5. Bölüm

5. Bölüm

Büşra Uyanık
busrauyanik

5. BÖLÜM

İyi okumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın....

İnsan hiç hata yapmadan yaşamaya çalışsa da istemeden yaptıkları ya da normal bir hareket bile başkaları incitebilir. Ama bu demek değildir ki incinen, kızan, kırılan kişi ona bunu yapan kişiye bir bedel ödetecek. Dünyanın bu şekilde dönmediğini bilmeli o insan, ama Osman KOZ’un bunun hakkında fikri yoktu. Hatta kendisini o kadar haklı görüyordu ki suçlu olmadığını bile iddia edebilirdi.

Sorgulamanın üzerinden yaklaşık bir saat geçmişti. Bir saat karakolun kapısını görebileceği bir yerde bekledi Yağmur. Bir saatin sonunda polis aracından inen Peri’yi gördüğünde çok mutlu oldu. Herhangi bir sağlık sorunu yok gibi görünüyordu. Artık orada işi bitmişti. Evine gitme zamanıydı. Arabasını çalıştırarak evinin yolunu tuttu.

Birine daha yardım ettiği için kendisi ile gurur duyuyordu. Bu sefer yardım ettiği kişi bir çocuk olduğu için içinde bambaşka bir mutluluk vardı. Artık sahip olduğu bu güçleri nasıl kullanması gerektiğine karar vermişti. Ona verilmiş olan bu güçleri hiçbir zaman kendi çıkarları için kötü bir amaçla kullanmayacağına yemin etti. Yağmur her zaman sözünü tutan birisiydi. Kendisine verdiği bu sözünü de sonuna kadar tutacaktı.

Yarım saat sonra evin bahçesine arabasını park etti. Bugün okulu astığı için bir an önce odasına çıkarak soru çözmek istiyordu. Sınava sadece birkaç ay vardı ve hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışmalıydı. Eve girdiğinde önce kendine atıştırmalık birşeyler hazırladı ardından da odasına çıktı. Çantasından çıkardığı test kitaplarını alarak çalışma masasına oturdu. Bir yandan test çözüyor bir yandan da açlığını dindirmek için hazırladığı atıştırmalıkları yiyordu. Saatlerce çalıştı. Çalışmaya ara verdiği birkaç haftanın açığını kapatmasına birkaç konu vardı. Kendisini test çözmeye o kadar fazla kaptırıştı ki, ailesinin onu kontrol etmek için odasının kapısına kadar geldiğini fark etmedi.

Semra Hanım ve Ayhan Bey kızlarının bugün okula gitmediklerini öğrendiklerinde onun bahanelerle dolu mesajına pek inanmadılar. Okula gitmek istemediğini anlıyor olsalar da mesajda yazdığı gibi sınava çalıştığını düşünmediler. Kızlarının kendisini toparlamaya başlamasına sevinirken ikisi de odanın kapısından sessizce ayrıldı.

Kızlarının sınavları odaklanmış halini gördüklerinde ikisi de mutlu oldu. Günlerdir bu seneki sınava tam olarak hazır olamayacağını düşünüyor, kızlarının üzülmesinden korkuyorlardı. Artık içlerinde böyle bir endişe kalmamıştı. Ayhan Bey yarınki yapacakları toplantıya çalışmak için çalışma odasına giderken, Semra Hanım mutfağa girerek kızının ve eşinin en sevdiği yemekleri hazırlamaya başladı. Yıllarca şirkette aktif çalışıyor olsa da yemek yapmayı çok severdi. Çokta iyi yaptığı da bir gerçekti. Eşi ve kızı onun yemeklerini severdi. Bugün Semra Hanım kızının biraz olsun eskisi gibi olduğunu hissettiği için yemeklerini daha bir özen ile yapıyordu.

İki saatin sonunda her şey hazır olduğunda ailesini masaya çağırmak için üst kata çıktı. Önce eşini çağırmak için çalışma odasına girdi. Kendini işine kaptıran kocası, onun geldiğini fark etmedi. Sessizce yanına yaklaşarak yaşına göre dinç ve yakışıklı olan eşinin yanağına bir buse bıraktı. Bunu pek yapmazdı Semra Hanım ama bugün çok mutluydu, içinden gelmişti. Ancak Ayhan Bey böyle zamanları iple çekerdi. Semra Hanım eşinin konuşmasına fırsat vermeden yemeğin hazır olduğunu söyleyerek odadan çıktı. Eğer konuşmaya başlarsa neler söyleyeceğini biliyordu. Ayhan Bey eşinin kaçarcasına gidişinin ardından sesli bir kahkaha attı. Hiç değişmemişti eşi bunca yıl yan yana olsalar da onun hala utanıyor olması, Ayhan Beyin eşine daha çok âşık olmasını sağlıyordu. Yıllar geçse de aralarındaki aşk ve sevgi hiç eksilmiyordu. Aksine daha da artıyordu. Bu hisler, her ikisi içinde aynıydı.

Semra Hanım, odadan çıktığında kocasının kahkahasını duyarak gülümsedi. Kızının odasına girmek üzereyken bile yüzündeki gülümseme hala yerinde duruyordu.

Yağmur soru çözmeye kendisini ne kadar kaptırdığını, annesinin sesini duyduğunda anladı. Beraber yemek yedikten sonra ailecek film izlediler. Arada hep beraber seçtikleri bir filmi izlerler sonrada film hakkında yorum yaparlardı. Ailecek yaptıkları birçok aktiviteden biriydi. Yağmur biraz daha oturduktan sonra uykusu geldiğini söyleyerek odasına çıktı.

Çalışma masanın üzerindeki kitaplarını toplayarak yarınki gireceği dersler için çantasını hazırladı. Daha sonra da üzerini değiştirerek yatağına uzandı. Kendisi yorgun hissediyordu. Sanki günlerdir uyumamıştı. Bedenindeki tüm enerji bir anda çekilmiş gibiydi. Yavaş yavaş gözleri kapanırken son kalan gücü ile üzerine yorganını çekebildi. Saniyeler içinde uykuya daldığında kendisini içine çeken bu derin uykunun sebebini yakında öğrenecekti. Yağmur derin uykusundayken boynundaki kolye parlamaya başlayarak, genç kızın etrafında gece mavisi renginde şeffaf bir koruma kalkanı yarattı. Yağmur sabahın ilk ışıkları ile uyanana kadar da durdu.

………

Yağmur günlerdir derslerine odaklanarak sadece iki ay kalmış olan sınava hazırlanıyordu. Bir haftadır herhangi bir şey görmemişti. Bu Yağmur için iyi bir şeydi. Başkalarının yaşadıklarını görmek onların ve çevresindeki insanların acılarını hissetmek çok zordu. Onlara zamanında yardım edemeyecek olmaktan da çok korkuyordu.

Bir de bu duygularla boğuşurken ve daha bu güçlere tam alışmadan olan tuhaf olaylar onu düşündürüyordu.

……

Peri’yi kurtardığı günün sabahında uykusundan alarm sesi ile uyanmayı beklerken kalbimin bir karış sağındaki şiddetli ağrı ile uyandı .Bir an bu ağrı yüzünden nefes alamadığını hissetti. Bir süre sonra o ağrı yerini şiddetli bir yanma hissine bıraktığında acıdan bayıldığını hatırlıyordu. Uyandığında odaya sızan güneş ışınlarından uzun süre baygın olduğunu anlamıştı. Bayılmadan önce odanın biraz olsun karanlık olduğunu biliyordu.

Kendisini azda olsa toparladığında kendisini bayıltan o acının yok olduğunu fark etti. Aynanın karşısına geçerek acı hissettiği yere baktığında gözleri şaşkınlık ile kocaman açıldı. Bunun sebebi hissettiği acının asıl nedeninin vücudunda aniden beliren dövmeydi.

Dövme ne çok büyük ne çok küçüktü aynı zamanda çok farklı bir şekli vardı. Dövmeleri normalde çok sevmezdi. Belki ilerde dövme yaptırmak istese ve seçeneklerin arasında bu şekil olsa kesinlikle bunu seçeneğine emindi.

Aynadaki yansımasına bakarken annesinin odasının kapısına vurulduğunu duyduğunda kendine gelerek üzerine kapalı bir şeyler giydi. Ailesine bu durumdan hiç bahsetmedi. Onlara yaşadıklarını anlattığında inanmayacaklardı biliyordu. O günün üzerinden bir hafta geçti. Arada ailesinin ayarladığı psikologa gidiyor derslerin yoğunluğundan bahsediyor ilerdeki hedeflerini anlatıyor kendisini biraz olsun rahatlıyordu. Psikologu kendisinin bir şeyleri konuşmaktan kaçındığını anladığını biliyordu. Ama hiçbir şekilde kendisini anlatması için zorlamıyordu.

Düşüncelerinden zil sesi ile kurtuldu. Derslerine ne kadar odaklanmış olsa da düşünmeye başladığında dikkati çabuk dağılıyordu. Öğretmeninin sınıfa girmesi ile dikkatini toplamaya çalışarak derse odaklandı. Kırk dakikanın ardından ders bitiş zili çaldığında derin bir nefes verdi. Eşyalarını toplarken bir yandan da sınıfa göz gezdiriyordu. Nedense içinden bir ses bunu yapması gerektiğini söylüyordu. İnsanların onun hakkında fısır fısır konuştuğunu görüyordu. Ancak onların bilmediği şey Yağmur onların ağzından çıkan kelimeleri de akıllarından geçenleri de çok iyi biliyordu. Genç kız onların bu yaptıklarına ve söylediklerine karşı herhangi bir tepki göstermedi. Sadece başını sağa sola sallayarak eşyalarını toplamaya devam etti.

Arkadaşlarından uzaklaştıktan sonra kendisi hakkında yaptıkları dedikoduları da umursamamayı seçti. Okuldan çıktığında ilk işi arabasına binmek oldu. Pelin ile arada konuşuyor olsalar da aralarında hep mesafe koyuyordu. Okul dışında görüşmüyorlardı. Genç kızın bugün onu eve davet edeceğini düşüncelerinden duymuştu. Bu yüzden bu kadar aceleci davranıyordu. Tahmin ettiği gibi çıkışta yanına gelmek için hamle yapan arkadaşı kendisinin arabaya hızlıca binmesi ile adımlarını yavaşlattı. Büyük ihtimalle acelesi olduğunu düşünerek vazgeçmişti.

Yaptığı bu davranışlar yüzünden gözleri dolarken bir yandan da arabasını çalıştırdı. Eve doğru giderken bir yandan da gözlerinden damla damla akan yaşları silmeye çalışıyordu. Onun içinde bu durum yeterince zordu. Ama kendisine bile son zamanlarda yaşadıklarını zor kabullenmişken bir başkasının bunları öğrenmesini göze alamazdı.

Gözyaşlarını durduramadığın da arabayı yol kenarına çekerek başını direksiyona yasladı. Kendini sıkmayı bıraktığında hıçkırarak ağlamaya başladı. Kendisi için saatler gibi geçen bir kaç dakikanın ardından azda olsa sakinleştiğinde arabanın camı tıklatıldı. Korkuyla sıçrayarak gözlerini kapattı. Biraz olsun korkusunu yendiğinde arabanın sol camına yavaşça döndü. Gördüğü kişiler ile gözleri şaşkınlık ile açılırken kendisine biraz merak birazda endişe ile bakan kişileri gördüğünde sessizce fısıldadı.

“ siz ”

Şaşkınlığını camın tekrar tıklatılması böldüğünde kapıların kilidini açarak arabadan çıktı. Yüzündeki şaşkınlık ifadesini zorda olsa silerek onlara sorarcasına baktı.

Orhan ve Leyla genç kızın yüzünü dikkatli incelerken kızarmış olan gözlerinden ağladığını anladılar. Yolda yürürken arabanın normal seyir halindeyken bir anda yol kenarına park edilmesi dikkatlerini çekmişti. Aralarında bunu dile getirmeseler de sürücüye bir şey olmasından korktular. Arabaya doğru yürüdükleri için birinin inip inmediğini de görebiliyorlardı. Fakat arabadan kimsenin inmemesi onları şüpheye düşürdüğü için araya yaklaştılar. Arabanın yanına geldiklerinde başı direksiyona dayalı bir kız gördüklerinde ikisi de ilk başta ne yapacaklarını karar veremedi. Leyla genç kızın rahatsızlandığını düşünerek cama tıklamaya başladı. Kapıyı açmak doğru gelmemişti. Şimdi ise karşılarında kendilerine ağlamaktan kızarmış gözlerle bakan genç kızın neden bu halde olduğunu merak ediyorlardı.

Leyla, Orhan’ın elini hafif sıkıp bırakarak konuşma işini kendisi devraldığını belirtti. Leyla yavaş adımlarla Yağmur’un yanına yaklaşarak konuşmaya başladı.

“ iyi misin canım seni öyle görünce endişelendik”

Yağmur hala onlar ile karşılaşmanın şaşkınlığını üstünden atamamış olsa da kendisi ile konuşan Leyla’nın sesiyle neden ağladığını hatırladı. Gözleri tekrar dolmaya başladı. Uzun süredir ailesi haricinde birisinin ona iyi olup olmadığını sormadığını şuan fark ediyordu. Belki de insanlardan artık kaçmayı bırakması gerekiyordu. Herkes gibi onunda birileri ile dostluk kurması bir şeyleri paylaşması gerekiyordu. Kendisine merak ile bakan ve sorusuna cevap bekleyen kendisinden neredeyse beş yaş büyük genç kadına sadece başını sallayarak yanıt verdi.

Konuşurken ağzından yanlış bir cümle çıkmasından çekiniyordu. Birkaç hafta önce hayatını kurtardığı insanların şu an karşısında durduğuna inanamıyordu. Onları görür görmez tanıdığını belli etmemesi gerektiğini biliyordu. Leyla genç kızın tekrar dolan gözlerini gördüğünde Orhan’a kısa bir bakış attı. Orhan bu bakış ile genç kızı yalnız bırakmak istemediğini anladı. Zaten kendiside böyle bir şeyi düşünmediği için hafif bir gülümseme ile genç kadını onayladı.

Orhan ve Leyla yıllardır birbirlerini seviyorlardı. Onların ki çocukluk aşkıydı. Yıllarca aynı okullarda okumuşlardı. Şimdide aynı üniversitede işletme bölümünde beraber okuyorlardı. Birbirlerinden hiç ayrı kalmak istemeyen bir ikiliydi. Geçen haftalarda yaşadıkları olaydan sonra ikisinin de içinde kaybetme korkusu oluşmuştu. Daha fazla beklemenin bir anlamı olmadığına düşünerek evlenmeye karar verdiler. Aileleri de onların bu kararına karşı çıkmadı. Bir hafta içinde evlenmişlerdi.

Leyla genç kızın koluna hafifçe dokunarak ve neyi olduğunu sordu.

“ neden ağlıyorsun canım bir sıkıntın mı var ”

Yağmur onları daha fazla endişelendirmek istemediği için birkaç kez yutkunarak konuştu.

“ iyiyim teşekkür ederim. Sanırım sınav stresinden dolayı duygu boşalması yaşadım merak etmeyin çabuk toparlarım”

Yine yalan söylemişti ve bundan dolayı kendinden nefret ediyordu. Yalan söylemeyi ve söyleyeni de sevmeyen biri olarak son zamanlarda onlarca yalan söylüyordu. Mecbur olduğunu bildiği için sadece kendisinden nefret etmekle kalıyordu. Daha fazlasını yapamıyor, hayır yalan söylüyorum doğrusu şu diyemiyordu. Yağmur yine bir noktaya bakarak düşüncelere daldığında Leyla ve Orhan sorunun daha farklı bir konu olduğunu anladı. Ancak genç kızın söylemek istememesini normal karşıladılar.

Orhan sessiz kalmaktan vazgeçerek karısının yanına yaklaştı.

“ sınav stresini çok iyi bilirim insanı fazlası ile boğar ama her şey bittiğinde ve başardığında hepsini unutursun. Tüm o stresli günleri güzel günlerdi diyerek hatırlarsın”

Leyla, Orhan’ın konuşmasına katılarak hemen ardından devam etti.

“ üstelik şuan ki yaşadığın ağlama krizini de gülerek hatırlar aslında bunun ne kadar saçma olduğunu fark edersin”

Yağmur kendisine moral vermeye çalışan ikiliyi dikkatle dinlerken kendine ders çıkarmaya çalıştı. Biraz olsun iyi hissetmeye başladığında biraz ilerideki pastane gözüne çarptı. Cesaretini toplayarak minnet ile gülümsedi.

“ tavsiyelerinizi hiç unutmayacağım teşekkür eder amaçlı bir kahve mi içsek ?”

Orhan ve Leyla bu teklife şaşırmış olsalar da kendilerine sevgi ve minnet ile bakan bu gözlere dayanamadılar. Yağmur çok kısa bir süre önce yardım ettiği bu iki güzel insan ile biraz daha vakit geçirmek istiyordu. Hep beraber pastaneye yürürken Yağmur onların aklından geçenleri istemese de duyuyor olmaktan rahatsızlık duydu. Konsantre olarak seslerin kesilmesini sağladı. Normal bir şekilde yanlarında yürümeye başladı. Karşılaştıklarından beri onların etrafındaki parlak ışığın farkındaydı. Bu ışığın iyi biri olmalarından kaynaklandığını biliyordu. Boş bir masaya oturduklarında birer kahve istediler. Daha sonrada sohbet etmeye başladılar.

Yağmur onların üniversite öğrencisi olduğunu öğrendiğinde Orhan ve Leyla’ya karşı içinde sevginin yanında saygıda oluştu. Kendi okulunun biraz aşağısında bulunan bir üniversitede okuduklarını öğrenmişti. Kendisi hakkında bir şeyler anlatırken etraflarındaki parlama devam ediyordu. Sadece kendisinin görebildiğini anladığı ışığa arada gözleri kayıyor dikkat çekmemek için çaba sarf ediyordu. Neyse ki onun bu çabasını fark edilmedi. Kahveleri geldiğinde sohbete biraz ara verdiler.

Leyla kendisine parlayan gözler ile bakan kıza aynı şekilde karşılık vererek kahvesinden bir yudum aldı. Leyla genç kızı sevmişti uzun zamandır tanıyor gibi hissediyordu. Yağmur’un onlara karşı saygılı tavrı genç kızı sevmesine en büyük etkendi.

Kahveleri bittiğinde beraber kalkarak mekândan ayrıldılar. Yağmur onları daha fazla tutmak istemiyordu. Yanlarından ayrılmadan önce her şey için teşekkür etti. Onlardan uzaklaştıkça içine çöken sıkıntı ile adımları yavaşladı. Bu sıkıntının sebebini çözmeye çalışırken arkasını dönerek kol kola yürüyen Orhan ve Leyla’ya baktı. Ne yapması gerektiğini bilmese de içgüdüsel olarak kolyesini tuttu. Gözlerini kapattığında saniyeler sonra olacakları görerek acele ile gözlerini açtı. Orhan ve Leyla’ya doğru koşmaya başladığında geç kalma korkusu ile seslenerek durdurmaya çalıştı.

“ Leyla abla ”

Leyla ve Orhan genç kızın sesini duyduklarında durarak ona döndüler. Orhan sorarcasına genç kıza bakarken Leyla onun aksine merakını dile getirdi.

“ bir şey mi oldu Yağmur”

Yağmur, cevap vermek yerine yanına geldiği Leyla ve Orhan’ın kolundan tutarak kendine doğru çekti. Bu hareketinden saliseler sonra bir arabanın ani fren sesini duyuldu. Araba bir adımlık mesafe ile onları teğet geçerek sokak lambasına çarptı. Yağmur’un koşmaktan ve korkudan kalbi hızlı hızlı çarpıyordu. Sakinleşmek için derin derin nefesler aldı. Leyla ve Orhan ise olanların şokunu henüz atlatamamıştı. İnsanların kaza yapan arabanın etrafına toplandığını gördü.

“ Orhan ambulansı ara”

Orhan kendisine Leyla’nın sesi ile gelerek hemen telefonunu çıkardı ambulansı aradı. Adresi vererek kapattığında yanında hala sakinleşmeye çalışan genç kıza baktı. Yağmur üzerinde hissettiği bakışlar ile kafasını kaldırdı. Gözyaşları ile dolu gözlerle Orhan’a bakıyordu. Onun bakışlarındaki sorgulayıcı ifadeyi gördüğünde hemen gözlerini kaçırdı. Leyla kaza yapan araca bakmayı bırakarak Orhan’a döndüğünde onun Yağmur’a baktığını görerek bakışlarını Yağmur’a çevirdi. Yağmur üzerinde hissettiği ikinci bakış ile yerinde kıpırdandı.

Orhan genç kızı daha fazla tedirgin etmemek için bakışlarını ondan çekerek Leyla’yı kollarının arasına aldı.

“ bizi kurtardığın için teşekkür ederiz”

Yağmur duyduğu sözlerden sonra cesaretini toplayarak başını kaldırdı.

“ ben yapmam gerekeni yaptım Orhan abi, arabama yürürken sürücünün kontrolünü kaybettiğini gördüm. Size doğru geliyordu.”

Kendince Orhan ve Leyla’nın aklındaki soruya açıklık getirdi. Orhan genç kıza tekrar teşekkür ederken hala korkudan titreyen karısını daha sıkı sarıldı. Leyla konuşacak durumda olmadığı için sadece başını sallayarak teşekkür etti. Yağmur oradan bir an önce gitmenin en iyisi olduğunu düşünüyordu.

“ benim artık gitmem gerekiyor ”

Orhan ve Leyla onu onayladığında arkasını döndü. Bir anlık karar ile tekrar onlara dönerek Leyla’ya yaklaşarak ellerinden tuttu.

“ Leyla abla, Orhan abi yeni tanıştık sizle ama ben sizi çok sevdim”

Leyla genç kızın samimi konuşmasına aynı şekilde karşılık verdi.

“ bizde seni çok sevdik canım”

Yağmur, genç kadının konuşmasının ardından Orhan’a bakarak gülümsedi. Ardından da tekrar Leyla’ya döndüğünde tuttuğu elini hafifçe sıkarak konuşmaya devam etti.

“ sizinle tekrar sohbet etmek isterim ”.

Orhan ve Leyla’da aynı fikirde olduklarını dile getirerek vedalaştılar. Orhan ve Leyla yanlarından ayrılan genç kızın arkasından bir süre baktılar.

“ bu kızda garip bir şeyler var”

Leyla kocasının söylediklerine katılsa da Yağmur’un kötü biri olduğunu düşünmüyordu.

“ olabilir, ama o iyi biri ”

Orhan bu konuda bir şey söylemedi. Leyla’yı birkaç dakika yalnız bırakarak kaza yapan arabanın yanına gittiğinde yaralının durumunu öğrenerek geri döndü. Evlerinin yakın olsa da daha fazla yürümek istemedikleri için bir taksiye binerek evlerine doğru yola çıktılar.

Yağmur eve döndüğünde yaşananları düşünüyordu. İkisi ile de şahsen tanışmış olmaktan mutluydu.

 

 

Bölüm : 18.11.2024 13:05 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...