4. Bölüm

4. Bölüm

Bookaes
bookaes

Bölüm geç geldi birazz kusuraa bakmayınn yoğunduum

*****

Gülümseyerek Barlas'tan ayrıldım. Annemden bile uzun sarılmıştık, garipseniyordu. Yaklaşık bir saat boyunca hiç üşenmeden mahalleliyle sarıldım. Masa düzeni uzun bir U şeklindeydi. U'nun en başı ise tayfa, annem ve benim için ayrılmıştı. U'nun hemen yanlarına ise diğer mahallelerin reisleri oturuyordu.

 

Herkesle sarılmam bittiği için onların yanına ilerledim. Reisler ayağa kalktı. Reis dediğime bakmayın, kaç yaşındayım daha kimseye reis dememiştim, Barlas dahil.

 

"Hoşgeldin, Alev kızım."

 

İlyas amca başta olmak üzere herkese sarıldım. Tayfanın yanında bir kız vardı. Bakışları hiç hoşuma gitmemişti. Sinsi bakıyordu. Barlas kıza baktığımı fark etmişti. Kızı tanışmamız için yanımıza çağırdı.

 

Barlas "Meral." dedi.

 

Meral yanıma geldi. Elini uzattı. Mesafeli bir tavırla elini sıktım.

 

Kız "Meral." dedi.

 

"Alev."

 

Elimi çektim. Bütün tayfa bize bakıyordu, mahalleli de öyle. Ortamdaki gergin havayı bozmak için Biricik koluma sarıldı.

 

"Hadi yemeğe geçelim, acıkmışsındır."

 

"Acıkmaz olur mu? Sabahtan beri hiçbir şey yediremedik!"~Abim

 

"Oy güzel kızım, sen oralarda aç mı kaldın? Süzülmüşsün."~Annem

 

U nun başındaki bize ayrılan yerde ortaya ben, yanıma Barlas ve tayfa diğer yanıma annem, abim, Gonca, Arda ve Fırat oturmuştu. Herkes tabağıma bir şey doldurmaya çalışıyordu. Kırmamak adına hepsinden bir lokma yiyordum ama artık patlayacaktım. Ayağa kalktım. Barlas başını kaldırdı, bana baktı.

 

"Nereye?"

 

"Geliyorum şimdi."

 

İçeri girdim. Bavullarımdan çikolata dolu olanı çıkardım. Mahalledeki çocuklara yetecek kadar çikolata aldım içinden. Dışarı tekrar çıktım. Çocukların yanına gittim. Çikolataları verdim. Hepsi tek sarıldı, öptüler. Herkes sohbet ediyordu. Tayfanın yanına gittim. Barlas gülümseyerek beni izliyordu.

 

"Ne gülüyorsun?" dedim gülerek.

 

Gülmeye devam ederken "Hiç." dedi.

 

Diğer mahallelerden gelenler yavaş yavaş gidiyordu. Reisleri uğurladık. Tayfaylasohbet etmek için yanlarına oturdum. Barlas ortalıkta gözükmüyordu.

 

"Neler yaptın Amerika'da?"~Ceyhun

 

"Okudum, Ceyhun. Napacağım başka?"

 

"Sana verdiğim listeyi aldın değil mi?"~Aleyna

 

Güldük. Uzun bir kozmetik listesi atmıştı. Hepsini bulana kadar canım çıkmıştı.

 

"Aldım."

 

"Ne listesi?"~Buğra

 

"Boşver." dedi Aleyna gülerek.

 

Davul sesiyle irkilerek ileriye baktım. Barlas yanında bir davulcu ve zurnacıyla gülerek yanıma geliyordu. Kahkaha attım.

 

"Alev!"

 

Bütün mahalle gülerek bizi izliyordu.

 

"Oo!" dedi tayfa hep bir ağızdan.

 

"Ben oynamayalı üç yıl oluyor yalnız."

 

Konuşurken gülüyorduk.

 

"Bir şey olmaz. Ben de."

 

Ne?

 

Üç yıldır oynamamış mıydı?

 

Yani en son birlikte oynamıştık?

 

"Hadi Alev."~Deren

 

Kot ceketimi çıkardım. Sandalyeye koydum. Masaların önündeki boş alana ilerledim. Tayfa da arkamdan geliyordu. Barlas'ın karşısına geçtim. Abimin ıslığıyla kahkahamı durduramadım. Zeybek çalmaya başlandı.

 

Barlas'la karşılıklı zeybek oynadık. Onunla zeybek oynamayı çok özlemiştim. Küçükken bana nasıl oynanacağını o öğretmişti. Gece saat 1'e gelirken artık dağılmaya karar verdik. Abimler annemle yanımıza geldi.

 

"Biz eve çıkıyoruz güzelim."~Abim

 

"Tamam, gelirim ben de birazdan."

 

Tayfayla ve Meral'le yalnız kalmıştık. Sandalyeye oturdum.

 

"Hiç oturma, eve."~Barlas

 

"Reis, kalsın biraz daha. Hasret giderelim."~Açelya

 

"Yol yorgunu. Yarın bütün gün bizimle olacak zaten."~Barlas

 

Tek kaşımı kaldırdım. Ben de aynı şeyi planlıyordum ama emrivaki yapmasını sevmiyordum.

 

"Öyle mi, Barlas?"

 

Barlas ise sanki bunu söylememi bekliyormuş gibi keyifle elleri cebinde güldü.

 

"Öyle, Alev."

 

Tayfadakiler kıkırdadı.

 

"Alev'in reise diklenmesini bile özlemişim."~Alper

 

Güldük.

 

"Akgül teyze sabah kahvaltıya çağırdı."~Buğra

 

Göz kırptım.

 

"İyi, hazırlarsınız."

 

"Oldu küçük hanım."~Egemen

 

"Doktor hanım diyeceksiniz!" dedim gülerek parmağımı tehdit edercesine sallayarak.

 

Ellerini 'suçsuzum' anlamında havaya kaldırdı. Kıkırdadık.

 

"Peki, doktor hanım."~Egemen

 

"Hadi evlere"~Barlas

 

"Barlas, biraz daha duralım diyorum."

 

"Alev, eve. Uyu, dinlen. Yarın görüşeceğiz zaten."

 

"Bar-..."

 

"Ay yeter! İki keçi yine bir köprüde. Alev sen evine git, dinlen. Yarın söz daha çok dururuz. Abi, sen de inatlaşma şu kızla. Lütfen yahu!"~Biricik

 

Güldük. Barlas'la kısaca bakıştık. Gülerek eve doğru yürümeye başladım. Meral yanımızda olmasına rağmen hiç konuşmaması onu yanımızdan soyutlamıştı. Tayfa beni eve bıraktı. Salona girdim. Annem, abim, Gonca, Arda ve Fırat oturuyordu.

 

"Gel kızım yanıma." dedi annem koltukta yanına vurarak.

 

Annemin yanına, vurduğu yere, oturdum. Saçlarımı okşamaya başladı.

 

"Efe uyudu mu?"

 

"Saat çok geç oldu diye yatırmıştım."~Gonca

 

"Bu hengamede onunla ilgilenemedim."

 

"Olsun kuzum artık burdasın. Bol bol vakit geçirirsiniz."

 

"Alev, çalışacak mısın? Ne yapmayı düşünüyorsun?"~Arda

 

"Biraz annemlerle ve mahalleyle ilgilenmek isityorum. Daha sonra gelen tekliflerden en uygununu değerlendireceğim."

 

"Karizmaya bak be. Gelen teklifler.. en uygunu.."~Arda

 

Güldük. Bir saat daha sohbet ettik. Saat 2'ye geliyordu.

 

"Hadi çocuklar. Yatalım artık. Fırat, Arda yukarıdaki iki misafir odası hazır çocuklar. Alev, senin de odanı hazırladım kızım."

 

"Saol, anne. İyi geceler."

 

Bavuldan temiz pijama çıkardım. Bavulları aşağıda bıraktım. Yarın alırdım. Odama çıktım. Kapıyı açtım.

 

Ait olduğum yer...

 

"Oğlum, çıkın lan odadan. Biraz daha uyusun, yol yorgunu."~Barlas

 

"Reis saat 10 buçuk oldu ya. Açım aç!"~Ceyhun

 

"Akgül teyze Alev'i uyandırmadınız mi hala diye soruyor."~Deren

 

"Oho, kıyamamışlar ki."~Aleyna

 

"Ben kıyarım!"~Buğra

 

"Ben de sana!"~Barlas

 

"Başımda car car ne konuşuyorsunuz?" dedim yatakta doğrulurken.

 

"Günaydın!"~Açelya

 

"Günaydın."

 

"Kahvaltıya hadi."~Biricik

 

Yataktan çıktım. Banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Banyodan çıktım. Tayfa bıraktığım gibi duruyordu. Dolaptan burada bıraktığım kıyafetlerden birini aldım. Banyoya geri girdim. Giyindim.

 

Saçlarımı merdivenden inerken dağınık topuz yaptım. Masaya oturdum.

 

"Günaydın."

 

Herkesden günaydın nidaları yükseldi. Sohbet ederek kahvaltıyı bitirdik.

 

"Biz hangara geçelim."~Ceyhun

 

Hepimiz ayaklandık. Abimler arkadaşlarıyla dışarı çıkacakmış, bizimle gelmediler. Yürümeye başladık. Her gören selam veriyordu. Hoşgeldiniz diyor, halimi hatrımı soruyordu.

 

"Meral'e haber verdiniz mi?"~Açelya

 

Yüzümdeki ifadesizliği korudum. Konuşmadım. Sevmemiştim o kızı. Sinsilik vardı. Egemen kolunu omzuma attı.

 

"Birileri Meral'i sevmemiş galiba."

 

"Hoşlanmadım."

 

"İyi kız. Tanısan seversin."

 

"Alev ne zaman ilk başta sevmediği birini tanıyınca sevdi?"~Barlas

 

Barlas'a baktım. Düşündüm. Gerçekten ilk görüşte sevmediğim kişilerle sonradan sorun yaşıyordum. Barlas'ın beni gözlemlemesine de ayrıca mutlu olmuştum. Meral'e hissettiğim önyargı değildi. Bir çeşit his gibi bir şeydi..

 

Hangarın bahçesine geçtik. Herkes bir yere oturdu. Sohbet etmeye başladık. Mahallede neler olduğunu anlatıyorlardı. Meral geldi. Neşeyle içeri girdi.

 

Gülümseyerek "Selam!" dedi.

 

"Hoşgeldin."~Buğra

 

"Hoşbuldum canım."~Meral

 

Herkes ayrı ayrı hoşgeldin dememişti. Buğra herkes için söyleyince ben de söyleme gereği duymadım. Ayağa kalktım.

 

"Ben çay koyayım."

 

Mutfağa gittim. Su kaynattım. Demlik çıkardım. Çayı koydum. Çayın yanına atıştırmalık koymak istedim. Abur cubur dolabına baktım. Hiç abur cubur yoktu. Arkamı döndüm. Barlas kapı pervazına yaşlanmıştı. Kollarını göğsünde birleştirmiş beni izliyordu. Gülümsedim.

 

"Hiç abur cubur yok. Ben bakkala gideyim."

 

"Bekle. Ben de geliyorum."

 

Barlas bahçeye gitti. Telefonumu içeride unutmuştum. Bahçeye gittim. Kapıdan girerken Barlas'ın ellerini tutmuş, karşısında gülümseyerek duran Meral'i gördüm.

 

"Alev."~Biricik

 

Biriciğin sesiyle bahçedeki herkes beni fark etmişti. Barlas ellerini ateşe değiyormuş gibi hızla çekti. Yüzümü ifadesiz tuttum.

 

"Ben telefonumu almaya geldim."

 

"Alev-.."

 

"Bir şey isteyen var mı?"

 

Kimse cevap vermedi. Barlas ve Meral hariç herkese baktım. Telefonumu aldım. Hangardan çıktım. Bakkala yürüdüm. Kızmaya hakkım yoktu. İki hareketini yanlış yorumladım diye onlara kızamazdım. Tabii ki yargısız infaz yapmayacaktım. Abur cubur aldıktan sonra hangara geri dönecektim.

 

"Alev!"

 

Arkamı döndüm. Cengiz gülümseyerek yanıma geliyordu. Yan mahallenin, Barbaros mahallesinin, reisiydi.

 

"Hoşgeldin."

 

"Hoşbuldum."

 

"Nasılsın?"

 

"İyiyim sen?"

 

"İyiyim. Hatta çok iyiyim."

 

"Senin adına sevindim."

 

Gülümsedi. Yüzüme bakmaya devam etti. Sıkılmıştım sessizlikten. Hem konuşmuyor hem de boş yere tutuyordu beni.

 

"Başka bir şey yoksa?"

 

"Var aslında."

 

"Dinliyorum."

 

"Gelişini kutlamak için bizim tayfayla seni ağırlamak istiyoruz."

 

"Seve seve geliriz!"

 

Barlas'ın sesinin geldiği tarafa döndük. Yanımıza geldi.

 

"Akşam bekliyoruz. Görüşürüz."

 

"Teşekkürler, görüşürüz."

 

Cengiz yanımızdan ayrıldı. Gözlerimi Barlas'a çevirdim.

 

"Gördüğün gibi değildi."

 

"Nasıldı?"

 

"Teşekkür etmek için.."

 

"Anladım."

 

Yürümeye başladım. Bakkala girdim. Abur cubur aldım. Parayı ödemek için cüzdanını çıkarttım. Barlas çoktan ödemişti. Teşekkür ettim. Sessizce hangara yürümeye başladım. Kolumu tuttu. Durdum. Ona döndüm.

 

"Asma yüzünü. Gerçekten anlattığım gibi."

 

"İnanıyorum sana, Barlas."

 

"Soğuk soğuk bakma o zaman."

 

Tebessüm ettim.

 

"Oldu mu?"

 

"Olmadı."

 

"Olmayıversin o zaman."

 

Yürümeye başladım. Hangara girdim. Mutfağa geçtim. Poşetleri dolaba yerleştirdim. Biricik yanıma geldi.

 

"Alev'im."

 

"Efendim Biricik'im?"

 

"Nasıl özledim seni!"

 

Sıkıca sarıldı. Karşılık verdim.

 

"Seni üzen ne?"

 

Bisküviyi tezgaha bıraktım. Arkamı döndüm. Belim tezgaha değiyordu. İki elimi iki yanıma, tezgaha, koydum.

 

"Bir şey soracağım."

 

"Sor, meleğim."

 

"Barasla Meral'in arasında bir şey mi var?"

 

"Sana doğruyu söyleyeceğim."

 

"Söyle."

 

"Meral abimi seviyor."

 

"Aralarında bir şey var mı peki?"

 

"Yok."

 

İfadesizliğimi bozmadan "Tamam." dedim.

 

Gülerek "Peki, sen?" dedi.

 

"Kızlar çaylar nerede kaldı?"~Buğra

 

"Getiriyorum."

 

Çayları doldurdum. Mutfaktan çıktım. Bizimkilere çaylarını dağıttım.

 

"Akşam Cengizlerin mahallesine gidiyoruz."

 

"Neden?"~Açelya

 

"Davet ettiler."

 

"Zorunda mıyız?"~Aleyna

 

"Ayıp olur, çağırdılar. Gidelim."

 

Üçüncü bardağımı bitirdim. Ayağa kalktım.

 

"Ben eve geçiyorum. Bavullarımı boşaltacağım."

 

"Biz de yardım edelim, kuzen."~Açelya

 

"Siz bilirsiniz."

 

Bütün tayfa ayaklandı.

 

Erkeklere dönüp "Siz nereye?" dedim.

 

"Size."~Alper

 

"İyi."

 

Hangardan çıktık. Eve gidene kadar hiç konuşmadım. Eve girdik. Efe koşarak kucağıma atladı.

 

"Hala!"

 

"Halasının yakışıklısı."

 

"Çok özledim seni."

 

Yanağından sulu sulu öptüm.

 

"Hala ya!"

 

Güldüm. Fırat ve Arda yanımıza geldi.

 

"Gel bakalım aslan parçası, baban çağırıyor."~Arda

 

"Alev, konuşalım mı biraz?"

 

Başımı salladım. Tayfaya döndüm.

 

"Geliyorum hemen."

 

Fırat'la oturma odasına girdim.

 

"Ben dönüyorum da, vedalaşmak istedim."

 

"Yolun açık olsun, kendine iyi bak. Hayırlı teskereler."

 

"Sen de kendine iyi bak."

 

Sarıldı.

 

"Teşekkür ederim."

 

"Ne için?"

 

"Her şey için."

 

"Bir şey yapmadım ki."

 

"Çok şey yaptın. Sadece farkında değilsin."

 

Dudaklarımı birbirine bastırdım. Söyleyecek bir şey kalmamıştı.

 

"Kendine iyi bak, görüşürüz."

 

Odadan çıktı. Yukarı çıktım. Odama girdim. Herkes bir yere dağılmıştı. Meral'in de burada olması biraz can sıkıcıydı. Ama tayfadandı artık. Alışmam gerekiyordu. Bavullarımı getirmişlerdi. Birini yatağın üstüne koydum. Fermuarını açtım. İçinden elbiseleri çıkarmaya başladım.

 

Kıyafetleri dolaba yerleştirdim. Dolaptan bir tane elbiseyi aldım. Banyoya ilerledim. Üstümü değiştirdim. Banyodan çıktım. Barlas'ın girmem için büktüğü koluna girdim. Tayfayla birlikte aşağı indik.

 

"Nereye Alev'im?"

 

"Cengizlerin mahallesine. Davet ettiler. Yemeğe gidiyoruz."

 

Gonca Barlas'a bakış attı. Cengizlerin mahallesi ve bizim mahalle arasında asla bitmeyen bir gerginlik vardı. Bu gerginliğin başını da Barlas ve Cengiz çekiyordu tabii. Bizim mahalleden biri ne zaman o mahalleye girse ya da onların mahalleden bizim mahalleye giren olsa büyük bir kavga çıkardı. Bunu bildiği için endişeli gözüküyordu. Yolda yürürken Barlas kolunu omzuma attı.

 

Kulağıma yakın bir mesafeye gelip "Hâlâ geri dönebiliriz." dedi.

 

"Saçmalama Barlas."

 

"Kuzen, çalışacak mısın?"~Ceyhun

 

"Evet. İki gün sonra iş görüşmem var."

 

"Nerede?"~Buğra

 

"Yakındaki devlet hastanesi."

 

"Ben özelde çalışırsın sanmıştım."~Aleyna

 

"Nerede çalışırsam çalışayım iyi bir pozisyonum olacak zaten. Ama ben ihtiyacı olan insanların kolaylıkla ulaşabileceği bir hastanede olmak istiyorum. Maddi açıdan yanıma gelememeleri gibi bir durumla karşılaşmalarını istemiyorum."

 

"Çok tatlı olduğunu biliyor musun?"~Deren

 

Güldüm.

 

"Yarın napıyoruz?"~Alper

 

"İşiniz yok mu sizin?"

 

"Var."~Alper

 

"Çalışsanıza o zaman."

 

"Biz senin için işe gitmeyelim, senin söylediğine bak."~Egemen

 

Güldüm.

 

"Yarın işe gidin."

 

"Neden?"~Buğra

 

"Gün varmış yarın. Sabah yardıma gideceğim. Bütün gün orada olurum. Hem daha fazla benim için işe gitmemezlik yapmayın."

 

Mahallenin çıkışına gelene kadar herkes çevirmişti. Bizi yine mahalleden bir grup kız çevirdi. Sarıldılar.

 

"Nasılsın, Alev abla?"

 

"İyiyim, siz nasılsınız?"

 

"İyiyiz. İyi ki döndün, abla. Müsait olduğun bir zaman seninle bir şey konuşabilir miyiz?"

 

"Tabii. Önemli mi?"

 

Tayfaya bakış attı. Gözleri Barlas'ta oyalandı.

 

"Özel, abla."

 

Kolundan hafifçe çekerek tayfadan uzaklaştırdım.

 

"Bir sorun mu var?"

 

"Abla, babamı işten çıkardılar. Yaşı yüzünden kimse işe almıyor. Annemi zaten biliyorsun. Ablamla iş arıyoruz."

 

Normalde her şeylerini tayfaya anlatırlardı ama nadiren çekindikleri zaman olurdu.

 

"Yarın güne gelin. Orada konuşalım."

 

"Tamam, abla. Teşekkür ederim."

 

"Lafı bile olmaz, görüşürüz."

 

Tayfanın yanına döndüm.

 

"Sonunda." dedi Meral kısık bir sesle.

 

Tek kaşımı kaldırdım. Meral'e baktım. Diğerleri de duymuş olacak ki Meral'e bakıyorlardı.

 

"Meral; madem tayfanın bir üyesisin, böyle durumlara alışman gerekiyor. İnsanlar derdini bize anlatır, biz de dinleriz. Gözlediğin yerin sahipleri insanlara böyle davranmıyor, haberin olsun."

 

Meral'in rengi atmıştı. Herkes de memnun bir ifade vardı. Madem Meral'e laf söylemem hoşunuza gidiyor, ne diye tayfaya alıyorsunuz?

 

"Gidelim mi?"

 

Yürümeye devam ettik. Cengizlerin mahallesine girdik. Herkes tayfaya ters bakışlar atıyordu. Camlardan ve yoldan geçenler hoşgeldin diyor, yollarına devam ediyordu. Cengizlerin hangarına geldik. Barlas kapıyı çaldı. Aslı kapıyı açtı.

 

"Hoşgeldiniz."

 

"Hoşbulduk."

 

Aslı sarılmak için hamle yaptı. Sarıldım. Tayfayla pek samimi olmayan sarılma faslını bitirdiler. Eliyle bahçeyi işaret etti. Bahçeye girdik. Herkesle tek tek sarıldık.

 

"Hoşgeldiniz."~Cengiz

 

"Hoşbulduk."~Barlas

 

"Buyrun, oturun."~Aybike

 

Barlas ve Ceyhun'un arasına oturdum.

 

"Nasılsın, Alev?"~Feyza

 

"İyiyim, sen nasılsın?"

 

"İyiyim."

 

Yemeğe geçtik. Çok havadan sudan konuşuyorduk. Herkes benim üzerimden birbiriyle konuşuyordu. Yemek bitmişti. Erkekler koltuklara yerleşti. Kızlara yardım etmek için tayfanın kızlarıyla masayı topladık. Mutfakta bulaşıkları makineye diziyordum.

 

"Ee Alev, neler yapıyorsun?"~Duru

 

"Aynı."

 

"Hangi hastanede çalışacaksın?"~Feyza

 

"Sizin hastaneye gelmeyi düşünüyorum. Tekliflerini daha önce almıştım. İki gün sonra görüşmek için geleceğim."

 

"Hastaneye gelmişken yanıma uğra."

 

"Tamam."

 

Bulaşıkları bitirdim. Ellerimi yıkadım. Bahçeye geçtim. Çayımı doldurdular. Çayımdan yudum aldım. Telefonum çaldı. Ekranın yansımasından Barlas'ın baktığını gördüm. İçim mutlulukla doluyor yahu, bakma öyle zalımın oğlu.

 

Abim arıyor...

 

"Efendim abi?"

 

"Hala!"

 

Efe o kadar yüksek sesle bağırmıştı ki herkes onu rahatlıkla duyabiliyordu. Gülümsedim.

 

"Efendim, halacığım?"

 

"Efe, rahat dur. Efe ver şu telefonu. Efe diyorum!"

 

Gonca'nın sesiyle kıkırdadım. Açelya kulağını telefona yasladı.

 

"Efe, telefonu Gonca'ya verir misin?"

 

"Veremem! Hala beni uyutmak istiyorlar. Ama ben sensiz uyumak istemiyorum." diye mızmızlandı.

 

"Ama ben dışarıdayım."

 

"Banane! Sen gelmeden uyumayacağım."

 

"Buldum seni! Ne bu hala düşkünlüğün? Banane anne! Halam gelmeden uyumayacağım."

 

Telefon yüzüme kapandı. Güldüm. Herkes bana bakıyordu.

 

"Efe aramış da."

 

Gülümsediler. İki bardak daha çay içmiştim. Tekrar telefonum çaldı.

 

Gonca arıyor...

 

"Efendim Gonca?"

 

"Alev yetiş! Halası kılıklı, inat etti. Uyutamıyorum. Barın da benim uykum var dedi, yattı. Gel şu çocuğu uyut."

 

Güldüm.

 

"Tamam, geliyorum."

 

"Seni çok seviyorum, görümceciğim. Öptüm."

 

Telefonu kapattım. Barlas ayağa kalktı. Sen beni mi dinledin?

 

"Kalkmamız gerekiyor, Efe uyumamış da."

 

"Bir daha bekliyoruz, Alev."

 

Tebessüm ettim. Herkesle tekrar sarıldım. Tayfayla mahalleye girdik. Kapıyı çaldım. Efe ve Gonca kapıyı açtı. Efe kucağıma atladı. İki adım geriledim. Düşecekken Ceyhun sırtımdan destek oldu.

 

"Saol. Hadi iyi geceler."

 

"Alev."

 

"Efendim, Buğra?"

 

"Yarın kısır yapsana."

 

Güldüm. Efe'yi yere indirip elini tuttum.

 

"Yaparım. Gel bakalım Efe." dedim.

 

Efeyle yukarı çıktık. Bana sarılarak uyudu. Yarım saattir başında bekliyordum. Saçlarıyla oynuyordum. Telefondan bildirim sesi geldi. Elime aldım. Barlas'tandı. İstemsizce gülümsedim. Geldiğimden beri çok ince davranıyordu. Benden hoşlandığını düşünsem de aklıma Meral gelince bu ihtimali aklımdan silmek zorunda kalıyordum.

 

Ama bunu kurcalayacaktım. Barlas bana yalan söylemezdi. Bir şeyi söylemek istemezse geçiştirir, konuyu değiştirirdi. Yıllar önce bana ilk yalanını söylediğinde ona çok kızmıştım. Ben sana söylemiyorsam sen de bana söylemeyeceksin demiştim. O zamandan beri bana yalan söylemiyordu. Çünkü ona yalan söylemediğimi biliyordu.

 

Söz vermiştik birbirimize. Birimiz yalan söyleyene kadar birbirimize asla yalan söylemeyecektik. Ve ilk yalan söyleyene diğeri ceza verecekti. Ne isterse itiraz etmeden yapacaktık.

 

Barlas

 

Uyuyacak mısın artık?

 

Uyumadığımı nereden biliyorsun?

 

Uyurken yazmak büyük yetenek.

 

Teşekkürler.

 

İyi geceler, Alev.

 

iyi geceler Barlas

Bölüm : 07.12.2024 01:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...