Hayat bazen olmadık, beklenmedik tesadüfler karşımıza çıkarır. Kimisi mutlulukla, kimisi üzüntüyle kimisi ise bende yarattığı etki gibi şaşkınlıkla karşılanır işte. Haftalardır beni sinir eden, gıcık olduğum bana uzak dediğim kişinin aslında çokta yakınımda biri olduğunu anlamıştım. Fakat kafamda oluşan bazı sorular olmuştu.
Acaba Tufan benim kim olduğumu bilerek mi benimle konuşmaya başlamıştı?
Acaba Necati Kunt beni izlemesi için Tufan'ı peşime takmış olabilir miydi?
Kafamdaki düşüncelerle Tufan ile birlikte polis karakoluna gittik. Murat'ın beni tekrardan taciz ettiğini Tufan'ın şahitliğinde polislere anlattık. Kırklı yaşlarında beyaz tenli kumral kadın polis ifademizi kayda aldı.
"Kendisiyle irtibata geçilecek, merak etmeyin." dedi kadın polis.
"Teşekkür ederim, kolay gelsin size." diyerek Tufan ile birlikte karakoldan çıktık.
"Evine kadar yanında gelebilirim istersen. O herifi içeri alana kadar tek kalma bence." dedi Tufan karakoldan çıkınca.
"Teşekkür ederim, zaten okula geçecektim. Bir taksiye biner giderim."
"Doğru ya, okul var tabi." dedi okul aklına yeni gelmişçesine.
"Tamam, hadi beraber gidelim, sende tek kalmamış olursun." dedi tekrardan. Kafamı tamam anlamında salladım ve Tufan ile birlikte okula gitmek için taksiye bindik. Taksiye bindiğimizde Tufan da benimle beraber arka koltuğa oturdu.
"Çokta gıcık birisi değilmişsin" dedim imayla gülümseyerek. Tufan da camdan dışarı bakarken gülümsüyordu.
"Sende öyle, bir ara senin için bir bu kadar da yerin altında var diye düşündüm" dedi gülerek.
"Gerçekten kısa mıyım ben." dedim bir anda ciddiyetle. Ses tonumdaki değişimi Tufan da anlamıştı.
"Kızlar genelde fiziksel olarak kendileriyle alay edilmesini sevmez. Bende beni gıcık eden bir kızı gıcık etmek istedim." dedi öylesine bir şeyden bahsediyormuş gibi.
"Küçük beyimiz maşallah çok fazla kızla münasebet kurmuş belli ki, ama beni başkalarıyla bir tutmazsan sevinirim."
"Tamam tamam, bir daha olmaz" dedi ellerini kaldırıp teslim oluyorum dercesine.
Fakülteye geldiğimizde bazı dersler bitmişti bile. İsmail Civa'nın dersine yetişmiştik.
"Merhaba arkadaşlar, bugün biraz sizleri test etmek istiyorum. Tasarım konusunda ne durumdayız, nereden başlayacağız görelim." Kimseden çıt çıkmıyordu. Ne soracağını merakla bekliyorduk.
"Bundan on yıl sonrasını düşünelim. Adınızı herkesin duyduğu, herkes tarafından tanınmış bireyler olmuşsunuz. Ülkenin önemli isimlerinden birisi size özel bir tasarım elbise yapmanız için geliyor. Herşeyi konuşup anlaşıyorsunuz. İstediklerini size anlatıyor, siz notlarınızı alıyorsunuz falan. İş bittiğinde ortaya istenilen şekilde bir iş çıkarıyorsunuz, fakat o isim yaptığınız şeyi beğenmiyor. Hatta alttan alttan sizi beceriksizlikle suçluyor. Tepkiniz ne olurdu?" Umarım on yıl sonra böyle birşey başıma gelmezdi.
"Kafasına atardım elimdekini." dedi birkaç sıra önde oturan sarışın kız. Sonrasında biraz gülüşmelerle birlikte uğultu oluştu.
"Kariyerini zirvede bırakmak güzel bir şey olsa gerek. Erken emekliliğin hayırlı olsun." dedi İsmail Civa. Bazen öyle cümleler kuruyordu ki insanın yüzüne görünmez bir tokat iniveriyordu.
"Peki sen" dedi bana bakarak. Ne ara biz göz göze gelmiştik.
"Ben... Benim sanırım bir B planım olurdu." dedim öylesine. İsmail Civa yüzünde değişen mimikle bana bakmaya devam ediyordu.
"Nasıl bir B planı." diye sordu tekrardan.
"Anlattığınız profil bana biraz kaprisli birisi gibi geldi. Yaptığım işi beğenmezse aynı ürünün üzerinde ufak bir dokunuşla başka birşey yapardım sanırım. Çünkü o insanın derdi dediğim gibi sadece kapris yapmak sanırım." İsmail Civa'nın yüzünde anlam veremediğim bir ifade oluştu.
"Bravo, aslında tam olarak bu. Bizler yaptığımız işi satmak adına bazı ekstra dokunuşlar yapabiliriz. Bu bizim yaptığımız asıl işe gölge düşürmez."
İsmail Civa'nın verdiğim fikri beğenmesi beni gülümsetmişti. Yanımda oturan Tufan'dan ise benzer bir tepki geldi.
"Duyduğum kadarıyla gıcık bir herifmiş. Bence de bravo sana, iyi iş başardın." dedi fısıldayarak. Bende gülümseyerek karşılık verdim. Benim için keyifli geçen dersin sonunda verdiğimiz ders arasında bazı kızların bana bakarak fısıldaşmalarını duymazdan gelerek kantine gittim. Zor geçen bir günün ardından bu saatlere kadar pek birşey yememiş olmak beni ekstra yormuştu. Dersin bitiminde bana bakarak fısıldaşan kızların kantine gelip hala konuşmalarına devam etmesi sanırım İsmail Civa'nın dikkatini çekmiş olmamla alakalıydı.
***
Eve gittiğimde herkesin keyifli olduğu bir zamana denk gelmiştim. Ada ve Ezgi kahkaha atıyor, babam ise gülümsüyordu. Uzun zaman sonra artık bu evde kasvet olmamasına biraz olsun seviniyordum.
"Merhaba" diyerek selam verdim onların gülmesine karşılık hafif bir tebessümle.
"Nasılsın Güneş, nasıl geçti ehliyet kursu." Babamın bana nasılsın diye sormasını garipsemiştim.
"Kurs iyiydi. Çıkışta olanları saymazsak tabi." O tacizci pislikle karşılaşmamızı anlatmaya karar verdim.
"Ada bize biraz müsaade eder misin?" dedi babam Ada'ya. Ada ise kafasini sallayarak odadan çıktı.
"Kurs çıkışı, gece kulübünde olay çıkaran o adamla karşılaştım." Ezgi yerinden kalkarken, babam derin bir nefes vererek elleriyle yüzünü kapattı.
"Birşey yaptı mı sana." dedi Ezgi tedirgin bir şekilde.
"Takip mi etmiş seni." dedi babam Ezgi'den sonra.
"Konuşmalarına göre tesadüfen karşılaştık. Bana birşey yapamadı. Fakülteden bir arkadaşım da kurstaydı. Onun üzerime geldiğini fark edince geldi ve beni kurtardı. Sonrasında da beraber polise gittik. Malum ilk olayı inkar ettiği için, şu an şahidim varken gidip beraber olayı anlattık. Bu sefer kurtulamaz."
"Oh iyi bari, sürünsün pislik." dedi Ezgi.
"Dışarı çıkarken dikkat et yine de. Hatta ben birilerini ayarlayayım, birkaç gün yanında olsun." dedi babam telefona elini uzatarak.
"Hiç gerek yok, polis işin hızlıca çözüleceğini söyledi. Ayrıca o adam evi bilmiyor ve bence onu şikayet ettiğimi bildiği için bana bulaşamaz."
Babamın aramaktan vazgeçtiğini görünce odama çıktım. Hızlıca bir duş aldıktan sonra kırmızı bir bluz ve siyah taytımı giydim. Saçlarımı kurularken yatağımın üzerindeki zarfı görünce şaşırdım. Çünkü bu zarf biraz süslü püslü bir zarftı. Zarfı açınca okuduklarıma daha çok şaşırdım.
Birlikte bir hayata başlamamızın ilk adımında, nişan törenimizde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız."
Beğenip oy verirseniz sevinirim şimdiden teşekkürler...
Soranlar için Instagram: brc_prlk
Okur Yorumları | Yorum Ekle |
15.27k Okunma |
4.21k Oy |
0 Takip |
59 Bölümlü Kitap |