-----------------------------------------------------------------------
Sevgili yamyamlarıma Son kez bu kitap için İyi okumalar....
Bölüm müziğimz: Toygar Işıklı İntikam Yemini
--------------------------------------------------------------------------
* Bazı gözyaşları akamaya mahkûmken sen gülmeye layıksın*
Bilmem kimin yerde yatan cansız bedeni…
Mahkûmsa ölümün, kaçışı yoktur idamın…
Sadakatli krallık affederse onu, bilmem nerede yetmiş milyon borcu…
Kaderinin kara yüzü sönmüş bir anahtarla kaplı aksini iddia eden lanetin sembolü…
Odamın perdesini aşıp içeriye sızan güneş ışıklarına da merhaba..
Bugün sadakatli ve gezegenin kıdemli bir hükümdar ilan edileceğim o gün.
Ama bir yandan da en yakın arkadaşım olan yüz karamın soyun kurutacağım o gündü… Sadakatli toprakların elementi için tacımı değiştirmek durumundaydım. Kafamda bir elementi boş kalan tacım hem krallığımın göstergesiydi hem de artık sadakat üzerine var olduğumun kantı..
Bilmem yarın bugüne mi yakındı yoksa dünlere mi mahkûmdu? Tek gerçeğim bugün yüzlerce canlının yanışına şahit olacağımdı. Bana yapılan büyük ve tehlikeli bir büyüydü. Aynı zamanda başka gezegenlerinde kapsını açabilir belki de bir son oluşabilirdi.
Hayatın bana sağladı karşıtı ona kendi elleriyle kazanamazdı. Şimdi bunun bedelinin ödemenin vaktiydi. Üzerime koyu mavi balonun aksine daha kabarık bir elbise ve beyaz saten kumaşından üretildiği her halinden belli olan mavi eldivenlerimi giydiğim sıra topuklu ayakkabılarımın sesi eşliğinde merdivenden indiğimde beni bekleyen arkadaş varislere baktığımda hepsinin yüzündeki o korkunç gülümseme zaferin ışığıydı.
Bir savaşın sonu bitmişti ama o sonu oluşturabilen unsurlar asla tükenmezdi.
Bakışlarımı hepsinin üzerinde gezdirerek önlerinde bir selam vererek soluğu Ln Ars’ın yanında aldığımda ana doğru eğilerek;
“ Bugün mükemmelsin yamyam gerçekten yamyam oluyorsun ya bu sanırım bir kıyamet alameti. Ya da beklerdim bunu senden”
Onu dirseğimle ittirdiğimde söylenmeye çoktan başlamıştım.
Yönetici krallıktan gelen beyaz bir araca hepimiz tek tek bindiğimizde yüzümdeki gülümseme gitgide büyüyordu.
Bazı gözyaşları akamaya mahkûmken sen gülmeye layıksın. Can çekişenin ardından onunla can çekişmektense gereken yerde sahip olduklarını simgeleyecektin.
Bir yas vardı. Bir ailenin belki de bir soyadın yası.. Yok, oluyordu onun soyu… Bilmem kimleri görecektim aralarında.
Saatler sonunda beyaz araçtan bir ormana indiğimizde karşımda tüm heybeti ve ihtişamı ile duran kapının içerisindeki çığlıklar çoktan birinin yakıldığının habercisiydi.
Ardına kadar açılan kapıdan içeride ki salona girdiğimde gözlerim ilk buranın hükümdarı Alastair ile kesişti. Onun yanında mutlu olan başka bir varis…
Benim için ayrılan koltuğa yerimi aldığımda içimdeki mutluluk Runha’nın can çekmesiyle iki katına çıktı. Burada yanan varisleri ciddi ciddi izleyemeyeceğim için sırf burada bulunmak amacından dolayı gözlerimi kapatıp Başımı eğdiğimde. Ln Ars beni kendine yasladığında yüzümde yanık kokusuna nazaran hafif bir tebessüm oluştu.
Burada aklımı kaçırmam için kedimi rahat bıraktığımda ruhumun edenimden ayrıldığını hissettim. Kendimi ortamdan olabildiğince uzaklara aldım. O çığlıkların yerine nefretle baktığım kuş sesleri, o ağır kan kokusunun yerine ormanın en saf kokusunu son olaraksa karanlık çırpınan varislerin yerini ormana bıraktım.
Ormanda sadece kendime yer ayırdım.
Hayal ettim sürdürdüm belki de ölümü göze alarak peşinden koştum. Ama olmadı. Bir izdihamda başlamış olan hikâyeme bakıyordum nehrin yansıyan görüntüsünden…
İlk başlarsa kendimi izlemeye koyuldum. Etrafıma baktım düşündüklerim anlatmaya koyuldum. O gece evin arkasında beliren varisi öldürdüm.
Ln Ars, beni Arween’den korudu ben krallık hükmettim. Tekrar düştüm. Bir gazeteci geldi. Bir baloya katıldım. En yakın arkadaşımın intikamını da ben aldım. Her şey çok güzel ama ne içindi bu çabam.
Bir ölümden sonra bitecekti bu oyun.
Ben kendim için ne kadar uğraştım?
Ne kadar önemsedim ben kendimi?
Nal seslerine karşılık kuşların ötüşünde ir aksama suda bir durgunluk oluştu.
Ses dalgalarını anımsatan bir görünüm bana devredilen intikamın yansıması yansıttı aslında bir oyunun sonunu.
Ben ölüm ile yaşam arasında sıkışmış varislerime bir ev bir yuva olmayı çabaladım..
Peki, ne bedeller ödedim bu iyiliklerim ve kötülüklerim karşısında?
“ Yamyam varis neden bana eşlik etmiyorsun?”
Arkamdan hayalimi ayrı süsleyen Ln Ars’ın sesi duyuldu.
Diz kapaklarımdan destek alarak kalktım ayağa.
“ Çılgınlığın yüzünden yamyam”
Suratında hafif bir tebessüm belirginleşti. Bana doğru uzattığı elini havada tutup kendimi yukarıya çektim.
Sırtında bulunan kılıcının kabzasını buldu elerim. Gümüş tamda bir lorda yakışacak o türdendi.
İşlemeleri kabarık tutulmuştu. Yol boyunca sessizliği bozan ilk kişi ben oldu Bu durgunluk beni germiş ve rahatsız etmişti.
İnanamaz bir şekilde bana başını sallarken ben gerçekten de kazanmıştım. Şu zamana kadar işlediğim suçların yanı sıra ben kazanmış bir intikamın nöbetçisi olmuştum.
Ağaçların arasında saatlerce atın üstünde ilerledik. Bir tepeye çıktık, bir göl gördük yeniden peri kızıyla dalgalar geçtim bana olan minnetine karşılık vermekte gecikmedim. Ormanın içinde at üstünde nereye gittiğimizi sorgulamadan ağaçların gitgide sıkılaştığı ve gitgide etrafımı saran çığlık sesleriyle karşı karşıya kaldım. Yanık kokusu burnumun dibinde kendini belli ederken ben kulaklarımı kapatmadan gerçeğimle karşılaştım.
Bir haykırış daha ve bir vurulma sesi daha. Yanık et kokusu boğazıma kenetlenmişti.
Gözerimi açtığımda gördüğüm manzara travma yaratacak olan türdendi.
Ellerimi kulaklarıma bastırıp rahatsızlığımı belli etmekte gecikmedim.
İğrenç görüntü midemin kaldıramayacağı türden iken gözlerimi gözlerine kenetledim.
Sahnede ne güze oynuyordu rolünü. Önümde morarmış ve sararmış bir ton ceset varken sıra ondaydı. Bana yalvarıyordu bense kulaklarımı kapatıyordum. Ayna ateşe verildi. Çığlık sesleri bir varisin boğazını yırtılırcasına büyük ve acı vericiydi. Umursamaz görünmeye alışarak ayağa kalktığımda Alastair2e döndüm.
“ Beni bu beladan kurtardığınız için minnettarım varisim”
Bana olan bakışlarında bir değişme belirdi. Bir gülümseme ile taçlanırken Ln Ars önüme bir zamanlar onunla karşılaştığımda abimin yaptığı harekette bulundu ve bana dediği cümle gülmemi sağladı.
Kıkır kıkır önüm dönerken Akastair’in yanındaki varis onu azarlama peşindeydi. Ln Ars’ın yanından Wolf’a sığındım.
“ Neyin var diyor diyorum ki maşallahım var bana delirdin mi diye soruyor ya!”
Ln soluma geçtiğinde kahkahalarım büyüdü. Başlamıştı yine Wolf.
Büyük demir kapıdan çıktığımda içimdeki mutluluk tahmin edilenden azdı aslıda.
Uğraşacak yeni düşman arama işine girişmeliydim.
Bütün düşüncelerimden sığınıp Wolf’un söylenmesine kulak vermeye koyuldum.
“ Runha’nın varlığı bir şey kazandırmazken yokluğu da kaybedilmedi aslında kapıdaki ölümcül bakışlı gardiyana af attım diye az kalsın kılıcı çıkaracaktım ne var yani alt tarafı siz olun zaten biz olamazsınız dediysem.”
Anlattıklarına yüzümü buruşturduğumda her ikisi de gülüyordu. Diğerleri bizi beklemeden araca çoktan geçmişlerdi bile. Tom, Lyra telaşlandığı ve korktuğu için çıkmıştı. Aynısını baş belası da tekrarlayınca üç manyak olarak içeride kalmıştık. Arca binmeden önce Ln Ars bana dönerek duyulmasını muhtemelen benden başka kimsenin istemeyeceği türden cümlesinden birini daha bana açılan göz dağı kafesine hapsetti.
“ O gözler başkasına parladığı anda biter oyun yamyam”
Bunu Duyanın tek ben olmadığını belirtmek isteyen Wolf yüzünü buruşturarak:
“ Aman zamanın çiftleri yapış yapış romantizm”
Ln buna gülerken aklımdan bu adamda hiç guru ne bileyim utanma var mı diye sorguladım. Ama tespitlerime göre sıfır gurur sıfır utanma vardı. Soğukluk ilk tanıştığımız zaman ona baktığımda yüzde doksan dokuzdu ama…
Eflien’e gitmeden önce mola verdiğimiz yerde aklıma Ln Ars’ın bu gezegende daha faza durmaması gerektiği sorusu belirdi. İdam edilirdi. Başka gezegen açılan kapılar mühürlenmişti aslında çoktan bu büyüle mümkün olacak olan bir şey iken böyle olmamalıydı.
Arkasını bana dönmüş mola verilen yerden kilometrelerce uzakta bulunan nehrin kenarında oturuyordu.
Sesimi duyduğu anda gülümseyerek bana döndü.
“ Sorun mu var yamyam hanımım”
Yanına gidip onun gibi bende nehrin kenarına oturduğumda bedenimi ona dönecek şekilde ayarladım.
Merakla beni izliyor ağzımdan çıkacak herhangi bir kelimeyi merakla bekliyordu.
“ Her şeyini alıp gitmelisin buradan. Sen lord iken biz varisiz. Bu gezegende kantların dikkat çekiyor idam edilmenden korkuyorum Ln”
Gözlerine vereceği cevabı korkuyla beklediğimi belirdiğinde bu konudan rahatsız olmadan ayaklandı. Sol elini ban uzattığına ona garipser bir bakış fırlattım.
“ Her şeyimi alıp gidiyorum. Geliyor musun?”
Dedikleri sertçe yutkunmam neden olurken elimi havada yakalayıp beni uçsuz bucaksız ormanın derinliklerine itti.
Saatlerin sonunda yorgunluktan kapanan göz kapaklarım başka karanlık bir odada uyanmamak üzere son kez kapandı. Yanına kanlar içinde yatan Lord ile veda ediyordum ben bu gezegene.
Aileme, arkadaşlarıma, krallığıma, halkıma son olarak da kendime veda ediyorum ben ..
Güçlü bir hafızanın sorunuydu benim acım..
Belki bir daha ayrılmamak üzere sevgili…”
Kayalıkların ıslak ve soğuk zemininde acı içinde son kelimelerimdi bunlar benim.
Tacımın iki bana özel taşı da son koz olarak parladılar..
Aşk değil miydi peşinden ölümü getiren?
Soramadım zamanında yalnızlığıma tanıyor musun diye?
Seversen çoktan sipariş etmişindir ellerinde ki ölümü…
Kapımı sen çalsan be sevgili..
Açarım o zaman bak bütün kilitli kapıları..
Benim duygumdu külfet sevgili…
Unutma ben ir karanlıkta gece çıkar gelir bir ölümün sevgilisine…
Bir kez sevip bin defe ölmekmiş demek ki aşk…
Bir kitabın belki de perdenin son kapanışıydı açılmamak üzere..
Birde sizlere yaşattığımız o eğlenceli gecelere ve belkilere…
-SON-
Benim yıldızım kitabımı okuduğun için teşekkür ederim.
Ve belki de aranızda bana destek çıkanlara gönülden bir veda etmek isterim…
Bir sonraki kurgumda beraber olma
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Sevgili okurlarım, Gece ve Yamyamlarım kitabımı okuduğunuz için size teşekkür etmek isterim. Hayatımız inişli çıkışlı yokuşlardan ibarettir. Bir amaç uğruna çalışıp çabalayıp onun uğrunda ce ya gururu için ölen bir kurgunun sonundayız. Sevgili yamyamlarım ;) Biraz hüzünlü bir veda geceninin içinde sizlere bu kurgunun sonuna vardığımız için veda ediyorum. Umarım kitabımda yer verdiğim duygu ve düşüncelerime hakim olabilmişsinizdir.2
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
516 Okunma |
130 Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |