9. Bölüm

9. Bölüm

Birokuryazar
birokuryazar

 

 

 

---

 

Gözlerimi açtığımda, Baran hâlâ bilinç kaybı yaşamıştı ama nefes alıyor, kalp atışları zayıf da olsa hissediliyordu. Kan ter içinde akıyor, alnında ter damlaları birikmişti. Onu görünce içimde hem korku hem de rahatlama bir arada çarpıyordu.

 

“Baran… Kardeşim… Sakin ol, buradasın… Ben buradayım.”

 

Onu nazikçe, ama hızla kucaklayıp güvenli bir pozisyona çekmeye çalıştım. Annem Bejna gözyaşları içinde bize bakıyordu. “Kurê min… Allah’ım seni korusun…” dedi, sesi titriyordu.

 

Baran, nefes nefese, zorla ama hâlâ azıcık konuşacak kadar güç buldu kendinde:

“Abi… bana söz ver … karım ve kızım sana emanet…”

 

“Baran, sustuğun için değil, seni kurtaracağım. Kanın yerde kalmayacak. Söz veriyorum,” dedim ve içimdeki öfkeyi bir kenara bırakarak onu güvenli bir yere yatırdım.

 

Arkamda Halil ve adamları hâlâ uzakta, ama gözleri hâlâ üzerimizdeydi. Şimdi tek düşüncem Baran’ı hayatta tutmak, Rojin’i korumak ve Halil’in planını bozmak oldu.

 

 

---

Ambulansın sireni kulaklarımı delip geçerken, içimde tarifsiz bir panik ve korku vardı. Baran, kanlar içinde, yaralı bir şekilde sedyede uzanıyordu. Ellerim titriyordu; her bir nabız atışı, her bir hırıltı kalbimi sıkıştırıyordu. Ambulansın kapısı açıldığında, onu hızla hastane acil servisine taşıdılar.

 

“Doktor! Hemen ameliyata alın!” diye bağırırken, yanımdaki hemşire ve doktorlar hızla Baran’ı alıp götürdü. İçimden bir şey kopmuştu. Kardeşim, hayatıyla boğuşuyordu ve ben yapacak hiçbir şey bulamıyordum.

 

Odada yalnız kalınca, ellerim hâlâ titriyordu. Baran’ın son sözleri, kulaklarımda yankılanıyordu: “Abi, Rozelin ve kızım sana emanet…”

 

Kalbim acı ve korkuyla dolarken, doktorlardan ilk haber geldi:

“Durumu ciddi. Kan kaybı fazla, yoğun bakımda olacak. Ama şansımız var. Eğer sakin kalabilirseniz, onun hayatta kalma ihtimali yüksek.”

 

Sakin kalmak… Nasıl sakin olabilirdim ki? Her an, her nefes, Baran’ın hayatının ipini tutuyordu. Gözlerimi kapattım, dualar ettim, nefesimi tuttuğum her saniye onun nefes almasını diledim.

 

Kapının açılmasıyla doktor geldi, yüzünde ciddi ama umutlu bir ifade vardı.

“Azad Bey, yoğun bakımdayız. Durumu stabil ama hâlâ kritik. Onu bırakmayın, kardeşiniz sizi hissetmeli.”

 

O an karar verdim: Baran’ın başında olacağım. Elini tuttuğumda, titreyen parmaklarını hissedebiliyordum.

“Baran… Kardeşim, beni duyuyor musun? Sıkıca tut ellerimi… Sadece hayatta kal, tamam mı?”

 

Yüzü soluk ve terliydi ama göz kapakları hafifçe seğirdi; bir tepkiydi bu, hayatta olduğunu gösteren küçük bir işaret. Kalbim umutla dolarken, gözlerim yaşla karıştı; hem korku hem sevgi hem de suçluluk duygusu aynı anda akıyordu.

 

Yoğun bakımın sessizliğinde, ellerim hâlâ Baran’ın ellerindeydi. Her nefes alışında, onun için savaşmaya devam edeceğime söz verdim. O, benim kardeşim, canımın bir parçasıydı… Ve ben asla onu kaybetmeyecektim.

 

 

 

Bölüm : 03.09.2025 13:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...