32. Bölüm

Yansıma

Beren Sİmay Özdemir
beren_simay39

 

 

Yansıma

-----------------------------------------------------------------------

İyi okumalar yamyamlarım :)

Bölüm müziğimiz: Darci On my Own

---------------------------------------------------------------------------

* Gardiyana aşıksan senin için özgürlük bir hiçtir*

Gözlerimi kırpıştırıyor ve bir kez daha açıp kapatıyordum. Gördüğüm görüntü le bütün ekipçe soluk tenli varislerimize katılmıtık.

Bakıyor anlayamadan yine bakıyordum. Bedenimdeki kan sanki tümen çekilmişti. Beynim buna bir olduruş veremezken iç sesim haklılığıyla susuyordu. Ne denilirdi ki?

Bu gördüklerim gerçekten de korkutucuydu. Kelimelerin tükendiği noktadayım. Yansımama ve yanındak Runha’ya bakıyordum. Onu yeniden canlı görmek beni öldürüyordu. Yaşadığım kadar ölüyordum. Geriye kaçmak için arkaya bir adım attığımda sendelediğimde Ln Ars olmasaydı muhtemelen düşecektim.

Sersemlemiş bir şekildeetrafıma bakındığımda yüzüme alaycı ve umursamaz bir tavır takındım. Bu zihnimin benimle oynadığı bir oyun olmalıydı yoksa bu imkansızlıktı. Saçmalıktı. Ama mantığım bunun gerçek olduğunu söylüyordu. Bu da neydi böyle? Diyelim ki zihni benimle oyun oynuyordu ama diğerleri?

Onların zihinleri benim kontrolüm altında değildi.

O an aklımda çakan şimşeklerden krtulmama Bellick’in elinin aynaya uzanmasıyla so buldu.

“ DOKUNMA!”

Normalin üstünde ve kontrolsüz düzeyde çıkansesim onun irkilmesie neden olmuştu. Bu bir tuzak olabilirdi Ve kkarallığın içinde banyo dışnda her yerde mutlaka ayna vardı.

İnanın bunun nedenini bile bu olay olmadan önce sorgulamamıştım. Gladrien elini Bellick’in beline atarak onun banyodan çıkmasına neden oldu.

Ln Ars’a dönerek .

“Çıkalım Ln burayı mührleyelim.”

Başını bana salladığında o bizden daha duygusuz bakıyordu. Bana baknca rengi ayrı bir kandina geliyor ve siyaha sıkışıp mahkü edilmiş olan gözleri bir anlığına parlıyor ve ben onun görme hizasından çıkana kadar asla sona ermiyrdu.

Bu sefer daha iyi bakıyordu. Bu gülümsemeden edemediğim bir konuydu.

Biz banodan çıktığımızda Tom ve Wolf çeride aynaya bakıyor ve surat asıyorardı.

“ Sabah parlaklığımı senin yüzünden kaybettim! Bela mısın sen be? Derdin ne? Benim mutluluğumu zedelersen sana bulaşırım kızım”

Alay değilde sitem edercesine söylediklernin yanı sıra çatık kaşları, soluk teni ve aynaya salladığı tehditkar eli havada asılı kalıştı. Tom ise Wolf’a aklını kaçırmışsın manasında bir bakış fırlatırken söylnmeden olamdı.

“ Yemin ederim yüz karasısın ha? Biz burada b nasıl oldu diye düşünürken sen kendi ten rengini mi öne sürüyorsun deli?”

Wolf bu sefer sesiz kalarak banyodan çıktığında bana olan bakışları komiğime gittiği için kıkırdadım.

Wolf bu haeketime sesizi de oynadığına göre sorun büyüktü. Bu geveze sustuysa demkki bir kıyamet kopacakt. Ln Ars’ın yanından kurtularak onun adımlarına yetişmeye çalıştım. Hızlı ve alıngan tavırıyla beni süzdü.

Sona kaşlarını çatarak:

“ Ln Ars le yakışıyorsunuz. Umarım sizd-

“Demesiyle onu dürtme durumunda kaldım.

“ Saol ben almayayım da bu Ungol’un işi”

Sözüme kaşlarını dahada çttı

“ İmdat! Krallığın tek mantıklı düşüneni bile aklını kaçımış! Winter senin ateşin falan mı var?”

Soğuk elini alnımda hissettiğimde ürperim. Ungol’u tanıyordu ve her zaman aptığı gibi gölgeye çekiliyordu. Ne olduğunu biliyordu. Wolf bu huyundan asla ama asla vazgeçmeyecekti.

“ Hayır ateşim yok ve mezardan kalkmadan daha dorusu yatmadan her şeyi planına göre koymuştu. Ve beni mahvetme planları için epey bir harcama yaptı”

Elim ile krallığın avlusunu gösterek çehremin gerildiğini hissetim. O nokta cümlenin bitişi kadar izi vardı. Her cümle boşlukta asılı kalırdı ama o gün kanlar içinde yerde yatan bedei ona bir ey söyleme imkanı sunmamıştı. Aslında o bu ihtimali kabul etemişti. Biliyordu. Bunun birdömnüm nktası olcağını…

Haklıydıda…

Bu sefer av ben olmuşum. Ama oyunun kurallarını öyle bir biliyordum ki bendeki tecrübe bir avcı olmamı sağlayacak türdendi. Ve emininm attığı ilk adım son adımın gerisinde kalmayacaktı. Tek adıma bakıyordu hareleri…

Fakat kaçırdığı bir adım vardı ve bu onu ayalarımı dibine kadar indirecek kadar küçültecekti.

Bu düşüş onun kaybettiği ve benim kazandığım bir tepye çıkaracaktı.

Benim adımlarım emin ve palnlıyken onunkiler tek bir hedefe bakıyordu. Hedef benim ölümü görmemdi. Onun yanında cehenneme düşmektense kralllığım için savaşırdım.

Odamın kapısını hakaretleri havaya salladığım sırada Ln tarafından tutularak geri açıldı. Srtçe itiim büyük bir gürültüye neden olurken ondan yana dönmeden karalı ve hırslı adımlar ile banyoa geçtim.

Yansımam ile göz göze geldiğim sıra yanıımda beiren ruh benim içi kabus değilde öfke kaynağıydı. Suratıma umutsuz ve somurtkan birini taktığımda artık maskemi yere düşürecektim.

İyi rolüm sürünürke kaşı tarafa çıkartacağm maske iyiyi değil en zalimini vurgulayacaktı.

Sinirden tirtir titrreren suratına doğru delicesine bakış ve ir sırıtıımı sundum.

“ Ne istiyorsun ha? Cesedini mi koyayım önüne aptal?”

Bana ürkekçe bakarken bir anda kahkahalar patladı.

“ İnitakam istemiyorum. Ama bu halin keyfim keyif katıyor. Beni unutma diyorum ne dersin. Bu arada adım Runha”

“ Bende Eflien’in prensesi ve ya kraliçem demedim salak”

Onu terslemem onu susturmaya yetmişti. Sıktığım yumruğumun içinde ezilen derim dışarı fırlamak ve rahat kalmak için yalvarırken ben tırnaklarımı derime geçirirek dahada acı veriyordum.

Pişman mıydım?

Evet…

Bu zeka küpünün soynu kurutamadığım için pişmandım…. Daha bir dönüş yapacaktım..

“ Ln “

Sıktğım dişlerimin ardından nefes alamaya çalışarak ona sesleniyordum.

“ Buyur yamyamım”

“ Lordum bu Ungol’un babamın odasnda dosyası var. Kasanın şifresi 768300 bunu girip dosyayı medyaya sürüklede kurusun bu gölet…”

“ Zalim yamyam bunun için beni niye görevlenidiriyorsun?”

“ Derhal”

Emrime amede bir şekilde başın sallayarak odadan çıktı. Eğer bu soyu tüketeceksem yasal olmayarak değil yasal olarak yapmalıydım. Zaten ölüm emri bana yaşattıklarından sonra muhtemelen bana gelirdi.

Ve ben bunu bir aynanın önünde yapacaktım. Ait olmadığı bir diyardan gelmekte yasal dağildi ve buda acı bir şekilde sonlanrdı.

Odam temizliğe gelen bir görevl kapımı çalınca banyodan çıkarak kapıyı gülümseyerek açtım.

Bu gerçekten harika bir his..

“Bir saat sonra temzilik lur şu an önemli bir işim var ama bir işmden önce hepinizden bir şey isteyeceğim.”

“ Emredin ve uyalım hükümdarım.”

“Krallığın her yerini karış karış arayın bir ain kartı çıkınca odama getirin”

“ Tamam hükümdarım”

Aini bile sorgulamadan ddediklerimi gerçekleştirmelerde ayrı bir iyiydi. Banyoya yavaş ve keyifli adımlar ile lerlediğimde Runha’nın kıpkırmızı yüzü ve nefret dolu bakışlarıyla karşılaştım.

“ Nasıl ama?”

Kahkaham banyonun duvarlarında çarpara bir yankı oluşturdu.

“ Gerçekliğin bile beni korkutmazken yansımandn mı korkacağım ha?”

Gülmeye devam ettiğimde onu köşeye sıkıştırmıştım Kendi ayağına sıkarak kaybetmişti çoktan o…

Kazdığı çukuru görmemiş kendini öne çıkarmaya çalışırken çukurun içie batmıştı..

Ve yine 1-0 kazanan her zaman ki benim..

“ Oyna kozunu Winter ! İyi oyna ama!”

“ Cık cık”

Oun annesinin yaptığı gibi cıkcıkladım.

“ Ayıp ediyorsun! Ak olsun ya.. e kadar kırıldım duymak istemezsin ya. Arkadaşının zeki olduğunu unuttun mu tatlım”

Kalbimi tutup oyun oynarcasına kendimi yere attım.

“ Kahroldum ya Affet beni!”

Geçmşte bebğimi çaldığında oda aynısını yapmıştı ve ben son kozumu oynamak için elbet eğlenmem gerekirdi.

Yaşadığım ağırdı.

Şimdi başkalarınınkileri ağırlaştırıyordum.

Ayağa kalkıp bu tutummu en az yarm saat sürdürdüm. Diyeceği hiçbir şey yokru. Sadece boş gözler ile bana bakıyor va arada acı içinde yutkunuyordu.

Sinirlerim tavan yapınca dişlerimin arasndan:

“ Oyunu mu iyi izle piyon seni nasıl kukla gibi kullanıyorum iyi izle ve eğlenmene bak!”

Aynaya geçirdiğim yumruk ile yeel bir olan aynanın parçaları yere dökülüken elimden aan kanı umursamazca üzerüme silip beyaz elbiseme desen ettim.

Acım umrumda değildi. Şu an aldığım intikam benim her eyimi ortaya koyarak çlıştığım bir intikamdı. Bu oyunda sane bana inanalar olacak ve ben alimdeki kuklayı yani Runha’yı odan oraya savuracaktm.

Bazen gördüğümüz yansıma ize ait olamayablir.Her özrün yarayı sarmadığı gibi…

V o özürler yine boşlukta kendinze baktığınız yansımanızdaki kişiyi düzeltmeyecek.

Yaralrınzı saracaksanız ilk önce reddetmeyi iyi bileceksiniz!

Her özrün sizde yaşattıklarının telafisi değildir. Kuru bir kelime sizi iyileştirmez.

Aynadaki kendii bile affetmemiş biri olarak yansımanın gerçekliği bir slgndı. Benim üzerime yapılan en büyük aindi bu…

Ben hiçbir zaman birinden korkmazdım. Korkulacaksa bu kişi ben olurdum. Ben bile bazen kendimi tutamıyrdum ve bu telafisi olmayan onuçlrı doğuruyordu.

Tek yansımanızı aynada görmeniz gerekmez bazen yansımanızı bir gölde bir bardağın veya sizi yansıtan her eyde görürsünüz

Bazen ise bedeinizin yansımasın değil ruhunuzun yasımasını göürsünüz. Belki iki nota bir sözden oluşan bir müzikte, şiirde, kitapta…

Odadan dşarı çıkmam ile görevli temizlik için odaya girmişken onu uyarmadan edemedim.

“ Cam parçalarını toplama”

Bana ksa bir süre baktığında başını sallayarak işine koyuldu.

Mutfağa geçtiğimde günler sonunda yarım ymalak bir şeylerin mideme girmesi beni mutlu ediyordu.

Masanın üzerindeki meyve tabağıyla salonun koltklarından brrine kendimi attım.

Ekipten kimse ortada görünmüyordu. Bzim aşıklarda hazır yokken kafamı dinlemeye başladım. Sessizliğin benim için bile bir tınısı vardı…

Bazen kulaklarımda nal sesleri veya bir keman sesi eşlik ediyoru yi olanlardn.

Kötüyü anmaktan belam hiç eksk olmuyordu ki..

Bilmem ama çimde garip bir boşluk vardı. Bu sesizlik ve daha elime geçmemiş olan dosya şifreyi söylemiş ve ne yapması gerektiğini ona anlatmıştım.

Hızlı ve pratik biriydim Savaşın içinde kafamda yeni savaşlar çıkraırıdım.

Boş tabağı mutfağın masasına bıraktığımda dışarıda biraz yürüyüş yapmak için krallıktan çıktım. Önümdeki varisler beni özler br selamlama ile selamlıyor önümde eğiliyorlrdı.

Her birine gülümseyerek tepkiler veriyordum. İn krallığın üzerine yapılmıştı bunu şimdi anladım. Eğer arazime yapılsaydı varisler buryı terk ederdi. Ve inanın bu beni zayıf kılardı. Bunu düşünememişti ki aptal!

Ben bile kendimi batırmanın yollarını maddeyle çıkarmıştım. Ama bu maddeler nlara beni yenmeleri için bir tavsiye değildi.

Onlara karşı kusurlarımı belirleyerek onrın üzerini örtüyordum.

Düşmanınızdan önce sizin bilmeniz gerekiyor bütün kusurlarınızı…

Sizi ne tarafından vuracağın em,in olmlısınız. Nal sesleri bana yaklaşınca bulunduğumm yerde durmak zorunda kaldım. Arkamı döndüğümde atları ile bana yaklaşan Ln ve Wolf’u gördüm. Ln çehresini buruşturmuş bir şekilde Wolf’a kulak vermişti.

Wolf’a bakarsak keyfi her zamanki gibi yerindeydi.

“Kesilmiş musluktan su gelmez ve inan Ln benim gibi aurası yüksek biride sana denk gelmez”

İkiside atlarından inerken Wolf’n söylediklerine kahkaha atmıştım. Ln ise bna gülümseyerek mavi dsyayı uzattı.

Ve savaş asıl şimdi sona varacaktı. Runha zamanındada yaptıklarıyla bana rahat vermemiş birisi iken birde rhuyla rahat vermiyordu.

Keyifli bir manzarada aniden yağmurun bastırması kadar iğrenç biriydi. Ona onca şans tanımışken o ihaneti seçmişti. Ve bilmediği tek şey ihanetin gerçek bir kehaneti yarattığğıydı.

Dönüş yolu karışık olan bir labirentte çıkışı arasınız ilk olarak geriye gitme isteğini değil. Aklı olan çıkışı ararken daha aptal düşünen ise ölmeyi tercih eder.

Ölüm bir kurtuluş değildi acı verici bir sondu ölüm.

“ Hükümdarım sweet sarı bir kağıt buldu. Terasınızda çatıyla bağı olan kolonun arasında”

Görevli varisin söyledikleri keyfime keyif katmışt. İlk acı sonr ölümdü. Nanın onu elimden ölüm bile alıkoyamazdı. Eğer bıçağı saplayan sen değilse bil ki o bıçak yaptığının bin katı şekilde alırdı caını.

Pes etmek yok, ölüm yok sadece ihanet vardı…

Bana uzatılan sarı kağıdı aldığımda dosyanın arasına sıkıştırarak Krallığa doğru yürümeye başladım. Arkamdan gelen Ln Ars’ın gölgesi önüme düşerken Wolf her zamanki gibi diyecek bir laf buluyordu. Ln ise buna katlanamazken ben ikisinin arasındaki çekilmez olan kuvveti komik buluyordum.

“Varlığı bir şey kazandırmayanın yokluğu bir şeyleri bozmaz Winter. Bu sözüm Runha’nın ölmeyen ve bir süre sonra ölecek olan o ruhuna emanet”

Önümden koşar adım ilerlediğinde krallığın içine çoktan girmişti bile.

“ Bu Wolf varlığın ayarlarını bozuyor. Bunun bir terapisi faln olmalı değil mi?”

Ln yine şikayetlendiğinde ben sessiz bir şekilde onu dinliyordum. Bu gün ki ağırlık ve yorgunluk planımı yarına itiyordu. Bunun için tedbir almalıydım. Rahatlığm için her şeyi arkaya atmamalıydım.

Kılıcım ile ıslak olan toprğa bir şekil çizmeye başladım. Ay ve Yıldızın bir olduğu bir şekl. Bu aklıma yıldız tanrıçasını getirdiğinde yüzümdeki sırıtış yerini büyük bir gülümsemeye bıraktı. Zaman hızla ilerlemiş ve suikastçı olma hayalinden beni bir ükümdar yapmıştı.

Hayalim geri pland kalırken odmdaki bir kitabın adı aklım gelince rahatsızlı yzünden yerimden kıpırdadım.

“ Ainler Ve Büyücüler”

Bu kelimeler dudaklarımdan dökülürken sol elimde beliren damar kaşınmaya başlamıştı. Kılıcı çamur alana doğru fırlattığımda Elim isteksizce kabaran damarın üstünde daireler çizmeye başadığında kılıcı yerden alarak koşar adım yağmurun altında krallığa koştum.

Beni rahatsız eden ne varsa şifacından öğrenerek kurtulabilirdim. Varislerin yani evsiz olanların yaşadığı tarafa yönelerek doktorlarda birinden yardım stediğimde bunun bir hastlik ve ya alerji olmadığnı söylediğinde başımda başlayan arı ve kulağımdaki çınlamalar dengemi korumamda bana zorluk çıkarıyordu. Sağ elim hızla sol elimi kavradığında elimde hissettiğim büyük soğukluk ban iyi bir olaın olmayacağının haberini veriyordu. Sendelemeye başladığımda doktorun yani şifacının bana sapladığı iğne ile göz kapaklarıma bir ağrı düştü. Kapanmak ve beni nerede uyandıracağı belli olmayan uykuyu arzularken ben kendim ile savaş halindeydim.

Bedenime yenilmemeliydi.

Biliincim kapanmaya başlamadan duyduğum tek ses bir kılıcın keskin bir şekilde birinin canını aldığıydı ardından ise üzerimde bir ıslaklık ie yere yığıldım.

“ Bende kal!”

“ Benimle kalmaısıjn yamyam!”

“ Teslim olma yamyam sen bunu asla istemezsin değil mi? Kurtarıcın burada… Yani lordun ya!”

Ln yine kurtarmıştı beni. Ateşe atsalar benim peşimden gelecek kadar sevmişti beni.. Bense pek önem sarf etmiyordum. Benim dünyamda sevgi her zaman ikinci pland kalırdı.

Belki daha başka bir hayatta ona itediği ölçüde sevgi verebilirdim.

Ama savaş içnde olduğum vr sayırlırsa aslında şimdilik bu biraz zor kalıyordu.

Önce almam gerekn bir can ve intikam vard. Her şeyi merdiven altında bırakarak başlamıştım. Şimdi ise seri ve cani psikopat her neyse o şekil bir katile dönüşmüştüm.

Ama sorun bende değildi ki beni buna zorlayanlardı sorun..

Girdap bütü bedenimi sarmıştı. Başım önüme düşüyor kendim gelmek için çaba veriyordum. Elbette bir beden ölüp giderdi ama ya ruh o ölmezse gerçek ölüm o zaman asla oluşmazdı.

Ruh canlanır ama beden ölürdü. Ruh aynı Runha gibi bir ain ile ortaya çıkar ancak beden ölü kalırdı…

Mavi dosya ile odama girdiğimde yerdeki kırık ayna parçaları güneşin batışıya ışldayarak dikkat çekiyordu. Dediğimi dinlemişler ve aynlaraı toplamamışlardı. Runh ile yeterince uğraşmıştım. Bu haraketi bardağı taşıran son damla oldu. Beni yıkmaya ve bunun zavkine varmaya çalışıyordu.

Fakat bilmediği tek şey Winter asla hata yapmazdı. Planı olacaklara göre değil olanlara göre bir sonraki adımı belli etmeden ayarlayacaktınız.

Adımlarım kırık aynaların yanına varmadan dosyayı masamın üzerine bıraktım. Işıl ışıl parlayan ve üzerinde kanımı taşıyan aynada bile yüzü beliriyordu. Hafif ilik ve bir o kadarda sisli bakışları beni bulurken içim zerre burkulmuyordu.

“ Üzgünüm Winter”

“ Sen zaten yap canım yap sona gelince üzgün ol Runha”

Bana o yalvarışla gözleri bakarken yine dudaklarından sempatik görünen ama asla olmayan o kelineler dökülmeye başladı. Başladı yine bizim mesai..

“ Ailem beni soyumu temsil ediyor Winter bir ağacın kökünü bağışla bari… Bana ain ile acılar çektirirsin ama lütfen aileme çektirme. Yalvarıyorum sana…”

“ Yalvarma bana her özür bir yarayı sarmaz!”

Yüksek çıkan sesim onu ürkütmüştü. Onun sesi bana sanki su altındaymış gibi bir hav verirken benimki anlaşılan ona gayet net gidiyordu.

Ürkek bakışları yeniden bana döndüğünde konuşmasını bitirmeye anlaşılan pek de niyeti yoktu.

“ Bu manzarayı görünce korkarsın ve geri adım atarsın sandım. Ainler ancak varislere yapılır. Ben Ln Ars’ın görmesi bir yasa dışı kural ancak seni böyle dinç ve sağlıklı düşünmen biraz tahmin dışıydı Birkaç gün afallar ne olduğunu sorgularsın sanmıştım. Ancak hızlı ve dinç cevaplar vererek oyunu hileli oynadın. Travman oluşur ve sana iz bırakırım sandım. Sen ise izi bırakan kişi oldun… Neyin var senin Winter?”

Aklıma sorduğu soruyla bir kaç cevap geldi. Deliye akılı cevaplar vermek bile aptallıktı. Bende Wolf’a uydum. En iyisi onun gibi takmamaktı. Ne bir hedefi nede bir geri adım atışı vardı. Tam tersine ataşa odun atarak onu harlıyordu. Hem de yanacağını bile bile…

“ Maşallahım var ne diyeyim?”

Sözlerimin ardından attığım kahkaha duvarları aştı aştı sonunda yeniden çarpıp bana döndü..

Bilmem anlayabiliyor muydum ama bu ş gerçekten de eğlenceliyi. Hayata negatif değil de pozitif bakmak aslında hoştu.

Runha ters bir cevap beklerken daha ters olan cevabım karşısında afallayınca bunu Wolf’a söyleme fikri aklımda çıkmak bilmiyordu. Yarın sabah kahvaltıya son inen olacak ve bunu Wolf’a yapıştıracaktım.

İşte asıl delilik kanı genlerimden başlıyordu…

Gardiyana âşıksan özgürlüğü sevemezsin…

Gardiyanlar elbet hapishanelerde bulunur. Onları görmemek en kötü mutluluktur. Eğer gardiyanı seviyorsan ve ona âşıksan özgürlük senin için bir hiçliğin dibidir.

Sabır çekerek aynaların bulunduğu yerde uzaklaşarak masama o gece Ungol’un adamını öldürmeden ki halime geri döndüm.

Şimdiki olaylar bakılırsa daha iyiydim. Bu karanlık vadide beni görünmez kılacak kadar planları olan ben artık ölümü düşünmüyordum.

Defteri bir kez daha açtığımda tarih ile başladım. Yazılarımda elbet şiir de bulunduracaktım. B seferki hedef bu defterin kapağı açılınca içinde elbet bir şiir olmak amacında kalem ile karalanacaktı. İçime yeniden bir yarım hissi dolduğunda karalar bağlamıştı şimdiden.

Bu gün bir şeyin daha farkına varmıştım. Ln beni gerçekten seviyordu…

Düşünce ve analizlerim beni asla ama asla yanıltmıyordu. Bugüne kadar asla beni terk ederek bırakmamıştı..

İçimde bu sefer hissettiğim kelebekler karnımda oradan oraya uçuyordu.

Ailesi tarafından terk edilmiş bir hükümdar için sevilmek hem de canından çok sevmek ne kadar değerli olduğunu bilemezdiniz.

Bu gece şiirlerimden yarısı Ln Ars’a gidecekti..

Bazen verilen sevgi sitem üzerine kurulur. Bazıları ise o çiçekli böcekli türden. Benim sevgim ona karşı bir site ile doluydu.

Sitemi bir sevginin ucu bucağı olmadığı gibi elbet bu çiçek böcek vibe veren bir sevgininse asla ucu bucağı yoktu.

Sevgi bir diğer anlamda aşk uçsuz bucaksız bir duyguydu Aslında yaşayabilene..

“ Kuru topraklarda benim için açan çiçek gibi doğdu yüreğime yalnızlık…

Bekledim bir umut yahut beni sana bağlayan bir pişmanlık…

Sevginin kolları arasında küçük bir yağmur damlası gibi kayıplarıma karıştın…

Kaç sokak geçtin, hangi ağacın köküne merhem oldun su damlası?

Vazgeçtim bu gece bütün karalarımdan…

Yıldızlar ne kadar uzaksa yalnızlığım ile bir o kadar burun burunasın sevgili lordum…

Yağmur damlasına soruyorum şimdi…

Ne kadarda sana benziyor gözleri…

Bir merhem oldun ağacın köküne…

Olmasaydın yalvarırdı bilmem kimlere…

Senin sevgin lazım bana sevgili lordum.

Arkamda durduğun kadar önümde kalman lazım…

İncir ağacı çiçek açar mı lordum?

Koskoca bir ormanda geceyle gündüz birbirine karışırlar mı lordum?

Umutlarım kadar aydınlık bir geleceğe davet edilen kapıdan bakıyorum senin o sert bakışlarını saklayan çehrene…

Kuru bir çölde açtı bütün çiçekler benim için…

Geç gündüzle birleşti, incir ağacı çiçek açtı…

Lordum yahut ışıkları ne zaman açacaksın karanlık olan bu rüyamda?

Geçer mi harbiden?

Düşününce sen mi karartıyordun yoksa ben seni mi aydınlatıyordum?

Düşünceler kanar mı ki sen beni sevdiğin kadar karartıyordun.

Düşmek iyileşmenin ilk adımıdır.

Yağmur yağamadan açmaz ki bir gökkuşağı

Sabahların var olamadan gecelerinde var olamadığı gibi düşmek..

Önemli olan bu mu harbiden?

Düşmekten korkmayacaksın bak cidden,

Sönük bir mum ışığı aydınlatmaz belki de bu koca evreni…

Versen Dünyalar boyu benden yana bir oy…

Belki aydınlatır sönük bir mumlar koca evreni…

Bugün yorucuydu. Defterin kapağı kapandığı sırada çoktan benim girdap dolu uyku evreme girişimi yapacaktım…

------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Yorum ve Oylarınıı unutmayınnn!!!

 

Bölüm : 20.01.2025 01:00 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...