2. Bölüm

1. BÖLÜM: CAM KIRIKLARI

Özlem K.
by_ozi

1. BÖLÜM: CAM KIRIKLARI

 

Seyhan, sabah kahvesini her zamanki gibi siyah seramik kupasına doldurdu. Mutfak penceresinden süzülen loş ışığın duvarda ki hareketlerini izledi. Apartmanın tam karşısındaki gri bina, sanki her sabah ona, duvarları arasına sıkışmış hayatını hatırlatır gibiydi. Gri… Soğuk… Duygusuz. Aynı kendisi gibi.

 

İstanbul’un göbeğinde, modern bir plazada yöneticilik yapıyor; yüksek lisans diplomasıyla övünüyor; sosyal medyada gülümsediği her karede başarıyı temsil ediyordu. Ama hiçbir fotoğraf, onun geceleri yastığa başını koyduğunda içinde yankılanan anlamsızlığı gösteremiyordu. Adını koyamadığı bir eksiklik vardı. Hani bazen her şey yerli yerindeymiş gibi görünür ama insanın içi darmadağınık olur ya… İşte öyleydi.

 

İçsel bir sessizlik çökmüştü günlerine. Dışarıdan bakıldığında her şey yolundaydı: marka kıyafetler, şık daire, pırıl pırıl bir kariyer... Ama kalbinde ağır bir yorgunluk taşıyordu. Aynaya her baktığında gözlerinin içine tam olarak bakamıyordu. İçindeki biri sessizce fısıldıyordu:

"Bu değil…"

 

O gün, uzun zamandır yapmadığı bir şeyi yaptı. İşe gitmeden önce telefonunu eline aldı. Sosyal medya uygulamasını açtı ve duraksadı. Gülümsediği onlarca fotoğraf, "başarılı bir kadının kusursuz hayatı"nı gösteriyordu. Ama hepsi sadece bir perdeydi. Bir çok fotoğrafını arşive aldı.

 

İşe vardığında kimse onun içindeki savaşı fark etmedi. Gülümsedi, toplantılara girdi, sunumlar yaptı. Ama zihni başka yerdeydi. O gün bir cümle, zihninde durmadan yankılandı:

"Bu muydu hayat?"

 

Akşam evine döndüğünde, her zaman yığıldığı o koltukta yığılıp kalmadı. Mutfağa geçti. Ocakta kaynayan çaya eşlik eden sessizlik, belki de ilk kez huzur vericiydi. Kendini sandalyeye bıraktı ve düşünmeye başladı.

 

Çocukluğu geldi aklına. Babaannesiyle geçirdiği sade yaz günleri… Sessiz ama anlamlı. O zamanlar hayat daha anlaşılırdı. Yağmurun toprağa karışan kokusu içini huzurla doldururdu. Şimdi ise hiçbir şeyin kokusu yoktu. Her şey plastikti. Hatta anılar bile.

 

O an fark etti ki, yıllardır inşa ettiği bu hayat aslında içini oyuyordu. Betonların arasında sıkışmıştı kalbi. Modernliğin parıltısı gözlerini kamaştırmış ama ruhunu kör etmişti.

 

Tam o anda telefonuna bir mesaj geldi.

~"Seyhan. Nasılsın?"

 

Cevap vermedi. Belki de yıllardır ilk kez, kendi içinden bir cevap bekliyordu.

Gerçekten... nasıldı?

 

Gece yarısına doğru yerinden kalktı. Kitaplığa yöneldi. Üniversite yıllarında okuduğu felsefe, psikoloji, kişisel gelişim kitapları sıralanmıştı. Ama hiçbiri o boşluğu dolduramamıştı. Elini kitapların üzerinde gezdirdi. Sanki bir kitap arıyordu ama hangisi olduğunu bilmiyordu.

 

Sonra, annesinin yıllar önce verdiği kapağı yıpranmış bir defter çıktı karşısına. Günlük gibi… Sayfalarını çevirdi. Bir sayfada kendi el yazısıyla şu cümleyi buldu:

 

~"Hayatın anlamı dışarda değil, içerde aranır.

Belki de asıl mesele, kim olduğumuzu hatırlamak."

 

Cümle boğazında düğüm gibi kaldı. Gözleri doldu. O an, uzun zamandır unuttuğu bir şeyi hatırladı:

Kendini.

 

Sabah ezanı okunuyordu. Pencereden dışarı baktı. Gecenin karanlığını yaran o davetkâr ses, kalbine usulca dokundu. Yıllar sonra ilk kez, içindeki boşluğu doldurabilecek bir çağrı gibiydi bu. Nereden geldiğini bilmese de, nereye gitmesi gerektiğine dair bir yön gösteriyordu.

 

Henüz adım atmaya cesareti yoktu. Sadece dinliyordu. Sessizce, derinden… Hissederek.

 

O an içinden bir fısıltı geçti:

~"Belki de hayatı yeniden kurmak gerekir.

Kırık cam parçalarını toplamadan, güneşi göremezsin."

 

Sabah, aynada gözlerinin içine baktı. Bu kez kaçmadı. Bu kez sormadı.

Sadece baktı.

Çünkü bazı cevaplar, sadece susanlara gelir.

 

Cam kırıkları… Hayatının her köşesine dağılmıştı.

Şimdi, tek tek toplayacaktı. Parmakları kanasa da.

Çünkü bazı yollar, kanayarak yürünür.

Ama sonunda, gerçek ışıkla buluşulur.

 

Bu, henüz yolun başıydı.

 

Ama Seyhan artık sessiz değildi.

 

~~~

Bölüm : 25.06.2025 08:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...