39. Bölüm

Özel bölüm 2

mina duman
birdeliyazariz

Bölüm şarkısı: (aklıma gelmedi bu da sizden artık 🤍)

 

4 yıl sonra 20 Temmuz (önceki özel bölümde günler sonrası yani)

 

Yakamoz'dan

 

Ayaz günlerdir doktora, ultrasona gelmemiz için başımın etini yemişti. Bebeğin resmini duvara asacağını ya da telefon ekranı yapacağını söylediğinde heyecandan sıyırdığına emin olmuştum. "Kaç dakika kaldı muayene sıramıza?" Sorumu duyunca doktorun kapısında ileri geri gitmeyi keserek bana döndü. "Saniyeler var güzelim." Stres yapmıştım. Niye tam saatinde gelmek yerine erken geldiğimizi de anlamıyordum. Saatlerdir hastanede dolaşan karnı burnunda kadınları görmekten duygu durumum alt üst oldu.

 

"Yakamoz hanım alabiliriz sizi." Odadan çıkan kişi benim ismimi seslenip sonra kayboldu. Herkes bir yere girip diğer yerden çıkıyordu burada! "Ayaz," dediğim an elimi tutarak benimle beraber doktorun odasına girdi. "Cinsiyetini şimdi öğrenebilir miyiz?" Daha doktor ağzını açmadan Ayaz soru sormuştu. "Sanmıyorum, bebeğin babasısınız galiba. Buyrun oturun." Kırklı yaşlarında olan kumral saçlı doktor gülümseyerek bize sandalyeleri işaret etti. Saçları başının üstünde sıkı at kuyruğu duruyordu. "Şey, uzanmam gerekiyor mu?" Doktor bilgisayar ekranına baktığından sessizce dikilmek germişti. Saçmalamaya başlamıştım.

 

"Geçin şöyle." Ultrasonun yanında bulunan sedyeye geçtim. "Karnınızı açar mısınız? Jel sürüp ultrasonla bir bakalım." Dediğini yaparak kıyafetimi göğüs kafesimin bitimine kadar çektim. Soğuk jel karnıma değdiği an ürpererek Ayaz'ın elini sıktım. Geldiğimizden beri el ele bi' oraya bi' buraya geziyorduk.

Ultrasonun karnımda gezinmeye başlamasıyla ekranda değişik şekiller belirdi. Bundan nasıl anlıyorlardı durumları? "9 haftalık gebelik süreciniz gayet iyi geçmiş duruyor. Üçüzlerin keyfi yerinde sanırım." Sonda yaptığı şaka komik değildi. Ayaz güldüğünde doktor şakayı devam ettirdi. "Cinsiyetlerini öğrenemiyoruz şu an için. Belki 9 hafta sonra görünürler."

 

"Üçüzler şakası güzelmiş." Benim tepkim ortamdaki gülüşmeleri durdurdu. Doktor ultrason görüntülerinin yansıtıldığı ekranı bana çevirdi. Üç minik şey görünüyordu. Üçü birbirinden bağımsız takılıyorlardı galiba. Hayır yani tek olması gerekmiyor muydu?

"Ayaz çocuk içimde parçalara bölünmüş!" Korkuyla bağırdığımda doktor sakinlikle konuşmaya başladı. "Yakamoz hanım, üçüzleriniz olacak inşallah. Tebrik ederim." Neyi tebrik ediyordu? Rüyamda gördüğüm şeylerin çıkması korkunçtu.

 

"Tamam biz ultrason görüntülerini alarak gidelim. Sonra genel bilgiler için tekrar uğrarız." Ayaz nereye uğruyordu acaya? Yol geçen hanı değildi burası. "Kalkabilirsiniz Yakamoz hanım." Karnımı peçeteyle temizleyerek yerimden doğruldum. "Arabaya gideceğim ben." Ayaz'ın elini bırakarak kapıya doğru ilerledim. "Tamam güzelim geliyorum şimdi." Hastaneden çıkarak önündeki otoparka yürüdüm. Üçüzler diyordu kadın! Üç çocuk. Üç bebek.

 

Arabanın yanında durarak Ayaz'ı beklemeye başladım. O geldiğinde gözlerim dolu doluydu. "Yakamoz," Cümlesini devam edemeden ben ağlamaya başladım.

"Üç tane Ayaz! Bir değil iki değil tam üç tane!" Nasıl bakacaktık o kadar cana? Bizler daha yeni büyümüş kişilerdik.

"Ne güzel işte biri sana biri bana biri de ikimize aynı anda benzer mis."

Gülüyordu utanmadan! Beni hamile bırakırken üç tane olur uyarısı geçmemişti.

"Sen beni delirtmek mi istiyorsun! Millet bir çocukla baş edemiyor, üç tanesiyle nasıl mücadele edeceğiz?"

Ellerini saçlarımda gezdirerek yüzümü incelemeye başladı.

"Tek başımıza değiliz güzel karım. Amcalarına ve halalarına bırakır kaçarız."

Daha doğmadan çocukları bırakmıştı şimdi ağlayacaktım!

"Gidiyorum ben!" Ellerinden kurtularak arkamı döndüm.

"Nereye?"

Bilmiyordum.

"Eve!"

Belimden tutup kendine çevirdi.

"Evin ben değil miyim?" Artık sadece o değildi.

"Evim sizsiniz."

 

Ellerimi boynuna atarak ona sarıldım. Mükemmel baba olacaktı. Hissediyordum. "Ayaz," Sesimi duyunca kıkırdayarak konuştu. "Söyle güzelim." Biz buradan sonra ne yapacaktık Ayaz? Üçüz çocuklarla. "Poyraz, Kumsal ve Lodos geliyor. Rüyamda gördüğüm bebeklerim geliyor onları iyi karşılayamazsam? Ya layık olamazsam?" Korkudan daha fazla ağlamaya başladım. Kabusta mıydım!?

 

"Evde konuşalım mı? Bizimkiler meraktan çatlıyorlardır." Haklıydı. Arabaya geçerek ön yolcu koltuğuna bindim. Kemerimi taktıktan sonra kafamı geriye yaslayarak sessizce yolu izlemiştim. Dakikalar boyunca yol, radyo sesi derken eve varmamız hızlı oldu. "Geldiler!" Öykü'nün bağıran sesi evde yankı yapıyordu. Sina nişanlısının beline elini sararak onu firenledi. "Minik halası dur yerinde." Kutay, Öykü'nün görevini devralarak koşturmaya başladı. Üzerimize doğru gelen Kutay'ı durduran da Sena'nın sesi olmuştu. "Sevgilim. Bırak içeri gelsinler, soluklansınlar." Kutay onu duyduğu an tıpış tıpış çardağa döndü. Abla kardeş ikilinin iplerini ellerine almışlardı. Gülümseyerek bahçeye geçtim. Ayaz'ın arkamdan geldiğini gölgesinden anlıyordum.

 

"Nasıl geçti?" Selim'in meraklı sorusuna sadece gülümsedim. Şu an sinir krizi geçirdiğime emindim. Ayaz benim söylemek isteyip söyleyemediğim gerçeği tane tane açıkladı. "Bize sürpriz oldu abicim. Yengen şokta sakinleşsin diye tek tek sayıyorum. Bebek bekliyorduk, sonra sayısı çoğaldı. Üçüz bekliyoruz." Tek nefeste kurduğu cümleler ortamda sessizliğe yol açtı. İlk atlatan Kenan abi "Tebrikler." diyerek işlerin içinden sıyrıldı. Atlas, Selim, Kutay, Sina, Sena en son olarak Seha ve Öykü'de tebrik etti.

 

Yüzlerinde mimik oynamıyordu. Kutay'ın parmak hesabı yaptığını görmüştüm. "Sayma sayma denedim işleri kötüleştiriyor. İçimdem üç can çıkaracaklar mantığı berbat hale getiriyor." Anlayarak kafa salladı.

Ayaz yorgun yüz ifademi fark ederek benim dibimde bitti. "Güzelim eve geçelim istersen?" Başımı olur anlamında salladım.

 

"Akşam yemeğe geliriz, anneme söyleriz." Keşke babaannem veya dedeme söyleyebilseydim. 'Üç bebeğim olacak babaannem.' diyebilseydim. Aramızdan ayrıldıkları günden sonra Gündoğdu ailesi dışında kimselerim kalmamıştı. Tek sığınağım Ayaz'dı. Artık üçüzlerimizi de minik sığınaklarım ilan ediyordum.

 

"Tamam abi siz dinlenin yenge hanım Yakamoz ile biz buralardayız zaten." Sevgilisinin yanağından öperek güldü. Sena kahkahalara boğulmuştu. "Şapşal!" Tatlı atışmaları başladığı sırada biz yan eve geçiyorduk. Anahtarla kapıyı açarak önden Ayaz geçti. Ardından ben ilerledim. Salonda ki üçlü koltuğa yan yana oturduk. Cebinden ultrason görüntüsünü çıkardı. "Onlar bizi sevecekler. Biz onları en iyi şekilde büyüteceğiz Yakamoz. Hem yanında Ayaz Gündoğdu varken aksi mümkün mü sandın?" Sanmamıştım. Ona güvenim sonsuzdu.

 

 

(Olaysız dağılıyoruz kdmzkkdkzmd yeni özel bölüm ne zaman olur bilmiyorummm ama özel bölümde olmayacak yazmak istediğim minik bir sahne var buraya şimdi yazayım🤍)

 

Yakamoz'un hamileliğinin 5. ayından

 

"Ayaz! Benim canım çikolatalı kaburga çekti! Ağlayacağım karnımdaki çocuklar midesiz galiba!" Evin içinde yankılanan sesimi duyunca Ayaz odadan çıkarak yanıma geldi. "Güzelim onu nerede bulacağımı vallahi bilmiyorum. Daha olanaklı şeyler çekse canın?"

Başımı salladım. "Hm, bak aklıma yeni yemekler soktun ya! Şimdide hamsi turşusu istiyorum. Öyle bir şey var mı bilmiyorum bile!" İkimizde aşermemden illallah etmiştik.

 

Bölüm : 06.02.2025 00:20 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...