5. Bölüm

5. Bölüm: Çalışma ve Başarı

Beste Jasminie
beste_jasminie_ow

Tanrıçanın ölümünden sonra uyuyacak zamanım olmadı. Saatlerdir tek yaptığım şey tanrıçayı taşımak ve kral tarafından ifadem alınmasıydı. Kendisi dürüstlük tanrısıydı. Doğruyu söyleyip söylemediğimizi davranışlarımızdan anlardı. İfademi aldıktan sonra dinlenmemi söyledi fakat dinlenecek zamanım yoktu, olamazdı. 1 haftada 2 yüce kişi ölmüştü.

Kralın yanından ayrıldıktan sonra şifacıların yanına gittim. Hepsinin rengi atmıştı. Birisine döndüm. “Tanrıça ne tanrıçasıydı bilginiz var mı?” diye sordum. Mutluluk tanrısının muhafızı yoktu. Belki suikastçı muhafızı olmayan kişileri hedef alıyordu. Bunu öğrenmem lazımdı.

Şifacı sorumdan bir süre sonra cevap verdi. “Muhafız Lauren’ın korumakla yükümlü olduğu güzellik tanrıçası” dedi şifacı. Şifacıya teşekkür ettim ve odadan ayrıldım. Koridorda ilerlerken olasılıkları düşünmeye başladım. Suikastçı muhafızı var yok demeden saldırabiliyordu. O sıra aklıma bir şey geldi.

Tanrıça neden bizim koridorlardaydı? Tanrı ve tanrıçaların olduğu tarafta bir sürü koridor vardı. Herhangi bir koridora girip izini kaybettirebilirdi ama onun yerine muhafızların olduğu yere gelmişti. Şimdi hatırlamıştım. Lauren, suikastçı odasına gelip suyuna bir şey kattığını bu yüzden yanıma geldiğini söylemişti. Yani katil bu sefer iki kişiyi öldürmek istiyordu, bir tanrıça ve muhafızı.

Lauren’ın odasına gidip o suya ne katıldığını öğrenmemiz gerekiyordu. Muhafız koridoruna doğru adımlarımı sıklaştırdım. Ben ilerlerken birisinin adımı seslendiğini duydum ve sesin olduğu yöne döndüm. Yui bana seslenmişti. Hızlı adımlarla yanıma geldi. “Odana gidiyor olmalısın beraber gidelim biliyorsun bu zamanlarda herkes birbirinden şüphe ediyor.” Dedi ve beraber yürümeye başladık. Bir süre sessizce yürüdükten sonra Yui konuşmaya başladı. “O zehirlenmeden sonra daha iyi misin?” dedi

“İyiyim, peki sen? Doktorlar eğer daha fazla yeseydin komaya girebileceğini söylediler.” dedim.

Kıkırdayarak “Cennetteyiz Eda, yani tekrar ölemeyiz” dedi.

“Cennette olsak bile ölebiliyoruz Yui, Tıpkı… “ sözüme devam edecekken sözümü kesti.

“Onlar burada doğup büyüdüler Eda yani burası onların dünyası ölünce büyük ihtimal dünyaya insan olarak iniyorlar. Eğer bizlerde öyle bir şey olsa ya cennette kalırız ya da cehenneme gönderiliriz.” Dedi.

Bu doğru olabilirdi ama tanrı ile tanrıçalar bu konu hakkında hiç bilgi vermiyorlardı. Konu ölüm olunca hepsinin sırtı dikleşirdi tabi ölüm tanrısı dışında.

Sonunda muhafız koridorundaydık. Yui odasının önüne geldiğimizde Yui karşıma geçip durdu. “Kendine dikkat et Eda.”

“Saol.” Dedi ve birkaç kapı sonraki Lauren’ın odasının önüne geçtim. Kapıyı birkaç kere tıklattıktan sonra bekledim. Sonra kapı hafifçe aralandığında Lauren’la karşılaştım.

“Oh, Edalyn sen miydin? O geldi diye ödüm koptu.” dedi ve kapıyı tamamen açtı.

“Katilin kapıyı çalacağını düşünmüyorum. Ayrıca içeri gelebilir miyim?” dedim.

“Tabi ki!” dediğinde içeri geçtim. Lauren’ın yatağına oturacaktı ki Herbert’ın burada olduğunu fark ettim.

“Herbert?” dedim.

“Merhaba Edalyn.” Dedi ve bir şey söyleyecek gibi olup ağızını oynattı ama bir şey söylemedi. Açıklama için Lauren’a dönüp baktım.

“Şey, o olaydan sonra hala endişelendiği için Herbert geldi.” Dedi ve oda yatağa oturdu. Ondan sonra ise komodine bakıp üstünde bulunan bir bardağın olup olmadığına baktım. Üstünde boş bir bardak vardı.

“Lauren, zehrin katıldığını söylediğin bardağı ne yaptın?” dedim.

“Ürktüğüm için pencereden aşağıya döktüm.” Dedi. “Ne oldu ki?”

“O su üzerinde araştırma yapabileceğimizi düşünmüştüm.” Dedim.

Lauren biraz Herbert’a doğru yaslandı. “Onu hiç düşünmemiştim. Ama zehir her şeye zarar veriyor. Bardağa bak istersen. İçinde zehir bulundurduğu için cam erimiş ve incelmiş.” dedi ve bardağı gösterdi. Gerçekten de incelmişti. Ayağa kalkıp bardağı aldım. Masanın üstüne yatay bir şekilde koyduktan sonra elimi yumruk yapıp ona baskı uyguladım. Hemen kırıldı. Sonra camdan birkaç parça alıp cebime koyduktan sonra ayağa kalktım.

“Beni gitmem gerek sonra görüşürüz.” Dedim.

“Hemen şimdi mi Eda? Biraz daha kalsaydın.” Dedi Lauren.

“Yakalanması gereken bir katil var Lauren.” Dedikten sonra çıktım. Çıktığım anda ise karşıma Luther çıktı. Yüzünden şaşırdığı belli oluyordu. “Luther?”

“Herbert burada mı diye geliştim.” Dedi aceleyle.

“İçeride” dedim ve yanından ayrılıp Carmen’ın odasına doğru yola koyuldum.

 

 

 

 

Evet bu bölüm kısa oldu (MK: 585 kelime yazdın Jasi 585 KELİME) ama bunu bir geçiş bölümü gibi düşünebilirsiniz. Çünkü olaylar hafiften ciddileşiyor :D

 

 

 

 

(MK: Zaten tanrı ve tanrıça öldü onlar ciddi sayılmaz mı?)

Bölüm : 18.02.2025 21:31 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...