33. Bölüm

Gülümse

mina duman
birdeliyazariz

Bölüm şarkısı: Vermem Seni - Harun Kolçak

 

(Bölümde geçen şeyler herhangi bir gerçekliğe dayanmamakta. Hastalıklar, yer-zaman ya da hızlı ilerleyen konular gerçek hayattan bağımsız 🤍)

 

Yakamoz'dan

 

Görmeyi beklediğim neydi bilmiyorum ama kesinlikle bavul büyüklüğünde ki sandığın üstünde oturan bir Kutay'ı gerçekte görmeyi beklemiyordum. Nare'nin şaka yaptığını ummuştum.

 

"Kutay?" Şaşkın sesim ortamı kapladığında nakliyat şirketinden gelenler bile bana baktı. Sadece Ayaz'ın değil tüm Gündoğdu ailesinin eşyaları taşınıyordu. Neval hanımın, Kenan abinin, Kutay'ın ve Selim'in hatta azıcık eşyaları olmasına rağmen Atlas ve Öykü'nün.

 

"Yenge hanım Yakamoz." O bana baktı. Ben üzerinde oturduğu sandığa baktım. Nakliyeciler bize baktı. Ortalık çok karışık durumdaydı. "Durumu açıklayacak mısın?" Ben sorumu yeni bitirmişken avluya Kenan abi, Ayaz ve Neval hanım girdi. "O benim sandığım mı?" Ayaz'ın Kutay'a bakışları korkunçtu.

"Evet abi. İçinde eski biriktirdiğin anılar var hala. Ben de adet yerini bulsun diye sandık bulunca üzerine oturmuş bulundum." Korkudan bülbül kesilmişti.

 

"Kalkarsan iyi edersin değil mi abim? Saatler sonra evli barklı adam olacağım son saniye cinayet işletme bana."

Tekerlekli sandalyenin arkasında duran Kenan abi elini Ayaz'ın omzuna koydu. "Akşam şoka uğrayıp bayılacak zaten. O zaman yüzüne enayi yazarak intikam alırız koçum rahat ol." Akşam neden şoka uğrayacaktı? Pastadan dansöz mü çıkacak neden şoka uğrasın ki?

 

"Abi? Bana Sena'yı mı ayarladın?" İşimiz gücümüz yok adama kız ayarlayacaktık sanırım. "Aynen abim kızı gittim İzmir'den aldım getirdim. Nasıl olay ama?" Ben Ayaz'a onların da düğüne geleceğini henüz söylememiştim. Sonuçta düğüne saatler vardı. Ona dikkatle baktığımda saç sakal tıraşı olduğunu fark ettim.

 

"Yavrum beğendiysen söyle alayım seni kendime?" Onu uzun süre incelediğimden yakalanmıştım. "Az sonra Selim," dediğim an mutfak tarafından Selim'in sesi yükseldi. "Midemi bulandırıyorsun abi!" Ayaz kardeşine küfür ederken kalan herkes halimize gülmeye başladı. "Git buradan evlatlık çocuk!"

 

"Kutay bey bizim gitmemiz gerekiyor sandığı alabilir miyiz?" Nakliyeciler hala buradaydı. "Ama paramı alamadım ben." Abisine bön bön bakmaya başladığında arkasından yaklaşan haini fark edemedi. Öykü, Kutay'ı sırtından ittirerek sandıktan inmesini sağladı. Nakliyeciler fırsattan istifade ederek sandığı aldılar.

 

"Kolay gelsin." Öykü arkalarından el saklarken Kutay götünü tutuyordu. "Kırdım galiba." Ben olayların sakinlediğine inandığım an gelinliği giymek için odaya kaçtım. Üstüme beyaz uzun askılı gelinliği giymek dakikalarımı aldı. Arkamdaki fermuarı çekip aynada kendime bakmaya başladım. İnce askılar omzumu açıkta bıraktığından üzerime krem renginde tül şal almıştım.

 

Belime tam oturan korse kısmı inci boncukla kaplıydı. Devamı ayaklarıma kadar dümdüz iniyordu. Saçlarımı yapmaya normalde kuaföre gidecektik fakat ben artık istediğimi sanmıyordum. Dalgalı halde omuzlarımdan dökülüyorlardı. Hiçbir kuaför bundan iyisini yapamazdı.

 

Makyaj işinde kendimi Öykü ve Nare'nin ellerine bırakmıştım. Saat neredeyse 18.00 olduğunda zamanın nasıl geçtiğini kimse anlamamıştı. Hazırlanmalar, evdeki eşyaların toplanması derken hızla buradaki süremiz dolmuştu.

 

Avluda yine Ayaz, Kenan abi ve Neval hanım yoktu. Günlerdir kaybolup geri geliyorlardı. "Arabalar ayarlandı Ayaz abiler önceden çıkan aksaklıkları önlemek için gitmişler çoktan. Bizler de çıkalım artık." Tuna annesine dönmüş çıkmaları gerektiğini bilmem kaçıncı kez hatırlatıyordu. Ben ve Tuna dışında çıkma fikrine katılan yoktu.

"Siz çıkmıyorsanız gelin kaçtı haberi yapılır. Kaçarım." En sonunda delirmiştim.

 

Kutay dediğimi duyduğu an oturduğu yerden ayağa kalktı. "Çıkalım artık. Gitmemiz yarım saat sürebilir." Sanki iki saattir çıkalım demiyorduk!

 

Ayağıma topuklu ayakkabılarımı geçirip çıkışa ilerledim. Benim sabrımın gerçekten kalmadığını fark eden Gündoğdu ailesi, babaannem ve kalan sürü peşimden gelmeye başladı. En önde Tuna, ben ve Kutay koşar adımlarla arabalara ilerliyorduk.

 

Arabalara yerleşildiğinde Kutay'ın sürdüğü arabaya bindiğimi fark ettim. Güven vermiyordu. "En fazla beş dakika içinde düğün salonuna varmış oluruz." Normalde düğün salonlarının hazırlanma odası olmaz mıydı? Bizler neden hep farklı yöntemler kullanıyorduk ki.

 

"Ayaz'ın neden günlerdir ortadan kaybolduğunu bilen var mı?" Arabanın içinde sesim yankı yaptı. Öykü suspus durmaya devam etti. Kutay omuz silkti. Tuna ve Selim kafalarını iki yana salladı.

"Yani kimse bilmiyor? Ayaz abiniz değilmi sizin?" Tuna ağzını açacak olduğu an onu susturdum. "Sen hariç."

 

"Abime hesap veririm. Hesap sormam." Selim, dalga geçmeden sakin sakin cevap vermişti. Kutay el frenini çektiğinde yorumda bulunmadan arabadan indim.

Henüz gelen kimse görünmüyordu.

 

Ben dışında herkes masalara geçip oturdu. Sonrasında düğüne gelecek kişileri karşılamak için Öykü şeker, Nare kolanya bulmaya kalktı. Saat ilerledikçe elim ayağıma dolaştı. Saat ilerledikçe ağlayacak gibi oldum. Nefesim daralıyor, ellerim titriyordu.

 

"Kınalı kuzum." Babaannemin sesini duyduğumda donuk bakışlarım onun yüzüne çıktı. "Herkes senin için endişelendi. İyi misin maykino?" Maykino. 'Annemi istiyorum.' diye ağlamam için sebepti. Babamı geri getirsinler. Annem beni telli duvaklı görsün. Çok mu şey istiyordum? Ayaz tekrar rahatça yürüyebilsin, babaannem ölmesin. Hepsi fazla mıydı?

 

"Misafirler geldi mi?" Kendimi pastaların hazırlandığı mutfağa attığımdan beri etrafımda olan biteni takip edemiyordum. "Geldiler. Hadi güzel torunum. Kaldır başını bak yarın güneş doğacak."

 

Dik duruşumu korudum. Babaannemin elini öpüp helallik aldım. Ayazların bulunduğu ağaçlık alana doğru ilerlemeye başladım. Yanlarına ilerledikçe görüntü netleşti. Tekerlekli sandalyenin boş olduğunu fark ettiğimde sağ elim kalbime gitti. "Ayaz nerede?" Bana arkası dönük olan Kenan abi ve arkadaşları yüzlerini döndüklerinde gün boyu dökülmeyi bekleyen yaşlar yüzüme akın etti. Koltuk değnekleriyle ayakta duran Ayaz Gündoğdu gülümseyerek bana bakıyordu.

 

Ayakta duruyordu. Ayaz. Ayakta duruyordu.

 

Bölüm : 07.01.2025 18:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...