düzen aynı zamanda Kral'ın güvencesiydi eğer ona tuzak kurulmuş ise biz önden gittiğimiz için tuzaklara biz düşecektik ve eğer onu yanlış yere götürüyor ya da pusu kuruyorsak Sam elinde tutsak olarak kalacaktı. Kendince kendini güvenceye almak için böyle bir plan yapmıştı.

 

KAMP ALANI/ ELİZAN

 

Asıl plan şimdi başlamıştı. Herkes ellerinde silahlar ile bekliyordu kimse saklanmamıştı hepimiz Kral'ın gözü önündeydik eğer birimizin saklandığını görürse tuzak olduğunu anlayabilir ve geri dönebilirdi. Kendi grubuma baktığımda onlarında bana bakıp işaret beklediğini görmüştüm. Sadece üç kişiydik ben, Tomris ve Katerina gruptaki üç kız Kral'ı yakalayacaktık. Elimde arkama sakladığım koku ve sis yapan bomba, Katerina'nın arkasında boğma teli ve Tomris'in elinde kerpeten vardı. Üçgen şeklinde dizilmiştik. Ben tam karşılarındaydım. İki tarafımda da 1039 grubundan insanlar vardı. Alp hemen yanımdaydı, Elenor ve Luka ise diğer tarafımda ellerinde silahlarıyla şaşkın bir şekilde atlara bakıyorlardı. Alp'te şaşkındı neler oluyor der gibi bana baktı bende bilmiyorum dedim. Sağ taraftaki ağaçların önünde Tomris vardı, onun da sağında Kai vardı. Sol taraftaki ağaçların önünde sadece Katerina vardı.

Ben düzeni tekrar kontrol ederken atlılar bize oldukça yaklaşmışlardı. Tam istediğim yere geldiklerinde ıslık çaldım bu başlayın demekti. Diğerleri ne olduğunu anlamadı ama bizim planımız başlamıştı. Elimdeki üç bombadan birini sağa, diğerini sola ve sonuncusunu kendi olduğum bölgeye attım.

 

KAMP ALANI/ TOMRİS

 

Yanımdaki Kai önümüze gelen dumanın ne olduğunu anlayamamıştı. Ben ne olduğunu anladığım için kerpeten ile Sam'ın elindeki ipi çözmek için öne doğru atılacaktım ki Kai kolumu tuttu. Ben ne olduğunu anlayamadan beni kendine çekti. Benim planı uygulamamı engelliyordu ama ona kızamıyordum ne olduğunu anlayamamıştı ve kendi kaçmak yerine beni de kurtarmaya çalışıyordu. Bana bu kadar mı bağlanmıştı, fark ettim ki bende onun elini tutuyorum, bende mi bağlanmıştım. Böyle olmaması gerekiyordu biz onlar sayesinde planımızı uygulayıp Kral'ı öldürüp kurtulacaktık. Bağlanmamamız gerekiyordu, ölmelerini istemiyordum, Kai'nın ölmesini istemiyordum. Planı uygulamam gerekirken Kai'nın elini tutmuş onunla kaçıyordum. Ona güveniyordum.

 

KAMP ALANI/ KATERİNA

 

Tomris Sam'ı kurtarmadığı için plana devam edemiyordum eğer Kralı boğarsam Sam'de yaralanacaktı bunu göze alamazdım. Sam'ı arkada bırakamazdık. Tomris'e baktığımda Kai ile cebelleşiyorlardı. Kai ile kaçmaya başladılar, ne olduğunu anlayamıyordum. Sonradan fark ettim ki Kai Tomris'i korumaya çalışıyor. Kafamı çevirip Elizan'a baktığımda onun da Alp ile bir şeyler konuştuğunu gördüm. Tomris bağırmaya başladı.

''Katerina arkamızdan gel, duman dağılmaya başladı artık bir şey yapamayız.''

Sam'ı arkada bırakmak istemiyordum.

Sam'ın bana seslendiğini duydum.

''Katerina kaç Kral'ın elinde ok var seni vuracak!''

Kafamı çevirip Kral'a baktığımda bana doğrulttuğu oku gördüm arkasından Sam elinin bağlandığı iğin ucunu onun boynuna doladı, Bağırdı.

''KAÇIN!''

Bende diğerlerinin arkasından koşmaya başladım. Sinirimden ağlıyordum bizim hatamız yüzünden Sam kurtulamamıştı. Yüzünü ve vücudu gördüm, o yaraları ve yanıkları gördüm. Bizim kurtluma umudumuz olmak için çektiği acıyı gördüm. Biz onu kurtaramayan kötü insanlardık o ise bizim içi kendini feda eden iyi insandı. Kendimden utandım, insanlığımdan utandım. Bizden hükümdar falan olmayacağını anladım.

 

KAMP ALANI/ ALP

 

Elizan'ı arkamda bırakamadım. O bombayı attığında bir şeyler döndüğünü anlamıştım ama onu bırakamadım. Zarar gelir diye korktum normalde ölse daha işime gelecek bir düşman eleyecektim ama olmadı, ölmesini isteyemedim.

Kamp alanındaki bombanın sisi dağılmıştı. Etrafıma baktığımda dokuz kişiydik: ben, Elizan, Astrid, Luka, Elenor, Kai, Marcus, Tomris, Katerina.

Sam yoktu. Onu kurtaramamıştık. Sinirlerim iyice gerildi.

Kral kafasını bize çevirmişti elindeki oku gördüğümde kılıcı ona doğrulttum. O ise konuşmaya başladı.

''Resmi olarak tanışalım, Benim adım Liam tanıştığımıza memnun oldum.''

Herkes garip bir şekilde Liam'a bakıyordu. Kafamı çevirip Elizan'a baktığımda ağlıyordu. Hem bombayı atıp hem neden ağlıyordu, sordum.

''Hem bomba atıp hem niye ağlıyorsun, ya bize bir şey olsaydı. Liam'ın elinde ok varmış ya birimize isabet etseydi ne yaptığının farkında mısın?''

Cümlenin sonlarına doğru ses tonum yükselmişti. Önce biraz bekledi ağlaması dindikten sonra avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.

''BÜTÜN PLANIN İÇİNE ETTİNİZ. BAŞINDAN BERİ HERŞEY PLANLIYDI AMA SİZ BİZE ENGEL OLDUNUZ. BİZ TOPLANAN İNSANLARIN ÖNCE TOPLAMA KAMPI NA GİDECEĞİNİ BİLİYORDUK ONU BİLEREK OARAYA GÖNDERDİK O BİR ŞEKİLDE SARAYA GİRECEKTİ SARAYIN HARİTASINI ÇIKARTACAKTI VE YÖNETİM ŞEKLİ HAKKINDA HERŞEYİ ÖĞRENECEKTİ SONRA MARCUS'DA YAKALANACAKTI. YANİ ASTRİD VE MARCUS'UN YAKALANMASI DA PLANA DAHİLDİ. MARCUS KENDİNİ BİLEREK YAKALATTI. KENDİSİ İHANET ETMİŞ GİBİ DAVRANARAK LİAM'I BİZİM VEVE GETİRECEKTİ VE BİZ ORADA ONU YAKALALAYIP ÖLDÜRECEKTİK. HERŞEYİ SİZ MAHVETTİNİZ.''

Nefes nefese kalmıştı bir yandan bağırıyor, bir yandan ağlıyordu sinir patlaması yaşıyordu galiba, hiçbir mimiğimi oynatmadan onu dinlemeye devam ettim. Derin bir nefes aldı ve devam etti.

''SONRA SİZ GELDİNİZ ELENOR YAKALANDI DEDİNİZ BİZDE SİZ BİZİM AYAĞIMIZA DOLANMAZSINIZ DAHA KOLAY YAKALARIZ DİYE DÜŞÜNDÜK VE KABUL ETTİK. SİZ İYİ İNSANLAR ÇIKTINIZ İYİ DAVRANDINIZ BİZE BAĞLANDINIZ YANİ BOMBAYI BİLEREK ATTIM BEN BOMBALARI ATINCA GÖZ GÖZÜ GÖRMEYECEKTİ HERKES HAZIRLIKSIZ OLACAKTI, KIZLAR HAZIRLIKLI OLDUKLARI İÇİN İŞİBİRECEKTİK TOMRİS ELİNDEKİ KERPETEN İLE SAM'IN ELİNİ ÇÖZÜP ONU KURTARACAKTI SONRA KATERİNA LİAM'I BOĞACAKTI AMA SİZ BİZE BAĞLANDINIZ BİZ SİZİ DUMANI GÖRÜNCE BİZİ BIRAKIR KAÇAR ZANNEDİYORDUK AMA SİZ BİZİDE KURTARMAYA ÇALIŞTINIZ PLANI MAHVETTİNİZ. KAHRETSİN Kİ BİZDE SİZE BAĞLANDIK VE SİZE UYUM SAĞLADIK. NEDEN YAPTINIZ NEDEN ARKADAŞ OLMAMIZI SAĞLANIZ, NEDEN YARDIM İSTEDİNİZ?''

Gözlerimin içine baktı bende gayet sakin bir ses tonu ile anlatmaya başladık.

''Bizde sizi öldürecektik çünkü, tek plan yapan siz değildiniz. Elenor bilerek Sam ve Tomris'i takip etti yanına silahını almayı unutmasaydı eğer onları öldürecekti. O yakalanınca sizden yardım istememizin sebebi ise gene sizi öldürmekti bir boşluğunuzu yakalayıp önce sizden kurtulacaktık. Sizi öldürdükten sonra ise köylü kılığına girip sizin cesetlerini Liam'a götürecektik orada da Liam'ın işini bitirecektik ama siz işimize engel oldunuz. Size bağlandık öldüremedik. Siz uyurken kaç defa boğazınıza silah dayandığınızdan haberiniz var mı? Neden sadece kendiniz insanmışsınız gibi davranıyorsunuz? Bizim canımız acımıyor mu zannediyorsunuz siz? Sadece siz mi canınızı kurtarmaya çalışıyorsunuz zannediyorsunuz?''

Derin bir sessizlik oldu. Konuşmaya devam ettim.

''Ama sizi suçlamıyoruz çünkü bizde aynı şeyi denedik. Bizde canımızı kurtarmaya çalıştık. Siz de haklısınız bizde haklıyız. Hepimiz iyi bir insanız ama aslında hepimiz kötüyüz. Sizi suçlamıyorum hatta anlıyorum. Size gerçekten bağlanmıştık sizi sevmiştik ama hepimizin yaşayacağı bir yol yoktu ve biz kendimizi seçtik. Bundan sonrada böyle olacak ve pişman değilim ama teşekkür ederim, bizi gerçekten mutlu hissettirdiğiniz fark etmeseniz bile bizi sevdiğiniz için.''

Sonra kendi grubuma seslendim.

''Hadi gidiyoruz.''

Hepimiz eşyalarımızı toplamak için kamp alanına gittik. Uzun bir süre sessizlik oldu. Sonra Elizan'ın kısık sesini duydum.

''Bizde teşekkür ederiz, her şey için.''

Arkamı döndüğümde ise onlarda toplanmış gidiyorlardı. Onlara baktığımız hissetmiş gibi arkalarını döndüler ve baktılar. Birden Astrid bize doğru koşmaya başladı önce ne olduğunu anlayamadım ama sonra Marcus'a koştuğunu fark ettim ona doğru koştu sert bir tokadı yapıştırdıktan sonra geri arkadaşları doğru koştu ve dönüp gittiler aynı bizim yaptığımız gibi.

 

1039 EVİ/ LUKA

 

Eve geleli ne kadar oldu bilmiyorum ama kimse ağzını bile açmamıştı. Herkes odalarına çekilmişti ve yatıyordu. Ağlama sesleri geliyordu ama kimin olduğunu anlayamıyordum belki de hepimiz ağladığımız içindi. Canımızı kurtaramadığımız için, bağlandığımız için, özlediğimiz için, sevdiğimiz için, kendimiz için, onlar için ağlıyorduk ama hepimiz ağlıyorduk çünkü hepimiz insandık iyi ya da kötü.

 

3019 EVİ'NİN BAHÇESİ/ KAİ

 

Neden geldiğimi bilmiyorum ama kendimi kötü hissediyordum onların evinden de hıçkırık ve ağlama sesi geliyordu. Dışarıda yağmur yağıyordu bende yağmurun altında oturuyordum. Kafamı pencerelere çevirdiğimde fark ettim ki Tomris beni izliyor, kalkıp gitmeye içim el vermedi o da perdeyi kapatıp içeri girdi bende bunu kovulmak olarak algıladım. Arkamı dönüp gidiyordum ki arkamda adım sesleri duydum. Arkamı dönüp baktığımda elinde battaniye ile Tomris bana bakıyordu. Tok bir sesle konuşmaya çalıştım.

''Neden geldin?''

Ben ne olduğunu anlayamadan bana sarıldı. Öylece kalakaldım. Bende ona sarıldım büyük ihtimalle ilk ve sondu ve ben bunu kaçırmadım. Sonra sesini duydum.

''Senin için.''

Galiba sorumun cevabı buydu ben daha cevabın etkisinden çıkamamışken elindeki battaniyeyi kafamın üstünden geçirdi ve kafama bıraktı. Beni yağmurdan korumak için getirmişti. Sonra yavaşça arkamı döndürdü ve beni ittirdi. Basitçe beni kovdu yani. Biraz öylece dikildim sonra arkamı döndüm ve onun da koşarak eve gittiğini gördüm ve onun yaptığının aynısını yaptım. Evime doğru koştum.

 

SARAYIN İÇİ/ SAM

 

Camda yağmur damlaları vardı ama aşağıda askerler benim için çalışıyorlardı. İlk defa birisi yağmurda benim için uğraşıyorlardı. Bana darağacı hazırlamak için uğraşıyorlardı.

 

 

Bölüm : 28.08.2024 17:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...