

Arkamı döndüğümde kimsecikler yoktu. Galiba yorgunluktan hayal görüyordum. Biraz tırsmadığımı söyleyemem. Işıkları açtım ve sakinleşmek için duvara yaslanıp birkaç derin nefes aldım. Sonra silahı masama bırakıp mutfağa gittim. Birşeyler atıştırıp uyuyacaktım.
Han: Yorgunluktan veya açlıktan haya görüyorum galiba...
Birşeyler yedikten sonra yatağıma yattım. O sırada telefonum çaldı. Kim olduğuna bakmak için uzandım, arayan En yakın arkadaşım Felix'di. Telefonu açtım. Felix benim kardeşim gibi olan yakın bir arkadaşımdı
Han: Felix? Sorun ne?
Felix: Heyyy, Han! Nasılsın dostum?
Han: İyiyim, sen?
Felix: Bende iyiyim, şey, yarın bir parti var. Sende benimle gelirmisin?
Han: Ama Felix-
Felix: Evet evet çalışmak istiyorsun falan filan ama lütfen! Uzun süredir beraber eģlenceli birşeyler yapamadık!
Felix haklıydı. Uzun süredir beraber eğlenceli bir aktivite yapmamıştık. İşkolik olduğum için dışarı fazla çıkmıyordum. İç çektim ve Felix'e geri cevap verdim.
Han: Tamam tamam beraber gideriz. Söz veriyorum.
Felix sevinmiş bir şekilde bana sürekli teşekkur ederek telefonu kapattı. Telefonu yatağımın yanındaki sehpahaya koydum. İçimden bir ses o partiye gitmemem gerektigini soylüyordu ama oraya Felix için gidecektim. Sonucta ona bir söz vermiştim ve sözümden birdaha geri dönemezdim. Gözlerimi kapattım ve sessizleştim. Ama içimdeki o partiye gitmememi söyleyen ses, asla sessizleşmedi...
Devam Edecek
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |