16. Bölüm

16. Bölüm

Büşra Uyanık
busrauyanik

İyi okumalar. Yorum yapmaya ve oy vermeyi unutmayın...

16. BÖLÜM

Kader bir şekilde karşılaşması gereken insanları bir araya getirirdi. Yine öyle olmuştu. Yağmur bir aydır abisinin evinin yanlarındaki yaşamasına rağmen denk gelmezlerken onunla karakolda karşılaşmıştı. Şimdi üç araba ile Ayaz’ın evine giderlerken Yağmur’un aklında çok fazla düşünce vardı.

En öndeki arabada Ayaz hemen ardında Yağız vardı. Yağmur’un arabasını Doruk kullanıyordu ve onları en arkadan takip ediyordu. Direksiyona Yağmur geçecekken Doruk onu durdurarak kendisi geçmişti. Yağmur için sorun değildi. Yeterince yorgun hissediyordu iyi bile olmuştu. Emniyetten çıkmadan önce yer tespiti için kullanacakları bilgisayarı da yanlarına almışlardı. Doruk yanında sessizce dışarıyı izleyen kıza yandan bir bakış atarak yola odaklandı.

“ hep böyle sessiz misindir? ”

Yağmur, Doruk’tan gelen soru ile ona döndü.

“ aslında birkaç sene önce böyle değildim. Sonra her şeyi içimde halletmeye alıştım. Fazla konuşmaz oldum. ”

“ sebebini merak ettim”

Yağmur buruk bir gülümseme ile Doruk’a baktı.

“ anlatılamayacak bazı yaşanmışlıklar ve sırlar vardır. Sebep öyle bir yaşanmışlık ve sır ”

Doruk her sorusuna açık cevaplar veren kıza kaşlarını çatarak bir bakış attı.

“ her konuda bu kadar açık sözlü müsün? ”

Yağmur yerinde biraz daha yan dönerek Doruk’a baktı.

“ yalan söylesem kimi kandırmış oluyorum. Kendimi mi? Seni mi? Bence kendimi kandırırım. Sır başka, yalan ise bambaşka bir şey. Sırımı kimseye söyleyemem. Ama yalan söylememeye de dikkat ederim ”

Doruk onun sözlerini haklı bularak başını salladı. Ardından yola odaklanarak arabaları takip etmeye devam etti.

Uzun bir süre daha arabada sessizlik içindeyken Yağmur tanıdık sokağı gördüğünde şaşkınlık ile konuştu. Abisi ile yakın evlerde yaşamayı kendisi seçmişti ancak arkadaşının evine de yakın bir yerde yaşadığını düşünmemişti. İçinde yaşadığı büyük şaşkınlığı belli etmemeye çalıştı. Söz konusu kişisel konulardı ve maalesef hiç sevmese de yalan söylemek zorundaydı. Az önce de söylediği gibi sırrını açık etmemek için her şeyi yapardı.

“ yok artık bu kadar da tesadüf olamaz”

Doruk onun neden böyle bir tepki gösterdiğini merak ederek sorduğunda Yağmur işaret parmağı ile birazdan yanından geçeceklerini düşündüğü evi işaret etti.

“ burası benim evim”

Doruk’un şaşkınlık ile kaşları havaya kalktı. Gerçekten garip bir tesadüftü. Öndeki arabalar onlarının tahminlerinin aksine Yağmur’un evinin yanındaki evin bahçesine park etmişlerdi.

“ Doruk abi sen devam et benim bahçeye girelim. İzliyor olabilirler arka bahçe kapısından gireriz”

Doruk, Yağmur’un söylediğini mantıklı bularak diğer evin bahçesine park etti. Yağmur bu süre içerisinde emniyetten çıkmadan önce kaydettiği Ayaz’ın numarasını aradı.

“ Ayaz Bey ben komiser Yağmur”

“ neden oraya park ettiniz Yağmur Hanım”

“ arka bahçe kapısını açabilir misiniz? Oradan gireceğiz”

Ayaz sorduğu soruya cevap alamamış olduğu için kaşları çatıldı. Daha fazla zaman kaybetmek istemediği için sorusunu tekrarlamadı. Yanında duran Yağız’a içeri girmeleri gerektiğini baş hareketi ile anlatarak eve adımladı. Kapanan telefonu cebine atarak kapıyı anahtarı ile açtı. İki arkadaş eve girdiklerinde Yağmur ve Doruk’ta arabadan indi. Yağmur kapıyı açmadan önce parmak izi ile alarmı kapattı. Ardından anahtarları ile kapıyı açtı. Eve girdiğinde Doruk’ta emniyetten aldıkları malzemeler ile onu takip etti.

Yağmur Doruk’un eve girmesi ile kapıyı tekrar kilitledi. Önden giderek salona yöneldi.

“ teknik olarak benim evime gelmiş olmasak da yinede ilk misafirimsin evime hoş geldin”

Doruk, Yağmur’a hafif tebessüm ederek konuştu.

“ hoş buldum. Evin bir kişi için büyük olsa da güzelmiş. Anladığım kadarı ile güvenlik konusunda baya titizsin”

“ benim için ev büyük evet ama ailem yanıma geldiğinde rahat etmesini istedim. Babam ve annemde bu konuda benim gibi düşünüyordu. O yüzden bu eve karar verdik. Güvenlik konusunda kesinlikle haklısın seninde dediğin gibi aşırı titizim ”

Doruk etrafa göz atarak genç kızı takip etti. Yağmur salonun bahçeye açılan kapısına giderek elindeki anahtarla açtı. Beraber dışarı çıktıklarında tekrar kilitledi. Ana kapı ve bahçe kapısına taktırdığı ekrandan parmak izi ile alarmı etkinleştirerek kapıdan uzaklaştı. Evin tadilatını yaptırırken alarm sistemine de eklemeler yapmıştı. Bu da onlardan biriydi.

Beraber arka bahçeden çıkıp yan evin bahçe kapısından girerek eve ulaşmışlardı. Kendilerini bekleyen Ayaz’ın yönlendirmesi ile diğerlerinin yanına vardılar.

Doruk aile üyelerine doğru yaklaşarak kendini ve Yağmur’u tanıttı.

“ Ben Doruk Arman ekip arkadaşım Yağmur Karakaya sizi tehdit edenleri bulmak için elimizden geleni yapacağımıza emin olabilirsiniz”

Akif Bey ve Berna Hanım kısaca kendini tanıtarak yan yana oturmaya devam etti.

Ayaz ve Yağız diğerlerinin aksine ayaktaydı. Ayaz’ın aklı ise kardeşlerindeydi.

“ kardeşlerimin güvende olduğundan emin misiniz? Onları kullanmaktan çekinmeyeceklerinden eminim. Okula göndermekle doğrumu yaptık bilmiyorum ”

Doruk Ayaz Beyden gelen soru ile ona döndüğünde Yağmur’da kaçamak bakışlar ile abisine bakıyordu.

“ merak etmeyin ekip arkadaşlarımızdan Berke ve Deniz yanlarında iki polis memuru ile beraber kardeşlerinizin okuduğu okuldalar son dersleri biter bitmez eve gelene kadar takip edecekler ayrıca her iki okulunda güvenlikleri bilgilendirildi. İçeriye veliler kontrol edilerek alınacak ayrıca veliler haricinde hiçbir sivil alınmayacak.”

Aldıkları yanıt ile Ayaz ile beraber diğer aile üyeleri de biraz olsun rahat bir nefes alabilmişti.

Yağmur kendisine dikkatle inceleyenleri umursamayarak salondaki yemek masasının üzerine bıraktıkları eşyaların yanına adımladı. Yağmur’un en sevdiği iş takip işiydi. Çantadan bilgisayarı çıkararak evdekilerin telefonlarında dinleme yapmak için hazırlandı. Hızla bilgisayarda sistemi kurdu. Ardından kendisine bakanlara hissetse de açıklama yapmadı.

Hissediyordu onları en kısa sürede bulacaktı. Bilgisayarının başına oturduğunda ortamdan tamamen soyutlandı. Bir yandan emniyetten çıkmadan önce Berke’nin ona gönderdiği ihaleye katılacak şirket ve sahiplerinin hakkındaki bilgilere bakarken bir yandan da dün gece gördüğü öngörüyü düşünüyordu. Doruk kendi halinde çalışan Yağmur’un yanındaki sandalyeyi çekerek oturdu.

“ neye bakıyorsun yardım edeyim.”

Yağmur bilgisayar ekranını ona çevirerek kısık sesle konuştu.

“ ihaleye katılacak şirket ve sahipleri hakkındaki bilgileri bulmaya çalışıyorum. Diğerlerinden haber var mı?”

“ biraz önce mesaj attım hala fotoğrafların çekildiği yerlerdeki kameralara bakıyorlarmış şu anlık bir şey yokmuş. Artık polise haber verildiğini öğrenmişlerdir ”

Ellerinde ihaleye girecek kişilerin listesi yoktu gizli bilgi olduğu için ulaşamamışlardı. Sadece Akif Beyin tanıdığı ve ihaleye gireceği kesin olan üç tane isim vardı. Onlarda da bir sıkıntı görünmüyordu. İhale sahibi holding ile diğer işler bittikten sonra görüşeceklerdi. O yüzden saat beşe kadar asıl liste anca ellerine geçerdi.

Yağmur da onun sözlerini başını sallayarak onayladı. Tekrar ekrana odaklandığında gözü saate takıldı. On iki yeni olduğunu gördü karnı biraz acıkmıştı. Ama idare edebilirdi daha uzun süre aç kaldığı olmuştu. Bir süre daha elindeki listedeki kişileri elemeye çalıştı ama hala tedirgindi. Saat ilerledikçe içindeki sıkıntı artıyordu.

Aklına gelen fikir ile masada ki telefonu aldı. Dışarıda konuşmak istese de bir telefon gelme olasılığına karşı vazgeçti.

“ ben bir arkadaşımı arayacağım ”

Salona göz attığında orada sadece Yağız’ın kaldığını gördü. Akif Bey ve Ayaz, yorgunluktan uyuya kalan Berna Hanıma odasına götürdükleri için salonda değillerdi. Salonda sadece Yağız kalmıştı. Ona hafif bir tebessüm ederek baktı. Yağız’ın da aynı şekilde karşılık vermesi ile elindeki telefona odaklandı. Ayağa kalkarak Doruk ve Yağız’dan biraz uzakta olan cam kenarına geçerken arada dışarıyı gözlüyordu.

Kimsenin karşı tarafın sesini duymayacağına emin olduğunda Devran’ın numarasının üstüne basarak aradı.

……

Devran ailesinden kalan şirketi yönetmek tek başına zor olsa da üstesinden geliyordu. İşini seviyordu. Takı tasarımı yapmak onu hep rahatlatmıştı. Bir şeyler çizmeyi hep sevmişti. Denge Holding’in adının bu kadar duyulması Devran sayesinde olmuştu. Aile mirasının başına geçtiğinde batmak üzere olan bir şirketken şimdi binlerce çalışanı, birçok yatırımcısı olan bir şirketti.

Devran uzun süren bir toplantının ortasındaydı. Yeni bir seri için yaptıkları çizimleri daimi müşterilerine anlatıyordu. Müşterileri bu sektörün tanınmış kişilerden biriydi. Uzun zamandır onlar ile iş yapıyordu.

Tek sorun müşterisi olan Hakan Beyin kızıydı. Her toplantıda bulunuyor ve iş harici her konuda konuşuyordu. Bu konuşmalardan çoğu Devran ile ilgilendiğini belli etme çabaları olduğu için Devran fazlası ile sıkılmıştı.

Bugünde o günlerden biriydi. Ama diğer günlerden en büyük farkı ise Hakan Beyin önemli bir işi çıkması sebebi ile toplantıya sadece kızının ve asistanının katılmasıydı. Böylece babasının yanında tavırlarına azda olsa dikkat eden kadın bugün iş harici her konuda konuşuyordu.

En kısa zamanda kadını kendinden uzaklaştırmak için bir şeyler düşünmeye karar verdi. Devran hiçbir zaman kadınlar ile işi olmamıştı. Onun için sevgi, aşk ömürlüktü. Doğru kişiyi bulana kadar da kadınlardan uzak duracaktı. Devran toplantıyı sürekli sekteye uğratan kadına bir bakış atarak Beril Hanım dinlemese de anlatmaya devam etti.

“ Devrancığım yorulmadın mı anlatmaktan beraber bir yemek yiyelim devam ederiz ”

“ hiç yorulmadım Beril Hanım hatta bitti anlatacaklarım. Ayrıntıları Hakan Bey ile bizzat konuşacağım zaten ”

Devran masaya dağıttığı çizimleri toplarken asistanı Baran’da ona yardım etti. Beril onun gitmesini istemediği için çizimlerden birini eline alarak konuştu.

“ şu çizim için hangi taş uygun demiştiniz tam hatırlayamadım ”

Devran onun ne yapmaya çalıştığını elbette biliyordu. Fakat en önemli müşterisi oldukları için sert çıkamıyordu. Yerine tekrar oturarak çizdiği küpe tasarımını anlatmaya başlayacakken çalan telefon ile dışarıdan belli etmese de sevindi. Masanın üzerine bıraktığı telefonu alırken diğerlerinin de ekrandaki isme baktıklarını gördü. Ekranda yazan “ Güçlü Kadın” yazısı onları meraklandırdığını gördüğünde Beril’den kurtulmanın bir yolunu bulduğunu düşündü.

“ efendim Güçlü Kadın ”

Yağmur kendisine arada bu şekilde hitap eden Devran’a aynı şekilde karşılık verdi.

“ nasılsın Güçlü Adam ”

İkisi de bu konuşmanın ardından duyanları kıskandıracak kadar güçlü ve samimi bir kahkaha attılar. İkisi birbirleri ile konuşurken etrafındaki herkesi unutuyorlar sadece birbirlerine odaklanıyorlardı. Yağmur’un etrafında onu dinleyen iki kişi varken, Devran yanındakilerin kendisine daha fazla meraklı bakışlar attığını hissediyordu. Bu kişilerden birisi de Baran’dı. Devranın uzun süredir asistanı olan Baran, abisi gibi gördüğü adamın ilk defa bu kadar içten kahkaha attığını görüyordu. Ve karşısındaki kişi kesinlikle bir kadındı ve abisi ilk defa karşı cins ile bu kadar samimiydi.

“ söyle bakalım benden ne istiyorsun. Ben seni sesinin tınısından tanırım söyle çekinme ”

Yağmur direk konuya giren genç adam ile dün geceyi hatırlayarak eski üzgün haline geri döndü.

“ Devran yardımına ihtiyacım var ”

Devran onun titreyen sesini duyduğunda yerinden hızla kalktı. Az önce ki neşeli hali yok olmuştu. Yanında kendisine bakan Baran’a masayı toplayarak gelmesini işaret etti.

“ Yağmur güzelim ne oldu söyle bana ”

Yağmur fısıltı ile konuşmaya başladığında Yağız ve Doruk’un merak ile kaşları çatıldı.

“ şuan açık konuşamıyorum dün öngörü gördüm ”

Devran Yağmur’un fısıltı ile konuşması karşısında kaşları çatılırken söylediklerini dikkatle dinledi.

“ bana olayı anlat ”

Yağmur rahat konuşamayacağını anladığında hemen yanındaki bahçe kapısında dışarı çıktı. Hızlı bir şekilde olayı anlatarak içeri girmeyi düşünürken bu sefer biraz daha sesli bir şekilde konuşmaya başladı.

“ peki başlıyorum ”

Devran yüzündeki hafif tebessüm onu ile yanıtladı.

“ başla bakalım ”

Yağmur derin bir nefes alarak konuşmaya başladığında Devran’da odasına yeni giriyordu. Beril ve asistanını Baran göndereceği için onları orada bırakarak çıkmıştı. Yağmur baştan sona öngörüsünü hızlı bir şekilde anlatırken etrafı da gözlüyordu.

“ okul çıkış saatinde birisi kasıtlı olarak birine çarpmak istiyor doğru mu anladım ”

“ evet doğru anladın. Ama sonra vazgeçiyor galiba tam emin olamıyorum ”

Devran’ında kafası biraz karışmış olsa da Yağmur’a soru sormaktan vazgeçmedi.

“ okulun adını ve aracın plakasını gördün ise bana söyler misin? ”

“ okulun adı “ Sancak ortaokulu ” plakayı mesaj olarak atarım. Teşekkür ederim Devran”

Devran kendisine sürekli teşekkür eden Yağmur’a artık alışmıştı. Sadece gülümsedi.

“ yemek yedin mi?”

Yağmur uzun süre önce yediği için aç hissediyordu.

“ maalesef yemek yeme gibi bir fırsatım olmadı Doruk abi ile bir soruşturma için şikâyetçi olan ailenin evindeyiz ”

Devran’ın beraber yemek yeme planı suya düştüğünde başka bir soru daha sordu.

“ işlerin bittiğinde beraber yemek yiyelim. ”

“ olur ”

“ bir de bana şuan bulunduğun evin adresini verir misin? ”

Yağmur neden sorduğunu anlamasa da bir bildiği olduğuna emin olarak adresi söyleyerek kapattı.

Devran hemen aklındakileri yapmak için telefonundan en güvendiği adamlarını arayarak Yağmur’un adını verdiği okulun etrafına yerleştirdi. Saat başı ona rapor vermelerini de eklemeyi unutmadı. Ardından gelen mesaj ile plaka sahibini araştırmak ve aklında olan diğer konu hakkında harekete geçti.

……

Yağmur sonlanan konuşma sonrasında eve tekrar girerek yerine oturdu. O dışarıdayken Ayaz’da gelmişti. Yağız ile konuşuyor kafasını dağıtmaya çalışıyordu. Doruk uzun süre telefon konuşan Yağmur’un yanına oturması ile ona kısa bir bakış attı. Yağmur ona kısada olsa açıklama yapması gerektiğini düşündüğü için bir kısmını anlatmaya karar verdi.

“ Doruk abi önemli bir konu hakkında arkadaşımdan yardım istedim de ”

“ anladım biz de işimize devam edelim”

Yağmur’da onu onaylayarak bilgisayara geri döndü. Barış, Yağmur için diğer kurtardığı kişilerden daha önemliydi. Aynı parkta Barış ve arkadaşları ile oyunlar oynamış onu olmayan küçük kardeşi gibi benimsemişti. Şimdi başına bir iş gelebilecek olması onunda canını yakıyordu. Yağmur, Barış ile geçirdiği birkaç günü düşünürken işini de yapmaya devam etti.

Bir süre daha araştırma yaparak ihtimalleri daralttılar. Onların çalışmasını bölen zil sesiydi.

 

Bölüm : 19.11.2024 15:26 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...