13. Bölüm

HATIRALAR

melek kara
beyazmelek

 

 

"Bazen insanları, acılarındaki benzerlik kadar birbirine bağlanan hiçbir şey yoktur."

 

 

 

 

Rüya hastaneden çıkalı 3 gün olmuştu. Ama çok üzgündü henüz Özgür'ü görememişti. Daha görevden dönmemişti çünkü neden bu kadar uzun sürmüştü ki. Onu çok özlüyordu. O bunları düşünürken kapısı açılmış ve Sevgi odasına gelmişti.

 

 

" Nasılsın Rüya'm? " Sevgi arkadaşının bu halini gördükçe çok üzülüyordu. Onun iyi olmasını istiyordu. Ama elinden gelen hiçbir şey yoktu.

 

 

'İyiyim şöbiyet'im merak etme.' dedi arkadaşına Rüya. Arkadaşının onu böyle görürdükçe çok üzüldüğünü biliyordu. Ama onun da elinde değildi. Buraya ilk geldiğinde binbir emek'te düzene soktu okulu yanmış harabe olmuştu. şimdi hasta yatağında yatıyor ve sevdiği adam da görevdeydi. Yani o üzülmesin de kim üzülsündü. Ama yine de arkadaşını üzmemek için iyiymiş rolü yaptı.

 

 

" Hadi ama şöbiyetim asma yüzünü bak kurt gibi açım sen git sofrayı hazırla ben de hemen geliyorum dedi." Sevgi arkadaşının iyi olduğuna ikna olduktan sonra kahvaltıya hazırlamak için odadan çıktı.

 

 

Rüyada yatağından çıkıp odasındaki boy aynasının önüne geçti. Gerçekten perişan bir halde görünüyordu. Yüzünde iyileşen yaralarının yer yer bıraktığı yeşil ve sarı renkteki çürükler vardı. Siyah uzun saçları birbirine girmiş sanki yıllardır taranmamıştı. Üstündeki pijamaları ona bol geliyordu. Bir haftadan fazladır hastanede kaldığı için bayağı zayıflamıştı.

 

 

Kendine bakmayı bırakıp ilk İspanya'ya gidip elini yüzünü yıkadı. Daha sonra üstündeki pijamalardan kurtulmuştu çünkü pijamaları onu daha da hasta hissettiriyordu. Saçlarını taramış ve arkadan küçük bir fiyonkla örgü yapmıştı. Bu saç modelini çok seviyor ve kendine çok yakıştırıyordu. Normalde makyaj yapmazdı sadece özel günlerde ama şu durumda perişan halinden kurtulmak için hafif bir makyaj yapmak istiyordu. Kirpiklerini hafif bir rimel yapmış bir de en sevdiği parlatıcısını sürmüştü. Dudağının bir kenarı patlamıştı ama olsun yine de sürmek istiyordu. Kendini güzel olduğunu ikna ettikten sonra üstündeki tişört ve kot pantolonuna baktı bence yeterliydi. Son bir kez üzerini düzelttikten sonra odadan çıkmış ve mis gibi yemek kokuları ile mutfağa yönelmişti.

 

 

 

Mutfağa girer girmez "hmmm şöbiyetim yine döktürmüşsün ellerine sağlık " dedi . Ve sevginin yanına yaklaşıp yanağından hafif bir makas aldı. Bu arada Asena'da tebessümle onları izliyordu. O da rüyayı mutlu etmek için hafif küskün bir tonda kıskanmış gibi yaptı.

 

 

"Ay çok ayıp resmen gözümün önünde cilveleşiyorlar." Asena'nın bu küskün tavrına kıkırdayan Rüya hemen asena'ya doğru yaklaşmış : " ayyyhhh asoşumda buradaymış." Diyerek arkadaşının boynuna sarıldı. Rüyanın bu tavrı Asena'yı da güldürmüştü. Derken kapının zili ile birbirlerinden ayrıldılar.

 

 

" Ben açarım bebekleri siz işinize bakın" diyerek kapıya yöneldi rüya. Gelen Zülküf ve Osman'di. Bugün hafta sonuydu ve sevgi arkadaşının moralini düzeltmek için onları da kahvaltıya çağırmıştı.

 

 

"Nasılsın ablam?" Diyerek ablasının boynuna sarıldı Zülküf.

 

 

Rüyada hemen kardeşine karşılık verip : "İyiyim ablacığım beni merak etmene gerek yok." Birlikte mutfağa geçtiler. Bir güzel kahvaltılarını yaptıktan sonra hep birlikte dışarı çıkmaya karar verdiler. Son yaşanan olaylardan sonra hepsi gerçekten çok bunalmıştı.

 

 

Bir saat sonra hepsi birlikte dışarıya çıkmışlardı gezip alışveriş yapmışlar ve bir çay bahçesinde oturmuşlardı.

 

 

Bu arada Zülküf ve Asena'nın birbirine olan küçük bakışlarını yakalıyordu. Bunların arasında da bir şeyler oluyordu ama hadi hayırlısıydı. Ayyyhhh yoksa görümce mi oluyoruz dedi iç sesi. Bu görüntü Rüya'nın hoşuna gitmişti. Küçük kardeşi artık büyüyordu ve Aşkın ne olduğunu öğreniyordu. Yakında çıkardı bakalım. Birer çay söyledikten sonra bir el Rüya'nın gözlerine kapanmış ben kimim diye sormuştu.

 

 

Bu amber ve barut kokusu Rüya 'ya tanıdık geliyordu.

 

 

"Özgür!" Diyerek hemen arkasını döndü.

 

 

"Güzelim. " demiştiki hemen Rüya Özgür'ün boynuna atladı. Özgür de sevgilisi düşmesin diye tek koluyla onu destekleyip sarmıştı. Onu o kadar özlemişti ki sıkıca birbirlerine sarıldılar.

 

 

Özgür Rüya'yı kucağına almış ve etrafında bir tur döndürmüştü.

 

 

"Nasılsın güzelim?" dedi saçlarını okşayarak.

 

 

'seni gördüğüm daha iyi oldum dedi Rüya.'

 

 

Özgür ve tüm Turan timi buradaydı. Hepsi oturmuş birer çay söylemişti. Rüya başını sevdiği adamın omuzuna yaslamış kendini daha dingin hissediyordu. Rüyanın görüş alanına yine Devrim ve Sevgi takılmıştı. Bu ikiliyi ne zaman görse birbirlerine kaçamak bakışlar atıyorlar göz göze geldikleri zaman başlarını başka tarafa çeviriyorlardı. Rüya onları daha önce hastanede ve birkaç yerde daha bakışırken yakalanmıştı. Bunların arasında tam olarak ne vardı. Rüya bunu da öğrenecekti daha sonra bunun için Sevgi'yi sıkıştıracaktı ama şimdi sevdiği adamla huzurun tadını çıkartmalıydı.

 

 

Orada biraz daha oturduktan sonra saat 5 olmuştu. Osman ve Zülküf karargaha dönmüştü sonuçta onlar daha askerdi. Turan timinin diğer üyeleri de görevden yeni döndükleri için hepsi istiharate çekilmişlerdi. Ama Özgür sevdiği kadınla birlikte Rüya'nın evine gelmişti. Bu gece sevdiği kadınla beraber uyuyup onun kokusunda huzur bulacaktı.

 

 

Özgür ve Rüya birlikte uyumuşlardı . Rüya sabah uyandığında yalnız olacağını biliyordu ama yapacak bir şey yoktu çünkü sevgilisi bir askerdi.

  

 

 

 

 

 

🌺🌺🌺🌺🌺

 

 

 

Asena'dan;

 

 

Güneşi bir gündü. Yemyeşil bir bahçede portakal ağaçların kokusu eşiğinde yürüyordum. Biraz yürüdükten sonra ileride bir masada kahvaltı yapılan aile gözüme takıldı. Anne baba ve 8-9 yaşlarında bir çocuk vardı. Ailesiyle birlikte gülüşerek kahvaltı ediyordu. Kahvaltısını bitirmiş ve masadan kalkmıştı. Annesi ve babası olduğunu tahmin ettiği kişiler daha masadaydı annesi kahvaltı yapıyor babası ise gazete okuyordu. Çocuksa koşarak masanın etrafında dönüyordu. Birden içeriğinin kapısından golden cinsi bir köpek fırlamış ve kızı kovalamaya başlamıştı. Kız köpek onu kovaladıkça kahkahalar atıyor ve daha hızlı koşuyordu. Kızın annesi bağırmış. ..... , Pascal düşeceksiniz demişti. Kızın adını duyamamıştı ama köpeğin adının net bir şekilde Pascal olarak duymustu.

 

 

Derken Asena nefes nefese uyandı. Bu da neydi şimdi rüyasındaki kız kimdi. O köpeğe Pascal mı demişti bu isim neden onu tanıdık geliyordu. Asena kendi anılarını hatırlamaya zorluyordu ama hatırlayamadıkça daha çok üzülüyordu. Sanki bir denizin dibindeydi ve çabaladıkça daha çok dibe çekilip boğuluyordu. Hatırlamak için ne yapması gerekiyordu.

 

 

Evet gerçekten burada çok sevdiği insanlar vardı hepsi onun sahiplenmiş ve ailesinden biri gibi davranmıştı. Ama yine de Asena bir boşluktaydı ailesini ,geçmişini, hayallerini, gerçek adını her şeyi hatırlamak istiyordu. Yine düşüncelere dalmış ve boğulmuştu. Kalkıp üstüne değiştirdi ve yürüyüşe çıktı belki hava almak ona iyi gelirdi.

 

 

 

 

 

Rüya'dan ;

 

 

 

Rüya yine gözlerini açtığında yatakta yalnız uyanmıştı. Aslında buna alışmıştı çünkü ne zaman gözlerini açsa Özgür yanında olmuyordu. Büyük ihtimalle yine sabah erkenden kalkmış ve Hayri albaya malumat vermek için karargaha dönmüştü. Rüya bunu hep yaşamasına rağmen yine de üzülüyordu. Yataktan kalkmış banyoya gidip elini yüzünü yıkamıştı. Üzerini değiştirdi ve odadan çıktı.

 

 

 

Bugün en fazla sessizdi sanki kimse evde yoktu.

 

 

Sevgi ve asena'ya seslendikten sonra ilk Asena'nın odasına bakmıştı ama boştu. Daha sonra Sevgi'nin odasına girmiş onun da odasında bulamamıştı. Sonra bugün pazartesi olduğu aklına geldi Büyük ihtimalle Sevgi hastaneye işe gitmişti. Ama Sena neredeydi o çalışmıyordu ki. Belki bunalıp yürüyüşe çıkmıştır diye düşündü.

 

 

Sevgi'nin odasına girmişken iç sesi hadi biraz inceleyelim diye fısıldadı kulağına. Hayır dedi kendi kendine Rüya çünkü bunu yanlış buluyordu. Ama merakına da engel olamıyordu. Hadi ama kızım dedi iç sesi merak etmiyor musun sevgilin neler sakladığını. Sanki gören de dünyanın en büyük Adalet timsali sensin sanır. Sonunda Rüya merakına yenilmiş ve sevgin çalışma masasına doğru yaklaşmıştı. Masanın üstünde bir bilgisayar ve birkaç tane sağlık kitabı vardı. Masanın üst tarafında bir kitaplık bulunuyordu. Bu kitaplığın çoğunda yine sağlık kitapları oluşturuyordu. Derken sevginin gözüne eski olduğu belli olan bir defter takıldı.

 

 

 

İç sesi dedi ki aha dedikodu hadi kızım Rüya aç oku. Rüya hemen deftere eline aldı ve sayfalarını karıştırmaya başladı.

 

 

Bunun için daha sonra kendine kızardı. Sonunda bir sayfada durup okumaya başladı:

 

 

 

Suskunuz... Hem de çığlık çığlığa bir suskunluk bizimkisi... Bu konuşacak bir şeyimiz olmadığından değil. Konuşmaya çalıştığımız şeylerin alıştığımız ,yalnızlığımızdan uzaklaştırması aslında Bizim korkumuz... İkimiz de cesaret edemiyoruz. Öylesine alışmışız ki içimizde büyüttüğümüz yalnızlığımıza. Seviyoruz onu. Belki de yaşandığında yok olacağı korkusu bizi tereddüte düşüren. Kaybetmekten korkacağımız bize ait bir şey oluşturma kaygısı... Sen yapamadığın hamlenin ,hayatın boyu inanmak istediğin değerlere sahip gibi göründüğün düzeni yok etme girişiminden başka hiçbir şey olmayacağını düşündün hep... Bense yılların verdiği bir alışkanlık içinde var ettiğim bana daha fazla acı vermemek için susmayı tercih ettim... İçimden çığlık atarak susuyorum... Susuyorum... İçimde o kadar güzelsin ki... Sana susuyorum... Demiştim ya "yüreğim susmayı öğreniyor". Aslı yok. Sevdiğini anladığında içinde duyduğun çığlığın yankısı hiç bitmiyor. O hiç susmayacak... Her gün, her saat bana haykıracak, bağıracak, parçalayacak içimi." Benimse yüzümde o gülümsemem yer edinecek tekrar... Her soğuk üşütmediği gibi ,her ateşte yakmazmış insanı... Üşüyorum, Alev Alev üşüyorum... Hani saatlerce sessiz, tek kelime etmeden sana bakışlarım var ya; gözlerinde beni ısıtacak olan anlamları yakalamaya çalışma çabamdan başka bir şey değil... Ve her yakaladığımda kaybettiğimi hissetmemden öteye gitmem bekleyişler... Ve her kaybettiğinde yeniden yakalama çabam...

 

 

Bu da neydi böyle arkadaşımı satırları kime yazmıştı. Tam okumak için diğer sayfayı çevirmişti ki dış kapının sesi ile irkildi. Hemen defteri aldığı yere bırakıp Sevgi'nin odasından çıkmıştı. Gelen Asena'ydı. Bu olayı daha sonra tekrar araştıracaktı.

 

 

 

 

 

Merhaba iyiyim ben geldim hem de yeni bölümle. Bölümü yazarken başıma çok kötü bir şey geldi yanlışlıkla bölüm kaydetmeden çıkmışım ve yazdığım her şeyi silindi bölüm tekrar yazmak zorunda kaldım. Ama uzun bir uğraştan sonra tabii ki buradayım.

 

 

 

Evet Asena bir şeyler hatırlamaya başladı sizce Asena'nın hatırladığı küçük kız kimdi. Ve Asena nereli?

 

 

Sizce Sevgi o satırları kime yazmıştı? Bakalım ilerleyen bölümlerde ne olacak.

 

 

 

Hepinizi çok seviyorum kendinize iyi bakın bol bol yorum ve beğeni yapmayı unutmayın yorumlarda buluşalım...

 

 

​​​​​

Bölüm : 23.01.2025 14:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...