
Müphem
Ev nedir sizce?
Her dört duvar ev midir?
Birinin kalbi ev olamaz mı? Ev küçük dört odacıktan oluşamaz mı?
Eğer biri beni ev olarak görüyorsa ona üzülürdüm. Benim kalbim harabe...
Harabe bir evi kim yuvası olarak görür?
Zemheri...
Dünden beri son mesajına bakmamıştım. Ne diyebilirdim ki? Bu işlerde çok da iyi biri değildim açıkçası. O sırada yanıma çocukluktan beri can yoldaşım olan Arda geldi.
"Olum içme la şu zıkkımı, valla kızın karşısına çıkamadan gidecen." Ankara şivesini ortaya koymuştu yine. Ne güzel de moral veriyordu bana.
"Eee sarhoş olup unuttun mu bari? " Diye devam etti Emre...
"Çok içmek değil de çok sevmek sarhoş yapıyor adamı... " Diye cevapladım onları...
"Oooo Ege'den özlü sözler yine desenize... " Dedi o anda ortama dahil olan Kenan.
Onlar hep birlikte hunharca gülerken bu mallar ne yapıyor diye izliyordum...
Zemheri'ye ihtiyacım vardı. En iyi seçenek ona yazmaktı.
Ve sonra aklıma bir şey geldi. Daha önce denemediğim.
Evet onu arayacaktım.
Whatsapp'a girdim. Ara kısmına tıkladım. Bastığım an pişman olmuştum.
Ama çok geçti...
Derken telefon açıldı. Ve burnunu çeken bir kız sesi duydum.
"Alo müphem?"
Benim zemherim neden ağlıyordu.
Bir süre sustum.
"Konuşmayacaksın değil mi? "
"Konuşma... "
Duraksadı derin bir nefes aldı ve devam etti...
"Bir şey anlatabilir miyim" Dedi müptelası olduğum sesiyle.
"Kimsin, nesin, inan bana şuan umrumda değil. Ama yanıma gelsen. Çok kötü bir durumdayım. Lütfen gel. Büyük arsanın oradaki parktayım. Lütfen gel... "
Dıt... Dıt... Dıt...
O an karar vermiştim. Gidecektim. Anında oturduğum yerden kalktım. Bizimkilere görüşürüz bile demeden ayakkabılığın oradaki deri montumu alıp bir elimde sıkmaktan neredeyse kıracağım telefon diğer elimde ise bitmek üzere olan bir sigara ile merdivenlerden hızla aşağı indim. Koşar adımlarla oraya giderken ne olduğunu bilmiyordum. Ne yaptığımı da bilmiyordum ama gidiyordum...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |