25. Bölüm

24. BÖLÜM: RÜZGAR VE KÖK

Özlem K.
by_ozi

24. BÖLÜM: RÜZGAR VE KÖK

 

Kasabada rüzgâr bugün sert esiyordu. Sararan yapraklar kaldırım taşlarında devriliyor, yere düşerken çıkardıkları hışırtıyla eylülün sonunu haber veriyorlardı. Seyhan pencerenin önündeydi. Elindeki kitabı kapattı, perdeyi araladı. Bahçedeki ceviz ağacı neredeyse tamamen soyunmuştu. Dallar çıplaktı ama dimdikti.

 

O sırada annesi içeri seslendi:

“Hazırlan kızım. Münevver teyzenin oğlu vefat etmiş. Cenazesi öğle namazında.”

 

Seyhan başını eğdi. Ölüm…

Kasabada ölüm, sadece bir kayıp değil; aynı zamanda tüm geçmişlerin, anıların ve mahremiyetlerin ortaya döküldüğü zamandı. Eski dostlar, küskünler, unutanlar ve hatırlamak istemeyenler, aynı safta birleşirdi.

 

Hazırlandı. Çarşafını giydi, peçesini taktı. Üzerine lacivert yün mantosunu aldı. Ayakkabılarının bağına eğilirken kalbinden bir dua geçti:

 

~ “Ey Rabbim… Bugün beni nefsimle imtihan etme.”

 

~~~

 

Cenaze caminin avlusundaydı. Erkekler ön safta saf tutmuş, kadınlar avlunun diğer köşesinde toplanmıştı. Bazıları hıçkırarak ağlıyor, bazılarıysa sosyal bir buluşma havasında gülümsüyordu.

 

Seyhan köşeye çekildi. Uzaktan tanıdığı simaları seçmeye çalışırken, bir çift göz ona kilitlendi.

 

Dilek...

 

Çocukluk arkadaşı. Seneler önce sokaklarda birlikte sek sek oynadığı, ağaçlardan dut topladıkları . Yanına yaklaştı. Elinde tespih vardı, başında ipek eşarp. Üstünde sade bir pardösü. Gözleri inceleyici ama içinde bir sitem vardı.

 

“Seyhan... Sen misin?”

 

Seyhan gözlerinin içiyle gülümsedi.

“Evet.”

 

Dilek gözlerini baştan aşağı gezdirdi.

“Önce tanıyamadım. 'Peçeli biri gelmiş' dediler, ama aklımın ucundan geçmedi sen olasın. Yanımdakiler söyledi senin olduğunu. Bizim kasabada böyle giyinen yok ki... Ne değişmişsin.”

 

Seyhan başını eğdi.

“Değiştim, çünkü buldum. Eskiden bildiğimi sanıyordum. Şimdi gerçekten bildiğimden eminim.”

 

Dilek dudak büktü:

“Böyle kapandın da ne oldu? Herkes senin hakkında konuşuyor. Çok ileri gittiğini söylüyorlar. Sanki biz yanlış yaşıyormuşuz gibi...”

 

Seyhan üzülmedi. Çünkü o artık bu cümleleri bekliyordu.

“Ben kimseyi yargılamıyorum. Ama ben, artık şirk kokan hiçbir gölgenin altında durmak istemiyorum. Gölge büyük olabilir, serin olabilir... ama karanlık olur. Ben güneşi seçtim Dilek. Aydınlığı seçtim.”

 

Söz bitmişti. Dilek hafifçe başını salladı ve uzaklaştı. Seyhan sessizce kalakaldı.

 

~~~

 

Eve döndüklerinde annesi mutfağa girdi. Sinirliydi. Tencerelerin kapağını gereğinden hızlı kapatıyor, kaşıkla tabağa vururken belli belirsiz homurdanıyordu.

 

Seyhan yardım etmek istedi ama annesi döndü, gözlerinin içine baktı.

“Bak kızım… Sen bu kasabada herkesin diline düştün. İnsan içine çıkarken bile üç kere düşünüyorum artık. Bir gün çarşaf, bir gün şu söylediklerin... Biz seni böyle yetiştirmedik.”

 

Seyhan derin bir nefes aldı.

“Anne... Ben de seni böyle kırmak için yetiştirilmedim. Ama bildiğimi susturamam. Tevhid sadece dua etmek değil, hayatın tamamını Allah’a teslim etmektir. Ben de bunu öğrendim.”

 

Annesi tabakları masaya bıraktı.

“Ama bu kasaba seni istemiyor artık. Eskiden herkes seni severdi, şimdi herkes senden uzak duruyor. Ne oldu sana?”

 

Seyhan gözlerini kaçırmadı:

“Hiçbir şey olmadı. Sadece kalbimdeki putları kırdım. Onlar beni seviyordu, ben susarken. Şimdi ben Allah’ı seviyorum, onlar benden kaçıyor.”

 

Evde sessizlik oldu.

Fırının sesi dışında hiçbir şey duyulmuyordu.

 

~~~

 

Gece...

Seyhan odasına çekildi. Kalemini aldı. Defterini açtı.

 

~ “Bugün eski bir dostla karşılaştım. Bir cenazede… Eski ben de oradaydı sanki. Bir köşede, hâlâ onay bekleyen, hâlâ sevilmek isteyen o eski Seyhan... Ama artık onun sesi kısık. Çünkü ben, artık insanların değil, Rabbimin bakışını gözetiyorum.

Bugün annem çok kırıldı. Ama biliyorum ki bu kırgınlık geçici. Hakkın hatırı hiçbir hatıra kurban edilemez.”

 

Altına küçük harflerle yazdı:

 

~ “Ey Rabbim, beni sevdiren değil; Seni sevmeyi öğreten bir kul eyle.”

 

O gece rüzgâr pencereye çarpıp geçti.

Ama Seyhan’ın kalbi, kök salmaya başlamıştı.

 

Ve kökü sağlam olan, rüzgârdan korkmazdı.

 

~~~

 

Bölüm : 25.07.2025 22:04 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...