
"Kız artık kalk! Götünü kaldır şu yataktan."
Annem in isyanına karşı karşıya geldikten sonra, bir bismillah çekerek yatağımda döndüm ve en sonunda tabiki vücudum ile yer birleşti kafamı yere vurduğumda attığım çığlık... Sanırım evde yankılandı, çok ta umrumda olmadığını belirtircesine yatağa geri yattım. Annem... Regl yüzünden karın ağrısı, bel ağrısı çekerken tam da temizlik günü zamanına gelmişti.
"Anne gözünü seveyim, kurbanın olayım, misafirlere servis ettiğin takımların olayım bir bırak beni nolursun, hastayım hasta tam da gününü mü buldun temizlik için ya!" Annem hızla kapıyı açıp içeri girdi.
"Kız kalk! Ben senin yaşındayken..."
Annem'in o uğursuz ve anneler teşkilatının illaki bir kere bile olsa her çocuğuna söylediği sözü söylemesine izin vermeden yüzüne kapattım kapıyı.
"Bak yüzüme kapattı kapıyı! Seninde ileride böyle olmaz çocukların inşallah."
Annem'in isyanına karşı göz devirdim, ben çocuk severdim ama sadece sevmeyi, iş bakmaya gelince beni asla etrafta bulamassınız hiç bir şekilde, hiç bir yerde. Annem gittikten sonra yatağıma tekrardan yattım ve bilgisayar'ımı alıp Teen Titans Go açtım. En sevdiğim çizgi film ve ben bayılıyorum. Warner Bros 100.yıl özel bölümü seyredicektim.
Tam Robin yeşil canavarın önüne geçtiği an-en heyecanlı kısım-abim odaya girdi, hayır beren... Ceza olsun diye abime bir sürü kitap aldıramazsın, çık aklımdan.
"Beren, ben arkadaşım ile dışarı çıkıyorum gelmek istemisin?"
Abim'e döndü bakışlarım, birazcık düşündüm.
"Kimle gideceksin ki?"
Abim hafiften güldü ve omuz silkti.
"Miraç, tanıyorsun ya, hani sana fotoğraf'ını göstermiştim ya o çocuk işte."
Asker beyciğim'in ismini duyar duymaz kuleler yıkıldı benim için ve hiç sormayın bile... Tabikide gideceğim! Hızla yatağımdan kalktım.
"Çabuk hazırlanırım!"
Kendimi çabucak banyoya attım ve güzel bir duş almaya başladım.
💋💋💋
Duştan çıkar çıkmaz saçımı taradım, kurutmadım saçlarım dalgalıydı ve aşırı kabarırdı ama pekte umrumda değildi çünkü ben o halini seviyordum. Üstüme uzun mor bir t-shirt giydim altımda ise bol siyah şort'um vardı. Abim'in yanına gittim çantamı alıp.
"Ben hazırım, hazırsan çıkalım."
Abim üstüne siyah t-shirt altınada siyah eşofman giymişti. Giyiniş tarzına göz devirdim, ben aşk siyah rengi sevmezdim ve sadece zorunda kalmadıkça giymezdim. Abim ise tam tersiydi açık renk pek sevmez ama nefret de etmez dı sadece siyah giyinmeyi severdi, benim odam rengarenk iken abim ın odası benim aksine beyaz ve gri tonlarındaydı.
"Abi, cenazeye gitmiyoruz merak etme."
Dediğim şeye göz devirdi, bana 'ne alakası var' bakışları atmasını görmezden gelerek dolabından beyaz gömlek ve altına ise, benim direkli abimden çalıp durduğum bol kot şortu verdim. Rengi bebek mavisi tonlarındaydı ve aşağılara doğru lacivert, uçlarında ise sökükler vardı.
"Bak ne güzel kombinledim işte! Dırdır etme de giy şunları."
Odadan çıktım ve abımı bekledim, tabi odadan çıktığında benim yaptığım kombini giymişti-giymese öldürürdüm-sanki kazanmış gibi bir eda ile dudaklarım yukarı kıvrıdı, abim ise gülüp kabarık saçlarımı karıştırdı.
💋💋💋
Evet, sanırım onu görme vaktin sonunda gelip çatmıştı, tabi ben onu tanıyordum ama o beni tanıyor, tanımıyordu. Beni tanıyordu çünkü en yakın arkadaşının kız kardeşiydim, beni tanımıyordu çünkü aslında ona yazan kişi bendim. Karmaşık bir durum du ve emin olun dışardan bakılınca deli gibi durduğuma yemin edebilirdim. Kalbim hızla çarpmaya devam ediyor, ellerim titriyor, beyaz tenim ise her geçen dakika ile al al oluyordu sebebi ise çok belliydi onu görüceğim içindi...
Anlam çıkartamıyorum diye bir şey yoktu benim için, evet ben de her akşam düşündüm. Hoşlantımı, yoksa aşık olmak mıydı... Öyle hemen anlayamazdım elbet ama nedense beynim ona aşık olduğumu söyleyip duruyor ve ben şuan bile aşığım desem bile kafamda binlerce cevaplanamayan soru var. Anlamak zordu, özlellikle de konu aşk olunca, kalp ne isterse o olur.
Onun uzun boyu(1.84), koyu kahve saçları, uzaktan görülemicek kadar koyu kahve gözleri... Karşımdaydı şuan, abime el sallıyordu, tanrım... Bir insan nasıl bu kadar muhteşem olabilirdi ki?!... Mavi t-shirt ve beyaz bol eşofman... Bir insana ne kadar yakışabilirdi? Ona yakışıyordu işte, onda bir farklı oluyordu, kendine çeken bir aurası vardı ve ben galiba çekiliyorum. Gözlerimiz buluştuğunda kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başladı ve şuan çilli yanaklarımın kızardığına yemin edebilirdim, üstelik ten rengim beyaz iken! Yavaşça elini uzattı bana, bir süre yüzü ile eli arasında gelip gitti gözlerim, sonra kendimi salak hissettiğim için çok bekletmeden elini sıktım.
"Merhaba ben Miraç, sen de Batu'nun bahsettiği kız kardeşi olmalısın."
Kekelememek için dua etmeye başladım, paniklediğimi belli etmemeye çalışarak gülümsedim.
"Merhaba, tanıştığıma memnun oldum, ben de beren."
Miraç hafifçe tebessüm etti ve gözleri'nin içi ile, sanki her şeyimi görüyormuş gibi, aşırı koyu olmasına rağmen parıldayan gözleri ile baktı bana.
"Güzel isim, Beren... Güçlü, kuvvetli kadın... Umarım tanıştığıma memnun olurum Beren, seni şimdiden sevdim."
🎀💗
Sevdiğim çocuk için tekrardan geldim ve onu size miraç olarak yazıyorum...
Kendimi kayıp ettim ve kendimi bulabilmek için kendimi yazıyorum...
Beren ve Miraç...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |