
Daha sonra uzun bir of çekerek yerimden kalktım.Saat akşamın 10 uydu ve ben çok yorgundum.Gidecek halim yoktu ama Yankı'ydı bu.Ben gitmesem bile bu sefer o,eve gelirdi.Mecbur gidecektim.Dolabıma ilerledim ve üzerime beyaz bir sıfır kol crop.Altıma da kot pantolonumu giydim.Telefonumu elime aldım ve bir taksi çağırdım.Taksi gelene kadar yüzüme hafif bir makyaj yaptım.Bryaz kol çantamı de alıp telefonumu da içine koyduktan sonra spor ayakkabılarımı giydim ve kapıyı kilitledim.Taksi gelmişti.Hemen taksiye bindim ve Boston kafeye gideceğimizi söyledim.
🎡🎡🎡
Gelmiştik.Taksiciye ücreti uzattım ve taksiden indim.Kafeye girdim ve içeriye kısaca bir göz gezdirdikten sonra ilerideki cam kenarında bir masaya oturmuş olan Yankı'yı gördüm.O da beni görmüş olacak ki gel işareti yapıyordu.Yanına ilerledim ve sandalyeye yerleştim.
"Ee,hani nerde bu öve öve bitiremediğin hayranların?"
Diyerek imayla göz kırptım.Garsona siparişleri verdikten sonra arkasına yaslandı.
"Ay az önce varlardı.Senin geleceğini söyleyip kovdum başımdan.Kıymet bil.Sen varken kimseye bakmıyorum pandam."
Suratımı buruşturdum.
"Bana panda demekten ne zaman vazgeçeceksin Zürafacım?"
O da suratını buruşturdu.
"Asıl sen bana ne zaman zürafa demekten vazgeçeceksin.Pandaya benziyorsun kızım.Saçların simsiyah.Tenin bembeyaz.Gözlerinin etrafına da siyah halkalar çizsek tam pandasın sen.Ben mi dedim sana siyah saçlı beyaz tenli ol diye.Ama benim nerem zürafaya benziyor onu bir türlü çözemedim."
Çaylarımız gelmişti.Çayımdan bir yudum aldım ve;
"Ben mi dedim sana bu kadar uzun ol diye.1,90 rahat varsın."
Aklıma Ezel gelmişti.O da 1,92 ydi.Hayır Gece,ağlamak yok.Dik dur,diyordu iç sesim.Ama bu çok zordu.Yinede onu aklımın bir köşesine atmayı başarmıştım.
"Haha,doğru.Sen o kadar kısasın ki beni zürafa olarak görüyorsun.Aslında senden zebra da olur."
Gözlerimi devirdim.
"Ha ha,çok komik.Gece'nin bir yarısı niye beni çağırdın buraya?"
Çayından bir yudum aldı ve masaya bıraktı.
"Öncelikle şuan senin yarın daha olmadı."
Göz kırptı.Yine dalga geçiyordu.O dalgalarda onu boğmak istiyordum.
"Ayrıca,aramalarıma ve mesajlarıma hiç dönmedin.Güneş'le de iletişim halindeyiz biliyorsun.Arkadaşlar birbirlerini merak eder,senin aksine.O da senden bir haber alamamış tabiki.Ve seni buraya bu yüzden çağırdım.Seni dinliyorum."
"Öncelikle tamam merak edebilirsiniz normal bir şey tabiki."
Yine aynı yalana başvuracaktım.Bunu sevmiyordum.
"Dedem rahatsızdı.Bir süreliğine şehir dışına çıkmam gerekti ve ben bu süreyi biraz daha uzatarak kendi kendime bir tatil yapmak istedim.Biliyorsun doktorluk yorucu bir meslek."
"Tabikii.Seni anlıyorum Gece ama bize de en azından haber vermelisin ki meraktan ölmeyelim burda."
"Peki,bir daha olmaz."
Elini masanın üzerindeki elimin üzerine koydu.
"Biz her zaman senin yanındayız Gece,bize her şeyi anlatabilirsin."
Gülümsedi.Saatine baktı.
"Gel hadi,senin yarın olmadan evine bırakayım.Malum az sonra Gece'nin yarısı olacak.Hahaha."
Göz devirdim.
"Geç dalganı geç."
Benim kapımı açtı ve arabaya bindim.O da şoför koltuğuna oturdu ve arabayı çalıştırdı.Biz ilerlerken arkadan siyah bir arabanın da bizi takip ettiğini fark etmiştim.Yankı'ya belli etmeden aynadan arkadakilerin kim olduğunu anlamaya çalıştım.Şoför koltuğunda oturan adamı tanımıyordum ama yanında oturan Sedat'tı.Ezel'in tüm emirlerini yerine getiren adamı.Güvenlik istemediğimi söylediğimi iyi hatırlıyorum ama yinede o bunu gerek görmüş olmalıydı...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 8.86k Okunma |
362 Oy |
0 Takip |
35 Bölümlü Kitap |