38. Bölüm

Özel Bölüm

mina duman
birdeliyazariz

Bölüm şarkısı: Aşk İzi -

 

4 Yıl Sonra

12 Temmuz

 

Yakamoz'dan

 

"Ayaz! Deniz kıyısına inelim lütfen!" Ayaz, koridora çıkarak görüş açıma girdi. "Bağırma güzelim ineriz şimdi. Ne acelen var sabahtan beri?" Ona hala tahlil sonuçlarında çıkanı söylememiştim. "Hiç. Sadece deniz çarşaf gibi kaçırmak istemiyorum."

 

Omuz silkti. "Öyle olsun madem karım istiyor ineriz denize." Ben sevinçle ellerimi çarparken, o benim bu hallerime gülümsedi. Kapıdan çıkarak peşimden gelmesini bekledim. Adım seslerini duyduğumda sahile koşmaya başlamıştım. "Yakamoz, yorma beni güzelim, koşma iki dakika." Hala kendinin yorulduğuna inanıyordu. Psikolojik olarak süreci atlatamamıştı. 3 yıldır koltuk değneği olmadan yürüyebiliyordu.

 

"Takıl peşime sızlanma." Onunla daha önce binlerce kez gittiğimiz sahil kıyısına ilerliyordum. Özel yerimize. "Acele etme bari." Benim 2 adımım onun tek adımına eşitti. Acele etmekte sorun görmüyordum. Genelde oturduğumuz kayalara yerleştiğim saniyelerde Ayaz'ın yanıma gelmesi bir olmuştu.

 

Kıyafetini çıkaracağı esnada onu durdurdum. "Yüzmeyecek miyiz?" Kafamı iki yana salladım. "Yok ben sana bir şey anlatacağım," dedim. Kaşları çatıldı. "Kan sonuçların kötü mü çıktı? Diğer testlerde sorun mu varmış? Röntgende kırık çıkık mı göründü?" Her şeyin kontrolünü yaptırdığından ardı ardına sıralıyordu.

 

"Hayatım iyiyim. Sakin olur musun?" Daha da panikledi. "Kesin alzheimer oldun. Beni unutacaksın? Daha da kötü unuttun bile değil mi!" Şapşal telaşına gülümsedim. "Umarım aklı sana benzemez." Kısık sesle mırıldandığım cümleyi kalabalık ortamda olmadığımızdan duymuştu.

 

"Kim benzemiyor bana? Ben tekim yavrum bilmiyor musun?" Ayaz yeni bi' soru sorarsa kendimi denize atacaktım.

Yıllar içinde kişiliği ortaya çıktıkça çenesi açılmıştı. Bazen yanaklarını ısırarak sevmek istiyordum. "Artık tek değilsin. Tek değiliz yani." Sol elini tutarak karnıma koydum. "Sanırım Poyraz ya da Lodos veya Kumsal gelmeye karar vermiş." 4 yıl önce rüyamda gördüğüm çocuklarımızın isimleri.

 

Gözleri karnıma ardından yüzüme, sonra tekrar karnıma düştü. "Şimdi sen ne yani?" Türkçeyi unutmuştu. "Hamilesin? Bebeklisinden? Bizim bebeğimiz olacak?" Günlük soru sabrımı sınıyordu. "Evet aşkım, evet kocacım hamileyim." Elini hissetmek istercesine karnımda sabitledi. 2 aylık bebeğin minicik olduğunu bilsede de karnıma garip garip bakıyordu. "Ne zaman? Nasıl?"

 

"2 ay önce gittiğimiz otel var. Ondan sonra evde yaptıklarımız var açık açık hatırlatmamı ister misin?" Ellerimi boynuna sardım. Onun bir eli belimde, diğer eli karnımda duruyordu. Şaşkınlığı atlatamamıştı. "Yani 2 aydır bizimle mi? Bebeğimiz bizleri 2 aydır duyuyor. Kutay'a hatta Selim'e 2 ay maruz kaldı? Çocuğumuz için acilen terapist bulmalıyız." Daha doğmamıştı!

 

"Haberi bizimkilere nasıl vereceğiz?" Günlerdir kafamda tepkilerini canlandırıyordum. Hepsinden gelecek tepki beni meraklandırıyordu. "Karnın belirginleşince öğrenirler boş ver." Ney? Öz kardeşlerini saniyeler içinde umursamazdan gelmişti. "Ayaz saçmalama öğrenmeyi hak ediyorlar." İki elini de belime sararak beni kendine çekti. "Hmm, bakarız." Öpmeye kalktığında geri çekildim. "Çocuğumuz şahit olmamalı terapisti önermiyor." Ona onun şeklinde cevap veriyordum.

 

"Güzelim üzerinden saat geçmeden bana lafımı sattın. Aşkım depreşti." Göz kırparak telefonunu çıkardı. "N'apıyorsun?" Telefonun ekranını bana gösterdi. Üvey kardeş yazan numaraya girmişti. Kutay'ı arayacaktı. "Arayarak haber veremeyiz! Eve uğrayalım lütfen."

Son kelimeden sonra telefonu cebine attı. "Düşün önüme." Hızlı alışmıştı duruma. "Sence cinsiyeti ne olacak?" Omuz silkti. "Bilmem. Kız olursa bana erkek olursa sana benzesin ailede kopyalarımızı istiyorum." Erkek versiyonuma tahammül edebilir miydi acaba? Ya da onun kız versiyonu nasıl olurdu?

 

Dediğini yaparak önünde yürümeye başladım. Arkamdan sarılıp aniden kucağına aldığında çığlık attım

"Ayaz! İndir beni!" İtirazımı duymazdan geldi. "Çocuğumu taşıyorum sen üzerine alınma güzelim rahatına bak." Rahat dediği yerin rahat olmaması dışında sorun yoktu. Kucakta taşınmayla sorunum vardı. Rahat değildi işte!

 

"Allah'ım sen aklıma sahip çık iki şeye aynı anda sahip çıkmak çok zormuş." Kendi kendime yakarışlarıma aldırmadan gülerek eve doğru yürüyordu. Arada karnıma, yüzüme bakıyor gerçekliği sorguluyor "Ayaz, kapının önüne geldik hayatım beni indirir misin?" Sözlerimi dinlemedi. "Kutay! Selim! Öykü! Kenan abi! Anne! Atlas!" Bağırışı yan evde bizimle yaşayan Şanslı'nın yüksek sesle havlamasına sebep oldu.

 

"Bağırma abi geldik! Aaa yenge hanım Yakamoz neden kucağında?" Kutay'ın şaşkın sesine Selim eşlik etti. "Ayağını mı burktu acaba?" Gün içinde kaç soru duymak normaldi? Ben saatlerdir soru kalıpları duyuyordum galiba.

"Haberi verip gideceğiz susun artık. Yakamoz söyle yoksa gruptan mesaj olarak geçerim hepsine." Adam heyecandan kafayı yemişti.

 

"Çardak tarafına bırakır mısın beni. Orada otursunlar açıklayacağım." Ben cümlemi yeni bitirmişken Kutay bağırdı. "Yenge hanım Yakamoz hamileyim açıklaması yapacaksan üşeniyorum gelmeye yeğenimi doğunca tebrik ederim." Nereden anlamıştı? Ayrıca acayip rahat tavrının sebebi neydi ki? Normalde bağırıp çağırırlar sanıyordum. İlginç. "Kutay biliyor muydun?" Benim soruma ailecek kafa salladılar. Hepsi mi anlamıştı!

 

"Nereden anladınız ben daha yeni öğrendim hamile olduğumu." Öykü yanımıza gelerek beni Ayaz'dan kurtardı. "Abicim bırak kızı yere." Ayaz beni yavaşça bıraktığında Öykü'ye odaklandım. "Sen normalde düşerken kafa üstü yapışıyordun, yakın zamanda azalma oldu düşme durumunda. Hamilelik durumunda ya da adet gecikmesinde -ki bu hamilelik psikolojisi oluyor vücudunda- koruma geliştirilir. Düşmen azaldı, çarpacak olduğunda refleksle elin karnına gidiyordu. Hepimiz anladık abim hariç. Ona söylemesinler diye canım çıktı. Senden önce Kutay yetiştirecekti." Bana hala mantıklı gelmiyordu. 2 ayda fark etmişlerdi. Gülümseyerek Öykü'ye sarıldım. "Teşekkür ederim Kutay faciasından kurtarmışsın." Geri çekildiğim an heyecanla elini karnıma götürdü. "Şükür yeğenimle tanışacağım günlerdir senin anlamanı bekliyorum!"

 

"Selam yeğen. Ben Öykü halan. En favori halan olacağım tabii ki." Tek halası olacaktı. Ses etmedim. Sırayla hepsi gelerek karnıma konuştular.

"Kutay amcan ben velet doğduğun an Kutay demezsen seni çöp kutusunun yanında resim çeker gelecekte travma yaratırım." Kutay'ın ensesine yediği tokat sonrası sözleri değişti. Anında Ayaz şoku yaşamıştı adam. "Doğduğunda bana gülmezsen bozmuşuruz yani öyle."

 

Sıra Selim'e geldiğinde çökerek karnımın hizasına geldi. "Selam ufaklık, doğduğun an babandan daha yakışıklı bulduğun için beni ilk aşkın ilan edebilirsin. Senin prenses olacağına inancım tam." Selim kalktığında yerini Atlas aldı.

"Ben ailede görünmez çocuk havasında takılıyorum. Gelip beni görebilir misin çocuk?" Sözleri içimi yakmıştı. Herkes kendi halinde mutlu sanıyordum fakat Atlas en yalnızlarıydı. Kenan abinin anıları vardı. Selim'in sevdalı olduğu. Kutay'ın sevgilisi. Öykü'nün nişanlısı. Ayaz'ın eşi ve artık çocuğu.

 

Öykü 1 yıl önce Sina'ya yüzük takmıştı. Tersten yapıyorlardı her şeyi. İlk açılan da Öykü olmuştu. Kutay, aile oluyoruz zaten ayağına Sina'nın ablası Sena'nın kalbine girmişti. Atlas gidince yerini Kenan abi doldurdu. "Umarım sağlıkla gelirsin aileye." Kaybettiği çocuğundan dolayı böyle dediğini biliyordum.

 

En son Ayaz yanıma geldi. Ellerini bel boşluğuma sabitledi. Yüzünü karnıma yaklaştırdı. "Babacım," dedi. Sesi titriyordu. Az önce izledikleri miydi duygulandıran bilmiyorum ama ağlayacak durumdaydı. "seni ne kadar bekledik bilemezsin. Anneni rüyalarında korkutsan da seni seviyorum Poyraz'ım." Emin ses tonu kalbime ulaştı. Oğlumuz olacağından emindi.

 

(Biz ne olacağını zaten biliyoruz 🥹 2. Özel bölümde aileye üçüzler şoku dmzkdmzmmdmx görüşürüz 🤍🤍🤍)

 

Bölüm : 31.01.2025 01:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...