28. Bölüm

27. BÖLÜM: UMUT

Özlem K.
by_ozi

27. BÖLÜM: UMUT

 

Seyhan sabah namazını kıldıktan sonra odasının küçük penceresinden dışarıya baktı. Gökyüzü hâlâ karanlıktı ama doğudan ince bir çizgi beliriyordu. Her şey sessizdi. Fakat içi hiç bu kadar gürültülü olmamıştı.

 

Telefonu çaldığında yeni yazdığı bölümlerden birini defterine geçiriyordu. Arayan Esma’ydı.

 

~ “Beni bu saatte arıyorsa ya bir rüya görmüştür ya da bir şey olacak,” dedi içinden. Açtı.

 

“Selamun Aleykum,” dedi Esma, sesi heyecanlıydı. “Seyhan, seni biriyle tanıştırmak istiyorum. İsmi Umut.”

 

Seyhan’in kalbi aniden hızlandı. Esma devam etti:

“Yazar, ilimle meşgul biri. Hem tevhid üzere hem de hayatta yalnız kalmış bir adam. Uzun süredir tevhid ehli biriyle evlenmek gibi bir niyeti vardı. Seni anlattım. Yazılarını okumuş, kelimelerin ona tesir etmiş. Bu sana bir teklif değil, sadece bir haber. Kalbinde yer ederse konuşuruz.”

 

Seyhan sustu. Esma da sustu. Bazen iki dostun sessizliği, uzun bir dua gibidir.

 

“Esma,” dedi sonunda, “ben hâlâ kelimelerimi toparlayamıyorken, kendimi nasıl anlatırım birine?”

 

“Sadece anlatma. Kalbinle dinle yeter.”

 

Telefon kapandı. Pencereden gelen hafif serinlik Seyhan’ın kalbine kadar ulaştı. Sonra seccadesine döndü. Ellerini kaldırdı.

 

“Rabbim… Kalbim sana açık. Geçmişin kırıklarını Sen biliyorsun. İçimdeki korkuları da… Ama eğer bu yol Senin rızanaysa, beni o yola koy. Yoksa beni o kişiye de, o söze de yaklaştırma.”

 

Sonra yavaşça kıbleye döndü. Dua etti, sustu, bekledi.

 

Gün içinde defterini eline aldı. Sayfanın üstüne sadece dört harf yazdı:

 

~ "U-M-U-T"

 

Kelimelerin anlamı bazen bir isimde toplanırdı. Bu isimde hem bir adam vardı hem de bir ihtimal. Seyhan gün boyunca bu ihtimalle meşgul oldu. Yazamadı. Okuyamadı. İç sesi susmadı.

 

Akşam annesi çay yaparken yanına oturdu.

 

“Anne,” dedi, “Sana garip bir şey söyleyebilirim.”

 

Annesi başını çevirdi.

“Sen zaten ne söylersen garip oluyor.”

 

Gülümsedi.

“Biri beni istemeye gelecekmiş.”

 

Kadıncağız bir an durdu. Kaşığı çayın içinde unuttu. Sonra toparlandı.

“E, yani... iyi biri miymiş?”

 

“İyi biri olduğunu Esma söylüyor. Ben daha tanımıyorum. Ama tanımaya niyetliyim.”

 

Annesi bir şey demedi. Sadece;

“Allah hayırlı etsin,” dedi. Bu, hem bir dua hem de bir teslim oluştu.

 

Gece defterini açtı. Esma’ya bir mektup yazdı ama bu mektupta göndermediği mektuplardan biriydi:

 

~ “Esma, sanki kalbimin kenarında bir ışık yanıp sönüyor. Ne korkularımı unuttum ne de yalnızlığı sevdim. Ama umut, Rabbimin bana verdiği bir emanet gibi. Eğer bu adamla aynı istikamette yürüyebileceksek, o zaman bu yolculuğa varım. Ama eğer sadece iki yalnızlık birbirine yaslanacaksa, eksik kalır. Ben tam olmasa da doğru bir yolda olmak isterim.”

 

Defteri kapattı. O gece, rüyasında bir deniz gördü. Uçsuz bucaksızdı. Suyun kenarında bir adam bekliyordu. Elinde bir kitap vardı. Seyhan ona doğru yürüyordu ama ayakları sanki toprağa gömülüyordu. O adam, elindeki kitabı kaldırdı. Üzerinde şu yazıyordu:

 

~ "Bu kitap, hakikatin yolunda yazılmıştır."

 

Uyandığında kalbi çarpıyordu. Başını yastıktan kaldırmadan söyledi:

 

~ “Rabbim… Eğer o adam senin dinin için yazıyorsa, onu benim yoluma yaz.”

 

Ve o sabah, gökyüzü biraz daha aydınlıktı. Seyhan’ın içindeki o karanlık dalga, yerini küçük bir sabah ışığına bırakmıştı.

 

İsmi gibi: Umut.

 

~~~

 

 

Bölüm : 27.07.2025 12:33 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...