
Sabah uyandığımda başım sert bir göğsün, Alazın göğsünün üzerindeydi. Düzenli nefes alış verişlerinden uyuduğunu anlamak zor olmamıştı.
Huzur buydu aslında. Bir göğüs kafesinin verdiği güven ve sevginin sahibi olmaktı. Ve aynı zamanda göğüs kafesini bir başkasına ev kılmaktı.
Göğsünün üzerine küçük bir öpücük bıraktım. Sonrasında omzuna, boynuna...
"Durman gereken bir noktadasın Ankara kızı."
"Tutamazsan bende tutamayacağım kendimi ve biz günlerce bu yataktan çıkmayacağız Cemre."
Tam ona cevap vereceğim sırada odada yankılanan telefon sesimle üstünden kalkıp komidinin üstünde ki telefonumu aldım elime.
"Ne diyebilirim başka?" Deyip telefonu açtım.
"Günaydın Cemre, rahatsız etmiyorum umarım." Dedi Kars, Alaz ters bakışlarını buraya dikmişti.
Adam mafyaydı! Bir tuhaflık olduğunu en başından beri biliyordum fakat bu kadar büyük bir mesele olduğunu hiç düşünmemiştim.
"Günaydın. Hayır etmiyorsun. Bir sıkıntı mı var?" Diye sordum sakince.
"Dün gece sen gelmişsin. Eyvallah, gece gece rahatsızlık verdim sana. Can borcum var sana. "
"Deme lütfen öyle, lafı olmaz. Daha iyisindir umarım?"
Bir süre ne diyeceğimi bilemedim. Sessizlik hakim oldu. Alazın bakışları kuşku içindeydi.
"Bir sorun olursa araman yeterli, şuan kapatmalıyım."
Telefonu kapatmamla Alazın sesini duydum. Öfke, kıskançlık ve sıkıntı vardı sesinde.
"Dün bilinci tam yerinde değildi, yarasını benim pansumanladığımı sonradan fark etmiş. Teşekkür ediyordu şimdi de."
Anladım dercesine başını salladı ve yanımdan geçip gitti.
Haklı olduğu kısımlar vardı. O adamdan hoşlanmıyordu ve Kars inatla her özel anımızı bozuyordu.
Empati kurduğunda bile sinirden köpürüyordum. O ise bu duruma hep maruz kalıyordu.
ama şöyle de bir durum vardı. Ben Karsın doktoruydum.
Alazın peşinden gittim ve boks torbasını yumruklarken belinden sarıldım. Yüzümü sırtına gömüp küçük bir öpücük kondurdum.
"Yapma böyle, kötü hissettiriyorsun." Diye mırıldandım.
Bana doğru döndüğünde belindeki ellerim düştü.
"Emin ol benim kadar kötü hissedemezsin Cemre. Hissettirdiğin kadarını hissedemezsin." Dedi öfkeyle.
"ama ne Cemre? Ama ne? Anlamıyor musun dayanamıyorum, diyorsun ya kötü hissediyorum diye ben ölüyor gibi hissediyorum Cemre! Çünkü biliyorum, o adamın sana olan ilgisini biliyorum!"
"Saçmalıyorsun Alaz, ben onun doktoruyum. Ötesi yok, hiç olmadı. Olmayacak."
"O siktiğim herif öyle düşünmüyor ama!"
"Nereden çıkartıyorsun bunları?"
"Allah aşkına bu adam mafya! İnsan öldürüyor bu adam! Hangi ara bu kadar salon beyefendisi oldu Cemre? Hangi ara bu kadar nazikti? Hangi doktorunu aradı böyle? Hangisine böyle açık konum paylaştı? Bu adam Cemre, hayatında görebileceğin en saplantılı adam! Paranoyak manyağın teki! Bırak konum atmayı, evine gitmek için gözlerini bandajlıyorlar insanların!"
Her bir kelimesinde haklıydı ve ben bu işin içinden çıkabilmeyi umdum.
Bakışları yumuşadı, elleriyle yüzümü avuçladı ve parmakları yavaşça yanaklarımı okşadı.
"Sana zarar verir Cemre, sana öyle çok zarar verir ki senden çok benim canım acır... Ve verilen zarardan sonra alınan intikam bize zamanı geri getirmez. Benim canım en çok seninkine yanar Cemre... Ben tüm işkencelere katlanırım ama senin tek bir saç teline dayanamam... Bunu bize yapma."
"Alaz, ben onunla konuşacağım. İstemediğimi söyleyeceğim. Doktoru olmayacağım artık."
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 21.67k Okunma |
1.35k Oy |
0 Takip |
28 Bölümlü Kitap |