24. Bölüm

24. Bölüm

Büşra Uyanık
busrauyanik

İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın....

 

24. BÖLÜM

Ölüm ile yaşam arasında ince bir çizgi vardı. Yağmur tam o ince çizginin kıyısında yaşamak, hayata tutunmak için zorlu bir mücadele içindeydi. Verdiği savaşı kazandığında kendi nefes seslerini duyarak bilinci açıldı. Bir süre sonra odada aynı ritimdeki sesleri algılamaya başladı.

Yağmur uzaktan gelen makine sesleri ile kendine gelmeye çalışırken zaman mekan kavramını yitirmişti. Neden uyanmakta zorlandığını anlamıyordu. Boğazındaki kuruluk ile su ihtiyacını gidermek için kalkmayı denedi. Ancak yerinden kıpırdamayı bırak gözlerini dahi açamadı. Duyduğu kapının açılıp kapanma sesiyle konuşmak için kendini zorlarken ancak parmağında kıpırdata bildi.

“ Yağmur beni duyabiliyor musun? Eğer duyuyorsan parmağını oynata bilirsin ”

Yağmur duyduğu sesin sahibini tanıyordu. Düşüncelerini okuyabildiğinde olanları hatırlamaya başladı. Dikkatsizliği yüzünden vurulmuş hem kendini hem de Devran’ı tehlikeye attığını hatırladığında gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Takılı olan maskeye rağmen konuşmaya çalıştı.

“ Dev-ran”

Yağız onun canı yandığı için ağladığını düşünürken odaya girmeden yanına aldığı ilaçları seruma ekledi. Yaptığı ağrı kesici onu hem rahatlatacak hem de biraz daha uyumasını sağlayacaktı. Yağmur’un konuşmaya çalıştığını gördüğünde söyleyeceklerini duymak için yaklaştı. Zar zor duyduğu isimle geri çekilirken onun endişesini dindirmek için konuştu.

“ şuan camdan sana bakıyor ve uyandığın için çok mutlu ”

Yağmur duyduğu sesin söyledikleri ile zorda olsa gülümserken kendisini içine çeken uykuya teslim oldu. Yağız onun gülümsemesiyle cama doğru döndü. Ameliyat sonrasında konuştuğu kişinin Devran olduğunu diğerlerinden farklı olan endişesiyle anlamıştı. Ona bakarken iyi anlamında bir hareket yaparak işine devam etti. Saldırganların hala yakalanmamış olduğunu öğrendiğinde hemşirelerin görevlerini de kendisi yapmaya karar vermişti. Yağmur ve diğerleri arkadaşını büyük bir dertten kurtarmıştı onlar için bu kadarını yapabilirdi.

Pansumanı bitirerek odadan çıktığında kendisine beklenti ile bakan insanlara bir açıklama yapması gerektiğini biliyordu.

“ uyandı ancak verdiğim ağrı kesicinin etkisiyle tekrar uykuya daldı. Normal odaya aldığımız da kısa süreliğine yanına girebilirsiniz. Ayrıca Devran Bey’in adınızı sayıklıyordu”

Devran, Yağmur’un durumunu öğrendiğinde yüzü aydınlanarak kocaman gülümsedi. Diğerleri konuşmaya devam ederken Devran camın önüne tekrar geçerek Yağmur’u izlemeye devam etti. Bir an önce ona kolye ve yüzüğü geri vermeliydi. Şuan ilacın etkisiyle güçlerini baskılaya biliyordu. Ama bilinci tam anlamıyla açıldığında ilk zamanlardan daha zor bir süreç onu bekliyordu. Uzun zamandır üzerinde olan denge taşı yanında değildi. Doktorun hala orada olduğunu fark ettiğinde ona hitaben konuşurken boynunda ki Yağmur’un kolyesini açığa çıkardı.

“ Yağmur’a bu kolye ve yüzüğü takmam gerek sorun olur mu? ”

“ kız canı ile uğraşıyor adam kolye, yüzük diyor ”

Demir ağzının içinde mırıldansa da söyledikleri net bir şekilde duyuldu. Devran bir yere kadar ona hak verdiği için sesini çıkarmadı. Ancak Demir’in bilmediği kolye ve yüzük alelade bir takı değildi. Yağmur’un güçlerini kontrol edebilmesi ve hızlı bir şekilde iyileşmesi için bir an önce takması gerekiyordu.

“ steril hale getirdikten sonra takabilirsiniz ”

“ teşekkür ederim ”

Aradan geçen yarım saatin ardından Yağmur normal odaya alınırken Devran kolye ve yüzüğü temizledi. İçeri girmek için doktorun iznini beklerken kapının önünde bir sağa bir sola gidiyordu.

Yağız, Yağmur’u son kez kontrol ettikten sonra odadan çıktığında Devran’a sadece beş dakika girebileceğini söyledi. Devran onu onaylayarak içeri girdiğinde diğerleri kapıda onun çıkmasını bekleyeceklerdi.

Devran içeri girdiğinde Yağmur hala uyuyordu. Sandalyeyi yatağın yanına yaklaştırarak oturduğunda uzanarak elini tuttu. Yağmur’u en son yıllar önce böyle bilinçsizce yatarken görmüştü.

“ Yağmur seni kaybedeceğim diye çok korktum. Sana o kadar alışmışım ki seni bu halde görmek canımı yakıyor. Daha dün oturmuş sohbet ederken şimdi böyle bilinçsizce yatmam beni çok üzüyor. Ama iyi olacaksın biliyorum. Hem bizim konuşacağız çok şey var. Söyleyemediklerimiz, söylemekten çekindiğimiz her şeyi sen iyileşince konuşacağız. Doktor sadece beş dakika girebilirsin dedi. O yüzden çıkmam gerekiyor. Aslında doktor yerine abin demeliyim evet onunla tanıştım. Senin tanıştırmanı isterdim ama olmadı. Uyanınca yanından hiç ayrılmayacağım. Fakat şimdi gitmem gerek ”

Devran çıkmadan önce Yağmur’un parmağına yüzüğü takarak kolyeyi boynundan geçirdi. Bir adım geri çekilerek etrafındaki güç kalkanının oluşmasını izlerken rahat bir nefes aldı. Yüzünde oluşan kocaman gülümseme ile odadan çıktığında kendisine bakan adamlar umurunda değildi.

Telefonunu çıkararak sabahtan beri işler ile ilgili bilgi vermek için sürekli arayan ama konuşmak istemediği için birkaç mesaj ile geçiştirdiği Baran’ı aradı.

“ alo Baran ”

“ Efendim Devran Bey ”

“ ikinci bir emre kadar tüm toplantılarımı iptal et, müşterilere toplantıların ileri bir tarihe alınacağı ve mağduriyetleri konusunda yardımcı olacağımızın bilgisini ver ”

“ emredersiniz Devran Bey ”

“ ayrıca ben seni arayana kadar şirket sana emanet ”

“ anladım Devran Bey görüşmek üzere ”

Devran konuşmasını bitirerek kapattığında bekleme koltuğunda oturan adamlara baktı.

“ Yağmur’u ve genç kızı vurun adamlardan bir haber var mı? ”

“ aramalar devam ediyor ”

Doruk’un cevabın ardından Devran arkasındaki duvara yaslanarak dün gördüğü anları düşündü. O gece kendi görüsünde sokak ismi gördüğünü hatırladığında kaşları çatıldı. Adresleri kesin ipucu olmadığı sürece görmezdi.

Yağmur iyileşene kadar bulamazlarsa bu duruma el atmaya karar verdi. Devran’ın önceliği her zaman Yağmur olacaktı. O iyileşince her şey hallolurdu.

Doruk ve Demir kendi aralarında konuşurken Devran’da saatlerce onların karşısındaki koltukta bekledi.

…..

Yağız’ın dün nöbet günü olduğu için gece boyunca hastanedeydi. Şimdi ise yorgun bedenini eve zor atmıştı. Evin kapısından girdiğinde yemek kokulanı onu karşıladı. Annesi her nöbet bitişinde eve gelmeden yemeğini yapardı. Bugün de o günlerden biriydi.

Kapıyı kapatarak önce odasına çıktı kısa ama rahatlatıcı bir duşun ardından yemek odasına girdiğinde ailesinin kendisini beklediğini gördü. Öğle saatleri olmasına rağmen hafta sonu olduğu için tüm aile evdeydi.

“ hoş geldin oğlum ”

“ hoş buldum anne, yine döktürmüşsün ”

Yusuf annesinden önce davranarak abisine şakayla karışık sitem etti.

“ abi sen nöbetten döndüğün zaman daha bir özeniyor annem ”

Nehir Hanım oğlunun ona takılmalarını alıştığı için yemeğini yemeye devam etti.

“ yemeğini ye Yusuf uğraşma karımla ”

Yusuf yaşına rağmen şakacı bir yapıya sahipti. Ve yine ortalığı karışmaya çalışsa da başarılı olamayınca yemeğine odaklandı. Evde sabahtan beri sıkıldığı için abisi ve annesi ile biraz uğraşmak istemişti. Yağız diğerleri gibi onun bu tavırlarına alışkın olduğu için gülerek karşılık verdi.

Yağız masada göremediği kardeşi ile meraklanırken kapıya doğru bakıyordu. Belki birazdan gelirdi.

“ Anıl nerede”

“ Emre ile bilgisayar oyunu oynamaya gitti oğlum. ”

“ normale dönmeye başlamasına çok sevindim. Kendi gelmek isteyene kadar oynasınlar ”

Yağız kardeşinin sınav stresi yüzünden zorlandığını görebiliyordu. Stresini üzerinden atarak normal düzenine geri döndüğünü görmeyi çok istiyordu. Arkadaşı ile bir şeyler yapması içini rahatlatmıştı.

“ Yağmur’un sayesinde olduğunu düşünüyorum. Dün onunla sınav hakkında konuşunca rahatlamış gibiydi. ”

Yağız içinin rahatlaması babasının söylediklerini duyana kadardı. Akına gelen Yağmur ile yüzü düşerken elindeki çatalı masa bıraktı. İştahı kaçmıştı daha fazla yiyemezdi.

“ haklısın Murat, oğlum Yağmur sayesinde kendini toparladı. Doğru düzgün teşekkür etmek gerek. Bu akşam yemeğe mi çağırsak ”

Yusuf masada konuşulanları dinlese de bir yorumda bulunmadı. Şuan tek odağı önündeki en sevdiği yemek olması konuşmaması için yeterli bir sebepti. Murat Beyin ise karısının konuşmasını dinlerken tek odaklandığı oğlunun düşen yüzüydü. Yağmur’un konusu açıldığında yemek yemeği bıraktığını görecek kadar ona odaklıydı.

“ Yağmur’un konusu açılınca yüzün düştü. O gün sen bırakmıştın evine bir sorun mu oldu ”

Yağız hiçbir detayı gözünden kaçırmayan babasına bakmak yerine önündeki yarım kalan yemeğine odaklanarak konuştu. Gözlerindeki üzüntüyü aile üyelerinin görmesini hiç istemiyordu.

“ Yağmur’un bugün yemeğe gelebileceğini sanmıyorum.”

“ neden oğlum babanın dediği doğru mu yoksa, o gün bir sorun mu oldu aranızda ”

Yağız bakışlarını annesine çevirerek onu cevaplarken böyle düşünmelerine neden olduğu için kendisine kızıyordu.

“ hayır anne bir sorun olmadı. Ayrıca ne gibi bir sorun olabilir. Yağmur şuan hastanede ”

Nehir Hanım oğlunun söyledikleri ile titreyen elinden çatalı tabağa düşürdüğünde odada tiz bir ses yankılandı. Yusuf bile yemek yemeği bırakmış bir halde abisine garip bir şey söylemiş gibi bakıyordu.

“ dün gece silahlı saldırıya uğramış zor bir ameliyat geçirdi. Yoğun bakıma aldık neyse ki bünyesi sağlamdı. Sabah normal odaya alındı biraz toparlanana kadar ilaçlar ile uyutuyoruz ”

Nehir hanım oğlunun tanıdığı birini o halde gördüğü için üzüldüğünü anladığında onu anlatmaya zorladığına için kendine kızdı.

“ ailesi çok üzülmüştür”

Yağız onlara ailesine haber verilmediğini söylese mi bilemiyordu. Sessiz kaldığında bu durum babasının gözünden kaçmadı.

“ sessiz kaldığına göre ailesinin haberi yok doğru mu anladım oğlum ”

“ ben de arkadaşları aralarında konuşurken duydum. Anladığım kadarıyla birisi erkek arkadaşı, o haber verilmesini istememiş ”

“ böyle bir düşünce olabilir mi? Ailesinin bilmeye hakkı var”

Annesinin sert çıkışından sonra diğerleri de başı ile onaylarken başka söyleyecek söz bulamadılar. Biraz toparlanınca ziyaret etmeye karar vererek yemeğe devam ettiklerinde Yağız yorgun olduğunu söyleyerek odasına çekildi.

……..

Yağmur bünyesinin toparlaması için yirmi dört saat daha ilaçlar ile uyutuldu. Diğer gün akşama doğru kendine gelmeye başladığında yine boğazındaki kuruluktan dolayı rahatsızdı. Gözlerini önceki sefere göre daha kolay açmayı başardığında tavandaki ışığın yoğunluğundan dolayı tekrar kapattı. Biraz daha dikkatli açarak lamba görüş alanından çıkardığında hastane odasında tek başına olduğunu gördü. Aklına ilk önce ailesinin haberi olup olmadığı gelirken Devran’ın nasıl olduğunu da merak ediyordu.

Aralarında görünmez bir bağ vardı. Yağmur yaralandığında onunda etkileneceğini biliyordu. Kıpırdayınca canı yandığı için birini çağırmaya çalışmadı. O düğmeye uzanmak için karnındaki yarayı yok saymalıydı. Dakikalarca odaya birinin girmesini beklerken kuruyan boğazının acısını hissetmemeye çalıştı.

Yirmi dakikanın sonunda açılan kapı ile rahat bir nefes alırken gelen hemşireye odaklandı.

“ uyanmışsınız ”

Yağmur her ne kadar onun neşesine ortak olmak istese de şuan tek istediği bir bardak suydu. Zor çıkan sesi ile konuştu.

“ su”

“ hemen veriyorum uzun süredir uyuduğunuz için boğazınız kurumuş olmalı.”

Hemşire Yağmur’a yavaş yavaş su içirdikten sonra konuşmaya devam etti.

“Doktorunuz uyandığınız da arkadaşlarınızın içeri girebileceğini söylemişti. Çağırmamı ister misiniz? ”

“ gelsinler lütfen ”

Yağmur odadan çıkan hemşire ile kapıdan girecek kişileri beklemeye başladı. Kapıdan giren Demir ve Doruk ile gülümserken en son giren kişiye odaklandı. Devran sadece ona özel olan gülümsemesiyle ona bakıyordu.

“ Devran ”

“ Yağmur”

Yağmur ismini ondan bir kez daha duyduğu için mutluydu. Devran diğerlerinin varlığını umursamadan önceki ziyaretinde yaptığı gibi sandalyeyi yatağın yanına çekerek oturdu. Yağmur ile onlar çıktıktan sonra konuşacaktı en azından öyle planlıyordu. Yağmur’da onun düşüncelerini az çok anladığı için diğerlerine dönerken elini tutan Devran ile gülümsedi. Bir yandan da elini tutan eli sıkıca kavradı.

“ Yağmur bizi çok korkuttun bir daha yanında biri olmadan ya da destek çağırmadan kendini tehlikeye atmayacaksın ”

Yağmur Demir’in konuşmasını onaylayan Doruk’u gördüğünde haklı olduklarını bildiği için karşı çıkmak gibi bir hata yapmadı.

“ söz bundan sonra daha dikkatli olacağım ”

“ ailene haber vermek istedik ancak Devran öğrenmemelerinin daha iyi olacağını söyledi. İstersen hemen arayabiliriz ”

Yağmur Doruk’un sözleri ile Devran’a dönerek gülümsedi.

“ teşekkür ederim. Yine beni benden çok düşündüğün için çok teşekkür ederim ”

“ biz bu konuda anlaştığımızı sanıyordum.”

“ doğru teşekkür etmek yoktu ”

Devran onunla beraber gülerken içinden Yağmur’a kavuştuğu için dualar ediyordu. Yağmur diğerlerine dönerek sorun olmadığını kendisinin de onları endişelendirmek istemediğini söyledi.

Sonrasında Yağmur, Doruk ve Demir ile sohbet etti. Doruk sohbet arasında diğerlerinin kısa süre sonra geleceklerini de eklemeyi ihmal etmedi. Devran ise onları dinlerken Yağmur’un elini tutarak güçleri ile iyileşmesine yardımcı oluyordu. Yağmur içinde hissettiği güç dalgası ile kaşları çatılırken hızla Devran’a döndü.

“ Devran sakın bana tahmin ettiğim şeyi yaptığını söyleme ”

Devran ona suçüstü yakalanmış bir çocuk gibi bakarken Yağmur’un içinden gülmek gelse de sert duruşunu bozmadı. Elini onun elinden çekerken karıncalanan parmaklarını yok saydı. Birini iyileştirmenin bedelini biliyordu. Güçlerini kısa bir sürede olsa kullanamaz ve karşısındaki kişi kadar olmasa da acı çekerdi.

“ sadece iyi olmanı istiyorum”

Yağmur onun yüzünden Devran’ın acı çekmesinden nefret ediyordu. Vurulduğunda çektiği acıyı tahmin bile edemiyorken şimdi onu iyileştirmeye çalışarak canını yakmasına nasıl müsaade ederdi. Az önce Devran’ın temasından kaçırdığı elini genç adamın yanağına yasladı. Göz göze geldiklerinde Devran’ın onun gözlerindeki pişmanlığı görmesini istiyordu.

“ yapma, Devran benim yüzümden daha fazla acı çekmeni istemiyorum ”

“ ama Yağmur ”

“ istemiyorum senin canın yanmadığı sürece canım yanmıyor benim ”

Devran kabullenmişlikle omuzlarını düşürürken Yağmur’un elini uzanarak aşağı indirerek tekrar sıkıca kavradı. Doruk’un aksine Demir içindeki meraka engel olmadı. Karşısında yaşanan olayı merak ediyordu.

“ neler olduğunu bize de anlatacak mısınız yoksa arananız da konuşmaya devam mı edeceksiniz ”

“ Devran suçunu biliyor. Ayrıca bir daha yaparsa yanıma yaklaştırmayacağımı da biliyor ”

Devran onun inadını bildiği için sesini çıkarmadı. Elini ağrımaya başlayan karnına koymamak için zor dururken Yağmur’a çaktırmamaya çalıştı. Demir onların özelini daha fazla kurcalamak istemediği için konuyu şaka ile dağıtmaya çalıştı.

“ yalnız ben Devran’ın bu halini sevdim senden bu performansı sürekli bekliyorum ”

Yağmur, Demir’in sözleri karşısında sadece gülümserken, Devran ise gözlerini devirdi. Demir iki gündür onunla uğraşıyordu. Yağmur’u önemsediğini bildiği için üzerinde durmuyor hatta bazen ona karşılık vererek eğlenmişti. Yine de Doruk arkadaşını uyarmanda edemedi.

“ Demir abartma ”

“ Doruk abi sende hemen uyar zaten ”

Doruk onun bu tavırlarına artık alıştığı için arkasına yaslanarak Devran ile sohbet etmeye başladı. Genç adamı pek tanımıyordu. Ama iyi biri olmasa Yağmur’un ona güvenmeyeceğini düşündüğü için onu tanımak istiyordu.

Yağmur onların konuşmasını dinlerken ilaçların etkisiyle uykuya yenik düştü. Onun uyuduğunu gördüklerinde rahatça uyuması için sessizce odadan çıkarak ışıkları kapattılar. Devran onlar ile beraber dışarı çıkarken kısa süre sonra tekrar içeri girdi. Demir ve Doruk ise sabah diğerleri ile beraber gelmeye karar vererek hastaneden ayrılmışlardı.

Yağmurdan ayrı kalmak ona iyi gelmiyordu. İkisinin de birbirlerinin varlığını hissetmeye ihtiyaçları vardı. Yatağın yanındaki yerini alırken yine Yağmur’un elini iki elinin arasına aldı. İki gündür gözüne uyku girmemişti. Bekleme koltuğunda ara ara içi geçse de birkaç dakika sonra sıçrayarak uyandığı için uykusuzdu. Diğerleri ona nazaran sırayla eve gitmiş üzerini değiştirerek birkaç saat uyumuşlardı.

Devran başını ellerinin üzerine koyarak uzun zaman sonra huzurlu bir uykuya daldı.

….

Sabah erkenden gözlerini açan Yağmur elinde hissettiği ağırlık ile oraya baktı. Devran’ı gördüğünde yüzünde gülümseme oluştu. Kıpırdamadan durarak bir süre daha uyumasına izledi. Yüzünü eline yasladığı için izleyemese de Yağmur’a onun varlığı bile yeterdi.

Kapının açılma sesi ile oraya bakarken içeri giren Yağız ile gülümsemesi daha da genişledi. İşte şimdi daha iyi hissediyordu. Abisi de sevdiği adamda yanındaydı. Evet Devran sevdiği adamdı. Ölümün eşiğinde olduğunu hissettiğinde bile onun canının yanacağını düşünürken bu saatten sonra onsuz bir hayat düşünemiyordu.

Güçlerinden kaynaklı olsun veya olmasın Yağmur, Devran’ı çok seviyordu. Onunda hislerini az çok biliyordu. Kısa süre sonra karşılıklı bu konuyu konuşacaklardı. Bu aralarında sözlere dökülmemiş bir anlaşmaydı.

Yağız, kendisine gülümsedikten sonra Devran’a bakarak dalıp giden Yağmur’a bakıyordu. Gözlerinden geçen duygular o kadar yoğundu ki böyle bir sevginin kendisini de bulması için dualar etti. Sahte bir öksürük ile dikkatini çekmek istese de Devran’ı da uyandırmak istemiyordu. Bu yüzden kısık bir sesle adını söyledi.

“ Yağmur ”

“ Efendim Yağız abi ”

İkisi de kısık ses ile konuşmaya başladıklarında Yağmur tüm dikkatini abisine verdi.

“ belki arkadaşların söylemiştir. Senin doktorunum ameliyatın iyi geçti. Şu anlık değerlerinde bir sorun yok ancak bir hafta hastane de gözetim altında kalman gerekiyor. ”

“ anladım Yağız abi, bu arada doktor önlüğü sana çok yakışmış ”

“ teşekkür ederim, eminim polis üniforması da sana çok yakışıyordur.”

Yağmur abisinden aldığı iltifat karşısında mutlu oldu.

“ arkadaşın koltuğa uzansa daha iyi olacakmış burada her yeri tutulur ”

“ bana bir şey olacak diye çok korkmuş sanırım gece uzak kalmak istemedi ”

Yağız anladığını belirtir şekilde başını sallayarak biten serumun yerine yenisini taktı. İçine damar yolundan alınması gereken ilaçları eklerken bir yandan da Yağmur ile sohbet etmeye devam etti. İşi bittiğinde sonra tekrar uğrayacağını söyleyerek odadan ayrıldı.

Bu süre boyunca Devran yerinden kıpırdamamıştı. Oysa Devran, Yağız odaya girdiği anda uyanmıştı. Yağmur ile Yağız rahatça konuşabilsin diye onlara belli etmeden aynı şekilde durmaya devam etti.

“ Devran uyandığını biliyorum ”

Devran yine yakalanmış olması nedeniyle bakışlarını ondan kaçırırken yerinde doğrularak tutulan boynunu ovaladı.

“ teşekkür ederim ”

“ eminim hiç sohbet etme fırsatınız olmadı. Sadece size biraz zaman tanıdım bunu için teşekkür etmene gerek yok. Hem sana teşekkür etmek yasak artık ”

Yağmur onu kafasını sallayarak onaylasa da Devran’a teşekkür etmeden duramayacağını biliyordu. Bu yüzden sesli olarak onayladığını dile getirmedi.

 

 

Bölüm : 20.11.2024 08:54 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...