8. Bölüm

8. BÖLÜM: Kamp

𝓑𝓵𝓸𝓼𝓼𝓸𝓶⁠☆
beyzisim

Hoşgeldin

Keyifli okumalar dilerim...🦋✨

Serkan Uzun' un gitmesinin üzerine biraz daha çalıştık. Sonra Aktan gidebileceğimi bu günlük bu kadar yeterli olduğunu söyleyince soyunma odasına gittim. Üzerimdeki formaları çıkarıp kendi kıyafetlerimi yeniden giydim.

Saçlarımdaki tokayı çözdüğümde rahatladığı hissettim. Ardından spor çantamı da koluma taktım. Ayna da son kez kendime bakacaktım ki kapı birden açıldı.

Korktuğum için dudaklarımdan ufak bir çığlık kaçtı. Gelen oydu. Aktan. Hemen kapıyı kapattı ve yanıma geldi. Eli korkudan titreyen dudaklarıma kapandı. Onun bu hareketiyle sustum.

Neler oluyordu böyle?

Parmağı gözümün önüne düşen bir tutam saça dolandı.

Başım dönüyordu​​​​.

Saçımın o tutamını hafifçe parmağına dolayıp kulağımın arkasına sıkıştırdı.

" Ne yapıyorsun? " Diye sordum.

Korkmuştum. İşaret parmağını dudaklarına götürdü. Fısıltıyla "Sakın sesini çıkarma " dedi. "İyi de neden? Biraz uzaklaşır mısın benden. " Diye onu ittirdiğimde yerinden kımıldamadı.

" Sesini çıkarmamanı söylemiştim." Dedi kulağıma doğru fısıldayarak. Nefesi boynuma çarpıyordu. Ve istemsizce huylandığım için gülümsedim. Kaşları çatıldı. " Neye gülüyorsun? "

" Hiç" dedim ve omuz silktim. "Neler olduğunu artık söyleyecek misin? " Dedim sabırsızlanarak.

" Oğuzhan, seni çalıştırdığımı bilmiyor. Ve burada. Neden burada olduğunu bilmiyorum. Ama eğer bizi görürse kendisinin pek hoşuna gideceğini sanmıyorum. Çünkü seni o çalıştırmak istiyordu. Aramızın bozulmasını istemem. "

Bunun için miydi? Ben de tehlikeli ajanlardan saklandığımızı düşünmüştüm.

Vücudu bana yakındı. Olayın şokundan dolayı anca fark edebilmiştim.

Kafamı salladım ve ondan biraz uzaklaştım. Bundan rahatsız olduğumu hissetmiş olacak ki o da benden biraz uzaklaştı.

" Ne zaman gider? "

" Bilmiyorum "

Telefonunu çıkardı ve birine mesaj yazmaya başladı. Sonra mesajı gönderdi. O sırada kapının önünden bildirim sesi geldi. Yazdığı kişi Oğuzhan' dı ve Oğuzhan kapının önündeydi.

Aktan bunu duyunca hemen kolumdan tuttu ve soyunma kabinin içine soktu. Kabinde iki kişilik yer olmadığı için dip dibe duruyorduk.

Ama şu an sorunumuz bu değildi ta bi ki de Aktan ve Oğuzhan' ın arasının bozulmaması kadar önemli bir sorun olamazdı.

Kafasını bana çevirdi ve aramızda iki karış mesafe vardı.

Nefes alıp vermeyi unutmuştum resmen. Çok gericiydi.

Göz temasını kesmemeye kararlıydı ama biraz daha devam etmek istemiyordum. Gözlerimi başka bir tarafa çevirmeye çalıştım ama küçücük yerde başka bakabileceğim hiçbir yer yoktu.

Mecburen tekrar ona baktığımda gülümsediğini gördüm.

İstediğini elde etti ya mutlu tabi.

" Ne gülüyorsun be? " Diye sorduğum da " Şşt " dedi ve o sırada soyunma odasının kapısı açıldı içeri Oğuzhan girdi. Biraz odada durduktan sonra yan kabinin kapısını açtı.

O sırada Aktan' ın eli tekrar dudaklarıma kapandı. Oğuzhan bizi şu halde yakalarsa bırak aralarının bozulmasını-

Neyse devamını getirmeyeceğim.

Sonra kabinin kapısı çarptı. Soyunma odasının kapısının kapanma sesini duyduğuma göre gitmiş olmalıydı. Girdiğimiz kabinin kilidini çevirdim ve kapıyı açıp dışarı çıktım.

Dünya varmış.

Bir an kalbimin duracağını düşünmüştüm. Aktan' da benimle beraber kabinden çıktı. "Artık gidebilir miyiz?" Diye sordum Aktan' a. Daha fazla maceraya dayanamazdım.

" Bekle " dedi ve telefonunu çıkardı. Mesajlaşmalarına girdi ve yeni gelen mesajlarını kontrol etti. Sonra bana dönüp " Cüzdanını soyunma kabininde unutmuş Oğuzhan. Ondan geri dönmüş." Dedi. " O zaman artık biz de gidebiliriz " dedim. Güldü.

Kaşlarım çatıldı.

" Aşk olsun Balca benden bu kadar haz etmediğini hiç düşünmemiştim. Biraz daha baş başa kalmamak için her şeyi yapacakmışsın gibi duruyor. " Dedi alaycı bir tavırla.

Ona göz devirip çantamı aldım. Kapıyı yavaşça aralayıp ve etrafıma baktım.

Görünürde kimse yoktu. Kapıyı biraz daha açıp dışarı çıktım. Koridor boyunca hızlı ama sessiz adımlarla tesisten dışarı çıktık.

" Görüşürüz "

" Görüşürüz " Arabama bindim ve bu günün sonu gelmesi için evime gittim. Eve girdiğimde bir şeyler atıştırıp bu futbol kampı ile bilgi edinmek için Gökhan' ı aradım.

" Gökhan nasılsın? "

" İyi prenses, sen? " Dediğine sırıtıp konuşmaya devam ettim.

" Bende iyi, bir şey soracaktım. Yarın futbol kampına gidecekmişiz ne olduğu hakkında bir bilgin var mı? "

" Ha o konu. Evet. Şehir dışında tesisin bir kurumu daha var. Beş yıldızlı otel. Bahçesinde ise kocaman bir saha var. Genellikle eğlenceli ama bir işin içinde Serkan Uzun varsa tabi ki de yorucu geçiyor. Ha bu arada otelin havuzu da var. "

" Havuz mu? Tatil mi yapmaya gidiyoruz çalışmaya mı? Çok saçmaymış. "

" İkisi de " dedi

" Tahmini ne kadar sürer? " Dedim sesimdeki isteksizlik belli oluyordu.

" Bir hafta kadar sürüyor genelde. "

" Anladım, teşekkür ederim. "

" Rica ederim, prenses. Başka soracağın bir şey var mı? "

" Hayır, görüşürüz "

" Görüşürüz "

Telefonu kapatıp lanet kamp için valiz hazırladım.​​​​​​Tam valizim hazır diye kapatacaktım ki aklıma mayo koymadığım geldi. Harika bir de daha yeni tanıştığım zibilyon tane erkekle havuza girecektim.

En kötü ne olabilir ki? Diye düşündüm tabi ki o sırada iç ses devreye girdi.

Sen öyle san. Kabus gibi bir haftaya hoşgeldin.

🖤🖤🖤

Bu bölümümüzünde sonuna geldik. Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümlerde görüşmek üzere

Sevgiyle kalın 💕

 

 

Bölüm : 30.09.2024 20:46 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...