26. Bölüm

26. Bölüm

Büşra Uyanık
busrauyanik

 

 

Uzun süredir bölüm yayınlamadığım için üzgünüm. Son 3 haftadır fazlası ile yoğunum. Elimden geldiğince bölümleri yazıp yayınlamaya çalışıyorum. Umarım diğer bölüm bu kadar uzun süre geçmez. Stok bölümlerim bu bölüm ile bitti. Diğer bölümleri yazıp yayınlamak için elimden geldiğince hızlı olmaya çalışacağım. İyi okumalar...

 

 

26. BÖLÜM

Devran sabahın ilk ışıkları ile uyandı. Yorgun olmasına rağmen bünyesi erken kalkmaya alışkındı. Odadaki işlerini hallettikten sonra mutfağa geçerek kahvaltı hazırlamak için gerekli malzemelere bakarken dolabın boş olduğunu gördü. Yağmur’un uzun süre evde olmamasına karşın boş bir dolap normaldi.

Odasından cüzdanını ve arabanın anahtarını alarak evden ayrıldı. Dün akşam yemeğini dışarıdan yedikleri için evde ne var ne yok bakmak aklına gelmemişti. Alışveriş işini dün yapmalıydı ancak sorun değildi. Yağmur uyumaya devam ederken halledebilirdi.

Aradan geçen iki saatin ardından Devran elinde poşetlerle eve girdiğinde Yağmur çay suyunu koymuş salonda onun gelmesini bekliyordu. Az çok nereye gittiğini anladığı için kahvaltıyı hazırlamaya başlamamıştı. Devran’ın eve gelmesiyle Yağmur’da salondan ayrılarak mutfağa geçti.

“ hoş geldin keşke uyandırsaydın beraber giderdik ”

Devran elindeki poşetleri yemek masasına bıraktıktan sonra hemen arkasında duran Yağmur’a döndü. Onu kollarının arasına alırken sorusunu da yanıtlamayı ihmal etmedi.

“ yaran kapanana kadar kendini zorlamamam gerek bu yüzden şimdilik bu işleri ben yapıyorum ama söz iyileşince beraber geze geze alışveriş yapacağız”

“ peki ”

Yağmur ve Devran bir süre daha öyle kaldıktan sonra kahvaltı hazırlamaya başladılar. Yağmur, Devran’ın aldığı yiyecekleri dolaba yerleştirirken masaya koyulacakları kenara ayırmaya başladı. Yarım saat süren hazırlık sonrasında beraber sohbet ederek kahvaltı yaptılar.

Kahvaltı faslı bittiğinde Devran, Yağmur’un daha fazla yorulmasını istemediği için o etrafı toparlarken Yağmur’u da ilaçlarını içmesini söyledi.

İkisinin de yapacak işleri kalmadığında bahçeye çıkarak koltuğa yan yana oturdular. Yağmur yerdeki minderlere oturmayı çok istese de yarasının onu zorlayacağını bildiği için vazgeçmişti. Sabah güneşinin tadını çıkarmaya başladılar.

“ aslında bana öğretmem gerekenleri şimdi anlatamaz mısın? Kısa süre sonra raporum bitiyor. Başka zaman fırsat bulamayız ”

Devran yüzü onun sorusundan sonra düşünceli bir hal aldı. Yağmur’un biraz daha iyileşmesini beklemek istiyordu. Ancak Yağmur’un güçlerinde ki sorunu bir an önce çözmeleri ve öngörülerini daha ayrıntılı görmesi için çalışmamaya başlamaları gerekiyordu.

“ tamam ama bir sorun çıkarda bırakmak zorunda kalırsan bir sonraki deneyişimiz daha zorlu olacak şimdi yapmak istediğine emin misin? ”

“ eminim artık bir an önce bitsin gördüğüm öngörülerden çıkmak için çabalamam gerekiyor. Bazen öngörülerimden kolay çıksam bile kendime gelmem uzun sürüyor. Bu daha yorucu ayrıca böyle giderse biri fark edecek bu daha kötü ”

“ haklısın yapalım bir an önce ”

Devran yerinden kalkarak koltuğun üzerindeki battaniyeyi alarak Yağmur’un omuzlarına bıraktı.

“ uzun sürebilir bu yüzden hazırlıklı olalım. Aslında içeri geçelim derdim ama açık hava odaklanmanı kolaylaştırır ”

Devran’ın, Yağmur’a vereceği eğitim hiçbir zaman fiziksel bir eğitim değildi. Tüm iş zihnin de bitiyordu. Bu yüzden ikisinin de sakin ve huzurlu bir anında yapılması gerekiyordu. Şimdiye kadar geçen zaman da ikisi de zor süreçlerden geçmiş hiç bugünlerdeki kadarda huzurlu olmamışlardı.

Bunun en büyük sebebi birbirlerine olan sevgilerini itiraf etmiş olmalarıydı. İkisi de bunun elbette farkındaydı. Uzun süredir olması gereken zamanın geldiği de buradan belliydi.

Devran ve Yağmur koltukta birbirlerine dönerek bağdaş kurdular. Devran, Yağmur’un boynunda takılı olan kolyeyi açığa çıkararak sağ ilenin içine aldı. Avucunun içinde olan kolyeyi Yağmur’un kalbine denk gelecek şekilde bastırdı. Boşta kalan sol eliyle de Yağmur’un sol elini tuttu.

“ benim yaptığımı sende yap ”

Yağmur onu başı ile onaylarken Devran’ın kolyesini sağ elinin avucuna alarak onun kalbine bastırdı. Sol eli zaten Devran tarafında tutulmuştu. Ancak tutuşunu sıklaştırarak sembolik sonsuzluk işaretini mühürledi.

Aynı zamanda etraflarında oluşan kalkan onları dışarıdan oluşabilecek tehditlerden koruyordu. Bu tehditler sadece kötü niyet için geçerliydi. Bu kalkanı sade gücün sahibi olan kişiler görebilirdi.

“ gözlerini kapat tüm odağını güçlerine ver onları kontrol etmeye çalış artık seninle sesli olarak değildi. İç sesimle konuşacağım iyi odaklanırsan beni duyabilirsin. ”

Yağmur, Devran’ın talimatlarını yerine getirirken onu iç sesiyle onayladı. Bu bir nevi odaklanıp odaklanamadığını test etmek için yapılan bir eylemdi.”

“ tüm odağım sen ve güçlerimde ”

Devran kafasının içinde duyduğu ses ile gülümserken Yağmur’a onu duyduğunu belli etmek için onu yanıtladı.

“ seni duyuyorum güzelim, seni sevdiğimi söylemiş miydim? ”

“ yani en son dün söyledin başka söylediğini duymadım yani pek söylemiyorsun ”

“ kuru iftira şu iş bitsin bu konu üzerinde konuşalım biz ”

“ olur konuşalım ”

Devran, Yağmur’un tamamen odaklandığını anladığında ciddi tavrına geri döndü.

“ şimdi bedeninde ki güce odaklan normalde içimizdeki güç tek bir parça halinde dolaşır ama senin güçlerin parçalara ayrılmış hissediyorum ”

“ ne yapmam gerekiyor ”

“ yapman gereken hem kolay hem zor, tüm parçaları toplamam zihnindeki seni zorlayan yoran kapıları kapatman gerek, zihnin aynı anda çok fazla konuya odaklanmış durumda güçlerinde aynı şekilde her işi aynı anda yapmaya o kadar odaklanmışsın ki güçlerin parçalara ayrılmış sana yük olmuş. Bir daha kendini bu kadar yıpratmana izin vermeyeceğim Yağmur ”

“ üzgünüm ”

“ üzülme bir daha böyle bir durumla karşılaşmayacaksın tüm sorunları çözeceğiz. Şimdi odaklan önce açık olan tüm kapıları bul ve gir ve sorun her ne ise sonuca ulaştır. ”

Yağmur Devran’dan aldığı talimat ile kendi içindeki karmaşaya odaklandı. Yağmur’un iç dünyası çok fazla karmaşa içindeydi. Benliğinde oluşturduğu beden ile dolaşırken duyduğu karmaşa sesleri onu boğuyordu.

Avucundaki kolyeyi biraz daha sıkarak odaklanmaya çalıştı. Devran onun çabasının farkındaydı. Kendi güçlerini kullanarak ona birazda olsa yardımcı oldu. Bu sırada etraflarındaki kalkanda bir güç dalgalanması yaşandı.

Yağmur kendi içindeki karmaşayı sona erdirmeye çalışırken Devran’da ona güçleri ile destek oluyordu. Tam o sırada bahçe kapısına bir araba park etti.

Yağız gece boyu nöbeti olduğu için Yağmur’un pansumanını biraz daha erken yapmak için gelmişti. Aynı zamanda akılında bir türlü çıkmayan Yağmur’u görmek için bir fırsat yakalamıştı. Oysa dün geç saate kadar yanındaydı. Hastanede kaldığı süre boyunca onunla yakından ilgilenmişti.

İçinden her fırsatta yanında olmak geçiyordu. Ama yanlış anlaşılmaktan da bir o kadar korkuyordu. Neydi bu istek hala çözebilmiş değildi.

Bahçe kapısından girerken elinde gelmeden önce aldığı pansuman malzemeleri vardı. Dün Yağmur’un evindeki birkaç eksiği fark etmiş gelmeden önce eczaneden almıştı. Evin kapısına geldiğinde zili çaldı. Ancak dakikalar geçmesine rağmen açılmayan kapı ile kaşları çatıldı.

Yağmur’un dinlenmesi gerektiği için evden çıkmayacağını düşündüklerinden aramadan gelmişlerdi. Şimdi kapıda kalmış olmak hepsinin canını sıkmıştı.

Cebinden telefonunu çıkararak Yağmur’u ararken içeriden gelebilecek sese odaklandı. Yağız’ın araması devam ederken telefon sesi bahçe tarafından duyuldu.

Bahçede olduğu için zil sesini duymadığını düşünerek o tarafa yöneldi. Bahçe mobilyaları görüş açılarına girdiğinde beklediği manzara kesinlikle bu olmadığı bariz olan bir gerçekti.

Devran ve Yağmur henüz yapmaları gerekenleri bitiremedikleri için gözleri kapalı bir şekilde aynı pozisyonda duruyorlardı. Devran zil ve telefon sesine rağmen Yağmur’a kesinlikle odağını başka şeylere vermemesi konusunda uyarmıştı.

Bu yüzden ikisi de dış etkenleri şu anlık yok saymaya kararlıydı. Çünkü Devran biliyordu ki ilk seferde bu iş bitmezse ikinci sefer onları çok zorlardı.

“ Yağmur senden sadece az önce anlattıklarımı yapmanı istiyorum. Yanında sadece benim olduğumu düşün ve devam et ”

“ tamam ”

Yağmur tekrar dağılan dikkatini toparlardı. Son kapısı kalmıştı. Diğerlerini çok kolay bir şekilde halletmişti. Ancak içinden bir ses en zorları kaldığını söylüyordu.

“ neler oluyor burada ”

Yağız sorusunu bir kez daha yinelerken gelmeyen cevap ile kaşları çatıldı.

Devran gözlerini açarsa güç kalkanının etkisiz hale geleceği gerçeği ile gözlerini sıkıca yumarken başını susması gerektiğini anlaması için sağa ve sola iki kez salladı.

Yağız onun bu baş hareketi ile kafasını sağa eğerek ona odaklandı. Yağız hala onları anlamak için dikkatle bakarken biraz oturup beklemeye karar verdi.

Devran ve Yağmur’un çaprazında olan tekli koltuğa yönelerek oturdu. İkisini de göz hapsine aldığında uzun bir süre bekleyeceği bilmiyordu.

Yağmur abisinin sesini duyduğunda odağını kaybetmemek için kendisini çok zorlamıştı. Başında oluşan hafif ağrılar işlerin pek yolunda gitmediğinin bir göstergesiydi. Yine de başladıkları işe bir son vermeden bırakamazdı. Hem kendisi için hem de Devran için yapmalıydı.

Sağ elinin altında hızla atan kalp Devran içinde durumun zor olduğunu gösteriyordu. Düşüncelere ara vererek daha fazla odaklandı.

Kalan son kapıya doğru adım attı. En yakın olduğu kapıdan içeri girdiğinde zifiri karanlıkla karşılaştı. Karanlık onu bir örtü gibi içine çekerken kendisini yorgun hissetmeye başladı. Biraz olsun kendine gelmek için sağ elindeki kolyeyi biraz daha sıkı kavrayarak Devran’ın kalbine doğru bastırdı.

Devran ondan gelen hamleye aynı şekilde karşılık verirken güç kalkanında dalgalanmalar oldu. Devran gözleri açık olmasa da hissetmişti. İçten içe endişelenmeye başlarken kendisini sakin tutmaya çalışıyordu.

Yağmur aldığı güç ile içeri bir adım daha attı. Karanlığın içinde kayboldu. Zifiri karanlığın ona hissettirdiği korku nefesini kesiyordu. Bu hisse aylar önce de hissettiğini hatırlıyordu. Osman Koz’un yakalandığı gün onu gördüğünde de bu kadar korkmuş ve boğulur gibi olmuştu.

Onun kötü enerjisi o zamanlar bilmese de kendisini etkilemişti. Etrafa baktığında karanlığın içinde minicik bir ışık verdi. Bakanın zor görebileceği o ışığı Yağmur tanıştı. Kendi gücünün bir yansımasıydı. O ışık içinde olan umuttu. O umuda tutunacak ve bu zifiri karanlık odanın kapısını kapatacaktı.

Ama bilmiyordu. O adamla hala hesabı kapanmamıştı.

Kendini zorlayarak ileriye bir adım attığında gördüğü ışık biraz daha görünür hale geldi. Yağmur gözlerini kapatarak Osman Koz’u yakalanma anını ve Ferit Beyin kızına kavuşacağı için hissettiği mutluluğa odaklandı.

Kötülüğü yenmek için sevgi, huzur, mutluluk gerekliydi. Ferit Beyin hislerine ve kendi içinde yaşadığı birisine yardım etmenin sevincine odaklandı.

Küçük kız Peri’nin ailesine kavuştuğu için yaşadığı mutluluğa odaklandığında içinde bulunduğu karanlıkta bir adım daha attı. Ardından attığı diğer adım ile her yer aydınlandı. Umudu, sevgiyi, mutluluğu içinde bulunduran bir aydınlık tüm alanı sardı.

Gördüğü ışık ise Yağmur’a çarpacak kadar parlayarak büyüdü. Yağmur büyüyen ışığın kuvvetiyle geriye doğru savruldu. Açtığı kapıdan dışarı düştüğünde kapı kendiliğinden kapandı.

Diğer kapıların aksine ilk defa bu kadar yoğun hisler yaşamıştı. Kendisini toparlaması biraz zaman alacak gibiydi.

Gözlerini oradan çıkmak için kapatırken başındaki ağrı giderek artıyordu. Başının da dönmeye başladığını hissettiğinde hızla gözlerini kapattı. Uyanmadan bayılmak istemiyordu.

Yağmur gözlerini hızla açarken az önce hissettiklerinin on katını yaşadığını fark etti. Baş dönmesinden dolayı etrafı bir anda karardı. Burnunda hissettiği sızlama da pek iyiye işaret değildi.

Devran gözlerini açan Yağmur’un iyi olmadığını gördüğünde hızla ona doğru hareketlendi. Yağız hemen onların çaprazında pür dikkat izliyordu. Genç kızın gözlerini açtığını gördüğünde ayağa kalarak ona doğru harekete geçmişti.

Tam o sırada Yağmur’un kanayan burnu ile ardından bayılmasıyla hızla müdahale etti. Devran onu sıkıca tutarken Yağız’da getirdiği ilk yardım malzemeleri ile ona müdahale ediyordu. Daha fazla dayanamayan Yağmur kendisini içine çeken karanlığa teslim oldu.

 

Bölüm : 19.11.2024 16:58 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...