24. Bölüm

15. bölüm!

Birazcıkyazar
birazcikyazar

Buralara ne yazsam bilemiyorum iyi ki varsınız gençler kitabın başından beridir benimlesiniz birlikte güldük birlikte ağladık birlikte eğlendik Akel asrının hayatını bu bölüm komple kapatıyoruz ;)

 

~Keyifli okumalar

 

 

 

Kitap şarkısı: deniz üstünde fener/ Selçuk Balcı

 

 

 

FİNAL

"Erkin sence biz ikiz olsaydık ne olurdu?" Dedi Akel

"Biz seninle gerçekten ikiz olsaydık emin ol ortalığın anasını ağlatırdık"

"Hiç karışmamış olsaydım ne olurdu acaba?"

"Benimle hiç tanışmamış olurdun, emre abim'i hiç bilmiyor olurdun Dila ve efsun ile hiç tanışmazdın" dedi Erkin

"Sende haklısın" dedi Akel

"Peki sen ister miydin? Ailenle büyümeyi"

"Sanırım isterdim" dedi Akel

"Ben istemezdim seninde benimle birlikte büyümeni isterdim"

"Özçakır ailesi ile mi?"

"Evet en azından ayrılmazdık" dedi Erkin

"Hadi gezelim biraz yatmaktan belim ağrıdı" dedi Akel

Kalktılar, gezmeye başladılar.

"Küçüklüğümüzü düşünüyorum bazen, acaba ben hiç evlatlık verilmeseydim, emre abim hiç evi terk etmeseydi, aköz ailesi düzgün olsaydı ne olurdu?"

"İyi ki düzgün değiller miş onların çocuğu olmaktansa evlatlık olmayı tercih ederim"

"Ama sen evlatlık değilsin evlatlık olan bendim" dedi Erkin

"İkimizde karışmıştık"

"Hayır beni kaçırmışlar dı annem dedi ya"

"Doğru hiç beklememiştim bir anda dediler Erkin bizim oğlumuz diye"

"Ben hiç karışmış olmasaydım pek bı fark olmazdı bence çünkü ailem hala benimle samimi" dedi Erkin

"Doğru annen ve baban seni çok seviyor bunu gözlerinden görüyorum, kuzenlerin ve abilerin de öyle"

"Senide seviyorlar"

"Seni kaybederlerse boşluğa düşerler" dedi Akel

"Ölüm haricinde kaybetmeyecekler"

"Düşünsene filmlerde ki gibi seni korumak için kendimi feda ediyormuşum" dedi Erkin ve kahkaha attı

"Öyle birşey yapma sakın" dedi Akel.

"Hayatın ne getireceği belli olmaz güzellik" dedi Erkin

"Şu huyundan nefret ediyorum Erkin" dedi Akel

"Ne huyum dan duyamadım he?"

"Öf erkin!"

"Erkin" dedi titreyen sesi ile Akel

"Ne oldu yine hangi huyum dan nefret ettiğini söyleyeceksin?" Dedi

"Arkana bak ve gülmeyi kes!"

Arkasını döndü Erkin. Gülen yüzünün solması bir olmuştu.

"Bu sefer ikizine veda et arel" dedi hakan

Ardından elindeki tabancayı akel'e doğrulttu.

Ve 3 el ateş etti.

Tekrar yaptı Erkin tekrar geçti kardeşinin önüne.

3 kurşunu da bedenine aldı.

Yere düştü Arel...

Tıpkı bıçaklandığı gün ki gibi düştü yere.

Bağırdı Akel, seslendi etrafa, herkes duymazdan geldi.

Birisi geldi yanına ambulansı aradı.

Yaklaşık 15 dakika sonra ambulans geldi.

Akel de gitti ambulansla, hastaneye gelince indirdiler erkini.

Telefonla özçakır ailesine haber verdi Akel.

"ERKİN!" Diye girdi hastaneye efken özçakır

"OĞLUM NEREDE!" dedi Aytaç özçakır

"KARDEŞİM NEREDE ASRIN!" dedi Ediz özçakır

Ardından tüm özçakır ailesi geldi hastaneye

Anneanne, babaanne, dedeler, kuzenler, amcalar, dayılar, teyzeler, halalar hepsi geldi hastaneye büyükler dua okurken küçükler ağlıyordu.

"Yarabbim sen torunumu bize bağışla"

"Allah'ım burda el açıp sana dua eden kullarını geri çevirme sen torunum erkini bize bağışla"

Doktor çıktı ameliyathane den

"Oğlum Erkin özçakır durumu nasıl?" Dedi Aytaç özçakır son bir umutla

"Vurulan çocuk mu?" Dedi doktor

"Evet" dedi sesi titreyerek Akel

"Bakın ne söylesem bilemiyorum"

"Uzatma doktor söyle kardeşim yaşıyor mu?" Dedi efken

"Başınız sağolsun" dedi doktor ve gitti.

Arkasında da yıkık bir özçakır ailesi bıraktı.

"OĞLUM!" Dedi Fidan özçakır

"KARDEŞİM!" dedi efken özçakır

"ERKİNİM!" Dedi Aytaç özçakır

Görenler kıyamet geldi sandı...

Acıyı yaşayanlar ayılıp bayılmaya başlamıştı...

"Benim kardeşim ölemez" dedi erdi özçakır

"Erkin ölemez!" Dedi Ediz özçakır

 

 

 

 

Burdan sonrasını 'everthing works out in the end' ile okuyun

İzem ise oturdu sadece gözünden akan yaşlar ile ailesini izledi.

Umut gitti yanına.

"Umut abi, abim bir daha gelmeyecek mi?" Dedi

"Gelmeyecek abicim"

"Gelsin ben onu çok özlerim, umut abi nolur gelsin o ben abim'i özledim nolur gelsin" dedi izem

"İzem abicim" dedi umut

Nasıl durduracak dı?

"İzem nolur dur abicim" dedi umut tekrar

İzem durdu gömdü kafasını umut'un omzuna o ağladı umut ağladı.

Bedeni çıktı sonra son kez baktılar o örtüye.

Can parçaları yatıyordu o örtünün altında ama kimse kaldıramadı...

"Abi! erdi abim bana su atıyor!"

"Abi bu akşam bi döner gömek mi?"

"Abi akşam maç var birlikte izleyelim mi?"

"İzem ile muhteşem yüzyıl izledik evde ben hürrem sultanım diye geziyor"

"Aile var burada aşkınızı başka yerde yaşayın baba"

"Ben daha çocuğum bana laf yok"

"Küçülde cebime gir umut"

"Umut kendine gel seni 3 çocukla beraber sokağa atmadım"

"Umut o odunu sana sokarım!"

"Umut yaptı"

"Hâlâ sen dost musun düşman mısın?"

"Bizim niye bu kadar çok akrabamız var?"

"Baba üstüne toprak atmasınlar, baba Erkin üşür orda!" Dedi erdi

"Abim toprak sevmez ki" dedi izem

"Benim yere göğe sığdıramadığım kardeşimi küçücük bir mezara sığdırdılar"

"Tahtayı yavaş çaksınlar baba Erkin e denk gelir canı acır" dedi Ediz

"Baba ismini ben yazayım" dedi efken

Aldı eline kalemi geçti tahtanın önüne

 

 

 

 

​​​​​​Erkin Özçakır

D.T: 22.02.2007

Ö.T: 19.02.2025

 

Sonra kalktı ayağa öptü kardeşinin tahtasını.

Sadece 1 gün önce kafasını öptüğü kardeşinin şimdi tahtasını öpüyordu.

Herkes gitti. Özçakır ailesi kaldı geriye...

O mezarın başında o soğukta beklediler.

Kimi kardeşini, kimi abisini, kimi oğlunu.

Belki de bir umutla beklemişler di o hastane kapısında, nereden bilecekler diki bir daha görmeyeceklerini?

12 yılını kaybetmemişler miydi zaten?

5 senedir birlikte yaşıyorlardı sadece.

Yürümesini, konuşmasını, ilk kelimesini, ilk oyuncağını bilmiyorlardı mesela...

Şimdi ne kokusunu nede nefesini bilecekler di.

Buz gibi bir toprak buz gibi kalpler

İşte geriye de bunlar kalmıştı.

Harabe gibi olmuş bir aile, belki de bir daha aynı neşe olmayacak o ev, bir zamanlar kahkahaların olduğu evde şimdi sessizlik hakimdi...

Tekrardan nasıl gülecekler di?

Şimdi nasıl unutacaklardı erkini?

Varlığını bildikleri kardeşi artık yoktu Erkin'in...

Sesiyle eve neşe saçan o çocuk yoktu artık...

"Ben abim'i istiyorum" dedi izem sonra başladı ağlamaya.

"İzem kaldır kafanı bana bak" dedi efken

"O öldü artık gelmeyecek"

​​​​​​"Kabullenin artık bunu Erkin bugün öldü, ne yapsanız gelmeyecek istediğiniz kadar bağırıp çağırın istediğiniz kadar ağlayın o geri gelmeyecek"

"Erkin nerede söyleyeyim mi? Buz gibi soğuk toprağın altında yatıyor hani diyordu ya uyusam sonsuza kadar yorgunluğum geçer mi? Artık sonsuz uykuda" dedi efken ve dışarı çıktı.

Nereye gideceğini herkes biliyordu.

Erkin'e gidecekti...

Akel...

Kardeşinin ölüşünü görmüştü.

​​​​​​Zehir gibi olmadı mı sonu?

Zehir de 12 yaşında kurşunun önüne atlayıp ölmedi mi?

Erkin de öyle oldu 17 yaşında 18 ine girmesine günler kalmışken girmedi mi mezara?

Odasındaydı Akel yine orda yine tek ti.

"biz ayrıldık ah bu yüzden, dalgalar koptu denizden

Bir ben kaldım ikimizden, ve ben seni unutmadım

Aslı nazını unuttu, Kerem sazını unuttu

Mecnun sözünü unuttu, ben seni hiç unutmadım

Takvim sonunu unuttu, bülbül kanını unuttu

Düşman kinini unuttu, ben seni hiç unutmadım

Kullar dinini unuttu, mahşer gününü unuttu

Yollar yönünü unuttu, ben seni hiç unutmadım

Şu göklere yemin olsun, kızıl kara yemin olsun

Yalan yere yemin olsun, ben seni hiç unutmadım

Binbir kere yemin olsun, ardın sıra yemin olsun

Ben seni hiç unutmadım, ben seni hiç unutmadım

Ben seni hiç unutmadım"

 

 

 

Ali Kınık/ ben seni hiç unutmadım

 

9 yıl sonra

"Senin bir dayın vardı kızım, dağ gibiydi herkesi korurdu. Hatta benide korudu hep korurdu beni. Küçüklükten beridir. Sonra ayrıldık uzun süre o kendi ailesiyle ilgilendi ben kendi ailemle ilgilendim. Sonra buluştuk öyle bir hasret giderdik ki, son kez bakmışım oysaki, son kez duymuştum sesini son kez çekmiştim kokusunu içime"

"Nerede anne dayım nerede?"

"Melek oldu kızım 9 yıl önce bugün"

"Neden anne?"

"Hadi bakalım minik prenses anneyi daha fazla yorma yalım koş aşağıya bende geliyorum"

"Yaa baba!"

"Baban haklı kızım"

"Öf ya"

"iyi misin?" Dedi Metehan

"İyiyim sadece onunla olan anılar geldi aklıma"

"Mezarına gidelim mi? Hem çocuklarda görür"

"Çağan mezarını biliyor zaten Melis bilmiyor sadece"

"Bir farkı yok gidelim"

Kalktı Akel hazırlandı.

"Çağan hadi hazırlan oğlum" diye bağırdı Metehan

"Nereye gidiyoruz?"

"Dayının mezarına gideceğiz" dedi

"Oley be!"

Hazırlandı herkes, arabaya bindiler mezarlığa doğru gittiler.

"Anne dayımın en sevdiği şarkı neydi?"

"Kayra'nın hayırsız evlat şarkısıydı oğlum"

'En başından itibaren hayırsız evlat

Gereksiz uykular ve şarkılarla kahrolanlar

Borcu harcı bitmeyen o bahtsız adamlar

Bir aile kavgasında ses çıkarmayan taraf

En başından itibaren hayırsız evlat

Hayırsız evlat, gündüzün nasıldır?

Beni bir karlı günde gel ve burdan aldır

Çok güzel bir sofra kur ve sonra beni uyandır.

 

 

 

Kayra/ hayırsız evlat

 

 

 

Erkin Özçakır

D.T: 22.02.2007

Ö.T: 19.02.2025

Efken Özçakır'ın Aslan kardeşi

 

 

 

​​​

"Dayım yaşasa beni sever miydi anne?"

"Hemde çok severdi kızım ​​​dayın kız çocuklarını çok severdi. Hemde canından çok"

"Melis bugün dayımın doğum günü" dedi çağan, elinde üstünde mum olan kek ile gelirken.

"Hadi onun için mum üfleyelim" dedi

"Hadi üfleyelim" dedi Melis ardından Metehan'ın kucağından inip abisinin yanına gitti.

"Baba mumu yakar mısın?" Dedi çağan

"Yakarım oğlum" dedi ve mumu yaktı Metehan

"1, 2, 3" dedi ve mumu üflediler

"iyi ki doğdun dayı!" Dediler aynı anda

'iyi ki doğdun ikizim' dedi kendi kendine akel

"Seninde doğum günün kutlu olsun anne" dediler sonra

"İyi ki doğdun güzelim" dedi Metehan

Ve Akel 9 yıl sonra ilk defa ikiziyle doğum gününü kutlamıştı.

 

Son

 

~​​​​​En başından itibaren hayırsız evlat~

Nasıldı?

Düşünceleriniz neler?

Çağan ve melis'in Erkin'in doğum gününü kutlaması 🥹

İyi ki doğdunuz Akel ve arel

​​

Bölüm : 22.02.2025 16:19 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...