4. Bölüm
Eflin Efendioğlu / 417
Maskeni Çıkart / 4.Bölüm

4.Bölüm

Eflin Efendioğlu
bl_beyazleke

Hepinize merhaba canlarım bu bölümde biraz daha olaylar değişicek lütfen alttaki küçük yıldızı parlatırsanız sevinirim★

Ve bol bol yorum yapmayı unutmayınn

 

4.Bölüm

​​​Baba ne olur bırakma beni..

16 yıl önce Dalya'nın küçüklüğü

Küçük bir gece konduda oturan dalya perşenbe günü sokakta tek arkadaşı olan küçük bir kız çocuğuyla oyun oynuyordu pazar olduğu için arabaların çok geçmesi ne kadar oyunlarını bölsede küçük dalya o gün kendini çok mutlu hissediyordu.

Bir süre daha oyun oynadıktan sonra aniden evlerinin önünde bir araba durdu arabanın içerisinden babası Kemal'i sert bir şekilde yere savrulurken gördü küçük kız evet babası yine alkol almıştı dalya ne kadar korksa bile karşı komşularının evinin bahçesine saklanıp olanları izlemeye başladı.

Daha sonra arabadan takım elbiseli adamlar indi ve babasına bir kaç bir şey söyleyip evin kapısına doğru ilerlediler sert bir şekilde kapıya vuran büyük adamlar kapı açılınca içerideki Dalya'nın annesini saçından tutup sürükleyerek Kemal'in yanına getirdiler.

Dalya annesinin ağladığını görünce içi acıdı ve çocuk aklıyla koşup annesinin yanına gitti.

"Anne bu adamlar çok kötü neden seni buraya getirdiler ve babam yine niye içmiş korkuyorum?" Diyerek konuştu.

"Dalya şimdi fazla konuşma! Neden buraya geldin kaçsana neden hayla burdasın bu bahsettiğin kötü adamlardan kaçman gerek gerizekalı kız!" Diye gürledi küçük kıza annesi.

Dalya dolu gözlerle "ama anne seni bırakmak istemiyorum" dediği sırada takım elbiseli adamlar dalyayı saçından tutum sürükledi ve annesinin yanından ayırdı.

"Vay kemal bakıyorum da bu velet senin kız neden bize borcunu bununla ödemiyorsun?!" Diye sordu gevşek bir ağızla kemal bir süre düşündü vermek için ve bu düşünüşü bile Dalya'nın içini yakmaya sebep oldu daha sonra babası kendinizi kurtarmak için Dalya'nın yanan içine su atmak yerine kömür atacak bir cümle kurdu..

"Tamam yeterki bana bir şey yapma kızı al ne yapıyorsan yap ama bana dokunma" dedi ağzını yaya yaya işte tam o an dalya küçükken bile içindeki öfkeyi söndürememişti ve kendinde yaşça daha fazla büyük olan adamlara adeta yetişkin gibi "bencede beni alın ve bu asıl kötü adamdan kurtarın" demişti.

Adamlar afallasada anında dalyayı aldıkları gibi arabaya fırlatmışlardı küçük kızın ne annesi nede babası ağzını açmıştı sadece annesi sessizce ağlıyordu.

Bir süre sonra küçük kızı bar gibi bir mekana getirip yaşına bakmadan hizmetçi yerine koydular ve o yaşta masalara bira dağıtması için üstünde baskı uygulamışlardı.

Küçük kız her bira bardağını yanlışlıkla kırdığında saatlerce şiddet görüyor küçücük dudakları patlıyordu ama asla ağlamıyordu ağlamamayı kendine şart koymuştu.

En son Dalya dayanamayıp tüm bira tepsisini pis kokulu mekanda yerlere fırlatıp insalar olayın şokunu atlatmadan kaçmayı başarmıştı ve bir günün sonunda kendine çocuk esirgeme yurdunu bulmuştu aylarca yıllarca ordaka kalıp büyümüştü en sonunda yurtta ona fazla gelmeye başladığı için aynı zamanda annesi ona ne kadar kızsa bile yurttan kaçıp ailesinin yanına gitmişti ve hayatının geriye kalanını orada geçirip yetişkin olunca ayrı eve çıkmayı başarmıştı..

Şimdiki Zaman

Gözlerimi ağır bir baş ağrısıyla ve bizim çocukların haykırışlarıyla açmayı başarmıştım.

İyice kendime gelip etrafa baktığımda dördümüzünde sandalyelere bağlı olduğumuzu gördüm.

Bu sebeple geçmişteki anılarım canlandığı için yediğim dayaklardan sebep titremeye başladım yaşadıklarımı sadece mehir'e anlatmıştım şuan ne yapacağımı bilmiyordum yeniden kaçırıldığımı düşündükçe dahada titriyorudum çocukların bana seslendiği sesler yavaş yavaş bulanıklaşıyordu.

"Mehir! Mehir! Ben korkuyorum bak yine bana vuruyolar ellerinde kemerler var mehir!" Diye haykırdım.

Mehir'in bir küfür savurduğunu duydum Alp "Mehir derhal Dalya'nın neden bu hale geldiğini anlat" dedi Ozan ise "hay ben böyle işin! Dalya bak güzelim tamam bağırma geçti lan ellerimi kullanabilsem!" Dediğini de duydum Ozan aramızda en komik olanı ve zamanı gelincede harika bir abi olanımızdı.

"Mehir! Canım yanıyor mehir! Annemde yok yanımda yardım et" diye haykırdım tekrar.

Alp yanındaki sandalyeyi ittirerek bana ulaşmaya çalışıyordu ama elimde değil kimse bana dokunma sada acı çekiyordum.

En son kapı açıldı ve bize doğru bir kaç adım sesi duydum ardında bir kapı kapanma sesi ayak sesleri git gide yaklaşıyordu mehir'in "bu nasıl olur ama dalya-" derken ensemde hissettiğim sızı ile yavaş yavaş sakinleşmeye başladım kim bizi kaçırmıştı ve kim benim ilacımı verip sakinleşmemi sağlamıştı böyle?

Yaklaşık bir beş on dakika sonra iyica sakinleşmiştim yavaşça sakafımi kaldırdığımda karşımda fazlasıyla şaşırmamı sağlayan amcamı gördüm bu neydi şimdi amcam bizi neden kaçırmıştı ve benim kriz geçirdiğimi bilmiyormuydu? Ama annem daha önceden amcamla da bu durumu paylaştığını ve beni koruması gerektiğini tembihledigini söylemişti ne yani yalan mıydı?

İstem dışı bir şekilde dudaklarımdan "a-amca ama sen neden, neden bizi kaçırırsın ki?" Diye sordum. Benim kriz geçirdiğimi bilmesi gerekiyordu!

"Ahh özür dilerim dalya bana kızmakta haklısın öncelikle ben Erdal koç sizi buraya kaçırarak getirme sebebim ise dalya, babam uyuşturucu gibi pis işlere bulaşmış ve borçlarını ödeyememiş bu yüzden de ortaya seni koymuş her yerde seni arayıp duruyolar" dedi şimdi ise öfkeden patlayacaktım neredeyse!

"Yani yine beni sattı şerefsiz!" Diyerek sesimi yükselttim.

Alp "lan böyle baba mı olur piçe bak resmen borcundan dolayı kızını satmış utanmadan!" Diye gürleyince mehir yerinden siçradı.

Erdal amca sözüne devam etti "bizde seni savunmasız bir şekilde etrafa bırakmak istemedik dalya" diyerek çekmesiyle beni işaret etti "eğer sadece seni kaçırsaydık diğer arkadaşların peşimizi bırakmayacaktı diye düşünerek onlarıda aldık ayrıca kriz geçireceğini bilmiyordum sizi buraya getirdiğimizde öğrendim kriz geçirdiğini haliyle ilacını vermek içinde geç kaldım" diyerekte açıklama yaptı.

"Yani tam olarak buraya bizi kaçırma amacınız ne?" Diye sordum öfkemi bastırmaya çalışarak.

Amcam hiç beklemeden "eğer kabul ederseniz size dövüş eğitimi vermek istiyorum" deyince şaşırmadım ve hiç tereddüt etmeden "ben kabul ediyorum ne zaman eğitimlere başlayacağım?" diye sordum kendi adıma, diğerleri bu anı kesin kararıma afallamıştılar ama avantajım vardı zamanında gördüğüm şiddetlet sayesinde yeterince dövüşte de marifetlerim vardı.

Bizimkilere baktığımda benim ardından Alp "yıldız çiçeğim varsa bende varım" diye atıldı.

Ardından da ozan bir süre düşünüp "tamam lan benim kardeşlerim varsa bende varım hadi gösterelim şunlara gününü!" Dedi keyifle daha sonra tüm gözler mehiri buldu mehir ise hiç istiyormuş gibi görünmüyordu korkuyordu ve mehir'in en büyük hayali ise sevdiği adamla birlikte masum bir hayatı olmasıydı.

Mehiri anlıyorum kabul etmesede olurdu bizim için problem olacağını zannetmiyorum.

"Mehir katılmak istemiyorsan seni anlıyorum sen daha masum bir hayatın olmasını istiyorsun ama beni biliyorsun küçüklüğümden beri macera seven bir insanım hem konu babam ve peşimi bırakmayan adamlarsa ben daima kabulüm bu teklife sen kabul etme hayatını yaşa ben seni gerektiği her yerde korurum" diyerek mehir'e moral olmaya çalıştım mehir dediklerimle rahatlayıp kabul etti ve "peki ben kabul etmiyorum da ya sizin başınıza bir şey gelirse?" Diye sorduğunda ozan atılarak "bize bisey olmayacak mehir'im sen rahat ol" dedi. Bir dakika ne! Mehir'im mi demişti o bakıyorum da bunlar gün geçtikçe daha da yakınlaşmaya başlamış.

Alp'e baktığımda beni izlediğini gördüm yeniden ve illallah edip "amcaların bir tanesi hadi tamam kaçırdın bizde mehir hariç teklifini kabul ettik artık bizi çözmeyi planlıyor musun?!" Dedim.

Amcam yeni fark etmiş gibi "doğru ya sizi çözmeyi unuttuk" diyip sırıttı, adamlarına komut verip bizi çözmeyi sağladı sonunda hepimiz bileklerimizi ovalayarak ayağa kalktığımızda birden çocuklarla birbirimize bakıp aynı anda koşup topluca sarıldık.

Benim kriz geçirmem onları fazlasıyla korkutmuştu zaten Alp mehir'e "tamam kabul etmiyorsun madem bundan sonra dalya ile birlikte kalıyorsun zaten Dalya'nın evinin önünde bu saatten sonra korumalar olacak ayrıca biz dövüş dersleri alırken kötü bir gün geçirmediğin sürece hep gözümüzün önünde olucaksın sana bir şey olmasına izin veremeyiz" diyince haklıydı mehir'e de bir şey olursa artık kesinlikle yıkılırdım birbirimizden ayrıldıktan sonra amcam "tamam o zaman çocuklar her şeyi ayarladıysak yarından itibaren geç kalmamak için derse başlıyoruz evlerinize dağılabilirsiniz" dedi.

Ardından bizi arabalara yönlendirip hepimizi yine benim evime bıraktılar..

 

 

 

 

Evett canlarım valla fazla uzun yazamadım ellerim ağrıdı.

Şimdi bu bölümde çocukların dövüş dersi alacağını öğrendiniz mehir hariç sizce dövüş konusunda başarılı olabilecekler mi?

Sizcede Alp her fırsatta Dalya'ya bakmıyor mu?

Açıkçası Alp' karşı şüphelerim oluştu ne bu bakmakar hep yani dimi

Her neyse bu bölümünde sonuna geldiğimizde göre diğer bölümde görüşürüzz🤍

Bölüm : 02.12.2024 19:39 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
İçindekiler
Hikayeyi Paylaş
Loading...