

ASENA'DAN
Hani bazen bir yere ait olamazsın ama sanki oraya aitmişsiniz hissi
Bütün bedeninizi sarar ya, hani çok sevdiğiniz bir insandan zorla ayrılır bütün hayatınızı yarım yaşarsınız ya.
Hani bazı sabahlar uyandığında o günün kötü geçeceğini hissedersiniz ya , hani herkesin yapma demesine rağmen yapıp da sonra da köpekler gibi pişman olduğunuz bir şeyi yaparsınız ya.
Hani bir iş yapamayacağınızı bildiğiniz halde kabul edip sonradan yapamayıp mahcup olursunuz ya , hani hiç duymaması gereken birine hiç duymaması gereken bir şey söyleyip de sonradan çok pişman olursunuz ya.
İşte bu insanlarla yaşadığımdan beri hissettiğim duygular bunlardı. Buraya ait değil gibiydim ama aynı zamanda buraya ait gibiydim. Bir gün hafızamın yerine gelip de bu insanlardan korkmaktan çok korkuyordum. Evet kısa bir süre olmuştu ama ben bu insanlara çok alışmıştım.
Şimdi bu nereden aklına geldi diye soracaksınız. Hemen anlatayım karşımda bilek güreşi yapan Zülküf ve osman'dan. Evet doğru duydunuz şu anda Zülküf ve Osman karşımda bilek güreşi yapıyorlardı. Rüya bize özgür'le sevgili olduğunu söyledikten sonra çok mutlu olmuştuk.
Arada çok zaman geçmeden herkes bunu öğrenmişti. Herkesten çok büyük tepkiler almıştı ama asıl en büyük tepkiyi tabii ki zülküften almıştı. Zülküf duyduklarına inanamayıp bayılmıştı. Uyandığında ise bir rüya gördüğünü rüyasında ablası ve komutanının sevgili olduğunu söylemişti.
Rüya bunun bir rüya olmadığını bunun gerçek olduğunu söylediğinde dayanamayıp tekrar bayılmıştı. Uzun bir süre Zülküf 'ü ayıltmak için uğraşmışlardı. Sonunda zorla da olsa kabul ettirmişlerdi. Ama hiç mutlu değildi resmen yüzü sirke satıyordu. Oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi davranıyordu. Ama bu hali asena'ya çok sevimli gelmişti.
Sonunda anlaştığımızda bugün hafta sonu olduğu için hep birlikte pikniğe gelmiştik. Hep birlikte dediğim gerçekten hep birlikteydi ben , rüya , Sevgi ve tüm Turan timi . Şimdi karşımda Osman ve Zülküf bilek güreşi yapıyorlardı. "Lan ecdadını sikerim bileğimi kıracaksın piç". dedi Osman. Sanırım Zülküf tüm sinirini osman'dan çıkarmaya çalışıyordu. İçimdeki diğer herkes onlara bakıp gülüyordu. Bu ikisi resmen tüm timin maskotu olmuşlardı. Resmen ikisi de çocuk gibilerdi. " Lan imamın kafiroğlu Sen de ne nazlı çıktın sanki bileğini kırdık amk."
Bir süre daha tartışmalar devam etmiş daha sonra özgür'ün müdahisiyle herkes masaya oturmuştu. Mesut abi bize mangal yakmıştı. Buna kalpten inanarak söylüyordum bence onun üstüne mangal yapan yoktu. Yemeklerimizi yemiş bütün gün çok eğlenmiştik.
Çaylarımızı içerken Hayri albay'dan bir telefon gelmiş ve Turan timin göreve gitmesi gerekmişti. Kaç gün kalırlardı bilinmezdi ama erken gelmeyecekleri kesindi. Ama asıl benim burada dikkatimi çeken şey sevgi ve Devrim arasında geçen bakışmaydı. Kimse fark etmemişti ama ben fark etmiştim.
Devrim sevgiye farklı bakıyor . Sevgi ise Devrim her baktığında başını önüne eğiyordu. Ne oluyordu. Tam olarak ne kaçırmıştı. Bir an önce rüya ile konuşup sevgiyi sıkıştırmaları gerekiyordu. Anlaşılan birileri bir şey saklıyordu.
🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺🌺
Rüya' dan
Turan timi göreve gideli bir hafta geçmişti. Ama ne özgür'den ne de diğerlerinden hiçbir ses yoktu. Bu sefer Zülküf ve Osman onlarla göreve gitmemişti. Çünkü bu Turan timi için özel bir görevdi. Normal askerleri göreve götüremezlerdi. Bu onlar için ölüm olurdu. Bu arada Zülküf ve Osman'ın askerliklerinin 2 ayı dolmuştu bile. Geriye 4 ayları kalmıştı. Ama askerliğin bu kadar eğlenceli geçeceğini onlar bile tahmin etmemişlerdi. Kabul etmek istemeseler de gerçekten buraya alışmışlardı.
Çoktan gece yarısı olmuştu ama Rüya bir türlü uyuyamıyordu. Acaba Özgür ne durumdaydı. İyi miydi yoksa yaralanmış mıydı... Yaralansaydı bile yarasına baktırmazdı ki. Bu adam neden bu kadar inatçıydı. Diye düşünürken odayı bir telefon sesi doldurdu. Bu saatte rüyayı kim arıyordu.
Hemen koştu telefonu eline aldı. Özgür arıyordu. Rüya heyecandan telefonu yere düşürmüştü. Kahretsin dedi iç sesi. Sakin olsana kızım liseli ergenler gibi davranıyorsun... Nasıl sakin olacaktı. Özgür'ü daha fazla bekletmemek için hemen telefonu açtı. " Alo Özgür" . dedi.
Çok derinlerden " nasılsın güzelim" diyen Özgür'ün sesini duydu. Bir an içinden güzelin miyim gerçekten demek gelmişti. Sonra saçmalama kızım ne diyorsun dedi kendi kendine. "Ben iyiyim " dedi rüya. " Asıl sen nasılsın" . "Ben çok iyiyim güzelim beni merak etme. Sesini duymak için aradım şimdi kapatıyorum ama en kısa zamanda geleceğim." dedi ve kapattı.
Rüya'nın söyleyeceği lafı ağzında kalmıştı. Bari bir dinleseydin zalımın oğlu dedi. Neyse yine de onun sesini duymak rüyaya iyi gelmişti. En azından şimdi huzurla uyuyabilirdi.
Evet bugün 24 Kasım öğretmenler günüydü. Yani rüyanın günü. Her öğretmenin hayali. Bugün öğretmenler için okulda bir program düzenleniyordu. Öğrencileri öğretmenleri için şiirler okuyacak ve güzel bir gün geçireceklerdi. Bugün rüya için her anlamda çok güzel geçmişti. Çünkü dün akşam Özgür görevden dönmüş ve Rüya ile birlikte uyumuştu. Sabaha kadar saçlarını okşamıştı.
Şimdi kuzucukları Rüya ve diğer öğretmenler için şiirler hazırlamış ve sevgi gösterisinde bulunuyorlardı. Tabii ki bu güzel programı izlemeye Turan timi de gelecekti. Çünkü bugün onların işi burada koruma yapmaktı. Program başlamış her şey çok güzel gidiyordu. Bugünün anlam ve önemi için Rüya sahneye çıkmış ve konuşma yapacaktı. Ama o anda bir şey olmuş ve rüya'nın kulakları sağır olacak bir sesle çınlamıştı. Bağrışmalar çağrışmalar ve Özgür'ün Rüya diyen sesi. Ne olmuştu neden her yer cehenneme dönmüştü. Niye her yer yanıyordu. Bomba mı patlamıştı. Hadi bomba patlamıştı. Rüya gözlerini kapatırken son gördüğü şey cehenneme dönmüş Bir okuldu her yer alev alev yanıyordu...
Evet arkadaşlar ben geldim. Yavaş yavaş kaosa girmeye başladık artık. O zaman klasik sorulara geçelim. Timde en sevdiğiniz karakter hangisi.
Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz sizce bu bölüm nasıldı.
Kitapta olmasını istediğiniz bir sahne var mı. Lütfen yorumlarda buluşalım sizi çok seviyorum çiçeklerim kendinize iyi bakın....
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |