9. Bölüm

Deva'nin gerçek ailesi kim

Hayatın akışında kendini bulmak
birufakyolculuk

 

Herkes dönmüş onlara bakarken Baturalp gelip Çiçek’in babasının karşısına dikildi. 1.95 boyundaki adam, onu ve timdekileri karşısında görünce bir anda geri çekildi.

“Bana bak lan! Sen nasıl babasın? Şimdi beni iyi dinle. Senin başına öyle bir bela olurum ki aklın şaşar!

Al şu yanındaki adamı da, diğerlerini de çekip gidin. Bundan sonra,” dedi Çiçek’i göstererek,

“bu kız Ahmet’e emanet.Eğer baba olarak gelip görevini yaparsan, ne âlâ.

Şimdi al Ahmet, kızı gidelim. Eğer yanlış bir şey yapmaya kalkarsanız, size şerefim üzerine yemin ederim ki bu çocuklara sizin yüzünüzden bir zarar gelirse, başınıza bela öyle bir bela olurum ki olurum.

Benimle düşman olmak istemezsiniz.”

Kimse tek kelime etmeden çıkmıştık salondan. Arkalarından bakmışlardı ama hiçbiri bir şey diyememişti.

Dışarı çıktığımızda hepsi gülmeye başladı.

“Helal be komutanım, adam korkudan dilini yuttu. O nasıl konuşmaydı öyle!” dedi Can.

Ahmet’in yüzünde güller açıyordu. Elinden tuttuğu sevdiğine kavuşmuştu.

“Komutanım, çok teşekkür ederim. Beni yalnız bırakmayıp geldiğiniz için… Sayenizde kavuştuk,” dedi Ahmet.

“Lan nankör, Deva komutanım senin için onca şey yaptı. Hepsi onun sayesinde.

Tabi Baturalp komutanımın da sayesinde ama sizin aşkınızın kavuşmanızın asıl mimarı Deva komutanım,” dedi Nazlı.

Ben sadece arabaya yaslanmış, onları izliyordum.

“Komutanım, burada olduğunuzu nasıl anladınız? Kimseye bir şey söylemedim,” dedim.

“Sen söylemedin ama bu boşboğaz Ahmet, siz çıkmadan Can’la kapıda karşılaşıp anlatmış her şeyi. Biz de başınız belaya girer diye çıkıp geldik.

Daha doğrusu ben tek gelecektim, bunlar peşime takıldı,” dedi Baturalp.

Ahmet’e öyle bir baktım ki hemen duruşu dikleşti, ciddi bir hâl aldı.

“Ben sana demedim mi, kimse bilmeyecek diye?”

“Ama komutanım, ben Can’a kimseye bir şey söyleme demiştim,” dedi Ahmet.

“Lan oğlum, biz kimsemiyiz? Tabii ki söyleyecektim, başınız belaya girebilirdi. Biz kardeşiz. Bir kişi hariç,” dedi Nazlı’ya bakarken.

Hepimiz kahkaha atmıştık. Nazlı’ya hâlâ söylemediği belliydi, sevdiğini.

“Deva, seninle bir şey konuşmak istiyorum özel olarak. Biraz konuşabilir miyiz?” dedi Baturalp.

“Tamam komutanım, konuşalım. Arkadaşlar ne zamandır yemek yememiştir. Hem kahvaltı yapalım hem de konuşalım,”

Baturalp başıyla onaylayıp geldiğimiz arabalara binip yola koyulduk. Yarım saat sonra deniz kıyısında güzel bir yere gelip kahvaltımızı yapmıştık.

“Deva, artık konuşalım mı? Bu konu çok önemli. Buraya aslında biraz da bunun için geldim,”

“Tamam, konuşalım komutanım. Buyurun, gidelim,”

“Benim arabaya uğramam lazım. Sana vermem gereken bir emanet var, hemen geliyorum. Sen geç sahile,”

Sahile çıkıp kumların üzerine oturdum. Topuz yaptığım saçlarımı açtığımda, uçları kumlara değdi. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

Bu sahile ilk gelişim değildi. Ben burada doğup büyümüştüm. Kimseye söylemesem de geçmişimdi burası.

Babam annemi dövdüğünde kaçıp bu sahile gelir, saatlerce ağlardım.

Benim yüzümden kaç kere dayak yemiş, kaç kez önüme siper etmişti kendini canım annem…

Tam sekiz yıl oldu, iki gün önce annemi kaybedeli.

Askeri okulu kazandığımda babam istememişti. Annem de gizlice dedemden kalan arsayı satıp beni okula göndermişti.

Babam anneme bu yüzden çok öfkelenmişti.

Annem bana okula giderken, “Buraya asla dönme Deva. Eğer buraya dönersen, okulunu bitirmeden sana hakkımı helal etmem,” demişti.

O da biliyordu; okumadan gelirsem babam bana da aynısını yapardı. Eğer okulumu bitirip asker olursam, asla bana dokunamazdı.

Daha yeni okula başlamıştım ki komşumuz Canan teyze arayıp, annemin merdivenden düşüp hastanede olduğunu, durumunun ağır olduğunu söyledi.

Apar topar izin alıp geldiğimde, annemin son anlarına yetişmiştim.

“Burası çok güzel değil mi, Deva?” dedi yanıma yavaşça oturan Baturalp. Düşüncelerim bir anda kayboldu.

“Evet komutanım, gerçekten güzeldir buralar. Ben burada doğup büyüdüm.”

Elimle karşıdaki kayalıkları işaret ettim. “Ben buraya sayısını bilmediğim kadar çok geldim. Saatlerce otururdum burada,”

Baturalp’in gözleri saçlarımda gezinirken hemen saçlarımı elimdeki toka ile tekrar topuz yaptım.

Baturalp, rahatsız olduğumu düşünerek elindeki küçük kutuyu uzattı.

“Deva, bu kutu kargo ile sana geldi. Fırsat olmadı sana vermeye. Canan diye birisi göndermiş,”

Kutuyu açtığımda, eski komşumuz, annemin ‘ahiretliğim’ dediği Canan teyzeden olduğunu anlamam zor olmadı.

Kutunun içinde birkaç kâğıt ve üzerinde ‘Deva Candan’ yazan bir kolye vardı.

Hemen üzerindeki notu açtım. Baturalp gözlerini denize çevirmiş, denizi izliyordu. Sanırım beni rahatsız etmek istememişti.

Kâğıdı açıp okumaya başladım:

" Benim canımdan öte kızım…Bunu sana son nefesimde Canan teyzene yazdırıyorum.

Biliyorum ki bu söylediklerimden sonra beni asla affetmeyeceksin.

Bundan yıllar önce birini sevmiştim ...hem de çok sevmiştim. Adı Kahraman’dı.

Benim onu sevdiğimi bilmiyordu. Ailelerimiz birbirini tanıdığı için susmuştum.

Sonunda da söylemeye karar verdim.

Ben sevdiğimi söyledikten sonra, “Olmaz, sen benim kardeşimsin. Biz beraber büyüdük,” dedi.

Sonra, bir hafta sonra beni ailesi istedi. Dünyalar benim olmuştu, o da beni seviyor sanmıştım.

Ama o gün elinden tutup “Bu benim karım,” dediği kişi, benim en yakın arkadaşım Hasret’ti.

Dünyam başıma yıkılmıştı. Defalarca ölmek istedim, kurtardılar.

Babam bu olaydan sonra beni apar topar latif'e verdi. “Bir ailesi olursa unutur,” diye.

Ama ben unutmadım kızım; ne bana yapılan ihaneti, ne de o evlilik gününü…

Aylarca hastanede tedavi gördüm. İki sevdiğim insandan ihanet görmüştüm.

Sonra bir gün duydum ki bir kızları olmuş.

Kahraman ile Hasret’in...

Bana yaşattıklarını onların yaşamasını istedim.

Kızlarının doğum günümde, “Asla yapmam,” dediğim bir şeyi yaptım.

Annesinin kucağında uyuyan bebeği kaçırdım.

O bebek sensin Deva…

Sen benim değil, Kahraman ile Hasret’in kızısın.

Baban latif sürekli beni bu yüzden tehdit ettiği için senden uzak kalmak zorunda kaldım.

Ama ben seni çok sevdim Deva. Sen benim hayat kaynağım, yaşama sebebim oldun.

Beni affet yavrum… Sana yaşattıklarım için affet.

Ölürken bile son nefesimde seni sevdiğimi bil.

Sana adreslerini yazacak Canan teyzen. Git, bul onları.

Beni bu hâle getiren de Latif ....Senin yanına gelmek istedim ama bırakmadı.

Beni, “Ancak ölün gider buradan,” diyerek merdivenlerden itti.

Lütfen beni affet, canım kızım...

Seni her şeyden çok seven annen.

 

 

Bölüm : 02.01.2025 15:08 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...