32. Bölüm

⚓32. Bölüm⚓

Büş Bckr
busbckr

Keyifli okumalar kuzular. Beğenmeyi unutmayın<3

 

⚓⚓⚓⚓⚓⚓⚓

 

32. Bölüm

Banyoda geceliklerimi giydikten sonra tüm cilt bakımı rutinimi yaptım diyemeyeceğim çünkü benim öyle bir rutinim yok. Sadece odaya dönüşümü geciktirmek adına elimde olan tüm bakım ürünlerini uyguladım. İnşallah sabah yüzümün her tarafını sivilce kaplamış bir şekilde uyanmazdım. Dişlerimi iple temizleyip ardından fırçaladım. Sonra gargara yaptım ki belirtmek istiyorum bunun tekrar öpüşme ihtimalimizle uzaktan ya da yakından bir alakası yoktu. Sadece oyalanmak için yapmıştım. Sonunda yapabileceğim bir şey kalmayınca banyodan çıktım. Derya yatakta uzanmış tabletten bir şeylere bakıyordu.

Ben çıkınca bakışları bana döndü. "Duş aldın sanıyordum bu kadar uzun süre çıkmayınca."

Yanaklarımı bir ısı basarken bakışlarımı kaçırdım. Duş almak aklıma gelse alırdım ama nedendir bilmem aklıma gelmedi.

"Uzun zamandır cilt bakımımı aksatıyordum da biraz cildimle ilgilendim." dedim gülümseyerek. Evet, uzun zamandır şöyle bir 24 sene falan...

"Anladım." dedi ama o dudaklarındaki kıvrılma mıydı yoksa bana mı öyle geliyordu?

Yatağa girerken. "Sen ne yapıyorsun?" diye sordum Tablete göz ucuyla baktığımda İngilizce yazılardan başka bir şey göremedim.

"Makale okuyorum. Önümüzdeki hafta ünlü bir profesör gelecek seminere. Son makalelerine bir göz atayım dedim."

Başımla onayladım. Allah'ın cezası her yönden çok havalıydı.

Kurdundan öldün Asu-de! Sen de git makale oku seni tutan ne?

İngilizce bilmiyor olmam mesela? Çünkü kıskandığım tam olarak onun bu kadar donanımlı olmasıydı. Hukuk okumuşsam ne olmuş? Okuma amacım bile serserilik soytarılık!

"Ne oldu? Niye yüzün asıldı şimdi?"

Derya'nın sorusuyla kendi iç çatışmama ara verip ona baktım. "Hiçbir şey olmadı. İyi geceler." dedim ve arkamı dönüp başımı yastığa koydum.

Acaba şu gizemli kız nasıl biriydi? Şansıma yurtdışı tahsilli biri çıkarsa hiç şaşırmazdım valla. Adamda elitlik turnusolü vardı. Manken sevgili, paşa dedeleri olan zoraki bir nişanlı, dededen az buçuk zengin sahte eş, gizemli kız da soylu biri çıkarsa şok olmazdım valla...

"Asude?"

Ses tonu halimi kurcalayacağını bas bas bağırırken kendimi gülümsemeye zorladım.

"Bir şey yok Kaptan... Gerçekten sadece bugün biraz yorucu bir gündü."

Gerçekten öyleydi. Sırf Derya ile yüzleşmekten kaçmak için sabah ezanıyla birlikte evden çıkmıştım. Sonra Nilay'ların olayı falan da derken baya uzun bir gün olmuştu haliyle.

"Tamam da sanki başka bir şey var."

"Yok." dedim yeniden arkamı dönerken. Omzumdan tutup kendine çevirdi beni. Bıkkın olmaya zorladığım ifademle ona döndüm.

"Söyleyecek misin artık? Yoksa..."

"Yoksa?" diye sordum kaşlarımı kaldırarak. Dudağının kenarı sinsi bir şekilde kıvrılırken "Yoksa... Gıdıklarım!" diyerek bir saniye bile es vermeden beni gıdıklamaya başladı. Allah kahretmesin ben de aşırı gıdıklanan biriydim. Bu yüzden denizden yeni çıkartılmış hamsi gibi yatakta tepinmeye ve gülüşlerim arasında nefes almaya çalışmaya başladım.

"Dur" elini çekmeye çalışsam da faydasızdı. "Dur lüt-fen ahh Kaptan ÖLECEM!" ben tepindikçe daha çok gıdıkladı.

"Söy-leye-cek misin?" diye sorunca bir süre daha direndim ama sonunda nefesimi başka bir yerden almaya başladığım için mecburen "Tamam!" dedim. "Tamam dur söyleyeceğim!" elleri yavaşça dururken ben histeri krizi geçiriyordum. Gözlerimden yaşlar boşalıyor Derya da gülerek benim durulmamı bekliyordu.

Birkaç dakika boyunca gülüp sonunda biraz kendime geldiğimde "Çok hainsin!" dedim. Gözlerimden hâlâ yaş geliyordu ama Derya mükemmel bir playboy olduğu için uzanıp gözyaşımı sildi. Tekrar ediyorum hain kere hainsin Derya! Gülümsemem yüzümde donarken doğruldum. Derya da elini çekip gülümseyerek yüzüme baktı. "Dinliyorum."

Oturur pozisyona geçtim.

"Bir şey yoktu cidden."

"Asude!" elini yeniden kaldırınca gülüp geri çekildim. "Geleceğim hakkında endişelendim bir an sadece. Seni böyle donanımlı görünce falan..."

Anlamamış kaşları çatılmıştı. "Kariyer olarak." diye ekledim.

"Sen avukatsın farkındasın değil mi?" diye sordu gülerek. Ben de güldüm. "Henüz değil ama demek istediğim... Kendimi geliştiremedim. Kendi depresif ruh halime o kadar odaklıydım ki..."

"Hayat sence ne Asude? Yani hayatın senin için anlamı ne?"

Bu soruyu o kadar beklemiyordum ki öylece kaldım. Herhangi bir cevap veremedim. Hayatın anlamı mı? Ben bu soruyu daha önce doğru dürüst oturup düşünmüş müydüm acaba?

"Yani... Ne diyeceğimi bilemedim şimdi..."

Sabırla beni bekledi. Söyleyeceklerimi kafamda toparlamaya çalıştım.

"Bence hayat ancak kendi kararlarımızı kendimiz vererek yaşıyorsak yani hayatımız kendi kararlarımız doğrultusunda şekilleniyorsa anlamlı ama yaşadığımız hayat bu mu diye soracak olursan... Ki sormazsın bence cevap gayet bariz."

Güldü. "Başka?"

Başka ne olabilir diye düşündüm.

"Mutluluk... Bilmiyorum ben diğerleri gibi hep mutlu olayım arayışında değilim sanırım. Mutluluğun nadir olduğunun ve değerinin bu yüzden fazla olduğunun farkındayım ama en azından hüzünlü, nefret ve hayal kırıklığı dolu bir hayatım olmasın isterdim." Farkındalıkla duraksadım ve kaşlarım çatıldı. "Gördüğün gibi hâlâ kariyer planımla ilgili tek kelime etmedim. Neden benim hayattan beklentim hâkim olmak, savcı olmak ya da ne bileyim en azından başarılı bir avukat olmak değil?"

"Olmak zorunda da değil Asude. Yanıldığın nokta tam olarak burası."

Tabletini kapatıp yanındaki komodine bıraktı. "Neden kendini benimle kıyaslıyorsun ki? Neden kendini bir başkasıyla kıyaslıyorsun? Sen asla bunu yapacak biri de değilsin üstelik."

Haklıydı. Ben asla böyle biri değildim. Aşk bende mutasyona sebep olmuş olmalıydı. Ona bu cevabı veremeyeceğim için omuz silktim.

"Sen bugüne kadar istediğin her şeyi elde etmiş birisin. Bu da seni başarılı kılar. Bir şeyi yapmak istemiyor olman da sorun değil, olmamalı yani. Sen bugün hâkim olmak istemiyorsun diye değilsin. İstesen olurdun ama hâkimliğin seni mutlu edeceğini sanmıyorum. Sen insanları yargılamaktan hoşlanmazsın bir kere! Ya da savcı olsan... Sen birini suçlayana kadar kılı kırk yararsın kaldı ki sen kendi değer yargılarına göre suçlayacağın kişiye içten içe hak veriyorsan rahat uyuyamazsın."

Beni bu kadar kısa sürede annemden babamdan daha iyi tanımış olması, anlaması o kadar tuhaftı ki... Ona âşık olmamın sebebi bile noksanlığını çektiğim anlaşılma isteği olabilirdi.

"Avukat olursun ama. Çok iyi bir avukat olursun hatta."

"Şu an laf sokuyorsun değil mi?" diye sordum gözlerimi kısarak. Tüm dişleri görünecek, içimi eritecek, kalbimi kıracak kadar güzel güldü.

"Başka zaman aynı cümleyle laf sokabilirim tabi ama şu an hayır... İyi bir şey söylüyorum." Gözlerimi devirip gülüşüne eşlik ettim.

"Yine de avukat olmak için de bir heyecan duymuyorum açıkçası."

"Ne istiyorsun peki?"

Seni...

Dilimin söyleyemediğini gözlerimden anlar korkusuyla gözlerimi kaçırdım.

"Bildiğin şeyler. Galata, İstanbul, müzik falan..."

Bu bilgi beni de dehşete düşürüyor ama hiçbiri eskisi kadar beni heyecanlandırmıyordu maalesef. Galata'm bile...

"Tamam işte... Senin hayatındaki hedef de bu ve bunda yanlış bir şey yok."

Kederim içimi yiyip bitirirken ifşa olmamak için onu onayladım. "Sanırım öyle."

"Vay be!" dedi başını yastığa sertçe bırakırken "Demek senin de böyle normal insan sorunların varmış."

Onun gibi uzanıp yandan ona bir bakış attım. "O ne demek?"

Tavana bakarak gülümsedi. "Alınma ama biraz şeysin... Kibirli- diyemem tabi ama burnun havada gibi bir halin var. Hep çok havalı ve umursamaz takılıyorsun. Kariyer endişesi yaşayabileceğini hayal etmezdim."

Yine gözlerimi devirdim ama bu kez gülmedin yüzümü buruşturdum.

"Herkes gibi 'Normal insan' olduğum için elbette normal insan sorunlarım var benimde. Sonuçta her zaman yirmili yaşlarımda olmayacağım. Bir noktada kendi ayaklarımın üstünde durmam bir şeyleri başarmam gerekiyor benim de.

"Ve başarıyorsun da..."

"Umarım..."

Bir süre sessizce tavanı izledik ikimizde. Ona bakmasam da uyumadığını biliyordum.

"Sence Murat Abi ile Nilay barıştılar mı?" Sorum üzerine iç çekmesi de yanılmadığımın kanıtıydı.

"Muhtemelen... Ama bana soracak olursan Damla aralarında bir sorun olarak kalmaya devam edecek. Hatalarının cezası da bu."

Ses tonu garipti. Sanki pişmanlık duyuyormuş gibi... Sanki Damla'nın varlığı onun suçuymuş gibi ama değildi.

"Doğru... İlişkiye üçüncü kişileri sokmak öyle basit bir hata değil, haliyle bedelleri olacak." Derya'nın bana döndüğünü hissedince ben de ona baktım. "Çok büyük bir hata değil mi?"

Gözlerimin içinde öyle derin bakıyordu ki 'Değil' dememi ister gibi ama üzülerek doğruyu söyledim. "Öyle."

Sesindeki pişmanlığı anlamıştım. O da ilişkisine üçüncü hatta beni de sayarsak dördüncü kişileri sokmuştu. Aradığı Gizemli Kız dönerse sorun olacaktık. Derya bir süre yüzümü inceleyip yine bakışlarını tavana çevirdi.

"Affedilmez bir şey değil ama yine de değil mi?"

Açıkçası, dürüst olmam gerekirse ben olsam affetmezdim. Bunu Derya'ya söylemek istemedim ama onu onaylamadım da.

"Hayat..." Derya yüksek bir notayla başladığı cümlenin ilk kelimesinden sonra duraksadı. Bu duraksama biraz uzun bile sürdü. Sonra daha düşük bir sesle devam etti "Hayat bazen insanlara yanlış kararlar verdirir. Nilay ve Murat Abim gibi... Ama nasıl yollardan geçersek geçelim varış noktamız aynı olur. Geçtiğimiz yollar sadece edindiğimiz tecrübeler açısından önem teşkil eder bence."

Yine sessiz kaldığımda iç çekti. "Ama sence öyle değil, değil mi? Bir yere varmak tek başına yeterli değil nasıl vardığın da önemli..."

Ne onayladım ne reddettim. Canımı çok yakan bir kaçış yolunu tercih ettim. "Ama neyse ki herkes benim gibi düşünmüyor Kaptan. Cevaplarım seni karamsarlığa sürüklemesin." Sessizlik kapladı yine odayı. Sonra Derya'nın iç çekişini duydum.

"İyi geceler Asude."

Sesindeki negatiflik içimi huzursuz etse de üstelemedim.

"İyi geceler Kaptan."

 

⚓⚓⚓⚓⚓⚓⚓

Arkadaşlar ben burayı unutuyorum. Wattpad'e de zaten vpn'siz girilmiyor ben de ayda yılda bir pc'den vpnle girdiğim için unutuyorum. Halihazırda olan bölümleri yüklediğim için hatırlatıcı bir unsurum yok. Bana instagram veya twitter dan hatırlatabilirsiniz. Hazırda bulunan çok az bölüm kaldı. Sonrasına wattpadtekiler ve sizle bakacağız artık :D Beğenip yorum yapmanız beni mutlu eder :)2

İnstagram: busbckr// busras.typwriter

X(Tw): Busrastypwriter

 

Bölüm : 14.01.2025 21:47 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...