Hazel Rosewood, modellik dünyasının zirvesindeki isimlerden biri. Kusursuz bir yüz, mükemmel bir kariyer ve göz kamaştıran bir hayat… En azından dışarıdan bakıldığında. Gerçek şu ki, her adımı takip ediliyor, her hareketi yorumlanıyor ve en küçük skandal bile kariyerini altüst edebilir. Nicolas Husserl, Formula 1’in asi yarışçısı. Pistlerde hızla ilerleyen bir efsane, magazin dünyasının değişmeyen favorisi. O ise spot ışıklarından kaçmak yerine, onlarla oynamayı seçenlerden. Tek bir yanlış anlaşılma, milyonları peşinden sürükleyen bir aşk hikayesine dönüşüyor. Fakat sorun şu ki: Bu aşk tamamen sahte. İkisi de birbirinden hazzetmiyor. Ama medya, markalar ve hayranlar aksini görmek istiyor. Menajerlerinin baskısıyla girdikleri bu oyunda, kurallar belli: Birbirlerine aşıkmış gibi görünecekler. Romantik randevular, basın açıklamaları ve sosyal medyada kusursuz bir çift imajı... Ama yalanlarla kurulan bir hikayede, gerçeğin sızmasına engel olmak ne kadar mümkün?

“Bir yıldız olacağım.” "Küllere dönüşmeden önce mi?” 1800’lerin başında, İngiltere’nin soğuk taş malikânelerinden birinde, kaderleri birbirine bağlı iki çocuk büyüyordu: Clara Whitmore ve Julien de Montreux. Biri, aristokrat bir İngiliz ailesinin özgür ruhlu kızıydı. Diğeri, sürgün edilmiş bir Fransız hanedanının son varisi. Clara ve Julien, çocukluklarını gölgelerin içinde, fısıltılar ve yasaklanmış anılar arasında geçirdiler. Julien, ailesinin geçmişini geri almak için büyümek zorundaydı. Clara ise özgürlüğün ne anlama geldiğini öğrenmek için.

2029 yılında dünya, beklenmedik bir salgın ile sarsıldı. Çoğu insan hayatını kaybetti, geriye kalanlarsa hayatta kalabilmek için birbirleriyle savaşıyor. Ancak Elisa, hayatta kalmayı tek başına tercih eden bir kadındır. Dövüş sanatlarında usta, güçlü ve kararlı bir birey olarak, kendini hayatta tutma mücadelesinde yalnızdır. Bir gün, şiddetle savaşan bir grubun lideri, Elisa’yı teklifini kabul etmeye ikna eder: "Güçlü olman, bizim için faydalı olabilir." Ancak Elisa`nın planları çok farklıdır.