
Baran’ın kalp ritmi yavaş yavaş normale dönmeye başlamıştı. Yoğun bakımın soğuk ve steril havasında, Azad nefesini tutmuş, her titreyen el hareketini, her nefes alışını dikkatle izliyordu. Baran artık kritik ama hayatta kalmıştı. Azad’ın yüreği bir nebze olsun rahatlamıştı; şimdi gözleri önündeki asıl mücadeleye çevrilmişti: Rojin’i Halil Arnaz’ın elinden almak.
Hızlıca odadan çıktı, elinde sadece tabancası vardı. Baran’ı güvende bıraktığına emin olduktan sonra, kalbindeki öfkeyi dizginleyerek plan yapmaya başladı. Telefonunu açtı, konumu tekrar kontrol etti: Rojin, Halil Arnaz’ın adamlarıyla bir dağ yamacındaki malikanede tutuluyordu.
Arabasına atladığında, motorun sesi gece sessizliğini deliyordu. Her kavşakta, her virajda Rojin’in güvenliğini hayal ediyor, her engeli aşacağını kendi kendine tekrarlıyordu. İçindeki öfke ve kararlılık, arabayı hızla ilerleten motor gücü kadar güçlüydü.
Malikaneye vardığında, Halil’in adamlarının sayısı Azad’ı yıldırmadı. Sessiz adımlarla, gölgeleri kullanarak, gizlice içeri sızdı. Her köşe, her pencere, her ışık patlaması onun için birer tuzak gibiydi, ama Azad’ın tek hedefi vardı: Rojin’i sağ salim kurtarmak.
Bir pencereden içeri bakarken, Rojin’i bir odanın ortasında bağlı ve gözleri korkuyla dolu gördü. Kalbindeki aşkın ve öfkenin birleşimiyle derin bir nefes aldı, tabancasını sıktı ve kapıyı kırıp içeri daldı. Halil Arnaz’ın adamları aniden karşısında belirdi, ama Azad yılmadı. Her silah sesinde, her yumruk darbesinde Rojin’in hayatta kalmasını düşündü.
Rojin, Azad’ı görünce gözyaşlarını tutamadı. “Azad! Beni burdan çıkarmalısın!”
“Hiç merak etme Delalem, yanındayım artık. Artık kimse sana dokunamaz,” dedi Azad, gözlerindeki kararlılıkla.
Azad ve Rojin, Halil’in adamlarını atlatarak odadan çıktılar. Malikaneden uzaklaşırken, arabaya doğru koşarken, kalbindeki tek düşünce vardı: Baran’ın yanında Rojin’i sağ salim korumak ve Halil Arnaz’ın tüm oyunlarını boşa çıkarmak.
O gece, hem Baran’ın hayatta kalışı hem de Rojin’in kurtarılışı, Azad’ın kararlılığı ve cesaretiyle mümkün olmuştu. Ama savaş daha bitmemişti; Halil Arnaz, intikam peşindeydi ve Azad bunun farkındaydı.
Azad, Rojin’i arabaya bindirirken kalbindeki öfkeyi dizginleyemiyordu. Her an Halil Arnaz’ın bir oyun hazırlayabileceğini biliyordu. Motorun çalışmasıyla birlikte gece sessizliğini delip, karanlık yollara daldılar.
Rojin, Azad’ın koluna sıkıca sarılmıştı. “Azad… korkuyorum,” dedi titrek bir sesle.
“Merak etme Delalem, sana bir şey olmayacak. Söz veriyorum,” diye fısıldadı Azad, gözlerini yoldan ayırmadan.
Uzakta bir farın ışığı parladı; Halil Arnaz’ın adamları, peşlerinden geliyordu. Azad hemen arabayı hızlandırdı, keskin virajlardan geçerken aracın lastiklerinin zemine sürtünme sesi gecede yankılandı.
“Onlar peşimizde!” diye bağırdı Rojin, korku ve adrenalinin birleşimiyle nefes nefese.
“Biliyorum! Ama sakin ol, doğru yolu bulacağım,” dedi Azad, zihninde bir plan kurarak.
Dar bir patikaya saptığında, aracın altından geçebilecek şekilde eski bir köprü gördü. Halil’in adamları daha geniş yolları kullanmak zorundaydı. Azad’ın yüzünde küçük bir zafer ifadesi belirdi. “Buradan geçeceğiz, ama dikkatli olmalıyız!”
Arabayı köprüye doğru sürerken, Halil Arnaz radyo ile emir veriyordu: “Durmayın! Onlar kaçamayacak! Arabayı sıkıştırın!”
Köprüye geldiklerinde, Azad fren yapmadan direksiyonu sertçe kırdı. Arabayı neredeyse yan yatırarak köprüyü geçti. Arkalarındaki araçlar köprüye girerken durmak zorunda kaldı.
“Gördün mü Delalem? Bir adım öndeyiz!” diye nefes nefese bağırdı Azad. Rojin ise gözyaşlarını tutamıyor, korku ve rahatlamanın karmaşık duygularını yaşıyordu.
Ama Halil Arnaz pes etmeyecek kadar sinsi bir düşmandı. Azad, arabayı terk edilmiş bir fabrikanın yanındaki orman yoluna saptırarak onu kandırmayı planladı. Ağaçlar ve dar patikalar Halil’in adamlarını yavaşlatıyordu.
Azad ve Rojin, gece karanlığında hızla ilerlerken, bir yandan nefes nefese kalıyor, bir yandan da birbirlerine sarılıyordu. Azad’ın tek düşüncesi, Rojin’i güvenli bir yere götürmek ve Halil Arnaz’ın elinden kurtarmaktı. Bu kovalamaca, sadece bir kaçış değil, aynı zamanda bir hayatta kalma mücadelesiydi.
Gece boyunca süren bu kovalamacada, Azad ve Rojin için tehlike henüz bitmemişti; Halil Arnaz, onları pes ettirmeden takip etmeye kararlıydı. Ama Azad, her zamanki kararlılığıyla bu geceyi de kazanacak, Rojin’i ve kardeşini koruyacak tek kişiydi.
---
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |