
Oy ve yorum yapmayı unutmayın.
_____________________________
Kıdemli yüzbaşına dönüp tekmil verdim.
" Yüzbaşı Asena yıldırım / İstanbul emret komutanım."
" Rahat asker. Tanışalım. Turan timine hoşgeldin Asena."
" Hoşbuldum komutanım."
1 saat sonra
Timle biraz daha kaynaşmıştık. Şimdi kahvaltıya gidiyorduk malum albay saat 6 da çağırmıştı. Yemekleri alıp aynı masaya oturduk. Timin zevzeği olan yiğit konuştu.
" Komutanım sizin aileniz nasıllar?" sorusuyla bir an duraksadım. Bu yüzbaşının gözünden kaçmamıştı.
" Benim aile olayları karışık ya net bişey diyemem."
" Anlamadım komutanım." sohpetimiz hepsinin dikkatini çekmişti.
" Valla şöyle ki ben karışmışım bunu da dün öğrendim."
" Yine anlamadım komutanım." hepsi ne diyon sen gibi bakıyodular. Haklılardı.
" Ben şimdiye kadar hayatımı geçirdiğim ailenin öz evladı değilmişim hastanede bizi yanlış aileye vermişler." Yiğit bakakalmıştı.
" Oha!" dedi. Diğerlerine baktığımda hepsinin yüz ifadesi aynıydı, şaşırmışlardı. Telefonum çaldı baktığımda numara arıyordu. Öz anne hanımdı büyük ihtimalle.
"Alo kızım ben Sema öz annen."
" Efendim Sema hanım." Tim merakla bana bakıyordu.
" Kızım akşam müsaitsen yemek yemeğe gelsen saat 7 gibi." saatime baktım daha akşama çok vardı.
" Müsaitim Sema hanım gelirim."
" Peki sevdiğin bir yemek veya sevmediğin bir yemek var mı?" gelicem dedikten sonra sesi heyecanlı çıkmıştı.
" Yemek seçmem Sema hanım."
" Tamam kızım görüşürüz."
" Görüşürüz Sema hanım." oldukça mesafeliydim ama mesafe her zaman iyiydi.
Yiğit atladı tabiki " kimmiş komutanım?" O sırada Gökhan Yiğit'in ensesine sert indirmişti. Bu ikili timin zevzekleriydi.
" Sanane lan." dedi Gökhan , diğerleri bu ikilinin haline alışmış olacaklar ki gram umursamayıp yemekleriyle ilgileniyordular.
" Öz annemdi Yiğit." dedim sakince .
" Sizde hep şiddet hep şiddet. Asena komutanım nası sakince söyledi bak." kafamı yemeğime geri gömdüm. Diğerleride susup aynı şeyi yaptı. Açıcası yüzbaşı sinirimi bozsa da onlara ısınmıştım ama timimin yerini tutmuyordu.
Timimin öldüğünden bahsedemezdim çünkü o dağlarda intikam alan gölgenin timinin şehit olduktan sonra dağdan inmeyip gölge olduğunu biliyordular ve eğer bende o tarihlere yakın olarak timimin şehit olduğunu söylersem bir şeyleri çakarlardı. Kimliğimi gerekmedikçe kimse bilmemeliydi.
Saat akşam 6:30
Dosya işlerini halletmiştim. Tim içtimayı 5 te yapıyormuş o yüzden içtima yapamamıştım onlarla. Şimdide yüzbaşıdan izin alıcam. Eve geçip hazırlandıktan sonra akşam yemeğine gidicektim.
Yüzbaşıdan izin alıp çıkmam gerekiyordu. Yüzbaşının odasına geldiğimde kapıyı tıklatıp girdim.
" Yüzbaşı Asena Yıldırım/ İstanbul "
" Gel Asena"
" Komutanım çıkıyorum ben herhangi birşey var mı?"
" Yok çıkabilirsin."
" Emredersiniz" deyip çıkmıştım.
Arabama binip eve geçmiştim. Yolculuğum gayet sakin geçmişti. Bugün motor sürmek istiyordum hem ne zamandır sürmüyordum. Deri ceketili kombin yaptıktan sonra silahımı belimdeki aparata taktım.
( Asena'nin kombini )
( Asena'nin motoru )
Evden çıktıktan sonra motoruma bindim. Sema hanım zaten konum atmıştı. Evlerine doğru yol aldım. Sürekli hız yapıyordum, teker yapıyordum motora bindiğimde ama bu sefer yapmamıştım. Çünkü sakince gidicem gelirken gazlıycaktım.
Eve ulaştığımda evin baya ihtişamlı olduğunu gördüm. Korumalar bana dik dik bakıyorlardı. Motorumla yanlarına gittim.
" Kapıyı açar mısınız? Sema hanım söylemiştir Asena ben." koruma hemen dikleşti.
"Buyrun Asena hanım" diyerek kapıyı açtı. İçeri girdiğimde motorumu park ettim. Kaskımı çıkarıp motorumun üstüne koydum o kadar koruma arasında bişey olmazdı.
Eve doğru ilerledi ve kapıyı çaldım. Kapı açıldığında Sema hanımı gördüm.
" Buyur kızım geç hem daha abilerinle tanışıcaksın." heyecanlı şekilde söylemişti. İçeri geçtiğimde 8 erkek içeride oturuyordu.
Üç kişi hariç hepsi nefretle bakıyordu. Biri baba bey , ikincisi psikolog olan küçük abi ve üçüncüsü doktordu ki oda benim asker olduğumu biliyordu. Bende yüzüme hiç kimsenin duygularımı okuyamayacağı soğuk ifademi yerleştirdim.
Sema hanım benle beraber içeri geçtiğinde. Tek tek tanıtmaya başladı. Bende bildiğim şeyleri dinlemeye başladım. Nefes nefese kalıp bitirdiğinde kısacası kendimi tanıttım.
" Asena Yıldırım" polis bey abiciğimiz atladı.
" Soyadın niye diğer aileyle aynı değil." sinir etsem nolurdu ki nefretle bakmıycaktı o da.
" Değiştirdim."
" Niye değiştirdin onu soruyorum."
" Akşam rüyamda vahiy indi dediki soyadını değiştir bende değiştirdim." sabır çekti diğerleri gülmemek için kendini kastıkları belliydi.
" Neyse kızım en sevdiğin renk ne?" soru anne hanımdan geldi.
" Siyah"
" Ne işle uğraşıyorsun?" baba beyden geldi bu sefer. Cevap vericektim ki savcımız atladı.
" Ne işle uğraşıcaktır ya anca her gece birinin altındadır." sıçıcam savcı senin ağzına bekle.
" Laflarına dikkat et! " sesim ne kadar az olsada bağırma etkisi bırakmıştı. Baba bey konuşmayı aklına getirmişti.
" Kes sesini Alp!" sert sesiyle konuşmuştu.
" Kardeşime bu kız yüzünden bağırma baba!" En büyük abiden geldi.
" Bu kız dediğiniz sizin kardeşiniz." Sema hanım dişli çıkmıştı. O sırada hizmetçi gelip yemeğe çağırmıştı. Yemeğe oturduğumuzda ben polisle , en büyük abi olan mimarın arasına oturmuştum.
" Ee kızım mesleğin neydi yarım kalmıştı?" Sema hanım ortamı yumuşatmak istiyordu.
" Bilgisayar mühendisi " dedim doktorun gözlerinin içine baktım. Ne demek istediğimi anlamıştı. Psikolog ve polis bizi dikkatle izliyordu bişeyler çakmışlardı bakışlarımızdan.
Yemek oldukça gergin geçiyordu ki polis olanın aniden ayağa kalkıp bana silah çekmesiyle duraksadım. Hepimiz ayağa kalkmıştık.
" Belindeki silah ne? Hayırdır öldürmek için mi geldin? KİMSİN SEN?" sonda bağırmıştı bende yüzümü buruşturdum. Aile endişeyle ve merakla bizi izliyordu.
" Uf bağırma bizimki de kulak yani." dedim. Onlar rahatlığım karşısında şaşırırken. Psikolog olan daha da dikkatle beni izlemeye başladı.
"CEVAP VER!"
" Oğlum bırakda sakin sakin konuşalım." anne hanım niye bu kadar temiz kalpliydi. Bu kadını üzerlerdi valla.
" indir şunu " dedim yine sakinlikle.
"CEVAP VER!" yine yüzümü buruşturdum. Ani hareketle silahı elinden alıp ona doğrulttum. Biraz uzaklaştım. Eğer yakında durursan silahı alması kolaylaşırdı karşındaki kişinin.
" İKİ SAATTİR BAĞRIYON! HAYIRDIR HAVAN KİME YANİ! İNDİR ANLATAYIM DEMİ! GERİZEKALI." silahı masaya bıraktım. Hepsi bana şaşkınlıkla bakıyolardı. Cebimdeki asker kimliğini alıp polise attım. Havada tuttu. Açtığında ilk şaşırdı sonra alayla bakmaya başladı. Geri attı , konuştu.
"Kim bilir kimin altına girerek yüzbaşı oldun." benim şuan mesleğime laf atılmıştı. Boynumdaki damarların çıktığını hissettim. Ailede film izliyormuş gibi bakıyorlardı. Doktor konuşmaya karar verdi.
" Abi, tamam. Sus artık."
" NE SUS YA NE SUS! "
" Mesleğime sakın laf etme sakın! Kes sesini otur yerinde bozma asabımı benim! Belanı siktirtme!" sesim tıslarcasına çıkmıştı. Düşmanlarıma konuştuğum gibi çıkmıştı , korkutucu çıkmıştı.
" Küçük oruspu " sesi alayla çıkmıştı, haddini aşmıştı. Gözlerim direk onun gözlerini buldu ve bir yumruğu geçirdim suratına. Evin kapısına hızlıca ilerleyip kapıyı çarparak çıktım.
Psikolog olan abimizden ( Aral )
Asena kapıyı çarpıp çıkmıştı. Kızın ilk başta nasıl bu kadar iyi duygularını sakladığını anlamamıştım, abim silah doğrulttuğundaki rahatlığını sanki her zaman yapıyormuş gibi rahattı ki zaten hergün yapıyormuş. Kızın bilgisayar mühendisi derken Bartu abime bakmıştı.
Abimin Asena'nın asker olduğunu öğrendiğinde şaşırmaması. Birbirlerini tanıyordular hatta abim onun asker olduğunu da biliyordu. Bunu sorucaktım sonra. Babam şimdi abilerimi azarlıyordu .
" LAN KIZ KARDEŞİNİZ ! EN ÖNEMLİSİ KADIN LAN YAKIŞIYO MU ORUSPU İMASI !" umutsuzlukla başını salladı. " hiçbir şey öğretememişim size ." dedi ve üst katta çıktı. Haklı olduğunu bildiğimizden kimse sesini çıkarmadı. Annem zaten odasına çıkmıştı.
Asena'dan
Motorum binmiştim , şimdide boş yolda hız yapıyordum. Kulaklığımda kayıp şehir çalıyordu.
Beni geçmişime bırakıp yine kaçma...
Asena 7 yaşında
"Baba gerçekten bişey yapmadım." küçük kız korkuyordu. Sürekli onu dövüyordu , kalçasına elliyordu neden anlamamıştı ki.
" KES SESİNİ KÜÇÜK ORUSPU" babası pantolonunu açmaya devam etti . Küçük kız daha yedi yaşındaydı. Kız çığlıklar atıyordu ama babası durmuyordu. Küçük kız o gece ölmüştü...
"Baba nolur yapma" babası durmamıştı.
Şimdiki Asena'dan
Çok hızlı sürüyordum ölümden korkmazdım. Ölümüne sürüyordum şuan. Daha da gaza asıldım. O sırada viraja girerken kontrolü kaybettim. Ben bir tarafa savrulmuştum, motorum bir tarafa. Hemen ayaklanıp silahıma baktım sağlamdı, telefonuma baktım oda cebimdeydi. Paçayı iyi yırtmışım diyicektim ki omuzumdaki ıslaklığı hissetmem bir oldu.
Vurulduğum yer kanıyordu, büyük ihtimalle dikişi açılmıştı. Sonra hallederim deyip telefonumu elime alıp Buse'yi aradım. Beni almasını isteyecektim. Yine bir ton azar çekecekti. Buse'den başka zaten kimsem yoktu.
" Alo Buse tek misin , nerdesin?"
"Arabadayım, abim ve arkadaşı var. Hayırdır? " sesi gene ne bok yedin der gibiydi.
" Kankam, canım, bitanem."
" Ne halt yedin?"
" Kaza yaptım."
" Nerdesin? Konum at geliyorum." En çok ta sorgulamamasını seviyordum. Çağrı abi noldu falan diye soruyordu ama Buse tam da yüzüme kapatmıştı. Konum atmıştım ve gelmesini bekliyordum. Motoru almaları için birilerini halletmiştim. Buse geldiğinde direk kenara çekip kapıyı açtı, bana koşarak sarıldı.
" Aptal kaç kere söyledim sana şunu düzgün sür diye. Ama buse kim ki niye dinlesin buse'yi. Ayrıca senin öz ailenle yemekte olman gerekmiyor mu?" göz devirdim.
" Bir daha ki ne bakarız. Sonra anlatırım." bir ses duyduğumla kaldım.
" Asena "
" Komutanım"
_______________________________
•
•
•
•
•
Bitti . Oy ve yorum yapmayı unutmayın
Evet , sizce sıradaki bölümde ne olucak.
En sevdiğiniz sahne hangisi?
Ufaktan girdim olaylara
Kendinize iyi bakın
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 16.21k Okunma |
1.18k Oy |
0 Takip |
45 Bölümlü Kitap |