4. Bölüm
Sude / DOĞUNUN GÜNEŞİ : SAFİR / 3. BÖLÜM

3. BÖLÜM

Sude
blackmamba

 

ARDIL ŞANLI – AŞKINA YEMİN EDEN ADAM

Ardıl Şanlı, aşkına yemin etmiş bir adamdı.

 

Nare’nin evleneceğini düğün sabahı öğrendi.

O an yüreğinde bir şey koptu.

Ne yapacağını bilemedi. Damarlarındaki kan çekildi, gözleri karardı.

Fırtına dindiğinde geriye yalnızca öfke kalmıştı.

 

Bildikleri basitti.

Bu düğün olmayacaktı.

Olamazdı.

 

Çünkü Nare, onun safir gözlüsüydü.

Ve gerekirse Diyarbakır’ı yakar, küle çevirirdi ama onu Haşmet’in oğlu Baver’e yar etmezdi.

 

Bir an bile düşünmeden aşiretini topladı.

Arabalar hazırlandı, silahlar kuşanıldı.

Gözünü karartmıştı.

Sevdasından vazgeçmeye hiç niyeti yoktu.

 

Yolda Nare’ye bir mesaj attı.

Sonra telefonunu kapattı.

Artık dönüşü olmayan bir yola girmişti.

 

 

O sırada…

Diyarbakır sokakları zılgıtlarla, davul-zurna sesleriyle yankılanıyordu.

Herkes düğün telaşındaydı.

Herkes mutluydu…

Bir tek Nare hariç.

 

“Ki zava? Ki zava?” diye soruyordu kalabalık.

“Baver zava!”

“Ki buke? Ki buke?”

“Nare buke!”

 

Ama Nare için bu, bir düğün değil; bir infazdı.

Gelinliği kefene dönmüştü. Gideceği ev bir mezardı.

Bu nikâh, gönlünde bir idamdı.

 

İçinden sessizce fısıldadı:

“Nare ölsün…”

Bugün onun cehennemiydi.

Evlenmek üzere olduğu adam bir sevda değil, bir cellattı.

 

“Allah’ım… Beni bu eziyetten kurtar.

Ya canımı al… ya beni ondan kurtar…”

 

Tam o anda… telefonu titredi.

Eller titrek, kalbi yerinden fırlayacak gibiydi.

Ekranda o isim parlıyordu: Ardıl.

 

Mesajı açtı.

Gözyaşları sessizce süzüldü:

 

“Ölürüm de vazgeçmem senden, Nare.

Mezopotamya şahidim olsun; yer, gök, herkes duysun:

Sana andım olsun, senden vazgeçmem!

Seni başkasına yar etmem.

Sen benim yüreğimde sönmeyen ateşim,

Bitmek bilmeyen sevdamsın.

Başkasına varmana göz yumamam…”

 

Nare derin bir nefes aldı.

İçinde sönmüş sandığı umut kıvılcımı yeniden alevlendi.

 

“Ardıl…” dedi içinden.

“Beni unutmamış… Vazgeçmemiş…”

 

O an anladı:

Ardıl bir söz verdiyse, o söz namustu.

Ve o söz, savaşı bile göze alacak kadar gerçekti.

 

Gözyaşlarını sildi.

İçinde fırtınalar koparken ağır adımlarla merdivenlerden indi.

Zılgıtlar artmıştı, kalabalık onu bekliyordu.

 

Konağın kapısında Baver, kibirli bir gülümsemeyle ona bakıyordu.

Nare gözlerini kaçırmadı.

İğrenerek baktı yüzüne.

 

Kalbi Ardıl için atıyordu.

Ve eğer bugün parçalanacaksa, yalnızca aşkı uğruna parçalanmalıydı.

 

Tam o anda… bir bağırış, bir koşuşturma:

 

“Berzan Ağa! Ardıl Şanlı geliyor!

Geride ne varsa yakmış, yıkmış, küle çevirmiş!”

 

Fren sesi… silah sesleri… sonra sessizlik.

Davullar sustu. Zılgıtlar kesildi.

Ve kapıda bir siluet belirdi:

 

Ardıl Şanlı.

 

Gözlerinde öfke, kalbinde aşk, ellerinde sevda yeminiyle geldi.

Kapıda durdu, kalabalığın ortasında yüksek sesle konuştu:

 

“Selamünaleyküm Boran Aşireti.

Sebebi ziyaretim bellidir.

Ben kızınız Nare’ye aşığım.

Ve herkes duysun:

Benim olanı başkasına yar etmem!

Bugün bu kapıdan ya Nare’yle çıkarım…

Ya da Diyarbakır’ı ateşe verir, küle çeviririm!”

 

Berzan Ağa öfkeyle silahını Ardıl’a doğrulttu.

Ama Ardıl gülümsüyordu.

Kahkahası konağı çınlattı.

 

“Ne o Berzan Ağa? Oğlunun intikamını mı alacaksın?

Vur hadi.

Ama bil ki beni öldürürsen aşkım kalır.

Ben sesimi kesmem, ses keserim!

Canımı yaksan da Nare’den vazgeçmem!”

 

O an ortam yeniden karıştı.

Silahlar çekildi.

Ama Ardıl gözlerini Nare’den ayırmadı.

 

Fakat Nare ortada yoktu.

Ne Nare vardı, ne Baver.

 

O kargaşayı fırsat bilen Baver, Nare’yi kaçırmıştı.

 

Ve artık Ardıl zapt edilemezdi.

 

O an, o konağın kaderi mühürlendi.

Davul zurna yerini silah seslerine,

zılgıtlar çığlıklara bıraktı.

 

Ve Ardıl dediğini yaptı.

Taş üstünde taş bırakmadı.

Boranların konağını ateşe verdi.

Yüreğindeki yangını Diyarbakır’a taşıdı.

 

“Ardıl Şanlı geldiğinde, ardında yalnızca kül bırakırdı.”

 

O an orada ant içti:

Safir gözlüsünü bulmadan, kimseye gün yüzü göstermeyecekti.

Yer yerinden oynasa da, yemininden dönmeyecekti.

 

Çünkü onun adı Ardıl Şanlı’ydı.

Ve yüreği…

Aşkına yemindi.

 

 

Bölüm : 30.04.2025 17:06 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...